İnsanüstü Sesiyle Dinleyenleri Şoke Eden Kazak Müzisyen: Dimash Kudaibergen
Öncelikle Dimash Kudaibergen kimdir?
ön adı dinmuhammed. dimaş adının kısaltması. tıpkı bizdeki ibrahim-ibo örneğinde olduğu gibi. kazaklarda ata kültü hala çok güçlüdür. bildiğiniz üzere türk kültüründe atalar yeryüzüne inmiş tanrılar gibi kabul edilir. o yüzden büyüklerin veya tarihin derinliklerinden gelen isimleri sıkça çocuklarına verirler. dimaş da adını kazak halkı tarafından çok büyük saygı duyulan bir yönetici olan dinmukhamed kunaev'den almıştır. kendisinin ölümünden kısa bir süre sonra doğduğu ve hemşehrisi olduğu için gayet normal.
ananesi demişken kendi anne babasıyla değil dedesi ve ananesi ile büyümüştür. onlara anne ve baba demektedir. sanırım çocukken anne babası ayrılıyor, annesi de çocuğu köydeki ebeveynlerine bırakıyor. onlar da torunlarını kendi çocukları gibi bağırlarına basıyorlar. trajik bir hikayesi olduğunu tahmin ediyorum fakat o konuları çok araştırmadığım için sallamış olmayayım.
sesi ve yeteneği çok daha ufakken keşfedilmişti ama yurt dışına açılışı çin'de düzenlenen yarışma ile birlikte oldu. öncesinde türkiye'de de çeşitli yarışmalara ve konserlere katılmıştı. yalnız bu çin konusu çok şüpheli. çocuğun yeteneğinden bağımsız olarak normalde bu yarışmaya sadece çin içerisinden katılım yapılabiliyor. dimaş'ın katıldığı sezon öncesinde kazakistan ve çin arasında büyük gerilimler yaşandı. daha doğrusu çin, kazakistan'a bazı gaz ve altyapı teknolojilerini hibe etti. karşılığında belli bir miktar toprağı ekim alanı yapmak maksadıyla kiraladı. en azından yayılan dedikodu buydu. akabinde halk buna çok sert tepki göstererek türlü protestolar düzenledi. bir ay boyunca bir sürü gösteri ve gözaltı yaşandı.
hali hazırda çin sınırları içerisinde iki milyona yakın kazak nüfusu var. onların da çin devletinden baskı ve işkence gördüğü konuları gündeme gelince halk galeyana geldi. kazakistan zaten bir singapur olmaktan korktuğu için uzun zamandır çin vatandaşlarına vize, çalışma izni gibi konuları sıkı tutuyor. hatta son kanun ile çin vatandaşları kazakistan vatandaşlarıyla evlense dahi vatandaşlık alamıyorlar. oturum izinlerinin süresi kısaltılıyor. hepsi üst üste gelince iki ülke arasında bir gerginlik dönemi peydah oldu. sonrasında karşılıklı olarak düğmeye basıldı ve birden çin kadim komşu olarak sunulmaya başlandı.
durup dururken astana'da çin film festivalleri düzenlenmeye başladı. jackie chan gibi bir çok ünlü çinli iki ayda bir kazakistan'a gelip, sabah programlarına konuk oldu. dimaş gibi kazak gençleri çin'in türlü çeşitli yarışmalarında birinci oldu. hatta jackie chan ve dimaş karşılıklı şarkı türkü söyledi.
öyle komik ki çin durup dururken kazakfilm stüdyolarına yatırım yaptı. birlikte film çekme kararları alındı. jackie chan gelecek filmi kendisinin çekeceğini söyledi. yetmedi bir de mevzu bahis videoda dağlar oy oy tadında kardeşlik türküsü söyledi. henüz kendini doğru düzgün ispatlamamış kazak sporcular çin'in büyük klüplerine fantastik rakamlara transfer oldu. iki ülke arasında birden canım kardeşim samimiyeti peydah oldu.
dimaş'ın yeteneğini tabii ki takdir ediyorum fakat konu sadece kendisi değil. popüler olmasına açılan yol resmen planlandı. kötü mü oldu? tabi ki hayır. sadece dimaş batıya, daha geniş bir kitleye açılabilecekken şimdi güney asya ve uzak doğuda elde ettiği kitle yüzünden bu taraflara ağırlık vermeye başladı. zaten iki milyar nüfuslu ülkede konser serisi vermeye kalksa haftada bir konser vereceğim derken başka bir ülkeye geçene kadar emekli olur.
Bir Dimash Kudaibergen incelemesi
öncelik olarak; 2004 yılından beri ağırlıklı elektro olmak üzere gitar türleri, bas gitar, eh derecede yan flüt, eh'den biraz iyi derecede bateri çalmaktayım. tabi mix, mastering, vokal aranjmanları işlerine de uzun bir dönem kafayı takmış bir kardeşiniz olarak naçizane söyleceklerim var.
bu yazı dimash kudaibergen inceleme yazısıdır. bu incelemeleri yaparken yukarıdaki bilgilerimden hareketle yola çıkacağım. tabii bunun yanında adamın herhalde bütün videolarını hatim etmişimdir. bu işlerle vakti zamanında uğraşmış kişiler zaten beni anlayacaktır. eğer kulağınız hoş bir tınıyı yakalarsa, inciğini cinciğini çıkarana kadar incelersiniz.
öncelikli sorumuz şu? bu adamın ses rengi nedir?
aslında en zor soru bu. tam ses olarak baktığımızda bu adam f2 (2. oktavın fa notası ki bu nota bas seslerin sonudur. sonra bariton notalar başlar.) ile a5 (5.oktavın la notasına tekabül eder. artık tenörlükten çıkıp kontratenörlüğe gidersiniz.) notalarını zorlanmadan çıkarabiliyor. o zaman şu soru aklımıza takılıyor. daha altı ya da daha üstü var mı? cevap ise garanti var ama biz daha tam öğrenemedik.
iş kafa sesine geldiği zaman ise ses tanımsızlığa ulaşıyor ama şöyle bir fark söylemek istiyorum. kafa sesleri iki türlüdür.(ekstra bir kısım daha var. hehe)
1.) sadece kafa bölgesinde tınlayan, incelmiş ve vokale çocuksu bir hava katan renk. biz bu seslere falsetto deriz. ses kemikleşmemiş, hacimlenmemiş bir tizlikte ortaya çıkar. dünya çapında uygulanır.
2.) gene kafa bölgesinde tınlayan ama fark olarak içinde göğüs sesi barından vokal türüdür. biz bu seslere ise mix voice deriz. ses yerine göre falsetto gibi incelir ama sesin hacmi vardır ve kemikleşmiştir. mix voice konusu aşırı geniş bir konu o yüzden burada bırakmamız lazım.
ekstra kısım: bu ses kafa bölgesinin en tepelerinde tınlayan seslerdir. biz bunlara whistle voice yada türkçeleşmiş haliyle ıslık sesi deriz. neden ıslık sesi? çünkü ses ıslık gibi çıkar, aşırı tizdir.
neden ayırdım bu kısımları diye soracak olursanız, el cevap:
dimash'ın kafa bölgelerinde tınlattığı c6'dan(6.oktavın do notası) başlayıp, d8'e (8. oktavın re notası. ıslık sesi. öeh) gittiği notalar, kolaylıkla ''aa falsetto lan bu'' diyebileceğiniz şeyler değiller. çünkü sesler hacimli ve kemikleşmiş bir yapıda karşınıza çıkıyor. yani şöyle örneklendireyim;
cem adrian ile dimash 6. oktavdaki seslere çıkabilmektedirler. şimdi sertap erener soprano tonlarında şarkıya girsin ve bitirsin. sonra aynı şarkıya sırasıyla diğer ikisi girsin. cem adrian'ın sesi hemen fark edilecektir ama dimash'ın sesi sanki sertap erener kaldığı yerden devam ediyor hissiyatı yaratacaktır. neden? çünkü cem, seslerde tamamen falsetto kullanacakken, dimash daha mix voice'e yatkın bir tiz kullanacaktır.(tam ses) bu da hangi sesin kimden çıktığını anlamamızı engelleyecektir. düşünün yani dimash bu kadar kuvvetli bir sese sahip. ilk konuyu böylece halletmiş olduk.
bir diğer soruya geçelim. dimash hangi teknikleri kullanıyor?
dimash aklınıza gelip gelecek her tekniği kullanıyor. hatta bazı şarkılarda bu teknikler çorbaya dönebiliyor. yani şimdi nasıl yazalım? staccato, glissando, crescendo, decrescendo, vibrato, melisma vs. vs. uzar gider bu. tabi bu tarz nağmelerin yanında rnb, blues, jazz teknikleri, pop teknikleri ve yetmedi sevgili okurlar musiki tekniklerini de üst düzeyde kullanabilmektedir kendileri. özellikle batı hafif pop şarkılarına ara ara musiki nağmeleri yapmaya başladı ki insanın aklını başından uçurur, o derece diyeyim.
vücudunun her yerini kullanıyor. yani ses açısından baktığınızda göğüs sesi, mix voice, falsetto, whistle her şey var. bunun yanında sesi ağızda döndürürken her yeri kullanabiliyor. sesi yanlara açabiliyor, mask bölgede (ön bölge) toplayabiliyor, arkaya atabiliyor, gırtlağa indirip çıkarabiliyor ve 24 yaşında adam. hehe.
bunun yanında inanılmaz bir nefes kontrolü var. atıyorum ülkemizdeki popüler şarkıcıların çoğu d4 (4.oktavın re notası) sesinde, 5 saniye ses tutamaz. erkek, kadın fark etmez. bu adam, bakın adam diyorum tek nefeste, sese tam kuvvet abanarak 5. oktavdaki seslerin yarısını gezip üstüne 18 - 20 saniye aralığında ses tutabiliyor. yani aranızda sesine güvenen arkadaş varsa, buyursun denesin. sonucu bana hastaneden bildirirsiniz. (tekniklere hakim değilseniz, diyafram kontrolünüz iyi değilse sakın denemeyin şaka yaptım lan.)
bunun yanı sıra diyafram kullanımı da top ten seviyesinde gezinen bir arkadaşımız. istediği her şekilde diyaframını kullanabiliyor. bazı pozisyonlar vardır, şarkı söylemesi aşırı zordur. bu adam yere çökmüş bir vaziyette 5. oktav seslerini diyafram vererek rahatlıkla çıkarabilen bir adam. özellikle diyafram baskılarına 4. oktavdan, 5. oktava geçen seslerde çok kullanır. bazı zamanlarda da belli bir sesi çok öne çıkarmak istiyorsa, örneğin büyük bir kapanış yapacağı şarkı sonu olabilir, o zamanlarda diyaframa olağanca gücüyle asılır kendisi ve bir anda jet motoruna karşı bulursunuz kendinizi.
bu kısım öznel olacak şimdiden söyleyeyim. dimash'ın en beğendiğim sesleri 2.,3. oktavın bazı sesleri ve 5. oktavın tüm sesleridir. 6. oktav ise daha şova yönelik çıkarır hastasıyım ama bu saydığım oktavlar benim için daha değerlidir. dimash'ın koyu tonlarından çıkardığı sesler zaman içinde git gide koyulaşmış ve hacim kazanmıştır. yani kontratenör için oldukça koyu sesler bunlar. tabii bunu da full göğüs ve diyafram gücüyle döndürür. bu yüzden dimash bu tonlarda şarkı söylerken tiz seslerinde yaptığı gibi nağme şovlara kaçmaz. aşırı düz ve yalın bir okumaya sahiptir. hatta bazı zaman şarkı söylemekten çıkıp, muhabbet etmeye geçtiği zaman bile olmuyor değil. dimash'ın 4. oktavda çıkardığı sesleri ise pek beğenmem çünkü 4. oktav itibariyle sesler tizleşmeye başlar yani ses göğüs sesinden kafaya doğru yukarı çıkmaya başlar.(erkeklerde) baritonlar için zaten final anına gelirken, tenörler için de kafa bölgesine çıkış süreci başlamıştır ama dimash gibi bir ses için hala koyu tonlardır bunlar. bu yüzden 4. oktav seslerini dimash tam bastığı zaman diğer şarkıcılar gibi etki vermede sıkıntı yaşar. bu yüzden dimash bu sesleri, yumuşak ve falsetto şeklinde çıkarmayı uygun görür ve bu kısmı böylece atlatır. ha ama iş ne zaman 5. oktava gelir, 4. oktavda yumuşak yumuşak takılan adamın içinden canavar çıkar.
şimdi gelelim diğer sorumuza, la bu dimash programla sesini mi düzeltiyor lan?
bazı zamanlar evet, bazı zamanlar hayır. özellikle i am a singer yarışmasındaki performanslarının bazı yerlerinde pitch correction dediğimiz düzeltmeler bulunuyor ama bu sadece dimash ile alakalı değil, i am a singer yarışmasında yarışan herkese yapılıyor bu durum. pitch correction kısa tabiriyle ses kaymalarını düzelten bir yapıdır. bir de bunun auto tune kısmı var ki girmek bile istemiyorum ama dediğim gibi dimash'ın bazı performanslarında küçük küçük düzeltmeler var ama böyle anasının nikahı gibi sesi baştan yaratma diye bir şey yok.
şöyle söyleyeyim dimash'ın opera 2 ve s.o.s performanslarında pitch correction uygulanmıştır ama keşke uygulanmasaymış yani değmezmiş çünkü başka bir opera 2 performansını izlediğimde farkına vardım ki o ses düzeltme o kadar gereksizmiş ki anlatamam.
bir de şu var. bunu başka bir soruya saklamıştım ama beraber cevap vereyim. soru şu: dimash neden bazı şarkıları çok fazla söylerken, bazı şarkıları az söylüyor? örneğin s.o.s ve all by myself eserlerini zibilyon kere söylemişken, adagio ve daybreak gibi eserleri çok az okumuştur. bunun sebebi nedir?
şimdi dimash dediğimiz gibi aşırı tiz notalar verebilen bir erkek sanatçı ve şöyle bir gerçek var ki bir baritonun 3 saatlik sahne performansıyla, bir kontra tenörün 3 saatlik sahne performansı aynı olmaz, olamaz. ses tizleştikçe, diyafram kullanımı artar, sesin frekansı yükselir, ses git gide yorulmaya başlar. belli bir frekans aralığının yukarısına çıkan baritonlar da (eğer çıkabiliyorlarsa tabi) çok yorulur. bu yüzden her şarkı her konserde söylenmez.
s.o.s ve all by myself şarkıları dimash'ın genel olarak kendini aktif dinlenmeye aldığı şarkılardır. şarkının belli bir yerinde patlayıcılık vardır. genel anlamda ise dimash kendini şarkıda dinlendirir çünkü şarkının çoğu falsettolar ve yumuşak bir tonla gider. ha sonlara doğru patlayıcı güç ortaya çıkar ama adagio ve daybreak bu tarzda şarkılar değiller. adagio şarkısı belli bir yerden sonra öyle bir patlayıcı güce geçer ki şarkı hep o şekilde devam eder. yani 3 dakika boyunca diyaframa kuvvet, abanarak göğüs rezonansından ses çıkarıyorsun, devamlı notalarla oynuyorsun üstüne 15 saniye ses tutuyorsun falan aboooov. ha keza daybreak şarkısı da öyle. bu yüzden bu tarz şarkılar öyle her konser eller havaya modunda söylenecek şarkılar değiller. ha istese her konserde de bu şarkıları söyleyebilir ama daha devam edecek olan 3 saatlik bir konser var değil mi? adam dünya turunda, sesi devamlı yormasına gerek yok.
şimdi geldik işin ses düzeltme kısmına. bu kadar geniş oktavla şarkı söyleyen bir adamın her notada takır takır ses tutması beklenemez. elbet ki arada kaçaklar olacaktır ama düşünün yani buna rağmen detoneler ve sürtoneler minimum seviyede gerçekleşiyor ve bu hızla giderse yakın zamanda tamamen bitecek çünkü adam hala çok genç, sesi hala tam kemikleşmedi. yani bu adamın bu kadarcık bir ses düzeltmeye hakkı var allah aşkına selena gomez'in süperstar şarkıcı olduğu bir dönemde yaşıyoruz. kızın her şarkısı auto tune faciası resmen. üst düzey ses aralığı olan vitas'a bir bakın isterseniz. adam uzun zamandan beri performanslarını canlı vermiyor. arkaya vokaller kaydedilmiş bir şekilde konser ilerliyor.
mesela ses düzeltilmeyen bir adagio performansı var:
bu performansta dikkat ederseniz dimash bazı yerlerde hafif ses kayması yaşıyor, sonda bir yerde bariz detone oluyor, daha doğrusu sesi tam oturtamıyor, arıyor. o ara detone geliyor, dimash sinirleniyor ve şarkı sonunu bitirmesi gereken notanın daha da üstüne çıkarak bitiriyor ama tabi bu dediğim detone değil, nağme. peki neden sinirleniyor dedim? öncelikle bu kısım şarkının 04.21'den başlayın kısmı oluyor. yani bu işlerden az buçuk anlayan birisi olarak tahmin yürüttüm diyelim. sesi arayıp ilk başta bulamayınca o an çıkan ses tahminen onu çok rahatsız etmiş olmalı. sonra sesi oturtmasına rağmen son kez diyaframına baskıda bulunup, kendi sesini 1 ton(2 ton olacak o. e5/g5) yukarı fırlatıyor. bu artık şey anı '' eeeeeeeeeeh sıçarım böyle notanın ızdırabına, alın size nota''. bu dediğim kısımda 04.26'ıncı saniyede gerçekleşen andır. bence bakın, iyi ki de sesi üst notaya yollamış. inanılmaz bir kuvvet ile çıkmış ses. ben mest oldum şahsen. arada böyle yapacaksa detone olabilir sıkıntı yok.
neyse bu performansta ses düzeltme yok ve bence gene şahane bir performans yani arada iki ses kaymış ne olmuş yani? ki çoğu ses kayması da biraz mikrofonun azizliğinden kaynaklanıyor onu da söyleyeyim. normal adagio performansında sesine bu kadar abanmıyordu dimash. (nerden anladınız diyorsanız, dimash'ın gırtlak bölgesine bakın. o damarlar ve kemikler nasıl ortaya çıkmış anlarsınız.) buna rağmen kallavi ses çıkıyordu. bu performansta ise, dimash öküz gibi diyaframa abanmasına rağmen, hiçte öyle deli gibi bir ses çıkmıyordu. yani dimash gibi bir şarkıcı öyle diyaframa abanırsa ortaya çıkacak ses sonucu insanların kulak zarının patlaması gerekir. bu kadar forse etmesine rağmen abartılı bir ses çıkmıyorsa, mikrofonda bildiğin sıkıntı var demektir. tahminen dimash bu yüzden şarkının tamamını deli gibi forse ederek, iki kat baskı kurarak söyledi. e bu da sonunda onun yorulmasına ve bir iki ses kaçırmasına sebebiyet verdi. olur öyle şeyler.
head shot. şimdi sona doğru yaklaşırken dimash gelecek için ne yapmalı?
el cevap olarak ise şunu söyleyebiliriz. dimash'ın gidebileceği iki yol var. ilki dimash kendi karışık tarzıyla şarkılar yapacak ve dünya çapında meşhur olacak ki bu zor. neden zor? çünkü pop, opera, rnb, hafif rock karışık ezgilerle şarkı söylemek, her insana ulaşabilecek bir şey değil. insanlar kafasını yormayacağı, basit, anlaşılabilir, hızlı tüketim şarkıları, aynı şekilde vokalleri seviyorlar. artık dünyada çoğu meşhur olmuş vokal, solist bile değil, düşünün artık. e şimdi dimash böyle şarkı söylemiyor ki. ha ama yapabilirse ne yapar? kendi ekolünü yaratır. yani insanlar dimash'ın tarzını benimser ve bu iş böyle gider. inşallah böyle olur.
ikinci yol ise basit bir yol. dimash bu karışık türlerden herhangi bir tanesini seçip arada vokal akrobatlığı yaparsa rahat dünya starı olur. yani daha batı müziği, pop, hafif hafif rnb, vokalleri yapıp, arkaya da yarı elektronik yarı dubstep müziği dayarsa bu iş tamam ki zaten son şarkısı o basitlikte bir şarkı.
son soru: dimash nasıl bu kadar iyi bir ses sanatçısı?
cevap ise son derece basit. tamam ses tanrı verigisi ona bir şey dediğimiz yok. bunun yanında ultra bir çalışma da var okey ama son bir nokta daha var. dimash çılgın bir müzisyen de aynı zamanda. dombra, gitar, bateri, piyano falan her boku çalıyor. tahminen keman da çalıyor çünkü deli gibi keman nağmeleri yapıyor. yani bir çok nağmeyi çaldığı enstrümana borçlu birisi. müzikle iç içe bir yaşam, ne bekliyordunuz ki?
ekleme: adagio şarkısı için ''sinirlendiğinde 1 nota yukarı çıkmış'' demiştim. heh onu değiştirin. en son dinlerken dedim ki ''la bu bir nota üstü olamaz''. hemen telefondan piyanoyu açtım baktım ki bir de ne göreyim? iki nota yukarı çıkmış. yani e5'de (5. oktavın mi notası) ses tutarken bir anda g5'e (5. oktavın sol notası) fırlatmış kendini. (çok normalmiş gibi söylemem de ayrı manyaklık işte ya neyse.)