Binlerce Dolar Verip Meksika'dan ABD'ye Kaçak Giren Türkler Nelerle Karşılaşıyor?

Son birkaç yılda Meksika sınırı üzerinden Amerika Birleşik Devletleri'ne iltica eden Türklerin sayısında ciddi bir artış var. Bayağı bayağı bir ekonomi haline gelen bu geçiş nasıl gerçekleşiyor? Kaç para ödüyorlar? Sınırda neler oluyor?
Binlerce Dolar Verip Meksika'dan ABD'ye Kaçak Giren Türkler Nelerle Karşılaşıyor?


bir kadın akrabam, 2 çocuğu ile birlikte meksika sınırından abd'ye geçmek üzere

uçağı bugün meksika'ya indi. az önce kendisiyle görüştüm. keyfi gayet yerindeydi. herkes rahatça pasaport kontrolünden geçmiş. şimdi meksika'da bir otelde kalıyorlar. 

meksika polisine ve yolculuğu organize eden şebekeye toplamda 10 bin dolara yakın bir ödeme yaptılar, geri kalanını süreç tamamlanınca ödeyecekmiş. yarın amerika sınırındaki bir meksika şehrine geçip, oradan da sınırı kaçak yollardan geçmeye çalışacaklar. kaçak yollardan dediğim de sınırda tel örgülere tutunup amerikan polisinin onları almalarını bekleyecekler.

sonraki plan amerika polisi tarafından sığınmacı kampına götürülmek, yine şebekenin ayarladığı bir avukat ve sponsor yardımıyla kamptan çıkarılarak yine kaçak yollardan nihai hedef olan kanada'ya geçmek. kanada'da da iltica talebinde bulunduktan sonra mahkeme sürerken devlet hemen maaş bağlıyormuş ve kalacak yer temin ediyormuş. en geç 1 sene içerisinde çalışma izni vs. çıkıyormuş.

işin en tehlikeli kısmı yarınki meksika sınırını geçme safhasıymış. söylenene göre meksika sınırını geçip amerika polisine teslim olduktan sonra gerisi kolaymış. umarım şansı yaver gider de nihai hedefine kazasız belasız ulaşabilir.

güncelleme: benim düşündüğümün aksine her şey çok kolay olmuş. belki de kadın ve 2 çocuk olmalarının bir etkisi olmuştur. sınırı problemsiz geçmişler, amerika'da kampta sadece bir gün tutulmuşlar, kamptan sonra da yine kolayca kanada'ya geçmişler. şimdi de kanada'da göçmenlik bürosunda form dolduruyorlarmış.

new york'ta çalıştığım yere gelen türklerin sayısında ciddi bir artış var

sıkıntı var mı? sıkıntı çok. birincisi, yapılan yolculuk başlı başına sıkıntı. tamam, amerika vize vermedi ya da almanız biraz zaman alacak, meksika'ya gideyim. oradan yürürüm diyorsunuz ya. işte sıkıntı o.

buraya gelen arkadaşlar arasında ağrılı nüfusu çok yoğun. diğer şehirlerden de gelenler var. adamlara soruyorum: "nasıl geldin?" anlatıyorlar. 12-15 bin dolar arası bir para vermişler. sağa, sola rüşvet. sınırda zaten polisler alıyor ve sonrası biraz hapis. 3 günü olan da var 2 ay kalan da.

merak edip sordum. "hangi şehirden geldiniz?" diye. adamların hepsinin söylediği yer: juarez, ciudad juarez. dedim ki: "oğlum sizler delirdiniz mi?" "neden abi" diye soruyorlar. lan arkadaş. juarez dediğiniz yer, sinaloa cartel, los zetas'in olduğu yerler. sizi kesseler, sonucu olmaz. böbreğinizi alırlar, her şeyi yaparlar. niyazi olursunuz sadece. bu adamlar polis, asker kesip biçen adamlar. amerika'nın ışid'i gibi bir şey. zaten korktuklarını söylüyorlar. meksikalı arkadaşlarıma söylediğimde adamlar gülüyor. öldürürler diyor.

neyse. haydi sınırı geçtiniz. hapisten çıktınız. arkadaş, burada bir iş edinmeniz için dil lazım. tamam, hepiniz ingilizce biliyorsunuz da, cidden bu lazım. adam türkiye'de avukat, "ingilizce biliyorum ama gel telefon hattı alalım bana" diyor.

içlerinde çoluğunu, çocuğunu geride bırakarak gelenler var. içiniz acır. cidden. adam geçinemediği için, sadece ailesine bakmak için; saçma, sapan yerlere gidip saçma, sapan muamelelere maruz kalıyor. geldiği nokta da "abi iş yok". iş var esasen. ama adamlar dil bilmeyen adamı istemiyorlar.

bunu derim, bunu söylerim. kendisine güvenen gelsin. ancak aklınızda olsun, öyle şak diye green card vermiyorlar.

1. iltica talebinde bulunuyorlar demek, talebin şak diye kabul edildiği anlamına gelmiyor

bir iltica davası yaklaşık 5-6 yıl sürüyor ve sonunda kabul edilme garantisi yok. kabul edilmezse de eğer o süre içinde evlenmemişlerse bir amerikan vatandaşı ile ülkeyi terk etmek zorundalar. ya da sınır dışı ediliyorlar. direkt kendi ülkelerine paket posta yani. yok öyle sınırı geçtim oh mis artık amerikan vatandaşıyım diye hava atmak.

2. devlet bu 5-6 yıllık dava süreci içersinde yasal olarak oturma ve çalışma izni veriyor. yeşil kart bile vermiyor. eğer iltica talebi kabul edilirse o zaman yeşil kart devreye giriyor. yasal olarak çalışma ve otuma izni verilmesi demek sen kendin iş bulacaksın, kendi kendini geçindireceksin, kiranı ödeyeceksin, karnını doyuracaksın demek. başka hiçbir konuda destek olmuyor yani. kendinle başbaşasın.

3. bu süreç içerisinde bir amerikan vatandaşı ile evlensen bile yeşil kart işlemlerini başlatamıyorsun çünkü hükümet sana diyor ki: “e sen hani ülkende zulüm gördüğün için amerika'ya iltica etmek istiyordun? o zaman dava sonucunu bekle. senin amacın iltica mı yoksa yeşil kart mı?”

4. eğer ingilizceniz yoksa yapacağınız işler çok sınırlı çalışma iznine rağmen:

a) bulaşıkçılık
b) inşaat işçiliği
c) uzun yol şoförlüğü (şanslı iseniz)
d) benzin pompacılığı
e) çöpçülük
f) kadınlar için ev temizliği ve türk ailelerin çocuklarına bakmak
g) başka aklıma gelmeyen alt düzey ve ing gerektirmeyen işler

5) herkes iltica edemiyor. geçerli bir sebep olması lazım. bizim ülkemiz için en geçerli sebepler:

a) kürt - pkk - zulüm - hapis
b) genel olarak terör
c) gayri müslim olmak
d) alevilik
e) hanefi - şii olmak
f) homoseksüellik (her türlü lgbtia)
g) hükümete muhalefet olmak ve bu nedenle zulüm görmek
h) başka bilmediğim sebepler olabilir

sonuçta her önüne gelen iltica edemiyor.

6) meksika sınırında ağrılı bir ekip kuruldu. türklerin çoğuna bu ekip yardımcı oluyor parayı da bunlar alıyor.

7) meksika uyandı artık bazı türkleri uçaktan iner inmez geri gönderiyorlarmış.