Soyut Dışavurumculuk Akımı, Aslında CIA'in Zorlamasıyla mı Saygınlık Kazandı?

1940'ların ortalarında başlayan bu sanat akımı, sanat çevrelerince kabul görmesini CIA'e mi borçlu? Derinlere inelim.
Soyut Dışavurumculuk Akımı, Aslında CIA'in Zorlamasıyla mı Saygınlık Kazandı?

Genel iddia şu şekilde

başlangıcı değilse bile kitlelere kabul ettirilmesi cia eliyle sağlandığı için cia icadı sayılabilecek bir akım. o kadar ki; işin tepesindeki cia yetkililerinden biri "new york ve soho'ya gidip neler olacağını görmek için soyut dışavurumculuğun bir cia operasyonu olduğunu söylemek isterdim!" bile demiş.

soğuk savaş sürecinde kültür ayağının önemini kavrayan amerikalılar; komünizme karşı non-communist left yani komünist olmayan sol'u ön plana çıkarmak amacıyla çeşitli hamleler yaptılar. mesela avrupa'nın herhangi bir yerinde sovyetler tarafından bir kültürel etkinlik düzenlense, bu etkinliğin gençler üzerindeki propaganda etkisini kırmak amacıyla, new york'taki museum of modern arts'ın katkılarıyla bir etkinlik düzenleniyordu. işte soyut dışavurumculuk adı verilen bu akım da basitçe bu tarz etkinliklere eser sağlamak için ortaya çıkmıştı.

bu projenin finansal ayağı; 2. dünya savaşı sırasında faaliyet gösteren bir amerikan askeri istihbarat biriminin başında bulunan nelson rockefeller tarafından, rockefeller kardeşler vakfı aracılığıyla bizzat yürütülmüştür (nelson rockefeller'ın annesi abby aldrich rockefeller, museum of modern arts'ın da kurucularıdan biridir bu arada.) ve bu iş için o kadar sınırsız kaynak ayrılmış ki; projenin yetkililerinden biri "bu işe katılan bazı isimlerin akşam eve dönecek yol parası olmadığı günlerden sıyrılıp hindistan'a ve uzak asya'ya sık sık tatiller düzenlemeye başlayacak duruma geldiğini gördüm." diyordu.


arkasında rockefeller gibi bir ismin olduğu bu akımın parlatılması da çok kolay olmuştu

bu akımın en meşhur temsilcilerinden biri olan jackson pollock'ın hareketli boyama adını verdiği resim tekniği ile meydana getirdiği eserler (bir sanat eleştirmeni pollock'un eserleri için erimiş bir picasso eseri gibi tabirini kullanıyordu.); yine cia bağlantılı olduğu bilinen ve time, life, fortune, sports illustrated gibi ünlü dergilerin sahibi henry luce'nin medya imparatorluğu tarafından ön plana çıkarıldı.

dönemin ünlü editörlerinden biri bu parlatma işini kral çıplak hikayesine benzetiyordu: "bir geçit töreni düzenlersin. halkı yolun iki tarafına dizersin. kral da yeni elbisesi ile aralarından geçer, halka 'bu sanattır!' derseniz bu 'sanat' olur!"

bir başka yazar ise olayı çok daha güzel özetliyordu: "eğer rockefeller bir esere 'bu muhteşem' diyerek bankalarının bekleme salonlarında sergilemek üzere büyük paralar verip satın alıyorsa o eser 'muhteşemdir'!... neticede yüz milyon doları olan bir adamın karşısına dikilebilecek çok az sayıda insan vardır!"

bu acı gerçekle yüzleştikten sonra üzerine yorum yapmak için zorlamanın anlamsız olacağı bu saçma sapan akımın şişirilmesi yüzünden o dönem bir sürü abuk subuk sanat eseri (!) ortaya çıkması da ayrıca trajikomiktir.

bu akımın belli başlı temsilcilerinin de sonları acı bitmiş bu arada; pollock bir araba kazasında hayatını kaybederken mark rothko bileklerini kesmiş, aslen van-edremit'li bir ermeni olan arshile gorky ise kendini asarak trajik bir sonla hayata veda etmişti.

insan bu tezgahları görünce kıllanmıyor değil; ulan acaba 50 yıl sonra gizliliği kaldırılan bir cia belgesinde, başta ajdar ve inşallah maşallah hocam olmak üzere günümüzün bazı ilginç figürlerinin de böyle bir proje olduğu ortaya çıkar mı acaba diye :)

konu hakkındaki en detaylı kaynak; ekşi sözlük'teki yazar arkadaşların daha önce de bahsettiği gibi frances stonor saunders'ın "who paid the piper: the cia and the cultural cold war" adlı eseridir, ilginenler göz atabilir.

Ortada bir sonuca varacak olursak eğer...

Soyut dışavurumculuk akımının CIA tarafından nasıl etkilendiği konusu oldukça tartışmalı bir konudur. Bu konudaki iddialar, özellikle 1950'ler ve 1960'larda ABD'deki Soğuk Savaş döneminde sanatın politik amaçlar için kullanıldığını söylüyor.

Bazıları CIA'in Soğuk Savaş sırasında Batı'nın sanatını ve entelektüel faaliyetleri Sovyetler Birliği'nin propagandasına karşı bir araç olarak kullanmak için kültürel projelere yatırım yaptığını öne sürüyor. CIA, Sovyetler Birliği'nin propaganda etkinliklerine karşı sanatı ve entelektüel aktiviteyi destekleyerek Batı'nın ideolojik üstünlüğünü vurgulamak istemiş olabilir.

Birçoğu, CIA'in bu dönemde sanat ve edebiyat alanında birçok etkinliği desteklediğini ve hatta bazı sanatçılara doğrudan finansal yardım sağladığını kabul de ediyor yalan yok. Ancak bunun tam olarak soyut dışavurumculuk akımını nasıl etkilediği ve bu akımın hangi ölçüde CIA'in etkisi altında olduğu konusu hala tartışmalı.

Soyut dışavurumculuk, genellikle duyguları ve ruhsal durumları ifade etmek için renk, şekil ve çizgilerin kullanıldığı bir sanat akımıdır. Hani şu "ne var bunu ben de yaparım" denen şeyler... Bu akım, 20. yüzyılın başlarında özellikle Avrupa ve Amerika'da gelişti. CIA'in bu akıma etkisi hakkındaki iddialar genellikle CIA'in modern sanatı ve entelektüel faaliyetleri genel olarak etkilediği geniş kapsamlı bir tartışmanın parçası oldu denebilir.

Ancak, bu tür iddiaların net bir kanıtı olmadığını ve bu konunun çok çeşitli yorumlara tabi olduğunu belirtmek önemlidir yine de. Her ne kadar CIA'in sanat dünyasına etkisi olduğu ve bazı sanatçıları desteklediği bilinse de, bu etkinin doğrudan soyut dışavurumculuk akımına yönelik olduğuna dair kesin kanıtlar bulunmamakta. Bu konuda derinlemesine araştırma yapmak, farklı görüşleri değerlendirmek ve kritik bir şekilde düşünmek önemlidir, yoksa bu vebali üzerime alamam :)

Son sözler

"böylece sanatların en özgürü resim, saygın kabul edilenler listesine yerleştirilince özgürlüğünü yitirdi. gittikçe daha çok sayıda ressam, gittikçe daha büyük, gittikçe daha anlamsız resimler yapmaya başladı. işte soyut dışavurumculuğu kitsch sınırına getiren şey, moma (museum of modern arts) tarafından, moma'nın da bir parçası olduğu daha geniş kapsamlı bir toplumsal sözleşme tarafından reçetesi belirlenen biçeme bütün ressamların uymaya çalışmasıydı." frances stonor saunders - who paid the piper cia and the cultural cold war

soyut dışavurumcuların "bir rastlantı sonucu soğuk savaş sırasında resim yaptıkları, soğuk savaş için yapmadıkları" iddiasını sürdürmek çok güç. kendilerinin söyledikleri sözler, bazı durumlardaysa siyasal bağışıklıklar, onların hiçbir ideolojiye bağlı olmadıkları iddialarını zayıflatıyor. ama soyut dışavurumcuların çalışmalarının, içinde yer aldıkları siyasal tarihe indirgenemeyeceği de doğru. caz gibi, soyut dışavurumculuk da, alet edildiği siyasal amaçtan bağımsız olarak var olan, hatta, evet, bu amaca yenilmemiş yaratıcı bir olguydu -ve şimdi de öyledir. - agy

(bkz: the cultural cold war/@ibisile)