Her Gruptan Bir Albümle: Thrash Metal Tarihinin En İyi 30 Albümü

Megadeth - Rust In Peace (1990)

bu albümü ilk kez dinlediğim günü hatırlıyorum da, bir albümün her şarkısı mı güzel olur? bunu abartmak ya da övmek için demiyorum çünkü bu albümün zaten benim tarafımdan övülmesine gerek yok. tüm samimiyetimle ve kalbimle söylediğime inanın dostlar, bir albümün hiç mi kötü şarkısı olmaz? örneğin hangar 18 geliyor, "şarkıya bak herhalde albümün en iyisi bu olacak" diyorsun, hop arkasından tornado of souls geliyor ve riffleriyle solosuna aşık oluyorsun. hangar 18 için düşündüklerini tornado of souls için düşünürken lucretia gelip üzerinizden silindir gibi geçiyor. o'nun arkasından holy wars geliyor ki zaten bu kadar güzel ve bir o kadar da uzun bir şarkıyı dinlerken duygudan duyguya gark oluyorsunuz. take no prisoners, five magics ve daha birçoğu...

yani anama babama kefil olur gibi bu albüme kefil olurum, gram da üşenmem. hani sanat için, "herkesin zevki farkıdır, kimi pop dinler, kimi rock dinler, kimi fantezi müzikten hoşlanır." denir ya; tamam bu bir yere kadar doğrudur ama yine de her müzik türünde kültleşmiş ve rüşdünü ispatlamış albümler bulunmaktadır. bu albüm de o'nlardan birisidir; bana kalırsa artık kendi müzik türünü aşmış, genel anlamda "müziğe" mâl olmuş bir albümdür.

Anthrax - Among The Living (1987)

bence anthrax'ın en iyi albümü. 87'de piyasaya çıktığında thrash metal yeni bir anlam kazandı. sevin onları! albümde yer alan among the living adlı şarkı da bir stephen king hikayesinden uyarlanmıştır.

Exodus - Bonded by Blood (1985)

rahmetli paul baloff'un çiğ vokalleriyle süslü thrash klasiği. neredeyse 20 yıl sonra çıkan tempo of the damned'i dinlerken bile bonded by blood gelir akla. exodus, testament, bay area gibi kavramlar düşünülür. 80'lerin metal ruhunu temsil eden taşlardan biridir bonded by blood.

Overkill - The Years of Decay (1989)

overkill'in 1989 tarihli çok mühim bir albümüdür. elimination, i hate, evil never dies bu albümden klasiklerdir. ayrıca albümdeki aynı adlı, yavaş başlayıp yer yer gaza gelip tekrar sakinleşen uzunca şarkıdır. her overkill seven vatan evladına bu şarkının hastası olmak farzdır.

Testament - The Legacy (1987)

müthiş melodik parçalara sahip, gelmiş geçmiş en iyi debut albümlerinden birisi olduğunu düşündüğüm testament albümü. farklı bir tarzda olan the gathering albümü hariç en iyi testament albümüdür kanımca.

Kreator - Extreme Aggression (1989)

metal külliyatı derya deniz olduğundan, eskiden günde 10 defa dinlenilen albümler bile unutulabiliyor. sonra bir yerden esiyor ve tekrar dinlemeye başlıyor. ulan nasıl olur da yıllardır bu albümü dinlemem diyor insan. an itibarıyla tam da bu olayı yaşamaktayım efenim.

extreme aggression'a gelirsek, tek şarkı bile ortalama değil, albüm baştan sonra taramalı tüfek resmen.

Slayer - Reign In Blood (1986)

bana "thrash metal nedir baba?" diye soran oğluma "al bakalım kerata, thrash metal budur" diyerek gönül rahatlığıyla verebileceğim/vereceğim, kanımca açık ara en iyi slayer albümüdür.
sonra onu davulcu yapıp bonservisinden para kazanacağım, emekliliğim rahat geçecek.
ben uzun süredir bunu düşlüyorum lan.

Destruction - Release From Agony (1988)

1988 yılında yayınlanan destruction albümü. dissatisfied existence, sign of fear, unconscious ruins, incriminated, our oppression, survive to die albümde yer alan diğer destruction şarkılarıdır.

Sodom - Agent Orange (1989)

teutonic thrash metal denince akla ilk gelen, sodom'un 80'lerin kapanışında çığırdığı başyapıt albüm.

Sepultura - Arise (1991)

sepultura'nın en iyi albümüdür. grubun dünya çapında bir thrash metal sansasyonu olmasını sağlamıştır. grup bu albüm sayesinde slayer ile bile karşılaştırılır mertebeye yükselmiş ama bu albümden sonra thrash köklerinden uzaklaşmaya başlamış ve groove olayına girmiştir.

bu albümün turnesinde kaydedilen under siege - live in barcelona isimli dvd konser tüm zamanların en iyi metal konser dvd'lerinden biridir.

Voivod - Nothingface (1989)

korngiller'e dahil etmekten çekinmeyeceğim ve muhteşem olduğunu kestirdiğim, açılmamış bir hazine kutusu ya da pandora'nın kutusu. fazla yorum yapmayıp kutuyu aralamamın gerektiğini hissettiren albüm.

Annihilator - Alice In Hell (1989)

1989 yılında roadrunner records'dan çıkmış; annihilator'un debut albümü... albümdeki tüm elektro, ritm, klasik ve bass gitarları jeff waters çalmıştır; ayrıca bu şahıs albümün produktörlüğünü de yapmıştır. sonradan gruba alınan elemanlar çalınan enstrümanlara ufak eklemeler yapmışlar. crystal ann gibi mükemmel bir akustikle açılan albümün tamamı aynı kaliteye sahiptir. alison hell parçasında da klasik müzik eğitimi almış bir bayan eşlik ediyordu sanırım parçaya. sonradan jeff water bu albümdeki kadroyu toplayarak criteria for a black widow albümünü yaptı ama ortaya çıkan sonuç bu albümle kıyaslanamaz tabii ki...

Death Angel - Act III (1990)

eskimeyen thrash klasiklerinden. 90'larda bıçkın metalci olup da bu albüme tapmayan adam yoktur. the ultra-violence ve frolic through the park'dan çok olgun ve teknik bir sound hakimdir death angel'a. yer yer funk etkileri ve yırtıcı distortionların hakim olduğu, veil of deception ve a room with a view gibi 2 tane ballad'ın bu kadar gaz bi albüme sıkıştırıldığı ve hiç de sırıtmadığı efsane albüm. a room with a view'ın çok da tatlı bir klibi vardır. bu albüm sonrasındaki turnede grup o uğursuz kazasını geçirir ve davulcu andy galeon ciddi bir şekilde yaralanır. yerine alınan yeni davulcu sonrası istenilen grup ruhu yakalanmadığından ve grup üyelerinin farklı alanlara yönlenmeleri üzerine grup dağılır. bu albümden tam 14 sene sonra the art of dying ile geri dönüş yaparlar.

Dark Angel - Darkness Descents (1986)

gelmiş geçmiş en iyi thrash metal albümleri listesinde ilk ondaki yeri kesinlikle hazır olan, dark angel grubunun ikinci albümü. ek olarak bu albümde davulcu koltuğunda da gene hoglan oturmakta.

çıktığı yıl aynı zamanlarda slayer'ın efsanevi albümü reign in blood'da piyasaya sürülmüştür. bugün bir çok dark angel ya da thrash metal fanı reign in blood yüzünden bu albümün kıymetinin yeterince anlaşılmadığından bahseder. haksız da değiller, doğruya doğru. ayrıca metallica'nın çok sevilen şarkılardan one'ın bir bölümü, bu albümle aynı ismi taşıyan darkness descends'in giriş bölümünden araktır. bugüne değin bir çok grup bu albümden "merciless death" isimli şarkıyı yorumlamıştır.

Heathen - Victims of Deception (1991)

heathen'in 1991 çıkışlı albümü. tek kelime ile mükemmel bir albüm ama ne yazık ki son albümleri olmuş. sololar ve ritm gitarlar inanılmaz.

Violence - Oppressing the Masses (1990)

thrash metal dünyasının gizli kalmış şaheserlerinden biridir. özellikle world in a world flaş şarkısıdır albümün.

Master of Puppets - Metallica (1986)

metallica'nın üçüncü albümüdür, albümdeki ikinci parçadır master of puppets. bu albüm sadece amerika'da reklamsız ve klipsiz 1.000.000 adet satmıştır zamanında. bu o zamanlar için bir metal albümü adına inanılmaz bir rakamdır. metallica'nın yavaş yavaş efsane olmasına başladığı dönemlere gelen master of puppets albümü tüm zamanlar içinde çıkarılmış en iyi thrash metal albümü olarak gösterilir.

Xentrix - For Whose Advantage (1990)

kin'e göre daha bir thrash'tir bu albüm, daha bir cıncınlıdır, pis metalciye göredir. ilginç de bir kaset kapağı ve kapak arkası var idi.

Sacred Reich - The American Way (1989)

metal müzik ve özellikle thrash metal müzik piyasasında hakkı en çok yenmiş gruplardan olan -bir diğeri de muhtemelen annihilator'dur- sacred reich'in 1989 çıkışlı,"thrash metal nedir" sorusunun cevabı olan jilet gibi keskin bir sound'a ve "thrash metal neden basheder" sorusunun cevabı olan sözlere sahip muhteşem bir thrash metal albümü. sound'u bana hep and justice for all'u andırır. albüm 34 dakika gibi kısa bir süreye sahiptir ve 8 parçadan oluşur.

Suicidal Tendencies - Lights Camera Revolution (1990)

suicidal tendencies'in çıkışta olduğu dönemlerde, kendilerinden beklenenden daha iyi müzik yaptıkları albüm. 1994'te therapy - troublegum çıkana dek dinlediğim en iyi albüm olmuştur. hala daha ikinciliğini korumaktadır.

Nuclear Assault - Handle With Care (1989)

premium masterpiece seviyede bir nuclear assault albümü.

Artillery - By Inheritance (1990)

artillery ve hatta "thrash" denince akla gelen şey. ölümcül riffler, beyin sarsıcı ritmler... ilk dinlediğimde neredeyse zevkten ağlayacaktım... olamaz abicim, olamaz böyle şey. yahu abicim bir albümde bütün şarkılarda her partisyonun kendine has ayrı ayrı melodi ve riffler barındırması bana bu adamların uzaylı falan olduğunu düşündürtmüştür. ta ki kuliste birlikte bira içinceye kadar :)

Exhorder - Slaughter in the Vatican (1990)

roadrunner records'dan 1990 yılında piyasaya sürülmüş, "thrash metal klasiği" niteliğindeki exhorder albümü.

Flotsam and Jetsam - Doomsday for the Deceiver (1986)

bu albümün en şaşırtıcı yanı olgunluğudur. ne metallica, ne de slayer bu olgunluğu 3., belki 4. albümlerine kadar yakalayamadılar. bunda flotsam & jetsam'ın thrash sahnesine diğerlerinden geç çıkışının etkisi var mıdır? belki. nitekim diğer grupların olgunluk eserlerini vermeleri de yine bu albümün çıktığı 1986-1987 dönemine rastlar.

fakat hangi açıdan bakarsak bakalım, (üstelik komik sayılabilecek bir bütçe ile kotarılmış) bir ilk albüm için ziyadesiyle iyi bestelenmiş, iyi icra edilmiş, yapım kalitesi yüksektir. hangi liste yapılırsa yapılsın, kim yaparsa yapsın, türün tarihinin en önemli ilk 5 albümü arasında adı mutlaka anılmalıdır.

Forbidden - Forbidden Evil (1988)

abd'li forbidden grubunun 42 dakikalık işitsel ziyafet veren albümüdür.

Sabbat - Dreamweaver (1989)

ilk albümleri history of a time to come ile birlikte bu albüm de ayrı bir sabbat başyapıtıdır. bir önceki albüme göre sound daha olgun ve yine tamamen kendine özgüdür. çocukken bu albümün plağının iç kısmını (sözlerin yazılı olduğu) bir şekilde ele geçirmiştim, nasıl oldu hala hatırlamam. bu albümün sadece oturup kapağına bakmak, onu izlemek bile acayip duygular yaşatır bana. albümün tam adı dreamweaver (reflections of our yesterdays) olarak geçer.

Atrophy - Violent by Nature (1990)

Atrophy grubunun ikinci stüdyo albümü. Albüme adını veren şarkı ayrıca güzeldir, klasiktir.

Exumer - Possessed by Fire (1986)

reign in blood, pleasure to kill, master of puppets, peace sells gibi thrash başyapıtları ile aynı sene yayınlanma şanssızlığını yaşamış bir başka muhteşem albümdür. thrash metal adına yapılmış en iyi işlerden biri olmasına rağmen bu türün efsane yılı olan 1986'da çıktığından diğer albümlerin gölgesinde kalmıştır.