Oyun Basını Tarafından Yeterli İlgi Görmeyen Psychonauts 2'nin İncelemesi
psychonauts 2, oyun basınının ne kadar güvenilir olduğunu gözler önüne seren bir oyun
biliyorsunuz uzun süredir bir oyun kıtlığı var. bu kıtlıkta çıkan tüm oyunlar altın değerinde. o yüzden ne çıkarsanız sattığı gibi aynı zamanda ne çıkarsanız gündem oluyor. returnal gibi bir oyun bile günlerce incelemelere konu oldu mesela.
ama gelin görün ki çıkalı 1 haftadan fazla olan bu oyunu incelemeye değer görmedi sevgili oyun basınımız. hepsi adeta ölü taklidinde. hadi desek ki oyun dandik veya beklentileri yoktu atladılar, öyle bir ihtimal de yok. oyunu geliştiren tim schafer yönetiminde double fine. yani bu oyundan beklentilerinin olmaması mümkün değil. oyun çok başarılı. her sahnesi ayrı ayrı ve inanılmaz detaylı tasarlanmış. seslendirmeler, grafikler harika. 40 yaşında adam, absürt konulu, çizgi film grafikli bir oyuna zombi gibi kapılıp oynuyorum.
oyunun metacritic puanları da çok iyi. ki "neden rusça yok yeaaa" sebepli rus çomarların saldırısına uğradı oyun metacritic'te. bağımsız bir stüdyo üzerinde baskı kurmak için metacritic puanı bilinçli olarak düşürüldü. girin bakın yüzlerce 1 puan var ve "oyun çok güzel ama rusça olmadığı için 1 puan" yazıyor. bu bile başlı başına bir haberdir normalde oyun basını için ama bu bile görmezden gelindi.
oyun basını oyun incelemek için para alıyor olabilir. sonuçta onlar da para kazanacak. ama parayı veren düdüğü çalar misali çalışıyorlarsa benim güvenimi de kaybederler. yarın öbür gün "ufff ya last of us, çok iyi oyun" dedikleri zaman pipime takmam, parayla iyi yorum yapıyorlar derim.
oyunda her bölüm büyük titizlikle hazırlanmış
mekanikler aynı kalsa da oynanış sürekli değişiyor. bazı görevleri tamamlamak için değişik özelliklerinizi kullanmanız gerekiyor ve bu yüzden aynı oynanışa bağımlı kalamıyorsunuz. sürekli yeni, yormayan ama sıkmayan bulmacalar var. hikaye eğlenceli. seslendirme ve grafikler çok iyi. oyuna değer katan bir sürü minnak dokunuş var. özellikle yetenek ağacımıza sonradan eklenen minnak raz ve onun diyalogları mükemmel bir detay.
oyunun son 2 bölümü luçrecia's lament ve fatherland follies, oyunun gözümdeki değerini daha da arttırdı. oyunun son bölümünü film yapsan muhtemelen birçok pixar çizgi filminden daha çok izlenir. oynarken 9 verdiğim puanımı 9,5 yapıyorum. oyunun atmosferini bir oyuna benzet deseniz belki çok alakasız gelecek ama beyinlerde geçirdiğimiz bölümleri bioshock'lara benzetirim. özellikle son kısımda bioshock ınfinite ortamını çok iyi hissettim. çizgi film grafikleri çocuk oyunu beklentisi yaratabilir ama şirinlikle karanlık arasında ilginç bir dünyası var. oyunun ilk başları belki sizi sıkabilir ama her dakika daha eğlenceli oluyor. game pass varsa kesinlikle oynayın. ya da oynayacak oyun arıyorsanız.
büyük bir stüdyo bu oyunu çıkarsaydı kesinlikle game of the year'ın en güçlü adayı olurdu. ki bu haliyle de alması lazım bence. oyunda bazı mekaniklerdeki güdüklükler dışında her şey mükemmel. bu güdüklükler bazen gereksiz düşmemize veya 8 kere zıplayıp çıktığımız yerden düşüp tekrar tırmanmamıza neden oluyor ve bilerek böyle bırakılmış olması da muhtemel.
gerçekten insan zihninin karmaşıklığına bu denli güzel bir bakış açısıyla bakan az içerik vardır
kurtulamadığımız düşünceler, kötü fikirler, takılıp kaldığımız geçmiş olaylar, yanlış anlaşılmalar... neler neler işlenmemiş ki! bu düşüncelerin bilfiil zihinde de olsa somut görünümlü bir dünyaya dökülmesiyle iç yüzlerini görebiliyoruz.
hikâyesi, yapısı ve anlattıkları haricinde de ilk oyunun kalitesini bir çıta daha yukarı taşıyan harika bir başyapıt. harita genişlemiş, içi çok güzel doldurulmuş, diyaloglar akıp gidiyor ilk oyundaki gibi. hikâye kendini asla açık açık belli etmiyor, sırları ve sürprizleri saklamayı çok iyi başarıyor, bunu da kaliteli hikâye örgüsüne borçlu. bir yandan merak ettirmeyi, bir yandan sel verip sır vermemeyi de başarmışlar.
müzikleri, yaratılan inanılmaz orijinal zihin dünyaları, hepsi beni alıp başka bir diyara götürdü. sıradan bir oyun değil, tabiri caizse bir "deneyim" oldu bu oyunu oynamak.
şu şarkı sözleri için bile kim bilir ne kadar kafa patlatıldı, emek verildi, bu ortam hazırlandı, bu karakterler yazıldı...
jack black - the psi king
bu yıl için en favori oyunum budur, muhtemelen de değişmeyecektir. keşke görmesi gereken ilgiyi görse...
video ön izleme
oyun basının bu oyuna olan tepkisizliği haklı olarak eleştiriliyor ancak disket kutusu kanalında sinan akkol ve furkan faruk akıncı güzel bir ön inceleme yayınladı. tam bir inceleme değil ama, boş da geçmediler.