Tam 322 Adadan Oluşan Fiji Cumhuriyeti'nde Hayat Tarzı ve Devlet İşleyişi Nasıl?
okyanusya'nın ortasında küçücük duran ada ülkelerinden biri. pasifik okyanusu'nun güneyinde yer alıyor, toplamda 322 ada ve 522 tane de adacıktan oluşuyor ama işin komiği, bunların 215'i tamamen ıssız. geri kalanında da nüfusun %87'si iki büyük adada yaşıyor: viti levu ve vanua levu.
fiji'nin karışık tarihine kısa bir bakış
fiji dediğimiz yer, 17. yüzyılda avrupalılar “burada kimse yoktur kesin” diyip gemiyle yanından geçmeden çok önce de insan barındırıyordu. kazılarda m.ö. 1000'lere kadar uzanan çanak çömlekler, küçük yerleşim izleri falan bulunmuş ama o meşhur “pasifik göçü nasıl başladı?” sorusuna hâlâ net bir cevap yok.
1643'te hollandalı kâşif abel tasman “büyük güney kıtasını aramaya gidiyorum” derken uğrayıp geçmiş buradan. sonra da klasik avrupa senaryosu başlıyor: 1800'lere kadar yavaş yavaş yerleşiyorlar, derken 1874'te ingilizler “artık burası bizim” diyip adaları sömürgeleştiriyor.
ingilizler işi garantiye almak için hindistan'dan işçi getiriyor; böylece hint-fijili denen yeni bir toplum oluşuyor. 1970'te ülke önce krallık olarak bağımsız oluyor ama işler durulmuyor tabii. 1987'de iki askeri darbe yaşanıyor, cumhuriyet ilan ediliyor ve hint kökenlilerle yerliler arasındaki güç dengesi tamamen değişiyor.
yerli fijililer “bağımsızlık” derken, hint kökenliler “ingiliz düzeni iyiydi aslında” kafasında kalınca ülke karışıyor. bir kısmı hindistan'a dönüyor, kalanlar da zor bela tutunuyor. sonuç: ekonomik durgunluk, bolca göç, biraz da “keşke karışmasaydık” hissi.
fiji'nin yönetim şekli ve soylu soy meselesi
fiji bugün parlamenter cumhuriyetle yönetiliyor; yani halk seçiyor, meclis konuşuyor, başbakan yönetiyor mevzusu ama işin ilginç yanı şu: ülkedeki birçok önemli siyasi, akademik ve askeri figür - ilk vali george cakobau, eski meclis başkanı epeli nailatikau, ülkenin kurucusu kamisese mara falan - aynı aileden, ratu cakobau soyundan geliyor.
fiji'nin coğrafyası
fiji, pasifik'in güneyinde “tatil cenneti” diye google'a yazınca ilk çıkan yerlerden biri. toplamda 322 ada (bunların 106'sı tamamen ıssız) ve 522 tane de minik adacıktan oluşuyor. ana karakterler ise viti levu ve vanua levu adaları. viti levu'da başkent suva var; ülkenin kalbi orası. nadi isimli şehirde uluslararası havaalanı bulunuyor, lautoka'da da koca bir şeker fabrikası var (evet, şeker işi baya ciddi burada). vanua levu tarafında da labasa ve savusavu şehirleri dikkat çekiyor.
diğer yandan taveuni ve kadavu adalarıyla, nadi'nin biraz dışında kalan mamanuca ve yasawa grupları turistlerin akınına uğruyor çünkü bembeyaz kumsallar, palmiyeler, hindistan cevizleri; yani klasik “tatil broşürü” estetiği.
ülke tamamen tropik ormanlarla kaplı, dağlar volkanik kökenli ve en yüksek nokta 1324 metreyle tomanivi dağı. toplam yüzölçümü 18.270 km², sahil şeridi 1129 km. sınır komşusu yok ama en yakın dostu tonga.
iklim tropikal deniz tipi: bol yağmur, bol nem, ara sıra da “kasım-ocak arası siklonik kasırga” sürprizleri. doğal kaynak konusunda da eli boş değil - kereste, balık, altın, bakır, gümüş, hidro enerji derken liste uzuyor.
toprağın %10'u tarıma uygun, %4'ü sürekli ekin, %65'i orman, gerisi “doğa işte” kıvamında.
fiji'nin havası
fiji tam bir tropikal iklim klasiği yaşıyor. kasım-nisan arası sıcak mevsim; hava bunaltıcı, nem tavan, yağmur da “ben geldim” diye sık sık uğruyor. mayıs-ekim arasıysa biraz daha serin ve nefes alınabilir bir dönem. ortalama sıcaklık bu dönemde 22 derece civarında, yani “şortla gez ama montu da yakın tut” ayarında.
şeker, turist ve biraz da tropik rehavet
fiji, pasifik adaları arasında “ekonomisi en düzgün” olanlardan biri. orman, maden ve balık açısından zengin; yani doğa cömert davranmış ama ülkenin asıl döviz getiren iki büyük dayanağı var: şeker ve turizm. şeker üretimi, ülkenin sanayi faaliyetlerinin üçte birini oluşturuyor - kısacası tatlıdan para kazanıyorlar.
her yıl ortalama 300 bin turist - aralarında hatırı sayılır miktarda amerikalı da var - adalara akın ediyor. palmiyeler, beyaz kumsallar, hindistan cevizi suyu derken ülke ekonomisi güneş kremi kokuyor.
1960'lar ve 70'lerde ekonomi resmen şahlanmış ama 80'lere gelindiğinde bir durgunluk evresine girmiş. yine de turizm ve şeker endüstrisi ülkenin bel kemiği olmaya devam ediyor. bu arada küçük bir not: fiji'nin en yüksek binası sadece 14 katlı ve o da rezerv bankası binası. yani manzara hep açık, gökdelen değil hindistan cevizi ağacı görüyorsunuz.
iletişim
fiji'nin iletişim altyapısı 90'ların sonunda tam bir “analog huzur” havasında. 1997 verilerine göre ülkede 72 bin telefon hattı var - düşünün, herkesin cebinde değil evinde bile zor hat çekiyor. radyo tarafında işler biraz daha canlı; 13 am ve 40 fm istasyonu yayında, yani müzik eksik değil.
500 bin radyo alıcısı, 21 bin televizyon ve sadece 2 internet servis sağlayıcısı (2000 itibarıyla). internet kullanıcı sayısı ise 7.500 civarında.
fiji'nin demografisi
fiji nüfus olarak küçük ama karışık bir ülke. halkın %51'i yerli fijili, %44'ü hint kökenli; kalan %5'lik kısım ise avrupalı, çinli ve diğer pasifik adalarından gelenlerden oluşuyor. yani tam bir kültür kokteyli.
ortalama yaşam süresi 69 yıl civarında - erkekler 66, kadınlar 71 yaşını görüyor. bebek ölüm oranı 1000 doğumda 14, hiv oranı ise %0.1 gibi düşük bir seviyede. kadın başına ortalama 2.86 çocuk düşüyor; yani nüfus ne artıyor ne azalıyor, tam stabil modda.
okuryazarlık oranı da epey yüksek: toplamda %93.7, erkeklerde %95.5, kadınlarda %91.9. bu da demek oluyor ki herkesin elinde bir kitap ya da en azından bir gazete var.
mülteci oranı eksiye düşmüş durumda. yani fiji'ye kaçan yok, tam tersi biraz “kaçanların ülkesi.”
din
fiji tam anlamıyla inanç mozaiği gibi bir yer. halkın %52'si hristiyan, %38'i hindu, %8'i müslüman, geri kalan %2 ise “diğer” kategorisinde takılıyor (muhtemelen “doğa bana yeter” tayfa). yani aynı sokakta hem kilise hem tapınak hem de cami görmek gayet mümkün.
dil konusunda da durum benzer şekilde karışık ama düzenli: resmi dil ingilizce, yerel halk fijice konuşuyor, hint kökenliler ise fiji hintçesiyle (resmi adıyla hindustani) anlaşıyor.