Hafta Sonu Rahatlıkla Kaçılabilecek Türkiye'ye En Yakın Yunan Adası: Samos
samos kuşadasından 1,5 saatte geçilebilen muhteşem ada. açıkçası hem gitmeden önce bir kaç yerde adanın fazla bir özelliği olmadığını okuduğumdan hem de benim için bir son dakika surpriz tatili olduğundan, beklentim çok yüksek değildi. o yüzden fazlasıyla şaşırttı ve de mutlu etti. her adada olduğu gibi bu adada da araba kiralamak şart. adanın en eğlenceli iki yerinin adı pisagor (pythagorion) ve kokkari.
pisagor ünlü matematikcinin doğduğu yer. aynı zamanda bir de limanı mevcut. baştan başa sahil kenarında güzel balık restaurantları ve publarla dolu. içeri kısımlar da güzel hediyelik eşya satan yerlerle dolu. o yüzden keyifli vakit geçirebileceğiniz çok şeker bir balıkcı köyü adeta. ayrıca kos ve diğer adalara kalkan feribotlar burdan kalkıyor.
kokkari bizim araba kiraladıktan sonra gittiğimiz ilk yer. çünkü samos tanıtım fotoğraflarında kokkariyi görüyoruz hep. cafe del mar ambiyansı güzel, brownisi muhteşem bir cafe, kesinlikle es geçmeyin.
yanındaki meltemi denen restaurant'da da yemek yiyebilirsiniz. biraz pahalı ama adada yediğimiz en güzel yemeklerden birini orda yedik.
kokkari'nin akşamı bir başka güzel. baştan başa değişik konseptli cafelerle dolu. insanı daraltan kalabalık yok. ve chill out çalan çok hoş cafeler var. istediğiniz her içki ya da yemek özenle geliyor. hani ticari bir turizm durumu yok zira çok fazla turist yok . kokkari gündüz biraz rüzgarlı denizi de dalgalıydı. o yuzden orda kalmamaya karar verip bize tavsiye edilen koya yani psili ammos'a geçtik.
psili ammos samos merkeze çok yakın bir iki tane restauranı ve sadece iki tane kalacak oteli olan kuçucuk bir koy. ama denizi daha güzel biraz soğuk olsa da. bir gün denize girmek için 1,5 saat yol gidip adanın diğer ucundaki psili ammos beach'e gittik. çok bir olayı yoktu ancak her beachin bir konseptinin olması gayet güzel. yani fix bir şekilde deniz kenarında bir tavern mevcut. gölge isteyen orda takılıyor, içiyor bişiler yiyor vs.
benim tavsiye edeceğim plaj karlovassiyi geçince karşınıza çıkan hippi beach. buranın da konsepti chill out .hoş bir barı muhteşem bir müzik sistemi var. ayrıca süper bir gün batımı izleyebiliyorsunuz. karlovassi şehir merkezinde bir şey yok hiç gitmeyin bile.
adada hem benim hem de arkadaşlarımın en sevdiği yer dağ köyü manolates oldu. buraya ulaşmak için sanıyorum 5 km den fazla dağa tırmandık. zaten tabelalarla km ler hiç tutmadı sanki. 5 km diyor ama nerdeyse 20 dk gidiliyor. öyle bir gidiş yolu ki cırcır böceklerinden hiç bişi duyamıyor, yoğun agaçlardan hiç bişi göremiyoruz. sol tarafımız uçsuz bucaksız deniz. ve tepede şirin köye ulaşıyoruz. gitsek mi acaba dediğimiz manolates hepimizi büyülüyor adeta. tepeden deniz manzarası, şirin evler, köy kahveleri ve güzel takılar..
bu arada özellikle belirtmek lazım ki adalarda yollar dar ve bazen bir tarafı uçurumlu olduğundan atraksiyonlu bir sürücüyseniz, alışkanlıklarınızı bir kenara bırakmakta fayda var. yollar sorunlu, ve ölenler için yol kenarlarına küçük kiliseler yapılıyor. neredeyse her tehlikeli dönemeçte maalesef bu kiliselerden mevcut.
yemek tavsiyesi olarak, uzo soslu karides, köfte, kızarmış feta peyniri, cacık (bizimkinden biraz farklı, daha katı) ahtapot ve tabi kalamar denenebilir. yunan kahvesi türk kahvesinden farklı olarak bazen double şeklinde geliyor. tat açısından sanki daha hafif bizim kahveden. ama ben tatlı olarak kesinlikle browniyi tavsiye ediyorum.
odalar genellikle 30 euro stüdyo olursa 40 euro. yemekler de dört kişi için ödediğimiz hesap 60-70 euro civarında idi ki içinde alkol ve her türlü meze mevcut.