EĞİTİM 13 Nisan 2021
28b OKUNMA     515 PAYLAŞIM

YDS'de Karşınıza Çıkma İhtimali Yüksek Olan Yapı ve İfadeler

YDS'ye (Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı) girmeden önce bir göz gezdirmenin hiç de fena olmayacağı bir içerik.

bazı önemli phrasal verb'ler

look after: bakmak, ilgilenmek.
look up to: saygı duymak
take to: hoşlanmak, ısınmak.
get away with: yanına kar kalmak.
take off: yükselişe geçmek, elbise vb çıkarmak.
hand down: devretmek, kuşaktan kuşağa aktarmak.
root out: kökünden sökmek, araştırarak bulmak.
bring down: vurup yıkmak, devirmek.
count on/upon: güvenmek.
go in for: merak duymak.
make up for: telafi etmek.
make up with: arayı düzeltmek.
get through: üstesinden gelmek.
bring about: sebep olmak.
put out: söndürmek
put up with: katlanmak.
keep up with: yakalamak, aynı seviyeye getirmek.
keep pace with: ayak uydurmak, uyum içinde olmak.
come up with: (fikir/çözüm) bulmak, üretmek.
make out: anlamak, ortaya çıkarmak.
figure out: anlamak, çözmek.
do away with: yürürlükten kaldırmak.
give in: boyun eğmek, teslim olmak.
carry out: icra etmek, uygulamak.
go off: patlamak, (ısı/ışık) yaymak.
work out: çözmek anlamak.
pull through: iyileşmek, başarmak.
sort out: anlamak, çözmek.
wipe out: silip süpürmek, yok etmek.
come across: karşılaşmak, tesadüf etmek.
let down: hayal kırıklığı yaşatmak.
take after: benzemek, çekmek.
look down on: hor görmek, aşağılamak.
make do with: ... ile idare etmek.
set on: kararlı olmak.
give off: yaymak, salmak.
touch up: yenilemek, düzeltme yapmak.
cut across: kestirmeden gitmek.
take up: yer kaplamak, zaman almak.
put off: ertelemek.
get on with: geçinmek, hayatta kalmak.
catch on: gözde olmak, tutunmak.
play up: abartmak.

bazı önemli verb+prep yapıları

elaborate on: detaylı olarak incelemek.
abstain fromrefrain fromkaçınmak.
account for: oluşturmak, sorumlu olmak.
accuse of: suçlamak.
blame for: suçlamak.
be charged with: suçlanmak.
agree on/over: üzerinde uzlaşmak.
be aware of: farkında olmak.
dedicate todevote toadamak.
engage in: uğraşmak, meşgul olmak.
be equipped with: ile donatılmak.
be familiar with: tandık olmak, aşina olmak.
be fond of: düşkün olmak.
consist of: içermek, oluşmak.
cope with: başa çıkmak.
deal with: uğraşmak, başa çıkmak.
emerge fromarise formortaya çıkmak.
stem from: türemek, ortaya çıkmak.
collide with: çarpışmak.
insist on: ısrar etmke.
persist in: sürmek, devam etmek.
stand for: temsil etmek.
vote against: aleyhine oy vermek.
vote for: lehine oy vermek.
coincide with: ile çakışmak, tesadüf etmek.
attribute to: atfetmek.
stare at: dik dik bakmak.
expel from: kovmak.
spread over: yayılmak.
appeal for: istemek, talep etmek.
appeal to: cezbetmek.
substitute for: yerine geçmek, yerini almak.
suffer from: acı çekmek.
spend on: harcamak.
waste on: boşa harcamak.
work on: bir şey üzerinde çalışmak.
yearn for: çok istemek, can atmak.
mistake for: karıştırmak, sanmak.
long for: özlemek.
interfere in/with: engellemek, müdahale etmek.
subject to: maruz bırakmak.
excuse for: -den ötürü hoş görmek, bağışlamak.
glance at: göz gezdirmek.
peer at: -e dikkatle bakmak.
comply with: uyum sağlamak, boyun eğmek.
absorb in: içine çekmek.

bazı önemli adj+prep yapıları

sick of: bıkmış.
satisfied with: -den memnun.
furnished with: ile döşeli
acquainted with: aşina tanıdık.
attached to: bağlı.
bad at: başarısız.
capable of: yapabilir.
good at: başarılı.
notorious for: adı çıkmış.
busy with: ile meşgul.
convinced of: ikna olmuş.
plagued withafflicted withmuzdarip.
akin to: benzersimilar to.
deficient in: eksik, yetersiz.
full of: dolu.
faitful to: sadık.
delighted at/with: hoşnut, mutlu.
consistent with: tutarlı.
popular with: herkesçe sevilen.
devoid ofshort oflack ofyoksun.
obsessed with: saplantılı.
desperate for: çaresiz.
prone toapt toliable toeğilimli.
serious about: ciddi.
keen on: çok hevesli.
suspicious of: şüpheli.
available for: elde edilebilir.
rich in: zengin.
eager for/to: istekli.
eligible for/to: seçilebilir, uygun.
envious of: kıskanç.
ashamed of: utanmış.
compatible with: uyumlu.
patient with: sabırlı.
indifferent to: ilgisiz, kayıtsız.

bazı önemli on+noun yapıları

on business: iş veya ticaret maksadıyla.
on a diet: diyette.
on a trip: seyahatte.
on an excursion: gezide.
on duty: görevde.
on an expedition: seferde.
on application: başvuru üzerine.
on average: ortalama.
on fire: alev almış, yanan.
on holiday/vacation: tatilde.
on loan: ödünç olarak.
on occasion: bazen, gerektiğinde.
on order: sipariş üzerine.
on purpose: kasıtlı olarak.
on sale: satışta.
on strike: grevde.
on the whole: her şey düşünüldüğünde.
on time: tam zamanında.
on the agenda: gündemde.
on demand: talep üzerine.
on the face of it: görünüşe göre.
on the increase: artışta.

bazı önemli out of+noun yapıları

out of respect: hürmeten.
out of this world: harika, olağanüstü.
out of date: modası geçmiş.
out of practice: idmansız.
out of debt: borcu olmayan.
out of sorts: keyifsiz.
out of nowhere: aniden.
out of order: bozuk çalışmayan.
out of question: imkansız.
out of reach: erişilmez, ulaşılmaz.
out of character: karakterine aykırı.

bazı önemli in+noun yapıları

in force: geçerli, yürürlükte.
in danger: tehlikede.
in vain: nafile, boşuna.
in a nutshell: özet olarak, kısaca.
in captivity: tutsak, esir.
in pain: acı içinde.
in cash: nakit.
in charge of: sorumlu.
in a moment: çok geçmeden, çabucak.
in touch: iletişim halinde.
in order: düzenli.
in person: şahsen, bizzat.
in progress: yapılmakta olan.
in silence: sessizce.
in turn: sırayla, nöbetleşe.
in a hurry: telaş içinde.
in effect: yürürlükte.
in ink: mürekkepli kalemle yazılıp imzalanmış.
in practice: uygulamada.
in tears: gözyaşları içinde.
in peril: tehlike altında.

bazı önemli noun+prep yapıları

advantage of/over: yarar, fayda.
admiration for: hayranlık, takdir.
advice on: tavsiye.
attack on: saldırı.
attitude to/towards: tavır, tutum.
association with: birliktelik, ilişki.
contrast with/between: zıtlık.
cure for: tedavi.
delay in: gecikme.
demand for: talep.
desire for: arzu, istek.
influence oneffect onimpact onetki.
expert on/at/in: uzmanlık.
fall in: azalma.
interest in: ilgi, alaka, çıkar.
interest on: faiz.
matter with: sorun.
protection from/against: koruma.
emphasize onstress onvurgu.
acclaim for: beğeni, övgü.
measure againststep againstprecaution againstönlem.
inquiry into: araştırma, sorgulama.
assault on: saldırı.
quarrel with: bozuşmak.
contact with: ile temas halinde.