TELEVİZYON 20 Eylül 2024
7,1b OKUNMA     92 PAYLAŞIM

Walter White’ın Çöküşünün Asıl Sebeplerinden Biri Jesse Pinkman mıydı?

Breaking Bad dizisinde Jesse Pinkman ve Walter White arasında nasıl bir ilişki vardı? Gerçekten baba-oğul gibi miydiler, yoksa çıkar ilişkisi mi vardı? Walter White'ın sonunu getirenlerin arasında Jesse Pinkman de var mı? İnceleyelim.

bence walter white, başından beri işleri eline yüzüne bulaştıran jesse pinkman ile uğraşmak zorunda kaldı. walter ciddi bir kimya öğretmeni, zekası ve planlarıyla her şeyi milimetrik hesaplıyordu, ama jesse? tam bir felaket. daha başından itibaren walter’ı hep aşağı çekti. jesse’ye soracak olsan, her zaman “ben çok safım, kurbanım, kandırdın beni yo mr.white!” havasında takılıyor, ama gerçekler öyle değil.

örneğin, meth işine ilk girdiklerinde walter, jesse’ye oldukça net direktifler veriyor "sadece sakin kal ve dediklerimi yap." şeklinde, ama jesse ne yapıyor? mutfak gibi düzeni seven walter’a, darmadağın bir laboratuvar sunuyor. sanki bir lunaparkta çalışıyormuş gibi davranıyor! ilk büyük sıkıntılar da jesse’nin beceriksizliğinden başlıyor. o kadar saf ki, tuhaf bir şekilde yakaladığı tuhaf tiplerle işi büyütebileceğini sanıyor. walter'ın güvenilir bir partnerle muazzam bir imparatorluk kurma vizyonu varken, jesse sürekli belaya bulaşmakta ısrarcı. ayrıca walter'ın direktiflerini uygulamak konusunda da aşırı sıkıntılı bir tip, örneğin ilk bölümlerde krazy-8'i öldürdükten sonra meşhur hidroflorik asit kullanarak eritme sahnesinde bile, walter'ın marketten istediği şeyi almıyor ve küvette eritebileceğini düşünüyor, ulan adam kimya öğretmeni kimya! neyin neyi eriteceğini bildiği için sana önceden söylemiş "şunu al" diye, onu bile takmıyor.

walter ne zaman bir düzen kursa, dişil enerjinin kralı jesse pinkman her şeyi mahvediyor. örneğin, walter ve gustavo fring çalışmaya başladığında, eğer jesse ortalığa düşüp "bunlar çocukları kullanıyor, ühühühühühü :((((" tarzında ortalığa düşmeseydi, gus ve walter'ın arası hemn açılmayacaktı, büyük ihtimalle gus, gale'i yine laboratuvarın başına getirecekti ve walter'a emekleri için teşekkür edip, tazminatını vererek yapacaktı bunu, fakat jesse yüzünden bu olaylar da çığırından çıktı.

gelelim gale meselesine. walter’ın kurduğu düzen öyle sağlam ki, gale gibi birisini bile planlarına dahil edebiliyor, onunla çok uyumlu bir şekilde çalışabiliyor. ama jesse ne yapıyor ? işlerin doğru bir şekilde ilerleme imkanı varken, finalinde gale’i öldürmek zorunda kalıyorlar ve bunu tamamen jesse'nin beceriksizliği yüzünden yapıyorlar. walter, gale ile birlikte çalışarak her şeyi kusursuz bir şekilde çalıştıracakları bir hale getirmenin eşiğine gelmişken, jesse , gus'ın adamlarını walter'a öldürtmek zorunda kalarak bir kez daha her şeyi mahvediyor. walter’ın jesse’ye olan güveni o anda bir kez daha sarsılıyor. çünkü jesse’nin doğasında sürekli hata yapmak ve melankolik takılmak, sürekli başını belaya sokmak ve walter’ın büyük planlarını tehlikeye atmak var.

en fena olay ise jane’in ölümü. jesse, duygularına yenik düşüp jane’le beraber uyuşturucunun dibine vururken walter’ı köşeye sıkıştırıyor ve yüzbinlerce dolar kazanmasını sağlamış adama, 2 günlük kız için şantaj yapıyor. walter’ın gözünden bakarsak, jesse kendi hayatını ve walter’ın kurduğu tüm düzeni jane yüzünden yakıp yıkmak üzereydi. walter’ın gözlerinin önünde bu ilişkiden çıkış kalmadığını fark etmesi, jesse’yi kurtarmak için jane’i ölüme terk etmesine yol açtı. mantıksız mı? değil. çünkü jesse o sırada her şeyi yok etmeye hazırdı, jane ile birlikte o yüzbinlerce doları kollarına uyuşturucu olarak vuracaklardı, asla ve asla bırakmayacaklardı ve walter'ı da beraberinde götüreceklerdi, "bize tekrar para ver" şeklinde şantaj yapacaklardı ve walter’ın da başka seçeneği kalmamıştı. jesse’nin hayatı kontrolsüz bir tren gibi gidiyordu ve walter ona tekrar yol göstermek için o zor kararı almak zorundaydı.

walter white'ın sonunu getirenlerin başında, jesse pinkmak gelmektedir!

ve sonra hank meselesi geliyor. jesse, walter’ı satıp hank ile iş birliği yaptığında, olaylar zaten geri dönülmez bir noktaya gelmişti. walter’ın ailevi krizlerle, gus ile çatışmalarla, iş dünyasının tehlikeleriyle boğuştuğu bir dönemde, jesse en büyük ihaneti yaptı. gus gibi bir düşmanı ortadan kaldıran walter’ın jesse’den beklediği tek şey sadakatti, ama jesse ne yaptı ? walter’ın tüm planlarını bozup hank’i devreye soktu ve işleri daha da karmaşık hale getirdi. sonunda hank’in ölümü, jesse’nin walter’a verdiği zararın en açık kanıtıydı.

walter’ın jesse’ye bu kadar sabır göstermesi bile mucize bence! walter, her adımda jesse’yi eğitmeye, onu bir düzene sokmaya çalıştı, ama jesse daima bir kaos unsuru oldu. walter bu işin başında saf bir motivasyonla yola çıkmıştı: ailesini güvence altına almak. jesse ise sürekli işleri karmaşıklaştırarak walter’ı hep bir adım geriye çekti. eğer jesse daha disiplinli olsaydı, walter'ın planları tıkır tıkır işleyebilir ve bu kadar yıkıcı bir son olmazdı. jesse tam bir melankolikti ve inceldi, jane öldükten sonra bile defalarca kez telefonunu arıyor ve jane'in sesini dinliyordu, bunu sağlıklı bir insan yapar mı ? elbette yapmaz.

sonuçta walter, zekası ve stratejileriyle her şeyi kontrol altında tutmaya çalıştı, ama jesse’nin duygusal patlamaları ve hataları, onların beraber kurduğu imparatorluğu sürekli tehlikeye attı. walter haklıydı: jesse güvenilmez, dengesiz ve tehlikeli bir unsurdu ve bu yüzden walter’ın onu yolun sonunda todd’a bırakması bile, belki de jesse’nin verdiği tüm zararların bir bedeli olarak görülebilir.

yani dostlar; walter white'ın sonunu getirenlerin başında jesse pinkman gelmektedir. jesse pinkman yerine, todd gibi bir yardımcıyla işler bambaşka olabilirdi.