Roma İmparatorluğu'nun Yaşadığı En Büyük Felaketlerden Biri: Teutoburg Ormanı Faciası
eylül 9'da, legatus publius quinctilius varus emrindeki xvıı, xvııı, xıx. lejyonlarla ve yardımcı birliklerle cermen topraklarında asayişi sağlamakla meşguldü. yanında oldukça güvendiği anlaşılan cermen kökenli fakat artık bir romalı sayılan deneyimli komutan arminius da vardı. arminius'un, weser nehri yakınlarında ikamet eden cherusci kabilesinden geldiği bilinmekteydi. arminius, babası segimer'in asiliği yüzünden romalılar'a esir olarak yollanmış ve açıkçası yükselmeyi başarmıştı. (kardeşi flavus da romalılar için savaşmış, katliamdan yaklaşık 5 yıl sonra germanicus döneminde birbirlerine rakip olmuşlardır. tarihçi cornelius tacitus, arminius'un, kardeşini yanına çekemediğinden bahseder.) varus'un da güvenini çoktan kazandığı anlaşılan arminius, uzun zamandır cermen kabileleri ile iletişim halindeydi. cermenler'in başına geçmek istediği anlaşılıyor. romalılar'ı, ren nehri'nden öteye atmayı hatta tüm cermenler'i tek bir çatı altında toplamak istediği biliniyor fakat bu barbar kabileleri/kavimleri arasında o sıralar imkansız gibi bir şeydi. ayrıca arminius ve amcası segetes, legatusumuz varus'un hemen hemen her akşam yemeğinde bulunuyorlar ve de germania'da yapılması gereken her şeyden haberleri oluyor. pusunun kalitesi ve de nasıl olması gerektiği, büyük ihtimalle bu sofra muhabbetlerinde netleşiyor. varus'un, suriye'deki zenginleşmesine bakılırsa parayı sevdiği belli. burada da cermenler'e pek iyi davranmadığı neredeyse beş yıldır sorunsuz giden bölgeyi, artırdığı vergilerle canından bezdirmeye başladığı anlaşılıyor. hiçbir zaman roma hakimiyetini tam olarak benimsememiş olan cermenler için bu, büyük bir kıvılcım anlamına geliyor.
sık sık araya girmelerden sonra devam edelim. varus, cermenler'i hizaya getirdiğinden emin yoluna devam eder. eylül ayında varus, yanında yaklaşık 15 bin askeri (üç lejyon, sayılarının gerçek bir lejyon kuvvetinde olmadığı belli) ve de binlerce köle, işçi, seyis, yük hayvanı, erzakla batıya doğru ilerlemeye başlar. eylül ayı artık roma için sefer ayı sayılmaz, güvenli bir yere çekilmeyi düşünür. germania yolları, galya gibi gelişmiş değildi (agrippa, galya yollarına çekidüzen vermişti). yani roma ordusunun gideceği güzergah belliydi. ordu da açıkçası bu yoldan farklı bir yere gitme isteği içinde değildi. belirsizlik roma ordusunu her zaman korkutur. ayrıca ordunun kılavuzları, oraları iyi tanıyan cermenler'di. arminius'un amcası segestes, varus'a, arminius'un bir isyan planladığını açıklar. varus'un bunu önemsemediği açıktır. hiçbir şey olmamış gibi yola devam edilir. varus ve roma ordusu, aşırı yağmurlar başlamadan her taraf çamur olmadan, bir an önce germania ormanlarından ve bataklıklarından çıkmaya çalışır. arminius, amcasının zamansız ötmesinden sonra güya germania'daki isyanları önlemek ve birtakım cermenlerle dönmek için varus'tan izin alır ve ordudan ayrılır. artık arminius daha önceden hazırladığı planını işleme sokar. (varus'un görüldüğü üzere mantıklı tek bir hareketi/eylemi yok.)
varus'un korkması gereken her şey gerçekleşmeye başlar. önce yağmur başlar, yollar roma yolu olmadığı için orduyu iyice yavaşlatır. arminius'un emri üzerine cermenler, hemen hemen her yerden roma ordusunu taciz etmeye başlar. dediğimiz gibi arminius oldukça deneyimli bir asker, coğrafyaya hakim, daha da önemlisi roma'nın neler yapacağını/yapamayacağını çok iyi bilmekte. varus, yağmurla birlikte yavaşlayan ordusunu hızlandırmak için arka taraftaki gereksiz gördüğü erzakı/katarları yaktırır. bu tedbirin, orduyu muharebeye hazırlamaktan ziyade orduyu daha da endişelendireceği çok açık. ilerleme güç bela devam ettikçe varus'un iyice saçmaladığı açıkçası, kontrolü kaybettiği anlaşılıyor. ilerlemeye devam edilir. ordu, dar bir geçitte sıkışır. görüleceği üzere cermenler, pusu için seçilebilecek en iyi yeri seçmişlerdir. (arkeolojik çalışmalar, kıyımın gerçekleştiği yeri tahmin eder: görsel) cermenler, sıkışan roma ordusunu biraz daha yüksekten vurmaya başlar. muhtemelen bu sırada, varus'un yaralandığı haberi gelir. varus, henüz muharebe tam olarak neticelenmemişken intihar eder ve ordusunu resmen ortada göt gibi bırakır. ordu, başlarındaki bazı yüzbaşılarla cesur girişimler yapar fakat pusu artık kapanmıştır ve ordunun kaçacak gücü de sayısı da kalmamıştır. üç lejyonun kutsalı olan üç kartal sancağı cermenler'e geçer. bu roma için büyük bir hakarettir. askerler işkencelerle öldürülür, kimisi cermen ayinleri için toplanır, kanları içilir. (germania'nın diğer bölgelerinde konuşlanan romalılar da işin içine katılırsa sadece üç dört günde, roma ordusu en az 20 bin askerini kaybeder. 2000 yıl önceki bir dönemden bahsediyoruz. bu sayı, korkunçtur.) cermenler, varus'un cesedini teşhis ettiklerinde kafasını kopararak arminius'un rakibi olan cermen liderine yollarlar. bu cermen lideri, bu kafayı görünce arminius'tan korkmuş olsa gerek. özenli bir şekilde kafayı imparator, tanrının oğlu augustus'a yollar.
sonuç olarak roma için üç lejyonun yitirilmesi mö 53 yılındaki carrhae muharebesi'nden sonra görülen en büyük yenilgiydi. augustus'un bu katliamın haberini aldığında "varus, bana lejyonlarımı geri ver!" * dediği söylenir. yaklaşık beş yıl sonra arminius'un karşısına çıkacak olan germanicus, pusunun yapıldığı bu ormandan tekrar geçer ve sağa sola saçılan kemikleri toplatır, gömdürür.
bu felaketi daha iyi anlamak için historia civillis'e bakılabilir.