Pablo Escobar'ı Öldürmesi İçin Tutulan İskoç Paralı Asker: Peter McAleese

pablo escobar'ın, medellín karteli'nin zirvesinde olduğu, paranın ve kanın birbirine karıştığı o kaotik günlerde escobar’ı devirmek imkânsız bir hayal gibi görünüyordu. kolombiya o kadar zor günler yaşıyordu ki, kartel üyelerinin duruşmalarında hâkimler maske takmak zorunda kalıyordu, çünkü suçlu iadesi vardı ve kartel üyeleri kendilerini abd'ye teslim eden hâkimlerin infaz edilmesini istiyordu.
pablo'yla mücadele eden sadece hükümet değildi, rakip karteller ve çeşitli gruplar da onun ölmesini istiyordu ve bu sebeple para için savaşan bir iskoç grubu, pablo'yu öldürmesi için kolombiya'ya çağrıldı, grubun başında peter mcaleese isimli bir asker vardı, fakat peter mcaleese sıradan bir asker değildi. ingiliz özel hava servisi (sas) eğitiminden geçmiş, dünyanın en tehlikeli yerlerinde görev yapmış, hayatı adrenalin ve ölüm kalım kararlarıyla geçen bir profesyoneldi. mcaleese ve ekibinin görevi çok netti: escobar’ı öldürmek. işin arkasındaki isim ise escobar’ın en büyük rakibi olan cali karteli'ydi ((bkz: cali karteli/@pegassi) escobar, cali karteli’nin işine taş koyan, onların pazarlarını ve gücünü tüketen bir tehditti. bu yüzden cali karteli, en büyük rakibi escobar’ı devirmek için her yolu denemeye karar verdi ve bu işi profesyonel bir şekilde gözlerini kırpmadan adam öldüren paralı asker gruplarına verdi.

mcaleese ve ekibi kolombiya’ya çağrıldığında bunun sıradan bir suikast görevi olmayacağını biliyorlardı. karşılarında, etrafı ölüm makineleriyle dolu, kendisine bağlı küçük bir orduya sahip bir adam vardı. escobar’ı öldürmek, yalnızca tetik çekmek değil; bir savaşa girmek anlamına geliyordu. ekip, operasyon için medellín çevresindeki dağlık alanlarda eğitim aldı. cali karteli, onların her türlü ihtiyacını karşılıyordu: silahlar, patlayıcılar, araçlar, yani escobar'ı öldürmek için ellerinde her şey vardı, hatta escobar'ın villasının maketini bile yapmışlardı. mcaleese’nin liderliğinde, bu maket üzerinde saldırı planları geliştirdiler. mcaleese bu günleri anlatırken “bizi öldürmeye çalışacak bir orduya karşı gidiyorduk. bu işin geri dönüşü yoktu, ya biz ölecektik ya o!” demişti, olayın ciddiyetini buradan anlayabilirsiniz.
plan oldukça detaylıydı, escobar genellikle medellín dışındaki lüks çiftliklerinden birinde vakit geçirirdi. bu çiftlik, tam anlamıyla bir kale gibiydi: silahlı muhafızlar, güvenlik kameraları, patlayıcılarla korunan yollar, escobar ve ailesinin güvenliği için her şey düşünülmüştü. mcaleese ve ekibinin amacı; escobar’ın bulunduğu yere sızmak, çete üyelerini etkisiz hale getirmek ve escobar’ı öldürmekti, fakat her şey planlandığı gibi gitmeyecekti. ekibin, çiftliğe yaklaşmadan önce yaşadığı lojistik problemler ve güvenlik açığı planlarını alt üst etti. birkaç yerel çete üyesinin ve escobar’a bağlı polislerin durumu fark etmesiyle işler çığırından çıktı ve escobar'ın adamlarıyla mcaleese'nin adamları arasında çatışma çıktı.

mcaleese ve ekibi, saatlerce süren çatışma ve başarısız suikast girişimi sırasında ciddi kayıplar verdi. kaçmayı başardılar ama bu başarısız operasyon, hem kendileri hem de cali karteli için tam bir fiyasko oldu. pablo escobar bu suikast girişimini bertaraf ettiğinde, yenilmez olduğunu hem düşmanlarına hem de kolombiya hükümetine kanıtlamıştı. görevin ardından mcaleese, kolombiya’dan kaçmayı başardı ve ingiltere’ye döndü, o çatışma onu o kadar etkiledi ki, paralı askerlik günlerini geride bıraktı ve sakin bir hayat yaşamaya karar verdi. hayatı boyunca yaşadığı ve içinde tuttuğu tüm travmalar, başarısız suikast girişimiyle gün yüzüne çıkmıştı ve büyük bir bunalıma girdi.
çatışmayı anlatırken "pislik, aşağılık, berbat bir adamdım" diyor ve artık değişmesi gerektiğini anladığını söylüyor, çünkü kötü bir baba ve eş olduğunu düşünüyor ve ingiltere'ye döndüğünde, her şeyi geride bırakıyor.