Yerli Otomobil Projesi TOGG ile İlgili Kafalarda Oluşan Soru İşaretleri
yerli otomobil projesi togg hakkında önemli bilgi eksikliği var.
öncelikle, yapılan prototipi bir kenara bırakalım. bu prototip aslında türkiye için yapılmadı. pininfarina tarafından bundan yıllar önce geliştirilmeye başlandı ve 2018 senesinde ilk olarak çin'e sunuldu. anlaşma sağlanamayınca türkiye adeta katalogdan seçip bir kaç rötuş attırdıktan sonra bunu bir anda "yerli ve milli" yaptı.
yukarıda bahsedilen bilgi eksikliğine gelmeden pininfarina hakkında bir noktaya daha değinelim. bu şirket seri üretim yapan bir şirket değil. zaten şu andaki piyasa değeri 80 küsür milyon euro olan ufacık bir butikten bahsediyoruz. 2015 senesinde hindistanlı mahindra otomotiv grubu tarafından topu topu 168 milyon euro karşılığı satın alınmış. yani türkiye zamanında bu şirketi satın alsa, ortam daha milli olurdu.
gelelim konuya...
hindistanlı mahindra'nın sahibi olduğu pininfarina'nın konsept kataloğundan seçilip badana / boya yaptırılan bu araç ile ilgili bilgi eksikliği ne? bu proje akp'nin kendi kasasından finanse ettiği özel bir proje değil. sözümona seri üretim, destek ağı ve sürekli ar-ge için gereken milyar dolarlar devlet teşviği adı altında sizin ve bizim vergilerimiz ile karşılanacak.
peki bunun bize getirisi ne olacak? bu aracın türk halkından toplanan vergi karşılığı türk halkına geri verecekleri nelerdir? gururu falan bir kenara bırakın. bu araç türk halkına ucuz, vergi yükü iyice azaltılmış bir opsiyon olarak mı sunulacak? mesela hindistanlı üretici tata şirketi, hindistan halkına tanesi 7,000 dolardan otomatik vitesli kompakt araç satıyor. sıfır kilometre, 40,000 törkiş lira.
bizim prototipi satın almaya yanaşmayan çin'de byd yuan ev model elektrikli aracın sıfır kilometre fiyatı 14,250 euro, yani 95,000 tl.
bizimki hakkında yapılan en iyimser tahmin ise 250,000 tl bandından başlıyor. kısacası, bu arabayı finanse eden halk bu arabayı satın alacak güce sahip değil. gerçi ay sonunu zor getiren halk, katalogcu başkana dünyanın en büyük başkanlık saraylarından birini yaptı.
tamam... diyelim ki hedef ucuz araç değil. hedef ar-ge ve türkiye'nin üretim ekonomisine evrilmesi. bu noktada büyük çelişki söz konusu... otomotiv endüstrisinde onaylanmış patent sayısı yaklaşık 180 bin. sırada bekleyen patent başvuru sayısı 400 bin'in üzerinde. bu konuda öne çıkan ülkeler almanya, japonya, güney kore ve abd. türkiye haritada herhangi bir ağırlığa sahip değil. patent sayımız yok denecek kadar az.
peki biz bu elektrikli aracı nasıl seri üreteceğiz? dışarıdan parça alacağız. parça alımı dışında bir de patentli teknoloji ya da teknik kullanımı için lisans ücreti ödeyeceğiz. aldığımız parçaları getirip türkiye'de birleştireceğiz. iyi de... bu türkiye'de zaten yapılıyor. türkiye'de araba birleştiren şirketler zaten var.
dünyadaki tüm otomotiv şirketleri zaten dışarıdan parça kullanıyor diyebilirsiniz. haklısınız. ama hiç biri başkasının kataloğundan araç seçip onu üretmeye kalkmıyor. bu otomotiv şirketlerinin hepsi belli bir katma değer üretiyor.
alacağımız parçalardan en önemlisi pil. dünyada yüksek ölçekte elektrikli araç pili üretebilen şirket sayısı çok az. bu son derece yüksek yatırım isteyen, son derece zahmetli bir iş. arabaya gelmedik daha... sadece pilden bahsediyoruz. tesla yıllardır araba değil, pil üretme derdinde. alman otomotiv devleri pil yüzünden geriden geliyor. bmw'nin, mercedes'in, tesla'nın yıllardır yapamadığını biz 2 senede yapacağız, öyle mi?
gösterin planı, inanalım. aslında ana fikir o... nerede bunun planı? vatandaşın 3.6 milyar dolarını ona buna peşkeş çekmeden önce birileri bize şu işin fizibilite raporunu gösterebilir mi? çözülmeye çalışılan problem ne? problem çözülmezse risk ne? çözüm konusunda hemfikir miyiz? kim hangi sorumluluğa sahip? belirlenen hedefler ve o hedeflere ulaşmak için öngörülen planlar ne? plan hangi değişkenlere hassas? hassaslık analizi yapıldı mı? 3.6 milyar dolar diye başlayıp 10 milyar dolar yakma riskimiz nedir? başarı neye benziyor? ne olursa başardık diyebileceğiz?
yok. yok. yok. yok.
ne var? çinlilerin reddettiği katalog güzeli var. gerisi nerede? zorlu'ya, akp'nin arpalığı olan bmc'ye falan güvenin.
valla ben bırakın 3.6 milyar doları, o konsorsiyuma 3.6 kuruş teslim etmem. hele böyle plansız, programsız bir projeye hiç teslim etmem. işim romantik kısmı bariz... ama romantiklik yapalım derken milyarlarca doların plansız, programsız bir harcama ile yandaşa aktarılmasına göz yummayın.
bakın, daha işin alt yapısına gelmedik. sırf ar-ge'den, fizibiliteden, seri üretimden bahsediyoruz. bir de bunun alt yapısı var.
ne yapalım yani, yapmayalım mı? yapalım... yapalım da... hangi sorunu çözmeye çalışıyoruz ilk önce ona karar verip ona göre adam gibi bir proje geliştirelim... fizibilitesini yapalım... halktan 3.6 milyar dolar istemeden önce sonuçları halk ile paylaşalım... ondan sonra yapalım.
ya da yapmayalım...
mesela bir fikir... vw adı geçti bir ara... vw olur, bmw olur, vs...
faz 1.
diyelim ki... gelin türkiye'ye, yeni nesil elektrikli araçlarınızı burada üretin. istihdam sağlayın. üniversitelerimizden belli sayıda mezun çalıştırma garantisi verin. biz de sizin araçlarınızın türkiye'de üretilen modellerinden ötv almayalım. halkımız bunları satın alsın... türkiye büyük pazar... siz de kazanın, biz de kazanalım. hem halkımız araç sahibi olsun, hem elektrikli araca avantaj sunalım ve çevremiz temizlensin, hem de petrol ihtiyacımız kademeli olarak azalsın.
faz 2.
türkiye büyük ülke, evet, ama gelir dağılımında sıkıntı var. gelin düşük bütçeli tüketiciler için özel bir ortak proje yapalım. projede bizim mühendislerimiz ve tasarımcılarımız sizinle yan yana çalışsın. türkiye'de çok daha avantajlı koşullarda üretilecek bu aracı da afrika, güneydoğu asya, latin amerika gibi düşük gelirli bölgelere özel bir logo ile birlikte satalım.
bu senaryolarda herkes kazanıyor. hem de 3.6 milyarı doları çöpe atmadan kazanıyor.
o parayla ne yapılabilir?
ben yeni nesil bir yazılım üreticisi olarak burada yazılanları destekliyorum. yıllardır hayal edilir... türkiye aslında yazılım alanında bölgesel bir silikon vadisi olabilecek potansiyele sahip. ama inanılmaz eksiğimiz var. teknik öğretiyoruz, ama iş ya da uygulama kültürü öğretmiyoruz. yetişen insanları cilalamak yerine sürekli köreltiyoruz. oysa bu alanda dünyada giderek büyüyen bir açık var. herkes hindistan'a gitmek istemiyor. bizim coğrafyaya talep var. ama arz yok. onun yerine kuyu kazıp katalogdan araba seçiyoruz.
uzun bir yazı oldu ama, ben bu arabanın amacını anlamadım.
eminim konsorsiyum ortakları anlamıştır.