Beşiktaş'ın 2020-2021 Sezonu Şampiyonluğunun Teknik Analizi

Süper Lig'de 42 haftalık uzun maratonun kazananı Beşiktaş oldu ve lig tarihindeki 16. şampiyonluğunu kazandı siyah beyazlı ekip. Peki bu başarı nasıl geldi? İşte fazla detaylarda boğulmadan şampiyonluk sezonunun analizi.
Beşiktaş'ın 2020-2021 Sezonu Şampiyonluğunun Teknik Analizi

öncelikle, sezonu bir sisteme bağımlı kalmadan oynadık. evet, oyunumuz çok ezberlenmişti. 4-5-1'i zaman zaman 4-3-3'e döndürerek oynadık fakat bağlı kalmadığımız nokta, larin'in ekstra performansıydı. çünkü oyun atak içinde 4-4-2'ye çok hızlı dönüyordu. ghezzal'ın ortaya girmesiyle, ortaya kümelenmiş bir 4-3-3 de, kanatlardan frc flc'si olan klasik 4-3-3'ten ayırıyordu. bazen önde 2 ofansif orta saha 2 merkez forvet gibi de oynadık. bu da atiba'nın bu seneyi ön tarafta geçirmesiyle ilişkilendirilebilir.

özellikle geride her şey çok netti

kalemiz ortalamayı çok geçemedi ama beklentilerin üzerindeydi. 19 yaşında kaleye geçen gencecik bir çocuğun bizi yanıltmasını bekledik. zaman zaman çok iyi oynayarak yanılttı. zaman zamansa ortalamanın altına düştü. bu sene ersin'in en büyük şanssızlığı şuydu. diğer kaleciler çok çok iyiydi. yoksa ersin diğer kaleciler bu kadar iyi olmasa, şu an sezonun oyuncusu ya da 11'ine girerdi. yanlış hatırlamıyorsam 8 maçta 1 gol yediğimiz bir seri vardı. ama hakkını vermek lazım; uğurcan, altay, muslera, irfan can, gökhan ve hatta ali şaşal vural... hepsi çok iyi oynadı.

vida-welinton (montero'yu unutmadan) ideal bir stoper ikilisi olarak sezonu başlayıp bitirdi. rosier ve n'sakala (rıdvan'ı unutmadan) da görevlerini ortalama üzerinde yerine getirdi. burada eminim bütün beşiktaşlı kardeşlerin n'sakala'nın ortalamanın altında kaldığını yazacak. ama rosier ile beraber total kanat performansı olarak ilk bakışta ortalama üstü diyebilirim. sonra futbolcu futbolcu ilerleriz. defansın kaptanı vida, geldiğinden beri en iyi sezonunu oynadı. pepe'nin olduğu dönemde bile bu kadar etkin değildi. hatalar yaptı elbette ama welinton'un toparlanmasında, ersin'in güveninin artmasında birebir etkiliydi. genel olarak defansta iyi bir sezon geçirdik. peki, bu dörtlü neden ortalamanın üzerinde oynadı? çünkü bu defans dörtlüsünün oyununu geliştiren bir kişi vardı: josef de souza.


josef üzerinden hem defansif oyunu hem de orta sahayı değerlendirebiliriz

evet, ghezzal müthiş katkı verdi, ofansta müthiş işler yaptı. evet, larin şapkadan tavşan çıkardı. evet, aboubakar oynadığı dönemlerde ligin en iyisiydi. ama benim için sezonun futbolcusu de souza'dır. iyi futbolcular bulabilirsiniz. gol atacak asist yapacak ama takıma omurga sağlayacak, sistemi işlev hale getirecek bir oyuncu bulmak çok zordur. ki büyük takımlara bakın, bulduklarında uzun yıllar bırakmazlar. modric, busquets, kante vb. peki ne yaptı, bu fenerbahçe ve galatasaray'ın sezon başında istemediği, son dakika beşiktaş'a gelen de souza? öncelikle vida ve welinton'u maç içinde yedekledi. defansın arasına öyle sıradan bir önlibero gibi girmedi, topu işlevsel hale getirerek girdi. hem topu koşturdu, hem sistemi. bizim rosier'in bu kadar önde, bu kadar rahat oynamasının en büyük sebebi de souza'dır. çünkü ghezzal ne kadar iyi oynarsa oynasın, defansif olarak %100 dönmedi. ama rosier buna rağmen rahattı. yani defanstaki bir dişlinin oturması takımı öne kadar taşıyor. forvete kadar dokunuyor. ama sadece bu değil tabi. son 10 maçta da de souza önde, ceza sahasının etrafındaydı. buradaki, 10 numarasız ve akmayan oyunu akıtmaya çalıştı. verim alamadığımız 10 numaralardan daha iyi görev yaptı. bunları yaparken de en gerideki adamımız da kendisiydi.

orta sahadan devam edersek, taktik olarak bizi en rahatlatan ghezzal'ın bireysel yeteneğiydi. bunu da sergen harika kullandı. neydi bu yetenek? çizgiye inmesine gerek kalmadan asist yapabilmesi. galatasaray ve fener'in ofansif oyunun sezon içinde bu kadar kolay çözülmesinin sebebi, rakiplerin çakılı sağ bek ve sol bek ile oynamasıydı. düşünsenize, beşiktaş'la oynuyorsunuz, çakılı sağ bek ve sol bekiniz var ama ghezzal diye bir adam çıkıyor, orta sahayı geçince ortalıyor, gol oluyor. kaç maçın kilidini böyle açtık. bu da ofanstaki çeşitliliği farklı seviyeye taşıdı. üstelik, son 10 maç ghezzal'ın bunun yanına şut opsiyonunu da eklemesi olayı farklı yere taşıdı. yetersiz kadromuzun, forvetsiz oyunumuzun çilingiri, orta sahadaki taktik oyunun belirleyicisi oldu. ki ghezzal'ın bu hareketliliği bir oyuncuyu parlattı: larin. larin yerine başkası olsa böyle olur muydu bilmiyorum ama 19 gol atmış bir kanat forveti eleştirmek çok da mantıklı değil. çünkü bizim yakın tarihimiz böyle oyunculara çok alışkın değil. biz mario gomez olacak, talisca olacak ortadan vuracak atacak. bu anlamda, bizim için ekstra larin'di. sezonun ilk beşinde yer alacak bir oyun oynadı. beşiktaş taraftarına yaranamadı ama kulübe para kazandıracağını düşündüğüm, düzgün bir futbolcu. vasat ama ortalama üzeri oyunuyla, sınırlı yeteneği ile, yüksek alan bilgisi ile orta sahanın taktiğinin oturmasına katkı sağladı. bir de ljajic erken dönmüş olsa ya da mensah vaadini yerine getirse, her şey daha kolay olacaktı. bu sefer 39 yaşındaki bir çınar, atiba "siz yapamıyorsanız ben yaparım" diyerek 10 numara gibi oynadı. helal olsun! sen beşiktaş'ın gerçeğisin. buldun mu kolay kaybetmeyeceksin. biz 2016 sonrası her teklif geleni sattığımız bir dönem vardı. şenol güneş'in en çok şikayet ettiği, "elimdeki oyuncular kalsa, yenisini istemiyorum" dediği dönem.


ofansif olarak bakarsak

oyuncu profiline göre aboubakar'ın etrafına kurulan bir takım vardı. ki aboubakar ligdeki farkın, 7 9 puanlara gelmesini sağlayan kaliteydi. oyunda durduğu süre boyunca tam bir santrafor gibi oynayıp, hem çevresine attırdı, hem kendi attı. ama ikinci yarı yokluğu bize yeni arayışlar açtırdı. ki burada gördük ki, forvet tipli oyuncularla da bu sistem gayet işliyor. zaman zaman n'koudou, zaman zaman gökhan töre, önde farklı ve şaşırtıcı işler yaptı. bu da gelecek yıl için, bu tarz yedek forvet transferini getirecektir. güven derseniz, olmayan bir oyuncu. italya ikinci liginde bile süre alamadı. galatasaray'da kerem aktürkoğlu bunun en açık örneği. çocuk gerçekten süre aldığı dakikalarda iyiydi. bizim de bu tarz bir oyuncuya ihtiyacımız var. oyun çeşitliliği açısından çok önemli.

gelelim teknik kadroya

bu kadro ile, yetersiz olanaklarla, bu takımı şampiyon yaptılar. helal olsun. fener'in sezon başı, galatasaray'ın da düne kadar şampiyon edildiği ligde, hatalar yapsalar da, hatalarından büyük teknik işler yaptılar. eleştiriyi asla hak etmiyorlar. "bu maç sergen'e yazar","n'sakala'yı oynatıyor, necip'i oynatıyor" eleştirileri yazanlara bakmayın. rakibi dördüncü sağ bekini oynatırken, elindekileri en iyi kullanan bir şef gibiydi. yukarıda da okuduğunuz üzere, her futbolcunun yeteneğini kavrayıp, sistemi ona döndürdü. rakiplerden hep şu cümleleri duydum: "samatta beşiktaş'ta olsa gol kralı olurdu, mostafa beşiktaş'a gelse 20 gol atardı" bunun sebebi sergen yalçın ve ekibinin futbolcuyu analiz edip, ona göre sistemi geliştirmesiydi. n'sakala yetersizdi ve biz sağdan oynadık. ghezzal çizgiye inmeyen bir futbolcuydu, biz inmedik. ersin ayaklarını kullanamıyordu, kullandırmadık. özellikle yardımcılarının da çok yetenekli olduğunu düşünüyorum. unutulmasın murat şahin'e de bir alkış.


şimdi kırılmasınlar ama taraftarımız sınıfta kaldı

hep şampiyonluğu elimizden alacaklar psikolojisi, son haftaya her şeyi kaybetmiş anlayışı, kendinden çok rakip maçlarını analiz etme durumu bizi sezon içinde geriye götürdü. geçtiğimiz gün bile twitter'da maçlar oynanırken, "malatya şut çekemiyor" yazmış taraftarımız. sonra malatya gol attı. biz daha göztepe'yi yenmeden nelerin peşindeyiz? sezon boyunca açıklanan her hakemi maç öncesi akrabalarının takımlarına kadar ayırmaya gerek yok. memnun olduğumuz bir hakem var mı? hakem performansı genel kötüydü. her takıma hata yaptılar. tek tek çıkarmak, "13. haftada şu penaltımızı vermeyen hakemi maçımıza verdiler" demek, hakemler tarafından da sevilmeyen bir camia haline gelmemizi sağlıyor. ben hakemlerin art niyetli değil, yetenek olarak ortalamanın altında olduklarını düşünüyorum.

sonuç olarak şampiyon olduk! emeği geçen herkese teşekkür ederim. var ol beşiktaş ailesi!