Orhan Veli-Nahit Fıratlı Aşkının Her Yerde Pat Diye Bulamayacağınız Detayları
büyük şair orhan veli kanık'ın nahit fıratlı ile yaşadığı aşkın en büyük kanıtı olan mektuplar, ilk basımını şairin doğumunun yüzüncü yılı olan 2014'de yapan yalnız seni arıyorum kitabı ile gün yüzüne çıkmış ve okuyucu ile buluşmuştu. gazeteci - yazar seray şahinler'in, şairin kızkardeşi füruzan yolyapan 'ın şahitliği ile derlediği orhan veli kanık biyografi kitabı ağabeyim orhan veli'de yeralan bilgilere göre, bu kitabın ortaya çıkış hikayesinin içinde bir hırsızlık söz konusu. nasıl mı? meraklısı için burada...
cemal süreya'nın "cumhuriyet döneminin küçük burjuva duyarlılığının anası" dediği, şair yazar sabahattin ali'nin iki kez ilan'ı aşk ettiği (ve karşılık alamadığı), uğruna şiirler yazdığı nahit hanım, bir edebiyat öğretmeniydi ve ankara'daki evi, edebiyat dünyasının ünlü isimlerini ağırladığı bir buluşma noktasıydı. edebiyat çevresiyle çabucak ahbaplık kuran bu bilgili, hoşsohbet ve çekici kadınla orhan veli'nin tanışıklığı da bu ev toplantılarına dayanıyordu. çoğu kaynak nahit hanım'ın orhan veli ile aşk yaşadığı dönemde bekar (boşanmış) olduğunu söylese de, aslında aşkları nahit hanım evliyken başlamıştı ve şairin zamansız ölümü ile sona erdi.
istanbul'da hayatına devam eden orhan veli ile ankara'da yaşayan nahit hanım'ın aşkı mektuplarla devam ediyordu. abisinin mektuplarını zaman zaman postaneye götüren füruzan hanım da nahit hanım'la arkadaştı ve şairle birlikte zaman zaman evdeki yemeklerde yeralıyordu. füruzan hanım elbette bu mektupların içeriğinden habersizdi ve ancak yayınlandığında görecekti:
"onların aşkları daha çok arkadaşlık gibi. ben yanlarında olduğum zaman sululuk yapmazlardı. her şey erkek arkadaş, kız arkadaş münasebeti gibiydi. bana sorarsanız sevgilisi miydi, arkadaşı mıydı diye, bu mektuplar olmasaydı arkadaşı diyecektim. ama mektuplarda aşk yazıyormuş."
peki, iki kişi arasındaki en özel duyguların şair tarafının yeraldığı bu mektuplar nasıl gün yüzüne çıktı?
nahit hanım ve füruzan hanım'ın bunda bir etkisi olmuş muydu? bunlara da ilk elden tanıklıkla cevap veriyor aynı kitap.
orhan veli basılan kitaplarından nahit hanım'a da kopyalar vermekteydi. ona yazdığı (tahminimce kitabın baş sayfasına nahit hanım'a özel notlar eklediği) kitaplardan birini sahaflarda gören bir tanıdığı orhan veli'ye haber verdiğinde kızılca kıyamet kopar ve şair nahit hanım'a kitabını sattığı için sitem eder. nahit hanım bu sitem karşısında çıldırır ve füruzan hanım'a gelerek "birisi çalmış, sahaflara götürmüş. bunlar evime geliyorlar, onu bunu çalıyorlar. ben karar verdim. kabul edersen mektupları sana vereceğim." der. peki diyen füruzan hanım, bir hukukçu arkadaşına danışarak ancak bir belge karşılığında bunu yapabileceğini belirtir.
bunlar olur ve araya zaman girerken orhan veli talihsiz bir kazadan iki gün sonra vefat eder. füruzan hanım ilerleyen dönemlerde (evinde sürekli birilerini ağırlayan ve geçen sürede boşanıp maddi olarak zorlanan nahit hanım'a destek olsun düşüncesiyle), dilerse telif hakkı karşılığında mektupları satabileceğini nahit hanım'a iletir. nahit hanım bu teklife çok kızar ve mektupların çalındığını söyler; mektuplar artık başkasının elindedir ve fotokopi ile çoğaltılmıştır.
mektup asılları yıllar sonra, ailesi ile birlikte türkiye'nin en büyük koleksiyonerlerinden biri olan iş insanı ömer m. koç tarafından satın alınmıştır ve yapı kredi yayınları tarafından basılacağı zaman, şairin hayattaki tek varisi olarak füruzan hanım'dan izin istenir. bu kısmı kitaptan aynen aktarıyorum:
"yapı kredi'den geldiler. "mektupları yayımlamak istiyoruz" dediler. ben de "elimde böyle bir vesika var, nahit hanım'a ihanet edemem" dedim. (tam bu noktada nahit hanım'ın 2002 yılında vefat ettiğini, yapı kredi yayınları'nın tahmini olarak 2013 yılında füruzan hanım'ın kapısını çaldığını belirteyim) gel zaman git zaman mektupları ele geçiren hanım da mektupları satmış ömer koç'a. kim olduğunu biliyorum. bir defa mektuplar başkasının eline geçmiş, fotokopi makinesiyle çoğaltmış. yani nahit hanım'ın istemediği şey zaten olmuş. zaten elden çıkmış, başkalarına geçmiş. o vakit "basın" dedim. "benim ölümüm beklenmesin."
bu sözlerin ardından kitap, mektuplardan birinde yeralan "bütün bu tatsız günler içinde yalnız seni arıyorum" cümlesinden alıntılanan kelimeler kapak yapılarak basıldı. mektup orijinalleri iş insanı ömer m. koç'un arşivinde yer almaya devam ediyor. bu bilgilere sahip olmamızı sağlayan, abisi orhan veli'nin mirası şiirlerinin aslını, anılarını büyük bir titizlikle koruyan, şairin fırfırım diye seslendiği füruzan yolyapan ise, 2021 yılında hayata veda etti.
sanat, edebiyat çevrelerinde adı çapkına çıkan orhan veli yine kız kardeşine göre sadece bir kadını sevdi, o da nahit hanım'dı. kadınlar şaire düşkündü, çapkınlık sözü de buradan çıkıyordu. gerçi şair dedikodu adlı şiirinde "geç bunları anam babam geç, geç bunları bir kalem, bilirim ben yaptığımı" diyerek bir cevap da vermişti :) ayrıca ergenler ve liseliler bilmez; bu şiir, sezen aksu - uzay heparı işbirliği ve levent yüksel'in muhteşem yorumu ile şahane bir şarkıya da dönüşmüştü.
Levent Yüksel - Dedikodu
her şey bir tarafa, 36 yıllık kısa ömrüne harikulade şiirler sığdıran, şiirde geleneksel her şeyi yerle bir ederek anlamı öne koyan bir şairin etrafında kadınların, aşkın, sevginin olmaması garip değil mi zaten?
bu arada, bu bilgilere ulaşmamızı sağlayan seray şahinler, kitabının akıcılığı ile de büyük bir alkışı hak ediyor. ağabeyim orhan veli, cumhuriyet sonrası müthiş bir üretkenliğe bürünen türk edebiyat dünyasının arka planına, o dönemin havasına meraklı okuyucu için de bulunmaz bir nimet. kitabı bitirince kuruluşunun 100. yılında ülkenin neden hemen her türlü konuda vasatlığa teslim olduğunu da daha iyi anlıyorsunuz: özgür düşüncenin olmadığı yerde ot bile bitmez.