Prenses Diana'nın Peri Masalından Kabusa Dönen Trajik Hikayesi

Prenses Diana'nın ışıltılı bir düğünle başlayan, tüm dünyanın hayranlıkla izlediği peri masalı, nasıl adeta bir kabusa dönüştü?
Prenses Diana'nın Peri Masalından Kabusa Dönen Trajik Hikayesi

çoğu insanın charles ile evliliği sayesinde bir asalet ünvanı aldığını düşündüğü "diana frances spencer", aileden kraliyete yakın bir isimdi. babası kont 8. spencer'dı, yani "lady" doğduğu andan itibaren ünvanıydı. ayrıca anne tarafından büyükannesi, kraliçe'nin yardımcılarından ve arkadaşlarından biriydi. öldükten sonra gömüldüğü arazi olan althorp house mülkünde çocukluğunun bir kısmı geçen diana'nın annesi ve babası boşandığında, her iki taraf da kısa sürede 2. evliliklerine doğru yol aldı. diana ise bir ingiliz soylu sınıfı klasiği olarak yatılı okula gönderildi.

yeri gelmişken belirteyim, althorp house'un ve spencer ailesinin 16. yüzyıla kadar uzanan bir geçmişi var. althorp malikanesi, içindeki 500 yıllık aile koleksiyonları, arazinin büyüklüğü ve elbette diana'nın kabri nedeniyle ingiltere'nin maddi ve manevi en değerli mülklerinden birisi.

diana yatılı okuldan sonra londra'da kız arkadaşlarıyla bir apartman dairesinde kalmaya ve kreş öğretmeni olmak üzere bir okulda çalışmaya başladı. çoğu insan diana'nın charles ile ilk defa bu dönemde karşılaştıklarını düşünür ama durum hiç öyle değildir. kraliyetin taht sırasındaki bir numarası, dönemin gözde bekarı charles, diana'dan önce ablası sarah ile çıkmıştır ve garip ama gerçek; diana bu görüşmeler sırasında charles'in dikkatini çekmiştir.


charles ile diana'nın kısa sürede alevlenen ilişkisi elbette kraliçe 2. elizabeth'in onayıyla sürmüştür. hatta, aile büyüklerinin artık evlenme çağına gelmiş charles'ı (evlendiklerinde charles 33, diana 20 yaşındaydı) diana ile evlenmesi için teşvik ettiklerini söylemek yanlış olmaz.

birleşik krallık tahtının bir numaralı varisi charles ile utangaç davranışları ve sempatikliği nedeniyle ingiliz halkının ilişkilerinin başından itibaren kendine yakın gördüğü diana, kraliyet ailesinin onayından sonra nişanlanırlar. her şey bir peri masalı gibidir, ingiliz tabloid gazeteleri kendine yeni bir magazin figürü bulmuş, her gün charles ve diana hakkında haberler yapmaktadır. elbette hayat iyi, kötü sürprizlerle doludur ve bu peri masalı trajik sona adım adım ilerlemektedir.

ikili dillere destan bir kraliyet düğünü ile evlendiklerinde tarihler 1981'i gösterir. tv'lerden naklen yayınlanan tören, tüm zamanların en çok izlenen yayınlarından biri olurken, diana aile yadigarı spencer aile tacını takmaktadır. bu görkemli düğünü izleyenlerin bilmediği şey ise, diana'nın tören hazırlıkları sırasında kulağına gelen söylentiler ve charles'ın düğüne giden süreçteki ilgisiz davranışları nedeniyle bazı şüphelerinin olduğudur. en nihayetinde diana çıktığı yoldan dönmeyecekti ama ileride vereceği bir röportajda söyleyeceği gibi; "evliliği 3 kişilik ve biraz kalabalık" olacaktı. charles'ın camilla parker bowles ile devam eden ilişkisi bu evliliği ta başındayken sarsacaktı.


kısa sürede kraliyet ailesine iki erkek varis kazandıran diana, halkın çok sevdiği bir figür, magazin dünyasının, paparrazilerin gözdesi, haberleri çok okunan yüzlerinden biri haline geldi. charles ile yaptığı gezilerde ondan daha çok bahsediliyor, resmi protokollerde bile müthiş bir ilgiyle karşılanıyordu. aids gibi, o dönem herkesin veba gibi yaklaştığı tedavisi henüz olmayan hastalıklar hakkında toplumun bilinçlendirilmesi, birçok sağlık kuruluşu için etkinliklerde yeralması, uluslararası kamuoyunun dikkatini kara mayınlarına çekmesi gibi faaliyetleri diana'yı ingiliz halkının gözünde bir aktivist konumuna yükseltiyor, diana da basının ilgisini bu faydalı işlere yöneltiyordu. basın ve diana'nın ilişkisi ilk zamanlarda bu pozitif eksende yürüse de, gittiği her yerde binlerce kez fotoğraflanması, sürekli takip edilmesi diana'yı yormaya başlamıştı.

öte yandan diana iç dünyasında yalnız ve evliliğinde son derece mutsuzdu çünkü charles ve camilla'nın ilişkileri devam ediyor, ingiliz tabloid gazeteleri ikilinin ilişkilerine dair dedikodulardan geçilmiyordu. diana basının ilgisini bir de bu anlamda çekmeye başladığında, paparazzilerle arasında kaçınılmaz bir kovalamaca da kendiliğinden oluşmuştu. evliliğindeki sıkıntılar, daha doğrusu evliliğinin büyük bir hüsran olması, kraliyet ailesindeki görevleri, sıkıntılarının gözardı edilmesi ve charles ile uyumsuzlukları diana'yı öyle etkiliyordu ki, nişanlandığı dönemde başlayan bulimia hastalığı, aldığı terapilere rağmen tekrar tekrar nüksediyor, zayıf ve düşünceli halleri basının ilgisini çekiyordu.

bu noktada diana'nın bir çemberin içinde dönüp durduğunu ve bir çıkış yolu aradığını söylemek oldukça mümkün. öyle ki, kraliyet ailesinden habersiz basına röportajlar veriyor ve artık mutsuzluğunu herkesin bilmesini istiyordu. bana göre, geleceğin kralı ile boşanmanın öyle pat diye gerçekleşmeyeceğini anlamıştı.


diana'nın bu mutsuz dönemi 1992'deki hindistan gezisi sırasında tac mahal'de tek başına oturan fotoğrafı ile özdeşleştirilebilir. beni en çok etkileyen diana görüntülerinden biri olan bu fotoğrafta diana, şah cihan'ın karısı için yaptırdığı anıt mezar önünde son derece yalnız, kronik hastalığı bulimia nedeniyle son derece zayıf ve moralsiz görünüyordu. bu elbette bazı şeylerin yolunda gitmediğinin işaretiydi. diana'nın evliliğinde mutsuz olduğu, camilla parker bowles gerçeğini bildiği, kendisinin de çeşitli aşk hikayeleri içinde yeraldığını gerek röportajlar, gerek hakkında yazılan kitaplar sayesinde artık tüm dünya biliyordu. ve diana bu tür haberleri artık yalanlama gereği duymuyordu.

1992 yılından sonra ayrı yaşamaya başlayan diana ve charles'ın evliliği, verilen röportajlar, ortaya çıkan ifşalar ve haberlerin baskısı ile nihayet 1996 yılında bitti, ikili boşandı. burada hemen not düşelim; camilla da 1995 yılında eşinden boşanmıştır. hikayenin devamında camilla ile charles'ın 2005 yılında evlendiğini de sanırım hepiniz biliyorsunuz.

peki, charles için camilla gerçeği varken diana cephesinde aşk adına neler oluyordu? buna da biraz değinelim...

diana'nın hayatına giren ilk erkek charles olsa da, son olmadığını biliyoruz. röportajlar ve belgesellere göre ölümüne kadar olan süreçte diana'nın toplamda 7 sevgilisi oldu. bir kısmı evli olduğu süreçte, bir kısmı boşandıktan sonra. diana'nın ilişkilerinin hepsini burada anlatmak mümkün değil, çoğu da gelip geçici ilişkilerdi ama bir hikaye var ki, basından, halktan, her şeyden uzak yaşanmış görünüyor; toplamda 2 yıl kadar sürdüğü söylenen, pakistan asıllı ingiliz vatandaşı kalp cerrahı dr. hasnat khan ile olan ilişkisi. diana'nın "bay mükemmel" olarak adlandırdığı hasnat'la olan ilişkisi, khan'nın ailesinin boşanmış bir kadınla evliliği reddeden gelenekleri nedeniyle son buldu. bu hüsranın arkasından diana aşkı aramaya devam edecekti.


dr. hasnat khan'dan sonra mısır asıllı ingiliz işadamı dodi el fayed'le birlikte olmaya başlayan diana için maalesef trajik son yaklaşıyordu. ikilinin her hareketi basının ilgisini çekiyor, attıkları her adım yüzlerce paparazzi tarafından takip ediliyordu. böyle günlerden birinde paris'te otel çıkışında basından kaçarken kaza yapan araçta bulunan diana ölümcül yaralar aldı ve kaldırıldığı hastanede hayata veda etti. aynı kazada dodi el fayed ve özel şoförleri de öldü.

kazanın ardından "diana hamileydi", "halkın gözünde sempatisi o kadar artmıştı ki kraliyet kin duydu", "geleceğin kralının annesi müslüman bir iş adamı ile evlenecekti, bu nedenle öldürüldü" gibi birçok spekülatif iddia ortaya atıldı. komplo teorisi ve büyük resim kursu mezunlarının, hatta dodi el fayed'in şöhret meraklısı babasının ileri sürdüğü bu tür iddialar hiçbir zaman ispat edilemedi. ikilinin şoförü henri paul'un kanında yasal sınırın çok üzerinde alkol vardı ve basından kaçmak isterken aşırı hız yapmıştı. kazadan sonra ingiltere hükümetinin olayı araştırmak üzere kurduğu bağımsız komite de farklı bir sonuca ulaşmadı. diana'nın cenazesinde duygusal bir konuşma yapan abisi kont spencer, diana'nın mitolojik avcılar tanrıçasının adını aldığını ama ironik bir şekilde bir av olduğunu söyleyecekti. ve bence ölümü hakkında söylenebilecek en doğru şey buydu.

gerçek hayat bazen kurgudan bile trajik olabilir. çok genç yaşta geleceğin kralının eşi sıfatıyla yüklendiği görevler içinde bocalayan, yaşadığı stres ve gerginlik nedeniyle bulimia gibi bir hastalıkla yıllarca mücadele eden, terapistlerle sık sık görüşen, evliliğinde mutluluğu bulamayan bir kadının hikayesinin acıklı sonunu kimse tahmin edemezdi. halkın gözünde güçlü bir prenses görüntüsü çizen ama içinde son derece kırılgan bir ruha sahip diana, yaşasaydı gerçek mutluluğu yakalar mıydı, bir çeşit inzivaya mı çekilirdi yoksa her adımıyla yine gazetelere sürmanşet haber olan korkunç bir hayata hapsolur muydu bilmiyorum ama ölümü gerçekten erkendi.