Rock Yıldızlarının Hayatını Birinci Ağızdan Okuyabileceğiniz Otobiyografik Kitaplar
Bob Dylan - Kayıtlar, Birinci Cilt (Chronicles Volume One)
bob dylan'ın 2004 yılında yayınlanan otobiyografisi. "keşke dylan devamını da yazsa" dedirten tadına doyulmaz bir eser. tahmin edilebileceği gibi, sadece dylan'ın kendi kaleminden çıkması bile metni eşsiz kılmaya yetiyor.
tipik bir dylan işi gibi, beklentilerin uzağında, belli bir akışa bağlı kalmadan, kafasına estiği gibi ve edebi bir değer kaygısı gütmeden yazması kitabı uzun bir dylan şarkısına benzetmiş, güzel de olmuş. söz konusu tür otobiyografi olunca, tüm mitlerin ve abartıların, medya şişirmelerinin uzağında, sakin ve ailesiyle ilgilenmek isteyen, yer yer bunalmış bir adam portresi okuyorsunuz. dylan'ın ilhamını nasıl aldığını, en ufak ve önemsiz görünen şeylerden bile nasıl yoğun duygular çıkardığını birinci elden tecrübe etme fırsatınız oluyor, özellikle insan betimlemeleri şarkılarındaki karakter tarifleriyle oldukça benzer. en sevdiğim albümlerinden biri olan oh mercy'nin yapım sürecini bu kadar detaylı anlatmasını beklemezdim, o da ayrı bir boyut kattı benim için.
tek sıkıntım yalnızca üç dönemini ele alıp bitirmesi, başlangıçta üç cilt olarak planlandığı için anlaşılabilir bir durum ancak devamının gelmeyeceği artık belli olduğu için insan ister istemez üzülüyor. tüm biyografi/otobiyografi sevenlere değil, doğrudan dylan severlere ya da en azından müziğe ayrı bir önem atfedenlere tavsiye edilebilecek kıvamda bir metin ortaya çıkartmış dylan efendi.
Teoman - Fasa Fiso
tam da teoman'dan beklediğim gibi bir derleme. benim için teoman öncelikle çok iyi bir şairdir. ruhuma dokunan yegane dizelerin sahibidir. bu sözleri yazan adamı daha yakından tanıma fırsatı verdi bu kitap. içinden geldiği gibi, son derece samimi bir şekilde içini dökmüş. kendini olduğundan farklı anlatma çabası asla yok. neyse o. bir itirafname, kendi hikayesi. içini dökmüş ve bizlerle paylaşmış.
edebi bir eser bekleyenleri hayal kırıklığına uğratmış olabilir ama istese edebi bir kitap da ortaya çıkarabilecek kapasitesi, entelektüel birikimi var. sadece buna motivasyonu yok. kitabında da bundan sıkça bahsediyor. kitapta bahsetmemiş ama en sevdiği kitabın 'catcher in the rye' olduğunu biliyorum. hatta ilk türkçe tercümesinde kitabın adı olan 'gönülçelen' de o parçanın isim kaynağı. çocukluk günlerini anlatırken de o kitabın çocuk kahramanından esintiler hissettim.
teoman'ı daha yakından tanımak isteyenler mutlaka alıp okumalı...
Patti Smith - Çoluk Çocuk (Just Kids)
patti smith'in pek rahat bir üslupla, sohbet edermişçesine yazdığı, kendini keyifle okutan sürükleyici kitap. böyle o sigarasını yaksın, ben kahveleri tazeleyeyim... robert'tan bahsedelim sonra, ordan yaramaz çocukluğuna atlayalım. sanatçı olmak için nasıl yanıp tutuştuğunu anlatsın tutkuyla...
mevzunun tüm ayrıntıları heyecan verici: 1969 yılı, chelsea otel, bohem bir ortam, andy warhol, new york, şiir, rock'n roll, hippiler, birbirlerine göz kulak olmaya söz veren azimli ve romantik ik sanatçı genç...
johnny depp'in kitapla ilgili yaptığı "bir başyapıt, daha önce hiç açılmamış bir hazine sandığının içini görmek için ayrıcalıklı bir davet" yorumu da pek hoş. kitap arka kapaklarında genelde sıkıcı insanların yorumu olur ne de olsa. eh, bünyede tavan arasına sızan çocuk heyecanı yaratan bu davete icabet etmemek ne mümkün.
Bruce Springsteen - Born to Run
patron'un muazzam otobiyografisi. kitapta, neredeyse her otobiyografide bulabileceğimiz "yıldızın arkasındaki sıradan insanı görünür kılma" becerisinin yanında 20. yüzyılın ikinci yarısına dair derin gözlemleri, müzik endüstrisinin değişimini, orta sınıfa mensup birinin dünyaya incelikli bakışını, sadece bir yıldızın değil, beatles, elvis ve bob dylan hayranı küçük bir çocuğun hayallerini gerçekleştirmesi ve kendi rengini, kendi çizgisini bulmasını da bruce'un samimi ve ilham verici perspektifinden görebiliyoruz. kendisinin her seviyedeki dinleyicisine verebileceği yeni ve düşündürücü şeyler var albümleri ve onların motivasyonları hakkında. ve tüm bunların başarıyla bir araya getirilmesi, bir otobiyografinin amaçladığı gibi, o portrenin tamamına dair bütünlüklü bir görüş edinmenizi, varolan görüşünüzü de güncellemenizi sağlıyor. bruce sadece hayatını daktile etmemiş, kendi hayatını profesyonel bir yazarın gözüyle yorumlamayı da başarmış çünkü (aslında "başarmış" demek saçma olabilir, zaten usta bir şarkı yazarı, dolayısıyla başarmaktan çok, bu yeteneğini bir kez daha "göstermiş" diyelim). ve tüm bu metin; bruce'un albümleri, konserleri ve müziğiyle ortaya koyduğu diğer şeylerle o kadar paralel gidiyor ki, "springsteen opus magnumu"na da çok güçlü bir halka ekliyor, onu tamamlıyor. açıkçası ben okurken kafamda genel olarak darkness on the edge of town albümü çaldı, metnin tonunu ona benzetmek de mümkün. her sayfasında bir hayatı gözlemlemenin yanında, ona dair edebi bir lezzet bulunuyor.
ve tabii ki bir "sever" olarak bilmediğiniz, belki de tam olarak kestiremediğiniz pek çok müzikal ayrıntıyı da öğrenmiş oluyorsunuz. dediğim gibi, sadece hayatını anlatmıyor, tekrar tekrar okunabilecek ilham verici bir amerikan postmodern anlatısı ortaya koyuyor. en iyi becerilerinden biri olan "yoldaşlığı", bir de edebi bir metin olarak sunuyor. bundan sonra albümlerini dinlerken, arkalarındaki hikayeyi bilmenin verdiği güç de büyük ihtimalle yanımda olacak ve hissettiğim duyguya güzel bir katkı yapacaktır.
Ozzy Osbourne - Ben Ozzy
black sabbath'ın vokalisti ozzy osbourne tarafından kaleme alınmış otobiyografi. kendisinin müzikle tanışması, black sabbath'ın kuruluşu ve devamı; sonra da gruptan atılışını ve tekrardan birleşmeyi konu alır. yani kendisi ve black sabbath hakkında güzel bir kaynak olabilecek kitaptır.
yer yer yarım yarım yarma özelliğine de sahiptir. ozzy'nin korna fabrikasında çalışması, sanayide uyuşturucu için tiner kullanırken neredeyse kör olacağı, hapishaneye girişi, hırsızlık yapışları ozzy'nin kendi komik ve nevi şahsına münhasır anlatımıyla yazılmıştır.
Keith Richards - Hayat (Life)
keith richards'ın 2013'te piyasaya çıkan otobiyografisi. beklenileceği üzere hayatının pek çok bilinmeyen ayrıntısını ve bilinenlerin de farklı yanlarını öğreniyorsunuz. ülkemizde pegasus yayınları tarafından dilimize kazandırılmıştı.
Jimi Hendrix - Sıfırdan Başlamak
jimi hendrix'in hayatının anlatıldığı bir kitap. otobiyografi olduğunu söylemek mümkün. kitabı jimi hendrix kaleme almamış ama kitapta yazanların tamamı jimi hendrix'in söyleşilerinden, röportajlarından, sohbetlerinden, oraya buraya yazdığı yazılardan alıntılandığı için buna otobiyografi demek mümkün.
kitaba gelirsek, jimi hendrix'i gerçekten sıkmadan anlatan bir kitap olmuş. jimi'yi kendi ağzından dinliyormuşsun gibi. jimi hendrix ile sohbet etmedim ama zannediyorum ki karşısına otursam ve o bana hayatını anlatsa büyük ihtimal bu cümleler ağzından çıkar. çünkü kitabın yazılışındaki her şey jimi hendrix'e ait zaten. sadece bunu derleyen toparlayan birkaç kişi var.
jimi'nin çılgın bir insan olduğunu görüyoruz kitabı okudukça. atraksiyon sever, dünyayı dolaşmak isteyen, gerçekten saflık derecesinde iyi niyetli düşünen ve herkesin iyiliğini düşünen tarzda bir adam. hiçbir zaman renk ayırmadığını, bazı kişilerin ırkçılıktan beslenerek insanları tuttuğunun tespitini çok iyi yapmıştır. muazzam kültürlü bir adam. sosyal tespitleri de yerinde ve doğru. benim de benimsediğim "eğer başka birisinin özgürlüğünü kısıtlamıyorsa herkes istediğini yapmalı" felsefesini benimsemiş bir insan. çağının çok ötesinde bir insan olduğu belli. giyiniş tarzı, yaptığı müzik, konuşmaları, aforizmaları; gerçekten idol olarak alınacak bir şahsiyet.
ve kendisi gibi ünlü olan insanlara rağmen çok mütevazı bir kişilik gibi geldi bana. grubu, arkadaşları ve seyircileri hakkında söyledikleri. ayrıca coşan, ses çıkartan, ortalığı inleten seyirci yerine şarkıyı dinleyen seyirciyi muazzam bulması ve onları beğenmesi de şaşırttı.
kitaba genel olarak baktığımda ben jimi'nin çok karmaşık bir adam olduğu tespitini yaptım. yaptığı müziğe bir adlandırma yapamıyor kitabın başından beri. country, blues, rock, jazz, funky... her şeyden biraz koyduğunu söylüyor. blues hastası birisi, blues'a büyük saygısı var ancak kendisini de sadece blues ile sınırlayacak bir adam değil.
her şeye rağmen harikulade bir kitaptı. jimi hendrix'i seven veya merak eden herkesin göz gezdirmesi gerek bence.