Sevimli Köyleriyle Akdeniz'in Eteğinde Bir İtalya Masalı: Cinque Terre'ye Gideceklere Tavsiyeler
cinque terra, unesco dünya mirası listesi'nde yer alan italyan riviera'sının tesbih şeklinde dizilmiş beş köyünü barındıran milli park. köy deyince bakırköy veya bizim köy aklınıza gelmesin. mini sahil kasabası tadında. puzzle alemi, sanat galerileri, ressamlar, döşemeciler belli ki buranın az ekmeğini yememişler. herkesin italyası haricindeki bir italya için görülmesi gereken yerlerden biridir cinque terre.
güneyden kuzeye doğru la spezia - levanto hattı boyunca sırasıyla riomaggiore, manarola, corniglia, vernazza ve monterosso al mare köyleri sıralanır.
tüm köyleri gezmek için kullanılabilecek taşıt listesi
1. tren
2. deniz ulaşımı
3. yaya
4. araba şeklindedir.
elinizde viski bardağı ile yatınızın dümeninde değilseniz bunlardan en uygunu (maliyet - zaman olarak) trendir. kişi başı on beş avro civarında bir parayla bir gün boyunca köyler arası tren ulaşımı ve parka giriş ücreti halledilebilir. bir köyden diğerine geçiş için tren istasyonunda bekleme süresi maksimum yirmi dakikadır. corniglia hariç tüm istasyonlar köylerin merkezindedir.
konaklama ve yeme-içme köylerde pahalı olduğundan merkez üs olarak la spezia seçilebilir. la spezia istasyonundan alınan günlük bilet ile on beş dakika sonra ilk köye varılmış olur.
öneriler
- cinque terre için bir gün yeterlidir.
- tüm köylerde denize girmek mümkün fakat plajı olan köy monterosso al mare'dir. dolayısıyla ilk durak burası seçilir, yüzülür ve güneye doğru diğer köylere geçilir.
- manarola - riomaggiore arası hariç diğer köyler arası yürümek sağlam göt ister.
- manarola - riomaggiore arası via dell'amore(aşk yolu) yürünebilir. hatta yürünmelidir. yürüyüş hattı boyunca bol bol kilit ve duvarlara, kayalara yazılar görülür. bize her yer trabzon tabii ki yine şaşırtmaz.
velhasıl italyan riviera'sının portofino ile birlikte en güzel yeridir.
köyler arası tren ile ulaşım son derece kolay olduğundan sakın araç kiralama gibi bir hata yapmayın çünkü yolları dar ve dolambaçlı olduğundan tren ile 5 dk gideceğiniz yolu 45 dk'da gidebilirsiniz.
yaz aylarında gidecekseniz konaklamanızı muhakkak bir ay önceden ayarlayın ki alternatifiniz bol olsun
aksi taktirde yaz aylarında populasyonun artması sebebiyle otel ya da ev bulmakta zorlanabilir en sonunda da ödeyelim kurtulalım durumuna düşerek fahiş ücretler ödeyebilirisiniz. her neyse, cinque terre öncesinde muhakkak rotanıza ilk köy olan monterosso'ya 90 dakika mesafe de bulunan portofinoya (durak ismi; s. margherita) muhakkak gidin ve efsane yatlara karşı iç geçirin, hemen sahil tarafında bulunan kafelerde bir iki şey atıştırın, biranızı yudumlayın sonra biraz da dondurma ile serinledikten sonra tepe de yer alan kale'ye çıkın ve portofino'yu yukarıdan fotoğraflandırın.
sonra sırası ile cinque terre köylerine doğru ilerleyin. gözünüzün kestiği yerlerde denizinize girin. bolcana yürüyün güzel restaurant'larında keyiflenin, bolcana dondurma tüketin ve rotanızı portovenere'ye çevirin.
gidişi ve konaklamayı hallettiğimize göre sıra cinque terre'de neler yapılır sorusuna geldi
benim, öğleden sonra 12:30 civarlarında monterosso'ya ulaşıp beşinci kasaba olan riomaggiore'den 20:30 civarlarında ayrılmamla 8 saatte tamamlamış olduğum yerdir. mecburen biraz sıkıştırılmış olarak yaptığım bu seyahatle ilgili bir şeyler de ben karalayım:
cinque terre'de kalmadım. ligurya'ya gidip de cinque terre'deki herhangi bir otelde kalmayıp buraya civar bir kasabadan günübirlik gitmenizin birçok nedeni olabilir. benim sebebim güzel bir kumsalı ve aynı güzellikte otelleri olan bir ligurya kasabasında kafayı dinleyip buraya günübirlik gitmeyi düşünmemdi. çünkü cinque terre'deki otel ve denize girilecek yerleri araştırırken, kasabaların güzelliği çok göz kamaştırıcı olsa da aradığım otellerde hep bir eksiklik varmış, beklentilerimi karşılayamayacakmış gibi geliyordu. bir kere kumsal olarak sadece monterosso dişe dokunur bir yerdi ama orası da otel olarak bekleneni verememişti yaptığım internet araştırmaları sonucunda. uzun bir araştırmanın sonunda hem cinque terre'ye yakınlığı hem de aradığım türden bir 6 gecelik konaklamayı istediğim şekilde gerçekleştirebileceğim kasabayı bulmuştum: sestri levante. bu her açıdan dört dörtlük sahil kasabasına fazla değinmek istemiyorum çünkü başlıkta yeterince değindim, ilgilenenler oraya da bakabilirler.
sestri levante, cinque terre'nin monterosso tarafına yakın kalan bir sahil kasabası
konumunun diğer bir güzelliği ise yaklaşık olarak portofino ve monterosso'nun ortasında kalıyor oluşu. cenova'ya da sadece 1 saat uzaklıkta trenle. buradan la spezia istikametine giden trenlerin bir kısmı direkt olarak cinque terre'nin tüm kasabalarından geçiyor. benim otelden ayrıldığım 11:30 sularında istasyonda bulduğum ilk tren ne yazık ki monterosso'ya direkt gitmiyordu, bu sebeple bindiğim la spezia treninden levanto'da indikten sonra, monterosso'ya ufak bir aktarma yaptım.
ilk kasaba monterosso'da inip tren istasyonundan çıkar çıkmaz ilk olarak kumsal karşıladı beni
daha önce iner inmez nereye gitsem diye pek araştırmamıştım bu sebeple kumsal civarlarında biraz takıldıktan sonra, tüm cinque terre trenlerini ücretsiz kullanabileceğim cinque terre card isimli güzelliği keşfetmemle hemen satın aldım. bu kart, levanto - la spezia arasındaki tüm trenlerde bir günlük kullanım hakkı vermesinin yanı sıra, cinque terre'de hiking yapabileceğiniz tüm parklara da ücretsiz alıyor. bunun dışında da kartın arkasındaki şifreyle bulunduğunuz ortamda varsa wifi hizmeti de sunuyor. monterosso'nun tren istasyonundan iner inmez deniz kenarından sola doğru kaptırırsanız şehrin tarihi şehir merkezine bir sol daha yapıp ulaşabilmeniz mümkün. burası için fikrini aldığım bir iki italyan beş kasabadan en iyisi olduğunu söylese de bana pek öyle gelmedi, bu sebeple de tarihi şehir merkezinde kısa bir süre takılıp turist bilgi merkezinde alınmış ufak bir bilgiden hemen sonra ikinci kasaba olan vernazza'ya hiking ile ulaşma kararı aldım.
monterosso - vernazza arası yapmış olduğum hiking cinque terre'de kullanmış olduğum tek hiking noktasıydı. bu sebeple diğerleriyle karşılaştıramıyorum ama zorluk olarak orta derecede bir hiking tecrübesi olduğunu söyleyebilmek mümkün. inişli çıkışlı birçok basamak ve yer yer daralan yolların eşliğinde çektiğim manzara fotoğraflarını da katarsak 1 saat 20 dakika sürdü. hiç fotoğraf çekmeden vakit kaybetmem derseniz 1 saatte vernazza'ya varırsınız. başlangıç noktasında yeşilliklerin arasında mekan kurmuş ve limoncello satan köylü bir dayı var. ingilizce'yi de iyi sökmüş olan bu dayı, piyasa limoncello'larının sahte olduğunu söylüyor, kendisininkinin ise halis organik italyan limonundan yapıldığını iddia ediyor. önümdeki japonlar bol bol içtiler 2 ya da 3 euro idi ama sportif bir şeyler yaparken alkol konsantrasyonu dağıtır, bu yüzden es geçip hiking'e devam etmek dedim en iyisi.
hiking esnasında monterosso'dan uzaklaşıp yükseldikçe, monterosso'nun tepeden fotoğraflarını çekebileceğiniz çok nefis manzaralara şahit oluyorsunuz. gezinizin sonlarına doğru ise yavaş yavaş vernazza isimli o muhteşem kasabanın manzarasına önce bir tepeden bakıp sonrasında inmek suretiyle iyice yaklaşıyorsunuz. bilhassa vernazza'nın tepeden çekilen fotoğrafları, bir de güzel zoom yapan bir makineniz varsa çok şahane oluyor.
vernazza monterosso'ya göre biraz daha ufak, yine aynı küçüklükte hemen önünde çok sevimli bir kumsalı olan şık bir kasaba
gittiğim öğleden sonrası saatlerinde bir hayli kalabalıktı ve gerek girdiğim hediyelik eşya mağazasında gerek tren istasyonun anonslarında hırsızlara dikkat etmem konusunda bir hayli uyarıldım. burada verdiğim öğle yemeği molasında ne yazık ki italyan ortalamasının altında lezzette bir pizzayla karın doyurduktan sonra geri kalan kasabalara devam etmek için tren istasyonuna doğru yol aldım. çok kompakt olan bu kasabada en önde sahil kıyısı, en arkada ise tren istasyonu bulunuyor ve ufak bir yürüyüşle ulaşabiliyorsunuz. hiking ile vardığınız zaman ise bitiş sizi tam şehrin orta noktasına atıyor.
vernazza'dan sonraki durak corniglia ise denize kıyısı olmayıp da tepeden gören ve tarihi şehir merkezinde daracık sokakları olan, beş kasaba içinde en arka planda kalmış olanı
bunun sebebi olarak, kasabanın denize uzaklığının yanı sıra, tren istasyonunun merkeze olan hatırı sayılır uzaklığını söyleyebiliriz. buna rağmen içlerinde en sessizi ve de daracık sokakların oralarda oturup içkinizi, kahvenizi içerek kafa dinleyeceğiniz bir yer. sessizliğe ve sakinliğe hasretseniz gece vakit geçirmeyi bile düşünebilirsiniz, öylesine durgun bir yer.
corniglia'nın git git bitmeyen uzaklığındaki tren istasyonuna geri döndükten sonra trenin rötar yaptığını fark ettim ve yaklaşık 20-25 dakikalık bir rötardan sonra, tam zirve saatine denk gelmiş olmalıyım ki, bir hayli kalabalık bir trenle 5 dakika sonra manarola'ya vardım. trenlerin belli saatlerdeki kalabalığı, italya'nın turizm konusundaki başarısını, sadece floransa, roma, venedik gibi yerlerde değil, ligurya gibi daha az popüler yerlerde bile gözler önüne seriyor.
manarola, kumsalı olmayan, insanların kayalardan atlayarak denize girdiği bir kasaba
tren istasyonundan girdikten sonra bir tünelden az bir yürüyüşle varıyorsunuz tarihi şehir merkezine. belki de akşamüstü olduğu için vardığım saatte monterosso ve vernazza'ya göre aşırı sakindi. yokuş yukarı kaptırıp, kasabanın fotojenik evlerine tepeden de bir bakış atıp biraz da fotoğraf çektikten sonra yanıma yaklaşan bir turistin bir sorusuyla karşılaştım. bir sonraki kasabaya nasıl gidileceğini sordu. tam tren diyordum ki, meğerse hiking ile nasıl gidileceğini soruyormuş. akşam olmak üzere olduğu için hiking merakına önce şaşırsam da sebep daha sonrasında anlaşıldı. manarola ve riomaggiore arasındaki hiking yoluna aşk yolu yani via dell'amore deniyormuş ve de internet fotoğraflarında gördüğüm kadarıyla dümdüz yol. bunun böyle olduğunu bilmediğim için ben trenle devam ettim ve yine çok kısa bir süre sonra vardım riomaggiore'ye.
riomaggiore'ye vardıktan sonra da, tıpkı manarola'da olduğu gibi bir tünelden geçerek az bir yürüyüşten sonra varıyorsunuz merkeze
bu tünelde de via dell'amore yazıyordu ve de bu sebeple hiking yapılan yerle bir alakası olduğunu, mesela uzantısı olabileceğini düşünüyorum. riomaggiore'de tıpkı manarola gibi yokuş yukarı uzanan, hemen önünde de bir iskelenin ve kayıkların tablo gibi dizildiği bir sahil kasabası. bilhassa bu kayıklar ve iskele, yokuş yukarı olan bu kasabaya tepeden baktığınızda nefis gözüküyor. riomaggiore manarola'ya göre daha kalabalıktı, belki de akşam yemeği ve eğlence saati olduğundan. kasaba ise görüntü olarak manarola'yı bir hayli andırmakta, sadece yeme içme mekanları açısından biraz daha zengin duruyor.
saatler 20:30 civarlarındayken bitirmiş olduğum beş kasabalık bu geziyi sestri levante'ye direkt dönen 1 saatlik bir tren yolculuğuyla noktaladım, 1 gün süren muhteşem bir anı ve onlarca fotoğrafla beraber. italya dendiğinde ilk akla gelen floransa'ları, venedik'leri, roma'ları unutun ve buraya gelin. asla pişman olmazsınız.