Kış Seyahati Konusunda Farklı Bir Arayışta Olanlar İçin Eşsiz Bir Deneyim: Doğu Ekspresi
doğu ekspresi, geçen senenin başında 2 gün erzurum, 3 gün kars'ta kalarak gerçekleştirdiğim gezi. fakat şubat sonuna kadar yoğun rağbet gördüğünden gidişe bilet bulmak mümkün değil, seyahat acentaları daha satışa çıkmadan tcdd'den bütün yataklı ve kuşetli vagonları alıyor. sinir bozucu ve etik olmayan bir hareket evet, ama şaşırmıyorum artık bu ülkede olunca, neyse. ben de gidiş tren dönüş uçak yerine, uçakla erzuruma gidip oradan trenle kars ve nihayetinde trenle karstan ankaraya döndüm. dönüş seferleri nispeten daha boş oluyor. tavsiye ederim.
izlenimler
erzurum klasik bir anadolu şehri gibi. basık, ketum bir havası var. ama 1-2 gün ayırıyorsanız gezip görebileceğiniz yerler mevcut. selçuklu döneminden kalma çifte minareli ve yakutiye medreseleri var şehir içinde görülebilecek. müzesi vardı kapanmış. kongre müzesi var ama orası da gittiğimde kapalıydı. atatürk evini tavsiye ederim, erzurum kongresine ait birçok eşya, dönemin gazete küpürleri sergileniyor, bence ilgi çekici. aziziye tabyaları var ama uzakta olduğu için ben gitmedim. bununla beraber tortum şelalerini de saymazsanız görebileceğiniz her yer şehir içinde yürüme mesafesinde zaten. en sevdiğim yer ise erzurum evleri oldu. 14 evin birleştiği, kapalı avlulu tarihi bir mekan. binlerce antika eşyayla süslemişler ve ortaya harika bir şey çıkmış. yöresel bir deneyim tatmak isteyenler için ideal.
erzurum evleri için
kars, erzurum'dan çok daha başka, bence çok daha güzel şehir. 40 yıllık rus işgali sağolsun, şehrin çevresi daha önce gördüğüm şehirlerden çok farklı. geniş sokak ve caddeler, geniş kaldırımlar, baltık mimarisiyle yapılmış binalar şehrin her yerinde ve insanı o sokaklarda yürümeye, keşfetmeye cezbediyor resmen. abarttığımı söyleyenler olabilir ama gidin görün, gerçekten hayran kalacaksınız. şehrin silüeti diğerleri gibi basık değil. yani memur olup zorunlu doğu görevine atanmak zorunda olsam mutlaka gidip yaşamak isteyeceğim bir yer olur kars.
kars'taki mimariden birkaç görüntü
kars'ta görülmeden dönülmemesi gereken iki yer ani harabeleri ve çıldır gölü
ani 1000 yılı aşkın tarihi olan harabe bir şehir. içerisinde anadoluda yapılmış ilk cami, arpaçayı sınırındaki kilise ve büyük katedraller var. tarihe ilgisi olan mutlaka gelmeli. uçsuz bucaksız bir yer. çıldır gölü ise kasım-mart ayları arasında buz tutmuş bir göl. oraya gittiğinizde bembeyaz bir hiçliğin ortasında hissediyorsunuz kendinizi, tatilimin en keyifli vakti orada geçti diyebilirim. gölün çeşitli noktalarından balık tutuluyor ve gölün balığı donmuş göl olduğundan çok daha yağlı ve lezzetli. atalay'ın yeri diye göl kenarında ufak bir lokanta var tavsiye edebileceğim. ayrıca buz tutmuş göl üzerinde atlı kızak hizmeti vere tekin akçay isimli bir amcamız var orada. kendisi hem sizi göl etrafında kızağıyla gezdiriyor, hem türkü söylüyor. ilgiyi de farketmiş olacak ki bir instagram hesabı bile açmış kendisine. https://www.instagram.com/tekinnakcay/ buradan bakabilirsiniz.
ani harabeleri
(ermenistanla bizi ayıran arpaçayı)
çıldır gölü
(bahsettiğim atlı kızak)
bu iki yere ulaşım oldukça masraflı çünkü toplu taşıma yok. ya araç kiralayacaksınız ya da taksi tutacaksınız. 250-300 liraya götürüyorlar sizi iki yere de. ama sıcak haber, valilik bu ay itibariyle ani harabelerine servis kaldırmaya başladı. gazi ahmet muhtar paşa konağı önünden sabah 9 ve 11'de kalkıyor ve öğrenci olanlara 10, sivil olanlara 14 lira gidiş-dönüş fiyatı var. büyük masraftan kurtardı bu hizmet beni. çıldır için aynı hizmet olmasa da sizinle beraber oraya gidecek insan bulabileceğinizi düşünüyorum. kaldığınız otelde sizinle benzer amaçlı oraya gelmiş insanlar bulabilirsiniz. resepsiyonistten yardım istemekten çekinmeyin. ben ani harabelerine beraber gittiğim birkaç kişiyle birlikte araç kiralayarak gittim çıldır'a. sağlam bir pazarlıkla uyguna getirebilirsiniz orayı da.
kars aşıklarıyla da ünlü bir şehir
murat çobanoğlu adında karslı bir aşık uzun süre devam ettirmiş bu geleneği şimdi sürdürenler de var. kars evlerinde haftanın belirli günlerinde aşık atışması oluyor. gününüzü ayarlayıp gidin derim, kars'tan başka bir yerde bulabileceğinizi düşünmüyorum.
tren yolculuğu
yolculuğun en güzel kısmı şüphesiz geçtiği manzaralar. kitap okuyacaktım ama hava kararana kadar elime kitabı alamadım manzara izlemekten. ki benim yolculuğumda tipi vardı yani. hani hava güneşli ve karlı olsa tadından yenmez. ortam tam hafif bir müzik açıp manzarayı izlemelik. tren ise oldukça temiz. ben yataklı vagonda tek başıma gittim. yataklı vagonda iki ranzalı yatak, masa, mini buzdolabı, priz hatta lavabo bile var. hem vagon hem odaların içi de oldukça sıcak. o kadar sıcak ki bazen camı açarak gittim ben. tek başınaysanız yataklıyı öneririm. çünkü kuşetlilerde bulunduğunuz kompartımanda tekseniz tek yatırmıyorlar, tanımadığınız insanlarla beraber yatıyorsunuz. hoş olmayabilir. çiftseniz yataklıda değil, kuşetlide gidin. kuşetlide iki tarafta da koltuk olduğundan karşı karşıya oturarak yolu izleyebilirsiniz.yataklı da aynı durum mümkün değil. yataklı kompartımanın kapısı siz içerideyken kitleyebiliyorsunuz ama dışarı çıkınca öyle bir imkanınız yok. ben sık sık yemekli vagona gidip geldim ama bir sorun yaşamadım.
trenin yemekleri kötü. tavsiye etmeyeceğim tek konu. yemeğinizi, sandviçinizi alın da gelin. hazır ürünleri fırında pişiriyorlar ve hem ürünün kendisi kalitesiz, hem pişirdikleri her ne ise iyi pişmiyor, hem de fiyat fahiş. sabah kahvaltı tabağı verdiler. tabağın içeriği şu: bir dilim peynir, iki dilim kaşar. dörder adet siyah ve yeşil zeytin. bal, tereyağı. bir dilim ekmek. yahu bunla kedi bile doyamaz. 12 lira verdim bi de buna. aklınızda olsun bunlar.
tren yemeklerine alternatif için şöyle bir önerim var bir de, kars'tan da ankara'dan da yola çıksanız öğlen vakti erzurum'da oluyorsunuz. şu sıralar birkaç bloggerın başlattığı bir moda var; trenden cağ kebabı siparişi etmek. ben erzurum'dan kars'a gidecek treni beklerken garda siparişler şöyle bekliyordu.
cağ kebabı olmaz döner olur, dürüm olur. sipariş edin de en azından öğlen bu adamlara muhtaç olmayın.
nerelerde kalınır?
öğretmenevleri güzel bir alternatif ama erzurum'daki öğretmenevi birçok otelden bile daha pahalı(siviller için 2017 fiyatı 86 lira). o yüzden erzurumda otel daha mantıklı, karsta ise öğretmenevinin geceliği 45 lira ama yer yoktu(rağbet çok), geceliği 70 liraya bir otelde kaldım karsta. ararsanız belki daha uygununu bulabilirsiniz.
ne giyilir?
her iki şehirde de -10'dan düşüğünü görmedim ama önleminizi aldığınızda üşümüyorsunuz. önleminizi alsanız da üşüyeceğiniz tek yer çıldır olabilir. fırtına yüzünden herhalde -20 üzerindeydi orası ve oranın havası kolay kolay düşmüyor. ben önlem olarak hem alt hem üst kalın bir içlik, bot içine termal çorap, kalın bir kazak, polarlı mont, boyunluk, iki kalın eldiven ve bereyle gezdim. fotoğraf çekmek için cebimden çıkardığım ellerim hariç de üşümedim. kat kat giyinmeseniz de giydiğiniz kıyafetler polar ya da yünlü olsun yeterli.
bir de yanınıza güneş gözlüğü alın. kardan gözleriniz kamaşıyor. ben "gerek olmaz yea" deyip almadım. gözlerim kısık kısık gezdim, lazımmış demekki.
ne yenir?
erzurumda tabi ki devamlı bahsedilen cağ kebabı ve kadayıf dolması. her ikisi de ağır yalnız. yerken güzel ama gece uyuyamadım bunlar yüzünden. hatta kadayıf dolmasından şurada bahsettim (bkz: #65834477). kars'ta ise tabi ki kaz yemek lazım. fiyatlar biraz tuzlu(tek kişilik porsiyonlar 35-40tl civarı),tadı fena değil. asıl hangel adında etsiz mantıları var o muhteşem. birçok yerde yapılıyor bu. hamurunu nasıl açıyorlarsa artık ben bayağ beğendim. kars dışı başka yerde de yapılmıyor sanırsam. mutlaka deneyin derim.
oldukça uzun oldu ama bilgilendirici de oldu sanırsam. kabaca bütün bilgiler bu şekilde. atladığım bir yer olursa editlerim burayı. gelin görün efendim buraları. çok güzel bir tecrübe olacağına inanıyorum.