Çevre Kirliliği, Kalp Krizi ve Daha Nicesine Sebep Olabilen Mikroplastiklerin Karanlık İçyüzü

Mikroplastik nedir? Zararları nelerdir? İnsan sağlığına etkileri nelerdir? Sağlığımızın görünmez düşmanlarından biri olan bu maddeleri kesinlikle tanımalısınız.
Çevre Kirliliği, Kalp Krizi ve Daha Nicesine Sebep Olabilen Mikroplastiklerin Karanlık İçyüzü

mikroplastik, teknik olarak uzunluğu 5 milimetreden küçük olan bütün plastik parçalara verilen isimdir. böyle küçük olmasına rağmen aslında dünyamıza ve bize büyük zararları mevcuttur ve en önemli çevre kirliliğinin nedenleri arasındadır.


mikroplastik terimini ilk olarak plymouth üniversitesinde deniz biyolojisi profesörü olan richard charles thompson yazdığı bir makalede, gözlemlediği küçük plastik parçaları için kullanmıştır. karbon, hidrojen, oksijen, azot ve diğer elementleri kullanarak polimer adını verdiğimiz yıpranmaz madde sanayi çağının başlarında çok işimize gelerek kullandığımız ürünlerin maliyetlerini düşürdüyse de aslında insanlığım başını çok ağrıtacak durumu geldi.

şu an dünyada kullandığımız her şeyin içinde plastik ürünler mevcut. işte her şeyde kullandığımız bu ürünler dönüşüm yalanıyla çekici hale getirilse de küçük boyutlara indiğinde aşırı zararlı hale geliyorlar.

temelde mikroplastiklerin oluşumu

1. plastiklerin parçalanması: kullanımda ki büyük plastik parçalar, güneş ışığı, dalgalar, doğal erozyon ve rüzgar gibi çevresel faktörler tarafından parçalanarak mikroplastiklere dönüşür.

2. mikroboncuk kullanımı: kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinde çokça kullanılan bu ürün mikroboncuklar, mikroplastik oluşturur.

3. sentetik kumaşlar: üzerimizdeki her şey hemen hemen sentetik kumaşlardan oluşuyor işte bu ürünler miadını doldurduğunda veya yıkama sırasında mikroplastik lifler açığa çıkarak suya karışabilir.

4. sanayi atıkları: plastik üretim tesislerinden ve diğer sanayi kuruluşlarından çıkan atık sular, mikroplastikler açısından önemli bir kaynaktır.

bu maddeler yazmakla bitmez diyebilirim.

bizim göremediğimiz veya fark edemediğimiz bu mikroplastikler ve nanoplastikler, okyanuslarımız ve göllerimiz , tarım arazilerimiz ve hatta arktik buz yosunlarımız da dahil olmak üzere çevremizdeki her yerde bulunmaya başladı. tam da bundan dolayı yapılan araştırmalarda akciğerler , kan , kalp, anne sütü ve plasenta da dahil olmak üzere çeşitli dokularda mikroplastiklerin tespit edildi ve bu durum insan ve diğer canlıların sağlığı açısından büyük tehdit oluşturmaktadır.

anlaşılır bir şekilde, mikroplastiklerin sağlığımız üzerindeki potansiyel riskleri konusunda endişeler artıyor diyebilirim. şu an için yapılan araştırmalar çok olmasa da mikroplastiklerin dokularındaki varlığının sağlığımıza zararlı olduğuna dair kesin ve doğrudan bir kanıt hala mevcut değil veya bazı hastalıklarla ilişkili olup olmadığını da belirsiz bir konumda.

ancak yeni bir çalışma, mikroplastikler ile kalp sağlığı arasında bir ilişki olduğunu ortaya çıkardı. bilim insanları bu araştırmada toplam 257 kişiyi inceledi. bu hastaların tümü, karotid arterlerdeki yani beyni kanla besleyen ana arterlerideki plak oluşumunu bir ameliyat ile uzaklaştırdılar. bu, araştırmacılar çıkan bu plak örneklerini kimyasal analiz yaparak inceledi.


incelenen 257 katılımcıdan 150'sinin arteriyel plaklarında mikroplastik ve nanoplastiklerin varlığı tespit edildi; bunların başlıcaları dünyada en yaygın kullanılan plastiklerden ikisi olan polietilen (alışveriş torbaları, plastik poşetler, şişeler, kozmetik tüpler ve gıda ambalajları olmak üzere vb ürünler ) ve polivinil klorür (döşemeler, kaplamalar ve su ve atık borular... vb.) olarak belirlendi.

sonuç olarak bu verilerin istatistiksel analizi, plaklarında mikroplastik ve nanoplastik bulunan hastaların, plaklarında mikroplastik veya nanoplastik bulunmayan hastalara kıyasla kalp krizi, felç veya herhangi bir nedene bağlı ölüm riskinin daha yüksek olduğunu buldu.

yine başka bir araştırmada tavuk embriyolarında nanoplastiklerin cadherin6b adı verilen bir proteinle etkileşime girme şekli nedeniyle konjenital malformasyonlara yani doğumsal anormal oluşumlara neden olabileceğini buldu.

son olarak

başka bir çalışmada da, nanoplastiklerin, farelerde sinir hücreleri arasındaki iletişimi kolaylaştırmada çok önemli bir rol oynadığı gösterilen alfa-sinüklein adı verilen bir proteinle etkileşime girebileceğini ileri sürdü. bu etkileşimle oluşan protein yığınlarının parkinson hastalığı riskini artırabileceği düşünülmektedir.

son...

kaynak ve ileri okumalar için: 1 / 2 / 3 / 4