Aşık Mahzuni Şerif'in Nasıl Bir Güzel Yürek Olduğunu Anlamanızı Sağlayacak Almanya Anısı

17 Kasım 1940-17 Mayıs 2002 arasında dünyaya misafir olmuş bu büyük halk ozanını, bir Sözlük yazarının dedesiyle yaşadığı anı vesilesiyle hatırlayalım.
Aşık Mahzuni Şerif'in Nasıl Bir Güzel Yürek Olduğunu Anlamanızı Sağlayacak Almanya Anısı


köyünde pehlivan diye anılan dedem ile bir de anısı olan aşıktır mahzuni

dedem, 76–80 yıllarında almanya’ da çöpçülük yapmıştı. mahzuni de o sıralar almanya’ya gelmiş gurbetçilere, yurttaşlara konser vermeye gelmiş. mahzuni konserini verir beş kuruş da para almazmış. konser biter mahzuni’yi herkes evine davet eder fakat gitmezmiş mahzuni baba kimseyi rahatsız etmemek için. ama mahzuni aşkı bu, kalabalık dağılmaz. en sonunda baba bir gurbetçinin evine gitmeyi kabul eder ancak yatıya kalmamak şartıyla. akşam olmuş karanlık iyice çökmüş. mahzuni zar zor müsaade ister ev sahibinden. cebinde sadece yol parasıyla tren istasyonunun yolunu tutar. dedem de istasyonda çöpçülük yapmaktadır. mahzuni’nin almanya ya geleceğinden haberi yoktur, tren garında mahzuni elinde sazı bankın üzerine yatmış ellerini dizlerinin arasına almış sazını da başucuna koymuş trenin gelmesini beklemektedir. o sırada dedem bunu görür süpürgenin sapıyla mahzuni'yi dürtükler. sazı görünce türk olduğunu anlar tabi:

— ne yatıyorsun otel mi burası? der.

mahzuni doğrulur, hiçbir şey söyleyemez yere bakar. 

dedem:

— eline de almış sazı kalk başka yere yat, ipini koparan almanya'ya işçi olmaya geliyor der.

mahzuni:

— babacım bana işçi olmayı layık görmedi hak der, konsere geldim, ozanım der. 

dedem daha da sinirlenir:

— şimdi de başımıza mahzuni kesildi diye bağırır.

mahzuni bu, hiçbir şey demez.

ayağı kalkıp başka yere gidecekken dedem yüzüne bi bakar ki o da kim? koskoca mahzuni! dizlerinin bağı çözülür, oracıkta ağlamaya başlar (dedem o zaman kadar hiç böyle ağlamadığını söylüyor). hemen yapışmış ayağına, diz çökmüş “gitme baba” demiş sadece, ağlamaktan başka bir şey diyememiş. mahzuni kaldırmış dedemi, o zamanlar aynı yaşlarda olan dedem hemen eline sarılmış öpmek için. öptürmemiş mahzuni, “eli öpülecekler sizlersiniz” demiş.
o gece mahzuni dedemde kalmış, bırakmamış dedem “gidersen peşinden atlar ben de gelirim” demiş, “işimi bırakır daha dönmem almanya'ya”.

o gece sabaha kadar hiç uyumamışlar, mahzuni gece sabaha kadar çalıp söylemiş. dedem evde 3 boş kasete sadece türkülerini kayıt edebilmiş, yine de yetmemiş. dedem mahzuni'nin cebinde sadece yol parası olduğunu söylüyor.

şimdi ikisi de hakk’ a yürüdü. ne edem dünya bu.

Arkadaş Ortamında Konuşmaya Bile Cesaret Edemeyen Birinin Spor Sayesinde Yükselişinin Öyküsü