Cari Açığı Kapatmak İçin Emekliliği Yeniden Düzenlemek Mantıklı mı?
cari açığı kapatmak için emekliliğin düzenlenmesi, yapılması imkansız olan eylemdir. emeklilik sistemini birimi türk lirası üzerinden olan bütçe açığını kapatmak için kullanabilirsiniz ama norveç tipi bir emeklilik ve/veya petrol üzerinden elde edilmiş bir varlık fonuna çevirmediğiniz sürece birimi dolar üzerinden olan cari açığı kapatmakta kullanamazsınız.
verileri yeniden yazmaya gerek yok çünkü takip etmedim ama kriz öncesi aylık 20-22 milyar dolar olan ithalatta son 10 ayın ortalaması yaklaşık 16 milyar dolara geriledi. bunun içinde ise nihai tüketim malları %50 civarı düşerek 3'ten 1.5 milyar dolara kadar düştü. aylık 1.5 milyar dolarlık nihai tüketim malı düşüşü ise senelik 18 milyar dolar olup, yaklaşık kabaca 10-15 milyar dolarlık yıllık dolaylı vergi kaybı demektir ki bu da 90 milyar liralık vergi kaybı anlamına gelir.
buna ara malı ithalatındaki düşüşü de eklersek, çünkü ekonominin büyüklüğü order of magnitude olarak aynı kaldığından dolayı enerji ithalatında keskin bir düşüş yok, devletin vergi kaybı şu anki gerçek bütçe açığımız olan 140-150 milyar liralık bir değere yaklaşır.
sgk sistemi türkiye'de tüm verimsizliğiyle beraber hala açık vermektedir. ciddi derecede düşürülen emekli maaşlarına ve artırılan sgk tavanına rağmen vermeye de devam edecektir çünkü 80 milyonluk nüfusun yaklaşık %15'i emeklidir.
emeklilerin maaşlarını piyasada iki şekilde fonlayabilirsiniz
1) emeklilerin emekli olmadan önce yarattıkları katma değerden onlara pay verebilirsiniz.
2) çalışanların yarattıkları katma değerden emeklilere kaynak transferi yaparak fonlayabilirsiniz.
her iki şekilde de, ekonomide yaratılacak olan katma değer ve emeklilerin harcamalarından gelecek olan parasal döngü doğası gereği verim düşürücü etki yaratacaktır.
bu etkinin ortadan kaldırılması için çalışanların ürettiği katma değer ortalamasının 10'ar yıllık süreçler içinde durmadan yükselmesi ya da istihdam/emekli oranının durmadan yükselmesi gerekir.
mevcut durumda bu demecin emeklilerin yaşam standartlarında iyileşme yaratmayacağı ortada olduğuna göre çalışanlardan elde edilen kesintilerin artırılacağını işaret ettiği açıktır. bu kesinti artışının cari açığa etkisi, çalışan harcamalarından gelen para döngüsü içinde yaratılan ithalat çarpanının azalması şeklinde olacağı da ortadadır.
burada da iki etki vardır
bunların ilki nihai tüketim ithalatında daraltıcı etki gerçekleşmesidir ki bu doğrudan ötv tahsilatını vurur, zaten şu an da vurmaktadır. diğeri iç piyasada ithal ara mamül girdisiyle çalışan ve iç talep düşüşü sonucu yavaşlayacak olan imalat ve inşaat sektörlerinin durgunluğa girmesidir.
görüldüğü gibi her iki durumda da, ekonomik aktivite yani paranın devir hızı düşmektedir. bunu engellemenin tek yolu devletin aldığı bu ekstra parayla neler yapacağında saklıdır. sistemden bu parayı çekmek, net kayıtlı sgk istihdamını düşüreceğinden dolayı sgk açığını artıracaktır. bu açığı kapatan bizatihi genel bütçe olduğuna göre zaten para sistemden çekildiği anda aslında nette çekilmiş para bu açıktaki artış ile çekilen paranın farkına eşit olur.
mevcut sermaye gruplarını desteklemekte kullanılırsa, bu para zaten parasal döngünün verimini düşürerek her kesimde olduğu gibi servet erimesinin önüne geçemeyecektir. bu durumda eğer yapı değiştirilmeyecekse, ki mevcut iktidarın varlık sebebi olan bu yapı siyasal değişim olmadıkça imkansız, farklı sermaye gruplarının desteklenmesinde kullanılabildiği takdirde verim artışı üzerinden ekonomide canlanma yaratabilir.
nitelikli sermaye gruplarının ise tamamen devletin kontrolünde olduğu (bunların kahir ekseriyeti savunma sanayi şirketleridir.) düşünülürse, devletin direkt olarak bu yapılara bu parayı aktarması gerektiği sonucuna varılabilir. yine de, nitelikli sermayenin verim artışının zaman fonksiyonu niteliksiz sermaye gruplarınınki kadar yüksek bir order of magnitude değeri taşımadığından dolayı bunun genel verime yansıması zaman alacaktır.
bu da önce net istihdam erimesinde durma ve ardından kayıtlı istihdam artışı yaşanması için siyasi direnç ihtiyacı olduğu anlamına gelir, ki mevcut siyasi tabloda ortada böyle bir direnç olmadığı da açıktır. bu direnç ancak iktidar değişimleri ertesinde toplumda artış gösterebilir. temel algı ise bakalım bunlar ne yapacak bekleyişidir.
bu durumda en muhtemel senaryo nedir?
böyle bir adım atılırsa net istihdamdaki düşüş ivmesi artacaktır. eğer mevcut sermaye gruplarının desteklenmesinde bu para kullanılırsa ekonomide artmayan verim sonucunda bu gruplar da dahil olmak üzere memleketteki servet erimesi devam edecektir. bu da mevcut siyasi iktidar içerisinde bugün de gördüğümüz gibi kırılmaları artıracaktır.
kendi sermaye gruplarını desteklemeye mahkum olan bir iktidara, yani yapıyı değiştirme iradesinden münezzeh bir iktidara, verilebilecek en akıllıca tavsiye alınan bu parayı iktisadi verimi artıracak sermaye gruplarına aktarması olacaktır, ki bu da ya niteliksiz mallarla ihracat yapan özel sektör, ya da kritik sistemler ihraç eden savunma sanayi şirketleri olacaktır. aksi durumda kendilerini yakacak olan ateşe bir odun daha atmaktan farksız bir iş yapmış olacaklardır.