Kadınların Yalnızlığından Çok Daha Farklı Olan Dipsiz Bir Kuyu: Erkek Yalnızlığı
ben erkek yalnızlığını, neredeyse hiçbir kadının deneyimlediğini zannetmiyorum
onların da başka türlü dertleri vardır elbet ama, yalnızlık denilince "erkek yalnızlığı" bambaşka bi kavram. bunu bir kadın olarak tahayyül dahi edemezsiniz. bu bahsettiğim sosyal becerilerin yetersiz olması, çok dezavantajlı bi tip veya başka herhangi bi sebebe dayanmak zorunda değil. erkek kendinden yalnız bi varlık, sosyal olmak için ekstra çaba sarfetmek zorunda. sıradan, basit, ucuz veya menfaatçi, ne derseniz deyin kadınlar bir şekilde toplumun içine çekilir, aradığı şey kesinlikle bu olmasa bile bi eliminasyon şansı olur, değerlendirme şansı olur. hiçbir talep gelmeden onu dinleyecek biri olur, kahve teklif edecek, hatrını soracak biri olur. o sosyallik çabasını veremeyen, artık gücü yetmeyen ve salmış bir erkek 10 gün evden çıkmasa kimse farkında olmaz, kimse yüzüne tebessüm etmez, hiçbir sosyal mecrada hiçbir şekilde kimseden bir etkileşim talebi almaz, kimse borcu harcı var mı sormaz, derdi tasası var mı sormaz, pskilojisi nasıldır omzundaki yükler nedir bilmez, o da anlatamaz, erkek çünkü. öyle yuvarlanıp gider. ünide bi arkadaşım vardı, eleman özel bi yurtta kalıyordu, maddi durumu da yerindeydi, odasını güvenlik basmış öldü mü diye, 1000 kişilik yurtta 4 gün hiç kart okutup dışarı çıkmamış. elemanın yıkıklığı, yalnızlığı bi hayal edin.
ben ilk okulda 5 yıl sistematik dayak yedim, ağzım burnum yer değiştirdi, bir kez eve gelip ağlamadım. annem hala der, sen hiçbir şey anlatmazdın, yediremezdin der. liseyi uzak bi ilçede okudum tek başıma gittim kaydolmaya. üniversiteye giderken kimse gelmesin, kendim yolumu bulurum dedim kalacağım yeri de kendim ayarladım kendim elimde valizimle yerleştim. yurt dışına gittim, en az türk olan ülkeyi seçtim sırf kendi başıma mücadele edeyim diye. kaç farklı çekyatta yattım sayamam, hayatım sefalet içinde geçti ama hiçbir şeyden de geri kalmadım, kimse bilmez cebimde kaç para var. ben bi psiklojik bunalıma girdim bir sebepten, 3 ayda günde birer öğün bile yemedim yaklaşık 10 kilo verdim, işten atılıyordum hayattan koptum ailemin haberi yok. erkek olgusunun ne demek olduğu bilen erkekler bunun ağırlığını öyle hisseder ki, ölür de aciz duruma düşmez, minnet etmez. kendi kendini hapseder, yalnızlaşır. dünya üzerinde hiçbir kadın bu psikolojiyi bilmez.
öyle ayağım uf oldu, annem bile aramadı saçmalığı değil bu yalnızlık
severek evlenen erkek bile yalnızdır. kadın para kazanmadığında, yardıma muhtaç olduğunda, yaşlanıp yatalak olduğunda acınır, ayıplanmaz. kadın çiçektir çünkü, ağlayabilir, yardım isteyebilir kadın başına.
erkekten ise ailesinin maddi ihtiyaçlarına cevap verebilmesi, her zorda ayakta durması, eline bakanları koruması, askerliğini yapması filan beklenir. erkek dağdır çünkü, dağ olmak zorundadır, ağlayamaz, muhtaç olamaz. parası olmadığında nikahlı eşini bile s*kme hakkını kaybeder, eliyle idare eder, kadın istemiyorsa olmazdır, şimdi niye istemiyor bellidir aslında. öyle pistir ki durumu, ömrünü harcayıp çocuğu bildiğinin yıllar sonra kendinden olmadığını öğrense, öfkeden delirmesi yerine, ezik olup sadece boşanması ve nafakayı ödemesi beklenir. zaten eş diye aldığı kadın, kendinden üstün diye peşine takılmıştır, yoksa bacaklarını açası gelmez. olur da düşerse erkek, onu bekleyen "şiddetli geçimsizlik" sebebidir.
öyle lanet bir yalnızlıklıktır erkeğinki. o güzel yeleli aslanın krallığı bile iki yıl sürer, sonra açlıktan geberir bir köşede. fakir, düşmüş adamı anası bile sevmez. parasız kadını (kızı) çakarsın birine, evinin kadını olsundur, yemek yapıp müge anlı izlerken ütü yapsındır, yeter...