Eski Sevgilinin Söylediği Yıllar Geçse de Unutulmayan Sözler
"ben senin kiskanacagin hicbir sey yapmadigim icin sen kendini kiskanc degilsin saniyorsun"
hakliymis pic.
"babam karadenizli bir erkekle evlenmeme izin vermiyor"
babanın amk demiş, dönüp gitmiştim. hala aynı fikirdeyim babanın amk.
ayrılmadan hemen önce, ankara metrosunda, soğuk bir kış gecesi:
"bir dakika daha kal, yüzünün her ayrıntısını zihnime kazımak istiyorum."
ne kadar güzel olduğunun farkına varacaksın diye ödüm kopuyor.
"gençliğim elinde çürüyor..."
8 sene oldu, hala zihnimdedir.
ayrılırkendir çoğu.
- bir pasta gibi düşün. bir dilimimi veririm sana, yersin, hoşuna gider. bir dilim daha istersin. sonra bütün pastayı kendinin sanarsın. oysa değilim.
gerizekalı.
seni seviyorum dediğimde tanısan sevmezsin demiştin, çok gülmüştüm espri yaptığını sanmıştım.
-"güçlü ol, ben seni bekleyecegim . milletin agzini kapat, bütün sorunlarini çöz' gel.bekleyecegim."
dedi ve gitti.
-yalniz hanımefendi...
köyde cenazeye gelmeyeni, düğünde halaya almazlar.
edit: beklemedi.
'''mutsuzum. nedenini/nedenlerini düşündüm. aile hayatım, okul hayatım, sorumluluklarım.. hepsini detaylı düşündüm. sana karşı, içimde hiçbir şey değişmedi ama mutsuzluğumla ilgili bütün oklar seni gösteriyor. istesem, 5 yıl daha böyle giderdi ilişkimiz ve sana hiçbir şey hissettirmezdim sana emin ol. ama o zaman ayrılmak daha zor olurdu senin için.''
1 aydır başka bir hatunla da ilişkisi varmış zaten. ama vatandaş, bu kurduğu cümlelere ''dürüstlük'' adını vermişti. ilginç.
"seni çok kuvvetli sevemiyorum."
senin ben sevgili gibi kuracağın cümleyi sikeyim.
"-bana niye böyle davranıyorsun ben orospu çocuğu muyum?"
ayrılırken "keşke daha güzel olsaydım, belki o zaman beni severdin." demişti.
adi herif artık o çok güzel sesinle istediğin kıza şarkı söylebilirsin!
dedi ve gitti. ağlıyorken bile hala iltifat ediyordu. yaa işte insan değerini kaybedince anlıyor be sözlük...
kendi evinin buzdolabinda asili olan bebeklik fotografimi gostererek;
"ileride evimizde soyle bisey dolanacak hayal edebiliyor musun?"
not: terkedildim
"ulan senden başkası olursa cümle alem götümü siksin. ya sen olacaksın ya da başkası olmayacak."
hayır merak ediyorum siktiler mi götünü acaba? hanımefendi çizgimden kaydım yine, kahretsin.
ben senin hayatinda milattim. artik hayatina giren herkesi benimle mukayese edeceksin...
bilmediğim, ama onun bildiği bi yerde el ele tutuşmuş yürüyorduk. duraklara doğru gidecektik. yürüdük yürüdük, duraklara geldik. "bilerek yolu uzattım" dedi. çok basit olmasına rağmen yıllardır aklımdan çıkmıyor.
'baskalarini mutlu ederek mutlu olamazsin'
hayatim boyunca unutmayacagim , her soylediginde hakli cikti.
ocakta çay, fırında kestane.. mutfak masasında karşılıklı oturuyorduk yine.
"doğru bildiği değerler için yaşayan insanlar azalıyor. sen yanımdan ayrılma, biz çoğalanlardan olalım."
şimşek gibi, bir anda söylemişti gözlerini gözlerime dikip. yıllar geçti, ben hala o mutfak masasındayım, burnumda kestanenin kokusu, kulağımda sesine eşlik eden çaydanlığın ıslığı..
"senin mutsuzluk hevesinin öznesi olmak istemiyorum" acı koymuştu.
"sen allah'ın varlığının en büyük ispatısın." dedi. düştü ellerimden tüm cümlelerim.
sevgilimdi, eşim oldu.
bir seferinde, "on sene sonra gelsen, desen ki bak bunlar çocuklarım, anneleri öldü sen bak desen bakarım." demişti.
bu laftan önce ömrümün sonuna kadar unutamayacağım hiçbir laf yoktu, artık var.
bundan 5 yıl önce ünideyken "sen yanımdayken annemi,babamı özlemiyorum" demişti. hiç unutamadım bu lafını ve bu lafa layık olmaya çalıştım hep
"aptal abdaldan gelir ve abdal aşık demektir. bana aptal derken ne demek istedin bilmiyorum ama seni seviyorum."
aptal abdaldan gelmez ama sırıtmaktan bir şey söyleyememiştim tabi
'o kadar iyiydin ve beni o kadar temiz seviyordun ki kendi kötülüğümle başa çıkamaz hale gelmiştim. seni bir yerlerinden bıçaklamam gerekiyordu.'
siker misiniz sabaha mı bırakırsınız sayın seyirciler?
"sen bu hassaslıkla zor yaşarsın çocuk."
nokta atışı. yaşayamazsın demiyor, zor yaşarsın diyor. evet zor yaşıyorum. zar zor.