Klişe Tavsiyelerden Sıkılanlar İçin: Farklı Bir Norveç Gezi Rehberi
tatil için gidildiğinde aşık olunabilecek ama yaşam konusunda ortalama türk ve özellikle istanbul'da yaşayan bir türk için korku dolu olabilecek bir ülke. neden mi? çünkü insan yok! koskoca ülkenin zaten toplam nüfusu 5.5 milyon ve ülkenin en işlek caddesine (bkz: karl johans gata) dahi gitseniz göreceğiniz insan sayısı istanbul'daki alelade bir sokaktaki insan sayısından az. "bu insanlar nerede?" diyebilirsiniz, demeyin; çünkü yok!
turistik amaçlı gidiliyorsa hataya düşülüp oslo'ya değil, bana kalırsa öncelikle bergen'e ve sonra da fırsat olursa tromsö görülmeli. elbette başkent görülmeden olmayabilir ama kısıtlı süre ya da bütçe varsa kesinlikle oslo es geçilebilir.
izlenimlerime göre (yanılıyor olabilirim) insanları kuzey'deki her ülkede olduğu gibi çok sakin, fazlasıyla bireysel ve içe kapanık. zaten olmayan popülasyon yüzünden her birey kendi kendine takılmayı seviyor. dar bir sokak ya da yolda karşılaşırsanız 1 km uzaktan yol verip sizin geçmenizi bekliyorlar. genel olarak hayli saygılı ve kibar insanlar. herhangi bir zorbalık ya da ırkçılık yaşamadım. tamamının zaten ingilizcesi kusursuz ve turist olduğunuzu anladıkları an ya da ingilizceye geçmek istediğinizi belirttiğinizde zerre tereddüt etmeden ya da garipsemeden mükemmel bir ingilizce ile size karşılık veriyorlar. genel itibarıyla çok misafirperver olduklarını söyleyebilirim ama turist sevmediklerini her fırsatta dile getirmelerine rağmen çok iyi karşılandım her şehirde ve ortamda. bol deniz ürünü ve kendilerine has içecek ve yemeklerini tattım diyebilirim.
genel olarak güneşli gün sayısı çok az olan bir ülke olduğu için ziyaret tarihlerinizi planlayıp gitmenizi öneririm. kaldığınız günlerin tamamında yağmurlu ya da kapalı hava görüp hayal ettiğiniz gezme planlarını yapamadan dönebilirsiniz.
şehir merkezinde norveç kronuna döndürdüğüm euro'larımın hiçbirini kullanmadan dönebildim ben norveç'ten. her dükkan, kafe ve restoranda kredi kartı geçiyordu. üstelik iki farklı mekanda ödemede sorun çıkınca yediğim içtiğim şeyleri ikram ettiler. o kadar da kibar insanlardı. bu yüzden fazlasıyla misafirperver buldum. ancak ülkenin hemen hiçbir yerinde ingilizce tabela yok. elimizde norveççe-ingilizce çeviri uygulaması ile gezdik. isveç'te olduğu gibi çok fazla trafik tabelası yok alt alta üst üste ama çok fazla istisnai trafik tabelası ve kuralları var. dolayısıyla araç kullanırken onları göz ardı etmeden hareket etmek gerekiyor.
genel olarak zaten pahalı bir ülke ama türkiye'deki korkunç enflasyon sonrası ben istanbul'da yediğimden içtiğimden daha uygun fiyata da yedim ya da kafa kafaya gelen tutarlara şahit oldum. bir kez daha anladım ki: türkiye'de biz gerçekten enflasyonun dibini sıyırıyoruz. çünkü, norveç ve özellikle oslo zaten çok pahalı bir ülke ve başkent. ancak, türkiye ve istanbul bu enflasyonda artık gerçekten dünyanın en pahalı ülkesi ve şehri.
"Kesin görmeniz lazım" listesi
gezilecek yerler konusunda tek tek yazmayı ya da anlatmayı ben beceremiyorum galiba. google'a yazsanız zaten sürüyle çıkıyor ama kesin görün diyebileceğim yerler şöyle:
- bergen : şehrin kendisi çok çok güzel.
- flam (bkz: the flam railway).
- gudvangen: viking köyü. hala hayatta.
- myrdal: bence göreceğiniz en güzel fiyortlara buradan kalkan bot ile gidebilirsiniz. (bkz: nærøyfjorden)
- aker brygge: oslo liman bölgesi. güneş battıktan sonra çok güzel oluyor. nobel heykeli falan da var girişinde. hepsini gezebilirsiniz.
- stegastein: mükemmel bir manzara ile karşılaşacağınız ve virajlı yollarla ulaşacağınız bir yer. kesinlikle o virajlı yollara değecek!
- fløibanen: bergen'deki füniküler. fiyatına bakmadan binmelisiniz. gerçekten o görüntü çok çok güzel. turistik olan ve abartılmış şeylerden kaçan biriyim ama buna hayır dememelisiniz diye düşünüyorum.
- johanneskirken: kilise gezmeyi seviyorsanız tavsiye ederim. kırmızı kırmızı sizi selamlayacak.
- fram: kuzey-güney kutuplarına ulaşmış ahşap viking gemisi görebileceğiniz çok çok güzel bir müze. tüm müzeleri gezemeseniz bile bunu kesinlikle gezmelisiniz.
- gol stavkirke: 12 yy'dan kalma ahşap kilise. bayılmıştım gezerken.
- karl johans gata: oslo'da en meşhur bulvar, meydan... ne derseniz işte. çok güzel ama kalabalık denen bu yerde bile insan yok.
- operahuset: oslo opera binası. mimari anlamda çok güzel bir yapı. görmelisiniz.
…ve evet, voss. gizli kalmış cennet. muhteşem ve sakin mi sakin bir küçük cennet. kimse size söylememiş olacak ama ben aşık olmuştum. tavsiye ederim. sadece tren istasyonu bile yetiyor. o gece treni ile orada inip bu küçük ve gerçekten çok güzel yerde tek başınıza bile yürüseniz yeter. girişindeki ayı simgesi bile yeri apayrı bir hale getiriyor.
sade olurken şık olmak ne demek norveç'te onu gördüm ben. çok sade bir ülke ama zenginliğini ve refah seviyesini bu sadelik içindeki şıklıkla anlayabiliyorsunuz. kesinlikle avrupa ülkelerine benzemiyor. hatta en yakın komşusu isveç'ten bile çok farklı. şatafat yok, gösteriş yok ama bu iddiasız gibi görünen sadeliğin ardındaki şıklık mükemmel.