Günümüzde Farklı Anlamlar Kazanmış Olan "Gotik" Kültür Neyin Nesidir?
Gotik kelimesi nereden geliyor?
kelimenin etimolojik olarak milattan sonra 5. yüzyıl civarlarında iskandinavya dolaylarından çıkıp gelen ve roma imparatorluğu'na bir süre kök söktüren (ve böylece kendi sonlarını da hazırlayan) germenik ırk goth'lardan geldiği aşikardır.
Peki kimdir bu goth'lar?
gotik, "goth'lara ait", "goth tarzında" anlamına gelir.
goth'lar bir töton kavmidir, ms 1. yüzyıldan 5. yüzyıla kadar dillerini ve kültürlerini avrupa'dan afrika'ya kadar yaymışlardır. günümüzde ingilizcenin yeri neyse o dönemde de gotik lisanı aynı derecede yaygın ve geçerli olmuştur. dillerinin egemenliği, arapların avrupa'ya gelişiyle zayıflamıştır.
Gotik kelimesi, sonraları farklı anlamlar da kazanmıştır
ingiliz medeniyeti politik anlamda rakipleri olan fransa ve ispanya'ya olan köksel ve ruhsal üstünlüğünü kanıtlamak için "gothic"i kendine sıfat bile yapmıştır çook eskilerde. (tabi ingiliz ırkının ataları kahraman jute'lar ya da gete'lerden de ilham alınmış olabilir burda) ama yine de gotik kelimesi tarihte uzun bir süre "barbar", "yaban", "sivilize olamamış" anlamlarında olumsuz bir sıfat olarak kullanılmıştır. ilkel ve dar kafalı insanlarla/ülkelerle özdeşleştirilmiştir. hele hele sonraları 18. yüzyılda rasyonalizm ve sanayileşmeyle beraber gotik artık olumsuzdan da çıkıp küçük düşürücü bir sıfat olarak kullanılmıştır. o dönemde kendilerini medeniyetin doruklarında, "biz olduk artık" havalarında gören avrupa toplumları, kendilerini fazla kaptırdıkları bu mantık ve bilim gerçekleriyle gotik edebiyatı (ya da daha genel anlamıyla "romans"ları) yerin yedi kat dibine gömmüştür.
okumanın bir insan ihtiyacından ziyade toplumsal sınıflara göre yazıldığı çizildiği bu dönemde burjuvazi, tıpkı kendi akıllarının erdiği tek şey gibi "yararcılık" kokan romanlara yönelmiş, romanlar neredeyse "standart edebi eser"ler konumuna gelmiştir. (hatta ilk dönem romanlarında protagonist bir hana girerken yazar "şu han bilmemne şehrinin bilmemne sokağında. konaklamak için ideal, gidin görün." gibisinden direkt okuyucunun gerçek hayatında işine yarayacak notlar yazarmış) ama bu aşırı gerçekçilik ve "ne görüyorsam o var"cılık bir süre sonra insanoğlunu tatmin edemeyecek düzeye gelmiştir. çünkü insanlar maneviyatlarını, hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını daha fazla aç bırakamamıştır. (bir nevi sentimentalizm ya da agnostizme yönelme isteği) edebiyat ve genel olarak sanat kendini bu açmazdan kurtaracak yollar ararken romantizm gümbür gümbür gelmiştir. endüstriyel şehir hayatının, bununla beraber doğan toplumsal sınıf ayrılıklarının ve haddinden fazla yararcılığın insan ruhunu bozduğuna, toplumları giderek çürüttüğüne inanan bu edebi akım giderek yayılmış, çoğunluğun genel tavrı haline gelmiştir. hayal gücü ve duyguların tekrar yükseğe çıkmaya başlamasıyla gotik edebiyat ta uyarılıp yattığı mezardan çıkmıştır nihayet. en fazla amerika olmak üzere avrupa'da bu yazına gereken önem verilmeye başlanmıştır artık. bu periyottan viktorya dönemine kadar özellikle ingiltere'de çok güzel tadından yenmez eserler çıkmıştır.
sonraları yine ait olduğu gölgeye çekilecekken yirminci yüzyılda yeni bir ivme kazanmıştır gotik
çernobiller, kirlilik problemleri, dünya savaşları derken tüm dünya toplumlarının kapıldığı karamsarlık havasından kaynaklanıyor olsa gerektir bu. çünkü gotik bu yaşamı sorguladığı gibi ölümü ve diğer dünyaları da merak eder. meraktan da öte bundan haz duyar. insanın görünen kısmından ziyade sinik ve kaotik yüzlerini irdeler. bu yüzden yirminci yüzyılda karamsarlığın ve içselliğin sembolu haline gelmiştir gotik. sadece edebiyatla kalmamış, sinemaya (malum, tonlarca gotik film), müziğe (gotik rock, gotik metal, endüstriyel gotik vesaire) ve modaya da (taş gibi gotik hatunlar, kendilerini crow sanan satanist zibidiler) sıçramıştır. günümüzde "gotik nedir?" sorusuna insanların önce bir afallaması, "nasıl anlatsam?" demesi de bu yüzden zaten. gotikçi takılan deviantart kızlarına göre o bir yaşam tarzı, o bir mod, o bir dünya, o bir duygu. ne bilim. gotik işte.
Gotik mimari
gothic mimari deyince aklımıza insanın aklını alacak derecede yüksek tavanlı, sipsivri kuleli katedraller, baktığında "kesin bir tanrı var şu ihtişama bak, sanki tanrının yeryüzündeki temsili şu kilise de canım" dedirten yapılar gelsin (god) (zaten o amaçla yapılmışlardı).
fransa'daki notre dame (our lady) katedrallerinin yerleşimi virgo (virgin) (başak) burcunun yerleşimiyle neredeyse (evreux dışında) birebir örtüşmektedir, sebebi de -hala tahmin etmedi iseniz- notre dame'ın meryem için kullanılmış olmasıdır. bu noktada meryem'in hangi meryem olduğu üzerine tartışmalar genelde mary magdalene olduğu yolundadır, ki kendisinin black madonna olduğu da kabul edilir. bakire meryem yahut mecdelli meryem, gothic mimarinin öne çıkan eserleri katedraller bu iki kadından referans yolu ile ana tanrıça figürüne adanmışlardır, bunu da rahatlıkla fransa'da kıta keltleri olan galya'lıların etkisine ve köklü geleneklerinin yerleşik oldukları topraklarda o dönemde hala devam etmesine bağlayabiliriz.
şehirlere göre yerleşimi ise (burada anlatmak her ne kadar zor ise de başak burcunu (l'epi de la vierge) oluşturan takımyıldızın yerleşimini bilenler ya da bakacak olanlar için anlatmak gerekirse) aşağı noktasından başlarsak köşeleri oluşturan şehirler saat yönüne doğru:
chartres (gama) - bayeux (epsilon) - amiens (zeta) - reims
aralardaki şehirler ise, gene saat yönüne doğru:
evreux - rouen - abbeville - laon - paris - etampes şeklindedir.
gothic dönem, mimarisi ve genel anlamda sanatı romanesk'in üzerine tamamen başka bir tarzı belirli bir değişim süreci de geçirmeden getirmesi, kısa zamanda yetkinleşmesi, fransa başta olmak üzere civarına hızla yayılması, bütün gothic saltanatı sırasınca -gothic flamboyant'daki çözülme hariç- hep aynı tarzı fazla değişim göstermeden devam ettirmesi ve birden bire rönesans dönemi ile iz bırakmadan kaybolması sebebi ile, yukarıdaki ve benzeri verileri de göz önünde bulundurduğumuzda genel sanat tarihinin ötesinde bir önem taşır.
gotik katedrallerin abartılmış dikey hatlarının oluşturduğu yer-gök, yüksekteki kutsal-aşağıdaki kutsal olmayan düalizmi, kilisenin zenginliği-halkın fakirliği, kilisenin insanlara cennette vadettiği zenginlikler-halkın dünyevi fakirliği gibi ikilemlerle paralellik gösterir.
Çizgi roman sanatında gotik
bir de comic bazlı gothic var, batman var her şeyden önce, gotham city zaten isminden anlayabileceğimiz gibi nedir (gotiktir).
onun dışında herhalde sandman ve death gibi karakterlere de, sinemada the crow'un temsil ettiği tarza da gothic demeliyiz. thief adlı hastası olduğumuz oyundaki mekanlar da çılgıncasına techno gothic değil midir (öyledir)...
Müzikte gotik
gotik müzik 80'lerin başında ortaya çıkmıştır. heavy metal ve de punk müziği ile pek bir benzerliği yoktur. bu işin babaları sisters of mercy, the mission, joy division ve de the cult (o zamanlar southern death cult)'tır. sisters of mercy nin vokalisti olan eldritch, sesi ve imajıyla hala pek çok yeni vokalist tarafından ilah olarak nitelenir. bu gruplar yavaş yavaş piyasadan çekilirken doom bazlı ve daha medieval'e yakın olan ve melodiye ritimden daha fazla önem veren yeni gruplar ortaya çıkar. en iyi örnekleri theatre of tragedy, type o negative ve de within temptation'dır. pek çok abuk doom grubu da ne yazık ki gotik olarak nitelenmektedir (başta cradle of filth olmak üzere). oysa ki berbat brutal vokalleri, anlamsız klipleri ve de satanizme yakın sözleri ile gotik müzikle en ufak bir alakaları yoktur.