Büyük Alman Kralı Barbarossa ve Göksu Deresi'nde Ölümüyle Sonlandırdığı III. Haçlı Seferi
friedrich barbarossa, cermen kökenli toplumlar için özellikle çok büyük önem taşıyan tarihi bir figür, alman kralı
bunun en büyük sebebi de, tarihteki ilk cermen/sakson birliğini oluşturmuş olması muhtemelen (i. reich). salt bu yüzden, nazi almanyası'ndaki en büyük harekat olan, sovyet rusya'ya karşı yapılmış operasyona da kendi ismi verilmiştir (unternehmen barbarossa). (bak: http://tr.wikipedia.org/wiki/barbarossa_harekâtı)
ayrıca -sonradan kaptan-ı derya olacak olan- barbaros hayrettin paşa'nın (1528 preveze deniz savaşı) lakabının da (kızıl sakallarına ithafen) friedrich barbarossa'dan geldiği söylenegelir.
haçlıların elinde tuttuğu kudüs'ün 1187'de (hıttin savaşı) selahaddin eyyubi komutasındaki müslüman kuvvetler tarafından ele geçirildiği öğrenilince avrupa'da yeni bir haçlı seferi için çalışmalar başlatılır. tarihte görülmüş en büyük haçlı seferlerinden biri olan iii. haçlı seferi de böylece gerçekleşecektir. bu seferin enteresan tarafı richard the lionhearted (ingiltere), philip augustus (fransa), friedrich barbarossa (almanya) gibi avrupa'nın o zamanki en büyük üç devletinin kralının katılmış olmasıdır.
harekât hızlıca tertiplenecektir
i. richard ve ii. philip manş denizi'nden donanma gemilerine binerek takribi onar bin kişilik kuvvetlerini cebelitarık vasıtasıyla gemiyle getirecektir. fakat bu harekatın tam bir zafer olmasını isteyen barbarossa emri altındaki neredeyse tüm askerleri alarak takribi 100.000 kişilik bir kuvvetle ortada kalmıştır. zaten kayda değer bir donanmaya sahip olmayan taze alman imparatorluğu'nun (holy roman empire) böyle bir kuvveti taşıyacak kadar gemisi yoktur. hoş, muhtemelen avrupa'da o tarihte bu kadar büyük bir kuvveti taşıyacak gemi bulunmamaktadır.
barbarossa maiyetindeki soylularla birlikte (avusturya dükü v. conrad, swabia dükü friedrich) karayolunu kullanmaya karar verir ve dev yürüyüş başlar. avusturya-macaristan-balkanlar üzerinden doğu roma (bizans) topraklarına girerler, akabinde anadolu'ya geçerler. o tarihte anadolu selçuklu devleti nispetle parlak dönemlerini yaşamaktadır, tahtta ii. kılıçarslan vardır. ii. kılıçarslan vizyon sahibi bir adamdır, bu kadar büyük ve düzenli, aynı zamanda ağır zırhlı bir orduya karşı koyamayacağını anlamıştır. bu kez hikaye rahip pierre l'ermit komutasındaki 10.000 kişilik serseri ordusunun katıldığı i. haçlı seferi gibi değildir, o yüzden barbarossa'ya elçiler göndererek anlaşma zemini arar. tıpkı rakibi gibi, o da bir anlaşma olmayacağını bilmektedir, fakat rakibinin niyetini öğrenmek ister. ikili geçici bir anlaşma imzalar, bu anlaşmaya göre barbarossa ve ordusu anadolu'dan zarar vermeden geçtiği sürece iki devlet birbiriyle savaşmayacaktır.
fakat kazın ayağı öyle olmaz
100.000 kişilik ordu, avrupa'da ilerleyişi devam ettikçe katılanlarla birlikte 150.000 kişilik bir nüfusa ulaşmıştır. bu kadar insanı doyurmak ve onları nizam içinde tutmak imkansız derecesinde zordur. ilk ihtilafı türkmenlerin mi yoksa haçlıların mı çıkardığı bilinmiyor, fakat bir noktadan sonra kılıçarslan'ın ordusu gerilla taktiğiyle vur-kaç yaparak haçlı ordusuna ciddi zarar vermeye başlamış, haçlılar da buldukları yerleşimleri özellikle yiyecek için yağmalamışlardır. bu noktadan sonra işler çirkinleşir, haçlı ordusu kılıçarslan'ın başkenti olan konya'yı kuşatıp alır. fakat barbarossa'nın acelesi vardır, onun derdi selçuklularla değil, eyyubi ile savaşmaktır. sadece beş gün kaldıktan sonra konya'dan ayrılırlar, ancak kılıçarslan sinirlenmiştir. haçlı ordusunun olası güzergahlarını planlayarak o güzergahlar üzerindeki tüm su ve yiyecek kaynaklarını tahrip ettirir. haçlı ordusu bir yerden sonra ciddi yiyecek ve su sıkıntısı yaşamaya başlayacaktır.
ayrıca selçuklular'ın planları bu kadarla kalmaz
anadolu'yu karış karış bilen kılıçarslan'ın askerleri haçlı ordusuna mümkün olan her yerde pusu atar. haçlı ordusu inanılmaz derecede gerilmiş ve yıpranmıştır. bilmedikleri topraklarda, sürekli olarak tacize uğradıkları için tek dertleri anadolu'dan bir an önce çıkmaktır. zaten çok ciddi kayıplar vermeye başlamışlardır, özellikle temiz su eksikliği nedeniyle dizanterinin yaygın olduğu gibi bir kanı vardır, fakat kaynak bulamadığım için bu konuda tam yorum yapmıyorum.
bundan takriben 700 sene sonra i. petro (deli petro) poltava savaşı'nda sürekli olarak yenildiği xii. karl'a (demirbaş şarl) aynı taktiği uygulayacak, topraklarının içine çekip aç susuz bıraktığı kudretli isveç ordusunu imha edecektir.
hasılı, barbarossa yıpranmış ve neredeyse hiç savaşmadan ciddi kayıplar vermiş ordusuyla göksu nehri önlerine gelir. daha uzatmayacağım, almanya'nın derin ve geniş nehirlerinden sonra (rhein, main) göksu nehri ona dere gibi gelir. atının sırtında nehri geçmeye çalışır, -bir şekilde- akıntıya kapılır. attan düşer, üzerinde ağır şövalye zırhı olduğu için dibe batar ve boğularak ölür.
öldüğü noktada anıtı bulunmaktadır
velkelam, öylece ölür barbarossa. ordu yoluna devam eder, antakya prensini de alarak kudüs önüne gelirler, savaşa tutuşurlar. yıllar geçtikten sonra hiçbir şey elde edemeden krallar ülkelerinin yolunu tutar, askerlerden de çoğu kudüs civarında kalır.