Öğrenilen Yeni Bir Bilginin, Sonra Hep Karşınıza Çıkması Durumu: Baader-Meinhof Fenomeni

hani yeni bir araba modeli öğrenirsin de, ertesi gün trafikte sanki herkes o modelden almış gibi gelir ya? ya da ilk kez duyduğun bir kelimeyi, takip eden hafta içinde üç farklı yerde daha duyarsın? işte bu genellikle evrenin sana özel mesajlar yollaması değil, beynimizin bize oynadığı tatlı bir oyundur: (bkz: baader-meinhof fenomeni), diğer adıyla frekans illüzyonu.
olay aslında oldukça basit işliyor. yeni bir bilgiye, kavrama veya nesneye (bu yeni çıkan bir telefon modeli de olabilir, izmir'deki belirli bir palmiye türü de) dikkat kesildiğimizde, beynimiz farkında olmadan o şeye karşı bir filtre geliştiriyor. radarımız açılıyor bir nevi. daha önce de orada olan ama bizim için 'arka plan gürültüsü'nden farksız olan o şey, artık bilinç eşiğimizi daha kolay geçiyor ((bkz: seçici dikkat)). her fark ettiğimizde de beyin, "bak yine karşıma çıktı, demek ki önemliymiş/yaygınmış" diye kendi kendini onaylıyor ((bkz: doğrulama yanlılığı)).
peki, bu basit mekanizmayı anlamak neden ufku iki katına çıkarıyor? çünkü hayatımızdaki "işaret" sandığımız tesadüflerin, "kaderin cilvesi" dediğimiz anların veya "her yerde karşıma çıkıyor" dediğimiz durumların ne kadarının aslında kendi algımızın bir ürünü olduğunu fark etmemizi sağlıyor. o bilgiyle veya nesneyle biz tanışana kadar da oradaydı çoğu şey, sadece biz görmüyorduk. yani dünya bize özel olarak değişmiyor, bizim dünyaya bakışımız değişiyor. bu farkındalık bile insanın kendine ve dünyaya bakışını ciddi anlamda değiştirebiliyor, az şey değil.