Savaş Nedeniyle Tekrar Gündeme Gelen Gazze'nin Kısa Tarihi
gazze... tarihi milattan önce 3000'li yıllara kadar gider mısırlılar ve öncesi... muhtemelen "güçlü", "hazine", "seçilmiş yer" gibi bir manası var.
hep kervan yolları üzerinde oldu. bu yüzden, islam peygamberinin büyük büyükbabası haşim de burada gömülüdür.
büyük iskender çok zorlu ve kanlı bir kuşatmadan sonra, kendisi de yaralanarak şehri ele geçirmiştir (m.ö. 332). şehir defalarca el değiştirmiştir.
romalılar zamanında, 500 üyeli bir senato gazze'yi yönetiyordu ve sokaklarda filistinliler, yunanlılar, romalılar, kenanlılar, fenikeliler, yahudiler, mısırlılar, persler ve bedeviler beraber yaşıyorlardı. (m.ö. 60'lar)
bizans imparatoru konstantin zengin yerli tacirleri kaçırmak istemediğinden, hristiyanlığın en son girdiği filistin kıyı şehridir.
bizans zamanlarında gazze iskenderiye'ye rakip olacak kadar güzel, zengin, bilim ve sanat dolu bir şehirdi. ünlü gazze şarapları ispanya'ya, fransa'ya kadar yayılmıştı.
islamiyet öncesinde sayısız arap tacirlerin uğrak yeriydi: haşim, hazreti ömer, ve yirmili yaşlarda genç bir tacir: abdullah oğlu muhammed. 30 yıl kadar sonra amr ibn as kumandanlığında islam ordusu şehri ele geçirdi (634).
çok eski tarihinden beri ticari rotaların kesişiminde yaşamaya ve sürekli elden ele geçmeye devam etti: mısır, suriye, bizans... ilk haçlılara kadar (1100).
selahaddin eyyubi önce çevresini (1170), 15 yıl sonra da şehri feth etti. ama 4 yıl sonra anlaşmayla aslan yürekli rişar'a bıraktı.
anlaşmaya göre haçlılar şehrin kalesinin yıkılmasını kabul ettiler. yıkılan kalenin yeri, roma kütüphanesi, stadyum, ve daha pek çok eserin nerede olduğu bilinmiyor.
sonra tekrar memluklar, suriyeliler, moğollar... 1348 yılında veba şehrin neredeyse yarısını yok etti. gazze'deki en eski binalar memluklar'dan kalmadır.
osmanlılar 1516'da şehri memluklar'dan aldı. 1799'da napolyon şehre girdi. sonrası ise kavalalı mehmet ali paşa, ingiliz filistin mandası, ve karışık modern zamanlar... kaynak
bugünlerde tasavvur etmek neredeyse imkansız belki ama; allah orada yaşamak zorunda olanlara güç ve sabırlar ve tüm geniş bölge halklarına -dinleri, dilleri, gelenekleri ne olursa olsun- barış, esenlik, komşuluk, ve kardeşlik duyguları içinde yaşayabilecekleri bir gelecek nasip etsin.