Aşil ve Truva Savaşının Büyük Dersler Çıkarabileceğiniz Bütün Hikayesi

akhilleus, yunan mitolojisinin en büyük kahramanlarından biri. hem tanrısal kökeni hem de trajik kaderiyle mitolojide unutulmaz bir figür.
deniz tanrıçası thetis ile ölümlü kral peleus’un oğlu. annesi, onun ölümsüz ve yenilmez olması için styx nehri’nde yıkadı.
ancak thetis, bebeği topuğundan tutarak suya daldırdığı için sadece bu bölge kutsal suya temas etmemiş ve zayıf noktası olarak kaldı.
akhilleus, çocukken ünlü centaur (yarı at yarı insan) kheiron tarafından eğitildi.
kheiron ona savaş sanatları, tıp, avcılık ve müzik öğretti. böylece akhilleus’un büyüdüğünde olağanüstü bir savaşçı olması kaçınılmaz oldu.
bir kehanete göre ise, akhilleus truva savaşına katılırsa büyük bir zafer kazanacak, ancak genç yaşta ölecekti.
sparta kralı menelaos’un karısı helen ile truva prensi paris birbirine aşık olup, helen'in paris tarafından kaçırılmasıyla truva savaşı başladı.
akhilleus, kendi birliği olan myrmidonlar ile birlikte truva savaşı’na katıldı ve savaşın en korkulan savaşçısı oldu. sayısız truvalı kahramanı öldürdü. savaş 10 yıl boyunca sürdü. ilk yıllarda her iki taraf da büyük kayıplar verdi.
ancak savaşın ilerleyen yıllarında, komutan agamemnon ile arası açıldı. agamemnon, akhilleus’un savaş ganimeti olarak aldığı briseis adlı kızı elinden alınca, akhilleus büyük bir öfkeyle savaştan çekildi.
bu durum, yunanlıların savaşta zor duruma düşmesine neden oldu. akhilleus’un en yakın arkadaşı patroklos, onun zırhını giyerek savaş alanına çıktı ancak truva prensi hektor tarafından öldürüldü.
patroklos’un ölümü akhilleus’u tarifsiz bir öfkeye sürükledi ve savaşa geri döndü, öcünü almak için hektor’u teke tek dövüşte öldürdü. öfkesi dinmeyen akhilleus, hektor’un cesedini arabasına bağlayarak truva surlarının önünde sürükledi. ancak daha sonra hektor'un babası priamos’un yakarışları üzerine cesedi iade etti.
truva savaşı’nın sonlarına doğru, akhilleus savaş alanında büyük bir katliam yaparak truvalıları dehşete düşürdü. ancak kaderinden kaçamadı.
truva kraliçesi hekabe ile tanrı apollon'un birlikteliğinden doğan troilos'un 20 yaşına ulaşırsa truva'nın düşmeyeceğine dair bir kehanet bulunmaktaydı. bu nedenle, akhilleus, troilos'u genç yaşta öldürerek truva'nın kaderini etkiledi.
oğlunun kaybı ile akhilleus'a kin tutan apollon, truva savaşı sırasında truvalıların tarafını tuttu ve onlara çeşitli şekillerde yardım etti. truva prensi paris'e akhilleus'un zayıf noktası olan topuğunu söyledi.
paris akhilleus’un topuğuna bir ok fırlattı ve onu öldürdü. böylece, ölümsüzlükle lanetlenen kahraman, genç yaşta trajik bir şekilde hayata veda etti.
akhilleus’un ölümüyle birlikte yunanlılar büyük bir savaşçıyı kaybetmiş oldu. ancak adı, cesareti ve trajik kaderi nedeniyle efsaneler arasında ölümsüzleşti.
akhilleus'un ölümü sonrası savaşı kazanabilmek için odysseus’un kurnazlığıyla tahta at hilesine ihtiyaç duyuldu, ve kassandra/@queen bee kehanetine rağmen troya düştü.
ancak akhilleus’un savaş alanındaki varlığı, yunanlıların zafer yolunu açan en büyük etkenlerden biri oldu.
akhilleus’un topuğundaki zayıf nokta ise, insan vücudundaki en güçlü tendon olan aşil tendonu ile ilişkilendirildi, böylece insan anatomisinde de benzer bir kırılganlığı temsil etti.
akhilleus'un hikayesi, aslında güç, gurur ve trajik bir zaafiyetin öyküsü.
bu trajedi vesilesiyle şunları anladık
bir savaşçıyı güçlü kılan giydiği zırhı değil, ruhundaki ateştir.
ödünç alınmış bir zırhla savaşa girilemez; övgüyü alan zırh değil, altındaki çabadır.
ve en ölümsüz sanılanlar bile bir gün yara alabilir.
topuğunu açıkta bırakan, tek bir okla devrilir.
kibir, zayıf noktayı saklamaz, bilakis yenilgiyi hızlandırır.
kalbi başkasına ait olan uğruna ilan edilen savaşlarsa, hükmen yenik başlar. zorla kazanılan bir kalp, boş bir tahttan ibarettir.
ve aşk en büyük savaş meydanıdır.
kazanma uğruna yapılan saldırılar aşkı eksiltmez, bilakis uğruna savaşmaya değdini hatırlatır.
sonuç olarak; herkesin bi aşil tendonu vardır, bizi tanımlayansa kazanıp kazanmamak değil, nasıl ve ne uğruna savaştığımızdır.
ve savaş meydanındaki gücümüz giydiğimiz zırhtan değil, içimizdeki ateşten gelir.
gerçek zaferlerse kılıçla değil, sevgiyle kazanılır.