Dünya Üzerinde 150 Milyondan Fazla İnsanın Anadili: Rusça Hakkında Bazı İlginç Bilgiler

Sözlük yazarı ''hayvan pandikoglu'', Rusçanın bazı ilginçliklerinden bahsetmiş.
Dünya Üzerinde 150 Milyondan Fazla İnsanın Anadili: Rusça Hakkında Bazı İlginç Bilgiler
iStock.com


rusya federasyonu'nun resmi dili ve dünya üzerinde 150 milyondan fazla kişinin anadilidir. doğu slav dilleri arasında yer alır, tüm slav dilleriyle akraba olsa da diğerlerinde bulunmayan ilginç özelliklere sahiptir. doğru telâffuzunu mükemmel öğrenmesi en zor olan dillerden biridir. bunun nedeniyse kiril alfabesiyle yazılması değil çok ilginç kurallarla açıklanabilen istisnalara sahip olmasıdır.

örneğin yumuşatma karakterinin ne işe yaradığını rusça'yı yeni öğrenmekte olanların çoğu, sözcüğü bir rus'un ağzından yumuşatma karakteri olan ve olmayan hâlleriyle defalarca duyana kadar anlamaz. bunun yanı sıra vurgunun olmadığı o harfleri a diye okunur. örneğin başkent moskova'yı ruslar "maskva" diye telâffuz eder, çünkü vurgu son hecededir. bizim gibi vurguyu ilk hecede yapsalar moskva diyeceklerdi. ayrıca segodnya yazılır, sevodnya okunur. sonu yazılırken -ego diye biten birçok sözcükte bu kısım -evo diye okunur. bunun dilbilimiyle ilgilenmeyenleri bayacak uzunca bir bilimsel açıklaması vardır. kısa özeti şudur ki bu yapıya sahip olan sözcükler iyelik ekinden sonradan bu hâle dönüşmüş oldukları için böylelerdir. bu da yeni öğrenenleri dumurlara salıp ürkütmektedir.

rusça'da e sesi pek yoktur, ye sesi vardır. özellikle de ilk hecedeyse. yeni öğrenenlerin çoğu bunu unutup e sesi verdikleri için türkçe'yi rusya'da yaşamadan öğrenen türkler bir rusla rusça konuştuklarında tipleri kurtarıyorsa genelde sırp ya da bulgar sanılır. ayrıca ye- kökü yemek fiilinin köküdür, bu da rusça'ya türkçe'den geçen veya bir biçimde türkçeyle aynı olan bol sayıdaki sözcükten yalnızca biridir. iki dilde aynı olan sözcüklerin çoğu ikisine de başka yerden geçmiştir. örneğin çay, arbuz (karpuz). ama doğrudan türkçe'den veya diğer türki dillerden geçen çok sayıda sözcük de bulunur. rusça'da baba anlamına gelen otets sözcüğü türkçe ata sözcüğünden gelir. rusça'daki bazı başka türkçe kökenli sözcüklerse sis anlamına gelen tuman (dumandan geliyor) ve kırk anlamına gelen sorok'tur. sisteme bakılınca kırk sözcüğünün çetrdesyat olması gerekir, ancak türkçe'den alıntı sorok kullanılır. bu dilbilimciler için iştah açıcı bir durumdur çünkü bu teorinin doğruluğunun kanıtı çok ilginçtir. kırkayak hayvanına tüm diğer slav dillerinde yüz ayak denirken (çekçe stonojka, sırpça stonoga) rusça'da türkçe'deki gibi kırkayak (sorokonojka) denmektedir.

rusça'yı diğer slav dillerinden ayıran bir diğer özellik de iyelik belirten yapının slav dillerinden öte hint-avrupa dilleri genelinde pek benzeri görülmeyen bir biçimde olmasıdır. türkçe'de nasıl "bir kız kardeşe sahibim" değil de "bir kız kardeşim var" diyorsak ruslar da "u menya yest sestra" derler. yani "bende bir kız kardeş var". sırpça'da bu yapı "imam sestru" biçimindedir. lehçe'deyse "mam siostre". yani slav dilleri aynı yolda giderken rusça bambaşka bir sistem kullanmaktadır.

rusça'da olmak fiili de basit cümlelerde kullanılmaz. örneğin ben öğretmenim demek için sırplar "ja sam ucitelj" derken polaklar "jestem nauczyielem" der. birinde bitişik diğerinde ayrı olsa da her ikisinde de olmak fiili vardır. rusça'daysa "ya uçitel" denir. yani "ben öğretmen".

rusça çok derin bir dildir ve derin rus kültürü yüzünden günlük dilde düzenli kullanılan aşağı yukarı her şeyin derin ve/veya ilginç bir açıklaması vardır.

örneğin rusça'da hapşırana söylenen bud zdorov / budite zdorovy kalıplarını masaya yatırıp ameliyat ettiğimizde yalnızca "sağlıklı ol" demekten biraz öte bir anlamı olduğunu görürüz. derevo ağaç demektir. "bud z-dorov" diyince de "ağaçsal ol" gibi bir anlam çıkar. ruslar hapşırdıklarnda aslında birbirlerine "ağaç gibi ol" demektedir. yani ağaç gibi uzun yaşa...


peki ya teşekkür ettiklerinde ne derler? teşekkür sözcüğü olan spasibo (vurgu o'da olmadığı için spasiba diye okunur) aslında "spasi bog" kalıbından türemiştir. spasat fiiliyle bog sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. ilki korumak, diğeri tanrı. yan ruslar biri kendilerine bir iyilik yaptığında ona "tanrı seni korusun" diyor.

haftanın günleriyse başlı başına dilbilimcinin orgazm kaynağı. pazar gününe tüm slav dillerinde nedely, nedele, nedela gibi şeyler denir, kaynağıysa "ne delya", yani "bir şey yapma". hristiyan inancını göz önünde bulundurduğumuzda bu adın nereden icap ettiğini anlamak için saatlerce araştırma yapmak gerekmiyor. pazartesiyse ponedelnik, yani "nedely" olanı takip eden gün. salı anlamındaki vtornik ikinci demek, çarşamba anlamındaki sreda ise "orta". perşembe çetverg, yani dördüncü. cuma olan pyatnitsa ise beşinci. cumartesi anlamındaki subbota doğrudan yahudi kültüründeki sabbath/sebt gününden alınmış. pazar günüyse rusça'da diğer slav dillerindekilerden farklı: voskreseniye. yani diriliş. pazar günü hiçbir şey yapmamak rus ortodoks kilisesine yetmeyince güne resmen isa'nın dirilişinden esinlenerek yeni bir ad vermişler. tabi haftayla pazar gününün adı aynı olmasın diye de yapılmış olabilir.


rusça'nın her şeyi elbette bu kadar resmi ve derin değil. örneğin kişi adları. çoğu adın bir anlamı var gerçi. örneğin vladimir dünyanın hâkimi gibi bir anlama geliyor, mir dünya demek. (buradan putin'in oraya rastgele gelmediği bir düşünce çıkabilir tabi) sonra ivan, john'un rusçası. oleg viking dilinde bayram/tatil anlamına gelen helg sözcüğünden geliyor. dişisi de olga, almanların helgasıyla aynı ad. natalya yeniden doğuş demek. (doğum öncesi = pre"natal"). gel gelelim ruslar bu güzelim adların canına okuyor ve herkese lakap takıyor. bir rus'un başka bir rus'a adıyla seslenmesi çok ender görülen bir olay. ya resmi yaklaşıp ad+patronimikle (babasının adı sergey diyelim, erkekse sergeyeviç, hatunsa sergeyevna. yani babası sergey olan vladimir adlı bir kişinin tam adı vladimir sergeyeviç + soyadı oluyor) hitap ediyor, ya da kısaltmayla. arkadaşımın arkasından vladimir diye seslendiğinde duyabilecek mesafede kaç kişi varsa bakmıştı. ne kadar çok vladimir varmış diye düşündüm önce, sonra bir baktım kadınlar da bakıyor. nedeni anlaşıldı: vova ya da voloca diye hitap etmem gerekiyormuş. vladimir'e vladimir diye hitap eden birini duyunca garipseyip bakmışlar. ivan'a vanya, aleksandr'a saşa diyorlar örneğin. sonra amerikalıların ve bilimum başka milletlerin ad sanıp çocuklarına koyduğu bazı başka adlar da aslında ad değil, rusların kısaltmaları. nataşa'yı zaten bilirsiniz, mesela bir de tanya var. öyle bir ad yok aslında. bir hatun size kendini tanya diye tanıştırdıysa tüm mal varlığınıza bahse girebilirsiniz ki pasaportunda tatyana yazıyor.

rusça yazımızı da basit bir atasözüyle bitirelim: "starost ne radost", yani "yaşlılık mutluluk değildir".