Türkiye'de Keko Rap Yükselirken Rock Müzik Neden Tam da Bu Dönemde Düşüşe Geçti?
rock müzik bitmedi; ancak uzun bir duraklama dönemine girdiği kesin. gelin size bunun sebeplerini dilim döndüğünce anlatayım.
türkiye'de rock müzik gerçekten de nefes kaybetmeye başladı. biliyorum, biz rock ve metal müzik sevenlerin görmezden geldiği ya da kabul etmek istemediği bir gerçek ama ne yazık ki durum böyle. peki ne oldu da türkiye'de keko rap yükselişe geçerken rock müzik popülaritesini kaybetti?
öncelikle geçmişe ufak bir göz atalım. şimdiki kuşak bunu pek bilmez lakin türkiye'nin bir zamanlar eurovision'da namı bile vardı. ilginçtir, çoğu iyi derecesini de rock müzik gruplarıyla elde etmiştir. şimdi şu videolara bakın ve ecnebilerin bize her fırsatta sövdüğü ve karaladığı sosyal medyada, müziğimiz için yaptıkları yorumları okuyun. demem o ki; türkiye kendini rock müzikle ifade eden bir ülkeydi. hatta o yıllarda dünyaca ünlü gruplar hemen her sene türkiye'ye uğrardı.
durum gerçekten de buydu. türkiye yarışmanın tozunu attıran ve birinci olmasa da dereceye giren ya da playlistlerde yerini alacak rock şarkıları besteliyordu. burada yalnızca müzikal becerilerden bahsetmiyorum. bilen bilir, mor ve ötesi'nin şu performansını açın ve internetten sözlerine bakın. ilk dinleyişte kulağa bağlamdan kopuk ve uyumsuz gelen bu sözler, esasen türkiye'nin avrupa birliği'ne giriş sürecinde maruz kaldığı ayrımcılığa ve ötekileştirmeye atıfta bulunarak siyasi bir üslup kullanmadan, adeta türk dilinin zenginliğinden faydalanarak batıyı yerden yere vurur. şimdi birileri çıkıp günümüz rap müzisyenlerinde de protest bir çizgi var diyebilir ancak emin olun o zamanlar yapılan işleri bugün yapmaya kimsenin cesareti yetmez. hiç şüphesiz müzik o zamanlar daha cesurdu.
o halde ne oldu da keko rap yükselişe geçerken rock müzik düşüşe geçti?
1) rock müziğin türkiye'deki ölü doğumu
şu bir gerçektir ki âşık dertli'den beridir türk halkı sazlarla bir çeşit çarpık ilişki kurmuştur. düşünün, 18. yüzyılda adamı nasıl darladılarsa oturup "şeytan bunun neresinde" diye şarkı yazmış. türk rock müzisyenleri -burada geçmişten günümüze konuşuyorum- sanatlarını icra etmekten çok halka şeytana tapmadıklarını ve sırf uzun saçlı oldukları için eşcinsel olmadıklarını ispat etmekle uğraşıyordu. bakın, bu şaka değil. bugün insanların bir kısmının kısa etek giydiği için okula ya da iş yerine alınmadığı ya da başörtülü diye dışlandığı türkiye klasiklerine kafa atan olaydan bahsediyorum. adamlar akmar pasajsını basıp uzun saçlı ve küpeli erkekleri gözaltına alıyordu:
bu insanlar uzaylı muamelesi görüyordu
türk tarihinde hiçbir kıyafet ya da tarz rock ve metal dinleyicilerinin tarzı kadar dışlanmadı ve ötekileştirilmedi. hani bugün bir kesim için hafifmeşrep, bir kesin için de bağnaz diyorlar ya; vallahi bunlar daha masum geliyor kulağa. bizim arkamızdan "kedi kesen, şeytana tapan, şeytana uyan" diyorlardı. işte bizim imajımız buydu: şeytanın dostları.
2) türkiye'nin değişen ekonomik yapısı
içimizden birileri ne alaka diyebilir ancak önce bir dinleyin. bildiğiniz üzere rock müzik için temel olan bazı enstrümanlar vardır. mesele sadece parasını verip bunları temin etmek olsa iyi... bir de bunu çalmayı öğrenmek gerek. bundan yirmi sene önce bir memur maaşıyla ev geçindirmek mümkündü ve elektro gitar çalmak isteyen bir genç, bunu temin edebiliyor ve okuldan sonra ya da yaz tatillerinde aç kalıp kalmayacağını düşünmeden etüt yapabiliyordu. yani gençler için bugün olduğu gibi bir sefalet söz konusu değildi. konsere, sinemaya gitmek için harçlıkları toplamak makul bir yoldu. geçim kaygısı olmayan bir ailede gitar ve bateri çalabilecek ya da buna vakit ayırabilecek kadar boş zamana ve ekonomik istikrara sahiplerdi. gençler şimdi olduğu gibi ekmek parası bulmakta zorlanan, jack london romanlarından fırlamış çocuk işçiler gibi bir yaşam savaşı içinde değildi. boş vaktimiz ve paramız vardı. peki burada kimlerden, hangi grup insandan bahsediyorum?
3) sindirilen orta sınıf
şu bir gerçektir ki rock müzik ve devamı olan metal müzik orta sınıfa hitap eden ve bizzat onun tarafından yaşatılan bir müzik türüydü. son yirmi senede bu sınıf ortadan kalktı ve bu insanlar yoksulların arasında yer almaya başladı. nispeten eğitimli olan, dil bilen ve dünyanın geri kalanıyla bir bağlantı kurabilen bu sınıf çulsuzluktan ötürü bu müzikle olan bağını kaybetmeye başladı. artık enstrümanlar çok pahalıydı ve her ne kadar kimse bu davadan kolay kolay vazgeçmese de bu sınıfın üyeleri yaşlanmaya ve kendilerinden sonra gelenlerle irtibat kuramamaya başladı. j. r. r. tolkien okuyan, diğer ülkelerin edebi eserlerine meraklı, gezmeyi seven bu nesil artık kendi yaşam mücadelesine odaklandı.
4) işlevini yitiren eğitim kurumlar, ekonomi ve z kuşağı
y kuşağının azılı rockerları ile z kuşağının tokat manyağı olmuş kekoları böylece bir ayrışma yaşadı. artık evde gitar, bateri çalacak vakit yoktur ve iyi bir enstrüman sahibi olmak neredeyse imkansız bir hale gelmiştir. üniversiteye gitmenin boş iş sayıldığı, okuyana aptal gözüyle bakılan bu çağda gençler lise biter itmez ve hatta liseyi dahi açıktan okuyarak iş hayatına atılmak zorunda kaldı. artık bir ya da iki maaşla ev geçindirmek mümkün değildi. nüfusun yarısının asgari ücretle geçindiği günümüzde okul ile vakit kaybetmenin hiçbir anlamı yoktu. bu da karışımıza liseyi zar zor bitirmiş, sait faik'in abasıyanık kitabını çok seven ve ne yazık ki kitap bile alacak para bulamayan bir z kuşağı çıkardı.
5) kekoların yükselişi
yüksek dolar kuru, çalışmak zorunda kalan ve başını kaşıyacak vakti dahi olmayan yeni kuşağı kendi müziğini yaratmaya zorladı. burada ben bütün kuşağın kabiliyetsiz ya da çöp olduğunu iddia etmiyorum ve bunu diyenlere karşıyım. benim dediğim şey; artık binlerce lira verip amfi, pedal, gitar, mikser almakta zorlanan bir neslin eski düzeni devam ettirmesini beklemek tamamen anlamsızdır. bu neslin müziğe yetenekli üyeleri kendi imkanları dahilinde birkaç elektronik eşya ve mikrofon alıp kendi müziğini yapmaya başladı. artık ağabeyleri ve ablaları gibi gibi dört kişi organize olup stüdyoya gitmenin hayal olduğu günümüzde müzik daha basit bir form aldı. almaması zaten imkansızdı; artık fender'in ılık tonları, gibson'un tok ve temiz sesi, jackson'ın v kasaları bir hayaldi ve kimsenin bunlar için ne parası ne de zamanı vardı.
6) ibretlik sonuç ve birbirimizi anlamaya çağrı
zannımca aşağı yukarı böyle oldu. biz kedi kesenler başka bir dünyada yaşıyorduk ve artık bunu kabul etmemiz gerekiyor. biz orta sınıftık ve memur ailelerin çocuklarının yeşil pasaportlu diğer çocuklarla aralarında organize olup hafta sonu için ucuz bilet kovalayıp italya'ya gidebildiği bir türkiye'de yaşıyorduk. kitap alacak, hepsinden önemlisi de okuyacak vaktimiz vardı. çoğumuz eski anadolu liselerinde ingilizce, almanca veya fransızca öğrenmiştik. dünyanın geri kalanını takip edecek ya da merak edecek kadar heyecanımız, zamanımız ve paramız vardı. edebiyatı seviyorduk ve söz konusu müzik olduğunda geliştirdiğimiz estetik bizi kaliteli müziği tanımaya ve dinlemeye sevk ediyordu. bu yüzden de müzik buna göre şekil alıyor ve toplum müziği beslerken, müzik de toplumun beklentilerini karşılamaya çalışıyordu.
şunu iyice anlamalıyız ki bizim dertlerimizle şimdiki kuşağın dertleri çok başka. o zaman son sözü söyleyelim: rock müzik ölmedi! biz hala buradayız, sadece daha az saçımız var...
bağlantılı okumalar:
sepultura
emre öztürk - heavy metalin asi tarihi
gojira
sentenced