Gizemi Çözülemeyen Ürkütücü Olay Dyatlov Geçidi Vakası'nın Makul Bir Açıklaması

2 Şubat 1959 tarihinde Ural Dağları'nda 9 dağcı 'gizemli' bir şekilde hayatını kaybetti. Yıllar yılı doğaüstü birtakım tabirlerle açıklanmaya çalışılan bu olaya dair en mantıklı teorilerden birini paylaşıyoruz.
Gizemi Çözülemeyen Ürkütücü Olay Dyatlov Geçidi Vakası'nın Makul Bir Açıklaması

amatör havacılık tarihçisi andrei shepelev'in bu gizemli olay ile ilgili oldukça çarpıcı ve mevcut verilerin çoğuna tatmin edici bir şekilde uyan bir iddiası var. kanımca, şu ana kadar en mantıklı ve tutarlı açıklama ona ait.

kendisi, dyatlov grubunun grönland thule'deki hava üssünden havalanan bir rb-47 abd casus uçağı tarafından atılan 150 lb'lik (68 kg) bir m120 foto-flaş bombası nedeniyle ölmüş olabileceğini düşünmekte.


o zamanların optik teknolojisi gece net bir şekilde fotoğraf çekmeye imkan vermediğinden, ortalığı aydınlatmak gerekmekteydi. atıldıkları yerde adeta güneşi yeniden doğuran bu bombalar, askeri gözetleme uçaklarının rahatça gece hava fotoğrafları çekmesini sağlamaktaydı. bu yüzden özellikle ikinci dünya savaşı'nda ve kore savaşı'nda sıkça kullanılmışlardı. normalde yeryüzünden belirli bir yükseklikte patladıklarından dolayı bu bombalar, yerdeki hedeflere herhangi bir zarar vermez. ancak yere yakın patlarlarsa ciddi derecede yıkıcı olabilirler. bugün artık gece görüşüne sahip kameralar mevcut olduğundan bu bombalar uzun bir süredir kullanılmamaktadır.

gizliliği kaldırılmış bir abd belgesi, balistik füzelerin bulunduğu sovyet üslerinin yerini tespit etme amacıyla 1959'un ilk yarısında nizhnyaya salda kasabası yakınlarında(olayının gerçekleştiği yere kuş uçuşu yaklaşık 415 km uzaklıkta yer alsa da bu kasaba, dyatlov geçidi'nin de bulunduğu sverdlovsk oblastı'nda yer alıyor.), böyle gizli bir görevin olduğunu kanıtlıyor. (kaynak rusça ama google translate ile çevirip okumanızı şiddetle öneririm. shepelev, benim yazdıklarımı burada daha ayrıntılı bir şekilde anlatıyor.) zaten gençlerin geziye gittiği yerin yakınında bazı sovyet askeri üslerinin bulunduğu bilinmekte, olayı araştıran herkes bunu mutlaka duymuştur. kaldı ki bu, amerikalılar'ın sovyet topraklarındaki aynı amaçla ilk girişimleri de değildi. amerikalılar'ın 1951 ve 1953 yıllarında vladivostok yakınlarına foto-flaş bombaları attıkları ortaya çıkmıştı.


shepelev'e göre, amerikan casus uçağının bıraktığı foto-flaş bombası, bölgenin dağlık olması nedeniyle yere beklenenden daha yakın bir noktada patlamıştı. muhtemelen bu patlama, grubun kaldığı çadırın çok yakınında olmuştu ve birden bire ortaya çıkan kör edici derecede olağanüstü parlak ışıktan ve yüksek sesten çok korkan gençler aceleyle çadırı yırtıp koşarak kaçmışlar(soğuk savaş döneminin psikolojisiyle büyüyen bu genç arkadaşların bu patlamayı bir nükleer saldırı sanma ihtimali gözardı edilmemeli.), fakat daha sonra aşırı soğuk ve tipi yüzünden bir daha geri dönemeyip donarak ölmüşlerdi. gençlerin bazıları çok yakınlarında gerçekleşen bu patlama yüzünden yaralanmış olabilirlerdi. bu durum bazı cesetlerde neden kaburga, kafatası ve omurilik kırıkları olduğunu da açıklıyor. nitekim adli tıp uzmanı boris vozrozhdenny'nin belirttiği gibi, dyatlov grubundan en son bulunan dört gençten üçünün yaralanmaları, bir patlama dalgasına maruz kalmaktan kaynaklanmışa benziyordu. ayrıca ölü bedenlerin saçlarını griye boyayan tuhaf madde magnezyum veya alüminyum olabilir(m120 foto-flaş bombasında oksitleyici bir madde olarak oksijen içeren tuzlarla toz haline getirilmiş alüminyum ve magnezyum karışımı kullanılmaktaydı. yani her ikisi de bu bombanın içeriğinde mevcuttu.) ve derileri üzerindeki yanıklar da patlamaya yakınlıktan kaynaklanmış olabilirdi.


gençlerden georgiy krivonischenko'nun fotoğraf makinesinin çektiği ilginç son fotoğraf ile o gece, dyatlov grubunun öldüğü yerden yaklaşık 50 km uzakta bulunan bir başka kampçı grubunun gökyüzünde gördüğü tuhaf turuncu küreler arasındaki ilişki de bu patlama ile açıklanabilir: 


fotoğrafın sol tarafında arka arkaya sıralanmış gibi duran bulanık yuvarlak şekiller bulunmakta. foto-flaş bombaları da patladıkları zaman aynen bu şekilde küreye benzeyen parlak bir alan oluşturmaktadırlar. krivonischenko'nun objektifi muhtemelen işte bu patlamayı kaydetmişti. fotoğrafın bulanık çıkmasını ise kendisinin o anda panik içinde olduğundan odaklama yapamadan çekmesine bağlayabiliriz. hatta yine bu fotoğrafta görülen birden fazla küre benzeri şekle dayanarak, sözkonusu casus uçağının arka arkaya birden fazla foto-flaş bombası bırakmış olabileceğini de varsayabiliriz. belki de gençlere, çadırı ilk terk ettikleri anda hiçbir şey olmamıştı fakat bazıları daha sonra ikinci veya üçüncü bomba yüzünden yaralanmışlardı.


kamp yerinin yakınında bulunan tuhaf metal parçaları da belki bu bombadan kalanlardı:

(waffle desenli bu parçalar ile o yıllarda kullanılan amerikan foto-flaş bombaları arasında kıyaslama yapan bir araştırma mevcut olsaydı aslında çok güzel olurdu.)

bu durum aslında olayın sovyet yetkilileri tarafından neden örtbas edilmeye çalışıldığını da iyi bir şekilde açıklıyor. muhtemelen sovyet araştırmacılar, olayın gerçek sebebini kısa sürede anlamışlardı. ancak her şeyi olduğu gibi açıklamak, bir amerikan casus uçağının ülkenin bu kadar içinde bulunan bir bölgeye kendini fark ettirmeden girdiğini kabul etmek anlamına gelecek ve bu da sovyetler birliği'nin imajını zedeleyecekti. bu yüzden olayın bazı yönleriyle "gizemli" kalmasının kendileri için daha faydalı olacağını düşünmüşlerdi.


tüm bu veriler birlikte değerlendirilince, shepelev'in açıklaması ile bu olayı gizleyen sır perdesi de aralanıyor gibi. pek çok ekşi sözlük yazarının da dediği gibi, dyatlov grubundakiler yanlış zamanda, yanlış yerde bulunmuşlardı. ama bu onların suçu değildi. bu zavallı gençler, sanılanın aksine; cinler, periler, şeytanlar, ufolar, buz adam yeti gibi doğaüstü varlıkların veya çığ düşmesi, infrasound, aşırı rüzgar gibi doğa olaylarının değil (her ne kadar kasten yapılmamış olsa da) amerikan ihtiraslarının kurbanları olmuşlardı.

yazı biraz "işte bunlar hep amariganın oyunları yiğeenim." der gibi oldu farkındayım ama büyük ihtimalle gerçek bu.