Kült Film Forrest Gump, "Sistem ile Çatışmayın" Mesajı mı Veriyor?
"egemen sınıfın düşünceleri, her çağda, toplumun egemen düşüncelerini oluşturur."
- karl marx.
--- spoiler ---
forrest gump, mutlak bir itaat kültürüne sıkı sıkıya bağlı, muhafazakar değerlerinden taviz vermeyen, post-ideolojik toplumun ideal vatandaşının başarı öyküsü.
itaati yegane değer belleyen, robotik, amaçsız, "apolitik", kendisine sunulan hayatı öpüp başucuna koyan (çünkü 'hayat çikileta gibidir... ' ayy ne ponçik, biat kültürü bundan sevimli pazarlanamazdı herhalde), sorgulamayan ve bu yönde hiçbir çabası da olmayan bir tip.
etiği sadakat, yaşam felsefesi ise: soru sorma, boyun eğ ve yap denileni yap. çünkü hayat çikileta gibidir. anası öyle demiş. yersen.
bu yüzden forrest, kutuda ne varsa tek tek ağzına atıyor, ping-pong oynamak için çin'e mi uçacak? uçuyor. biri koş mu dedi? koşuyor. vietnam'a mı gidilecek? gidiyor. herhangi bir olayı anlamaya çalışmıyor, bir buyruk alması yeterli onun için. silahını herkesten hızlı değiştiriyor çünkü aldığı emri yerine getirme motivasyonu onun kadar kimsede yok.
jenny ise özgür olmaya çalışmanın bedelini fazlasıyla ödüyor, depresif, yalnız, intiharlara sürüklenen, alabildiğine hüzün ve başarısızlıklara dolu bir yaşamın çile bekçisi. ibret-i alem.
forrest gump; suskun ve pasiftir, hiçbir şeyi sorgulamaz, otorite ile çatışmaz, hemen boyun eğer, olan bitenle de ilgilenmez, ihata etmek için de hiçbir emek sarf etmez. ve bu tip böyle davrandığı sürece, sertifikalı 75 iq'su ile başarıdan başarıya koşuyor, sonunda ünlü bir milyoner oluyor. ne ilginç.
diğer kutupta ise jenny üstünden, klasik muhafazakar değerlerden sapanların nasıl helaka sürüklendiği gösteriliyor. karşı çıktıkları her şey var jenny'de: politik aktivizm, evlilik dışı seks, uyuşturucu müptelalığı vb. bu yüzden saadet jenny'lere haram, huzur forrest gump'lukta.
bir yan karakter ideolojik anlatının göbeğine bunun için oturtulmuş: teğmen dan. emir komuta ve vazife bilinci içinde yaşamını sürdürürken, varoluş referanslarından koptuğunda yolunu kaybediyor, ağır bir depresyona giriyor, uyuşturucu müptelasına dönüşüyor.
ancak yolları forrest ile tekrar kesişiyor ve forrest'ın rehberliğinde, yani sistemin kendisine dayattığı hayatı kabul ettiğinde tekrar yürüyor, evleniyor, bir milyoner oluyor ve helak olmaktan kurtuluyor.
forrest filmde bir sabah aniden evden çıkıp koşmaya başlar. bu tam olarak ne zaman gerçekleşir? jenny ile seviştiği geceden sonra. çünkü evlilik dışı seks kötü bir şeydir, forrest gump ideolojik yasağı çiğnemiştir. bu yüzden muazzam bir depresyona giriyor ve günler boyunca kendisinden kaçarak, sokaklarda koşuyor.
filmin yakın tarihteki çatışma ve olaylara bakışı, geçmiş geçmişte kalmıştır mantığından hareketle günümüz için bir uzlaşı arayışında. bunu yaparken politik aktivist hareketleri ve hippi kültürünü alabildiğine karikatürize ediyor, forrest'ın apolitik duruşunun tüm erdemlerin en yükseği olarak sunulması da bu yüzden şaşırtıcı değil zaten.
anlatı, "ideolojilerin sonu geldi, geçmişte olan tüm çatışmalar artık bitmiştir, ufak tefek pürüzleri halletme zamanı." diyen francis fukuyama'cı tarihsel tezi izliyor. politik alt metin, filmin sonunda kendi zaferini ilan ediyor.
şimdilik çok uzatmayalım, egemen sınıfın düşünceleri, toplumun egemen düşüncelerini oluşturur demişti marx. nitekim hollywood da bu film ile türkiye'de özal neslini yaratan, dönemin egemen ideolojisini taçlandırmıştır. apolitikliğe, itaate, biat kültürüne, muhafazakarlığa bir övgü olan amerikan rüyası çocuğunun "yüreğimizi ısıtan" öyküsü ile mesajını on numara çakmıştır:
muhafazakar değerlerden sapmayın, sistem ile çatışmayın, politik aktivist hareketlere bulaşmayın, hiçbir şeyi anlamaya çalışmayın, otoritelere itaat edin, yapın ki mutlu, sağlıklı, zengin bir hayata sahip olun. yoksa sonunuz jenny gibi olur, çünkü hayat hiç öyle sorgulanması gereken bir şey değildir, hayat bir kutu çikileta gibidir...
yersen...