Usame bin Ladin'in Hayatı, El Kaide'nin Doğuşu ve Öldürüldüğü Gizli Operasyon
usame bin ladin'in öldürüldüğüne dair şüphelerim yok ama abd'nin neden bu adama ağır sansür uyguladığını bir türlü anlamlandıramıyordum. çünkü abd, bu adamın öldürüldüğü operasyona dair çok çok az bilgi verdi. sanki bu adamın adını tarihten silmek istediler. sonra bu adamın hayatını ve örgütü el-kaide'nin yaptığı katliamları incelediğimde iyi ki sansür uyguluyorlar dedim.
şimdi bu adamın hayatına ve örgütü el-kaide'nin doğuşu ve gelişimine bakalım
not-1: aşağıda yaralı sayısı vermişim. yaralı deyince aklınıza burun kanaması ve hafif yüz çizikleri gelmesin. bu yaralılar arasında gözlerini ve uzuvlarını kaybeden, tekerlekli sandalyeye mahkûm olan insanlar var.
not-2: aşağıda tüm saldırı kronolojisi yok. dikkat çekenleri sıraladım.
___
- usame bin ladin, 1957 suudi arabistan doğumlu biridir. ailesi çok zengindir, kâbe etrafındaki lüks otellerden biri ladin ailesine aittir.
- babasının adı muhammed bin ladin'dir. suudi arabistan'ın en meşhur ve büyük müteahhitlerinden biridir. 20'den fazla evlilik yapmış, 54 çocuğu var. usame 18. çocuktur.
- usame bin ladin çok uzun boylu biri olup, 1.93 boyundadır. bu ince ve uzun bedeni ona örgüt içinde kendisine bir sempati sağlayıp sağladığını bilemeyiz ama ölümüne neden olduğu kesindir. çünkü abd bu boyu sayesinde yerini tespit etmiştir.
- babasının ölümünden önce çocukken suriye ve lübnan'da medrese eğitimi almıştır.
- lise çağlarında tekrar arabistan'a dönüp seküler okullarda eğitim gördü. 1971 yılından kalma şöyle bir fotoğrafı var. en sağdaki kendisidir.
- lise yıllarında müslüman kardeşler adındaki radikal bir oluşuma üye olur. buradan sonra bin ladin'de kayış kopar.
- 1967'de babasının ölümünden sonra kendisine 25-30 milyon dolar miras kalmıştır.
- 70'lerde abd, sovyet rusya'yı asya'dan çıkartmak için radikal islamcıları silahlandırdı. müslüman ülkelerdeki radikal islamcıları pakistan ve afganistan'a gönderiyordu.
- usame bin ladin, 1979'da afganistan'a giden ekipten biridir. giderken mirasının büyük kısmını bu savaşa harcadı. bunu cia çatısı altında yapıyordu. bazı kaynaklara göre ladin'in para kaynakları sovyetlerin afganistan ve pakistan'da yenilmesinde büyük katkısı oldu.
- 80'lerde 30'lu yaşlarının başında usame bin ladin, pakistan ve afganistan'da radikal örgütlerde takılır. sovyetler bölgede etkinliğini kaybeder. ancak bin ladin cihad savaşının devam etmesi gerektiğini söyler. bölgedeki diğer örgüt liderleriyle fikir ayrılığına düşer.
- 1988'de meşhur el-kaide'yi kurar. o yıllarda abd gözünde zararsız bir oluşumdu.
- 1988-1990 arası tekrar suudi arabistan'a döner. aile şirketleriyle uğraşır, arka planda da cihadi silahlanmaya devam eder.
- 1990'da saddam liderliğindeki ırak, komşu ülkeleri işgale başlar. 1990'da kuveyt'e saldırır.
- suudi arabistan, saddam'ın bu işgalci tutumlarından çekinir. abd'den yardım ister. savunma amacıyla abd birliklerini arabistan'a davet ederler.
- usame bin ladin bu karar karşı çıkar; "biz araplar kendimizi savunabiliriz. abd'ye gerek yok. çağırmayın." der.
- suudi arabistan, ladin'in bu isteğini reddeder. abd askerleri suudi arabistan'a gelir. bunun üzerine ladin şunu der "abd'nin kutsal topraklara ayak basması uygun değildir. ayrıca abd'nin ırak savaşı saddam'a karşı değil, müslümanlara karşıdır." deyince ipler kopar.
- suudi arabistan, bin ladin'in tehlikeli olduğunu anlar. ayrıca bin ladin afganistan'dan suudi arabistan'a dönerken 100'den fazla silahlı afgan da getirmişti.
- arabistan hükümeti bin ladin'e operasyon çeker. 100 silahlı adamını silahtan arındırır. bu olaydan sonra bin ladin muhalif söylemleri artar. bunun üzerine arabistan bin ladin'i ev hapsine mahkum eder.
- bin ladin, arabistan krallarıyla iletişime geçip, pakistan'a gitmesine izin vermelerini söyler. suudi arabistan, bin ladin'le fazla uğraşmamak için ladin'in isteğini kabul eder.
- bin ladin 1991'de tekrar pakistan'a gider. burada aileden kalma işlerine yani inşaat işlerine devam eder. arka planda da silahlı adamları da finanse edip, el-kaide'yi büyütmeye devam eder.
- 1991'in sonunda sudan'da radikal islamcı bir darbe gerçekleşir. hükümet devrilir.
- 1992'de sudan'daki darbeci hükümet usame bin ladin'in silahlı kuvvetleri ve finans gücü için bin ladin'i sudan'a davet eder. bin ladin teklifi kabul eder.
- bin ladin sudan'da çok önemli pozisyonlara gelir. eritre ve yemen gibi ülkelerde de el-kaide mensuplarını gönderir.
- 1992'de bin ladin ilk kez abd askerlerine karşı saldırı yapmak ister. yemen'de abd askerlerinin kaldıkları birkaç otele saldırı düzenler ama saldırı esnasında otelde abd askerleri yoktu. 2 sivil ölmüştü.
- şubat 1993'te bin ladin, abd'ye karşı ilk büyük saldırısını ikiz kulelere yapar. evet, ikizi kuleler 11 eylül'den önce 1993'te de saldırı almıştı. buraya bir bombalı saldırı gerçekleştirdi. 6 ölü 1.000 kişinin yaralandığı bir saldırıydı.
bu saldırı üzerinde biraz duralım
bombayı hazırlayıp gönderten pakistan kökenli remzi ahmet yusuf adlı kişidir. galler'de kimya ve elektrik eğitimi görmüş biridir. el-kaide tarihinin en etkili isimleri arasında ilk 5'e rahat girer.
bunun yaptığı saldırı el kaideye değil başka örgüte yıkıldı. bu kısım önemli bi ara not düşelim.
ara not: bin ladin reklam, kameraları ve şovları sevmezdi. 2004'e kadar da 11 eylül dahil hiçbir el kaide saldırısını üstlenmemişti. 2004'te de tüm saldırıları değil, 11 eylül gibi ses getiren birkaç saldırıyı üstlenmişti. günümüzde bile el-kaide ilintili tüm saldırılar tespit edilmiş değil. o yıllarda farklı ülkelerdeki köktenci örgütlerin büyük kısmı isim değiştirmeden el-kaide'ye bağlılıklarını ilan ediyorlardı. el-kaide, afganistan'ın sovyetlere karşı savaşından dolayı tecrübeliydi. diğer örgütler militanlarını eğitmek için el-kaide kamplarına gönderiyordu.
tekrar 1993 saldırısına gelelim. remzi yusuf'u da direkt el-kaide değil, el-kaide'ye bağlı bu alt örgüt mensubu olduğunu sandılar. çok sonradan hapishanelerden gelen itiraflardan şu bilgiler elde edildi. aslında remzi yusuf'un bin ladin'in yakın adamı olduğu, el-kaide'den bu örgütlere bomba eğitimi vermek için gönderildiği ortaya çıktı.
remzi yusuf, 1993'te amerikada bomba düzeneğini hazırlayıp bir araca yükler. aracı birisine verip ikizi kulelerden bir bloğun otoparkına göndertir. amacı kulelerden birini yıkıp devirtmekti. bir intihar saldırısı değildi, aracı otoparka koyan adam patlama olmadan oradan ayırılır.
remzi yusuf uzaktan ikiz kuleleri izler. bir duman yükseliyordu ama kuleler yerinde sapasağlam duruyordu. remzi yusuf saldırının amacına ulaşmadığını anladı aynı gece amerika'yı terkedip afganistan'a dayısı halid şeyh muhammed'in yanına gitti. dayısına şunu dedi, kurduğum bomba zayıftı işe yaramadı.
abd yetkililerinin sonradan yaptığı açıklamalara göre aslında o bomba zayıf değil çok kuvvetliydi. aracı süren kişi aptal biri olduğu için, remzi'nin talimatlarını tam uygulamayıp aracı yanlış yere park etmişti. aracı taşıyıcı kolonların yanına değil kolonlardan uzak döşeme ortasına park etmişti. patlama o kadar büyüktü ki, kalın otopark döşemeleri 3 kat delip aşağı inmişti. patlamada ölü sayısı azdı ama 1.000 kişiyi yaralamıştı. yetkililere göre o araç kolonların yanında patlasaydı kulelerden biri kesin devrilirdi.
aracı süren kişinin aptal olduğunu söylemiştim. yetkililer kısa sürede bombalı araca ait şase numarasını öğrenir. o numara üzerinden aracın bir rent a car'a ait olduğunu öğrenirler. firmaya gidip beklediler. aracı kiralayan kişi sonradan firmaya gelip şunu dedi. aracınız çalındı, depozitomu verin. polisler orada adamı yakalarlar. adamdan remzi yusuf'un adını alırlar.
remzi, dayısı şeyh muhammed'in yanında bir müddet kalır. planlarından bahseder. planları arasında bombalı saldırılar, papa'yı öldürme, abd uçaklarına intihar bombacıları sokup okyanus üzerinde patlatma gibi canice düşüncüler vardı.
uçak adını duyan şeyh muhammed, yeğenine şunu der. uçakları havada patlatma. eğer uçakları binalara vursan, uçak bomba etkisi yapar. remzi ve dayısı 11 eylül'ün temellerini 1993'te atar. remzi yusuf tüm planlarını bir laptopa kaydeder.
hazır remzi yusuf'tan bahsetmişken hikayesini bu kısımda bitirelim. zaten olayı 1995'te bitiyor.
remzi 1993'te ikiz kulelerden birinin otoparkına bombalı araç koyar. amacına ulaşamayınca tekrar afganistan kamplarına döner.
pakistan'da birkaç bombalı saldırıda bulunur.
1994'te filipinler'de japonları taşıyan bir uçağa bomba yerleştirir. dikkat çekmemek için uçak içine az malzeme sokabilmişti. uçak havadayken bombayı lavaboda hazırlar. bombanın tesirinin hafif olacağını biliyordu. o yüzden bombayı uçağın yakıt deposuna yakın bir yerlerine yerleştirmek istedi ama tam yerini ayarlayamadı. bombayı bir koltuğun altına yerleştirip, 4 saat içinde patlayacak şekilde ayarlar. sonra uçaktan iner.
bomba patlar ama uçağın gövdesine zarar vermez. yakıt deposuna da uzak kaldığı için yakıt deposuna zarar vermez. 1 kişi hayatını kaybeder.
1995'te ölüm listesinde olan papa'nın filipinler'e geleceğini öğrenir. yanına birisini alıp hazırlıklara başlar. filipinler'de bir daireye yerleşip bombayı hazırlamaya başlarlar. o esnada bir kimyasal madde tutuşup yangın çıkar. her yeri duman kaplar. ancak patlama olmaz. ikisi de dışarı çıkar. bir patlama olmadığını gören remzi yusuf, arkadaşını tekrar binaya göndertip laptopunu almasını ister. çünkü içinde tüm planları vardı. arkadaşı gider laptopu alır ama polisler adamı dairenin içinde yakalar.
remzi yusuf arkadaşını polislerin elinde görünce apar topar tekrar pakistan'a kaçar.
abd o yıllarda arananlar listesi için mükemmel bir yöntem bulmuştu. arananların resmini kibrit kutularına basmıştı. remzi yusuf pakistan'da bir otelde kalırken bu kibrit kutularındaki resim sayesinde tanınır. abd otele baskın yapıp yakalar. sonra abd'ye götürürler.
remzi yusuf abd'de sorgulanırken el-kaide'nin project bojinka planı deşifre olur. bu projenin merkezinde ikiz kuleler olmak üzere abd içindeki saldırılarla ilgili detayları içerir. projenin fikir babası remzi yusuf'tur. yakalandıktan sonra proje dayısı şeyh muhammed tarafından geliştirilir ve 2001'de başarılı olur.
remzi yusuf'un hikayesi 1995'te biter. ömür boyu hücre cezasına çarpıtılır. günümüzde hala cezaevindedir.
tekrar bin ladin ve el-kaide'nin saldırılarından devam edelim
- bin ladin sudan'da ve afrika ülkelerinde etkinliklerine devam ediyor.
- 1993-1994 yıllarında somali'ye de el-kaide mensuplarını gönderip, orada da iç savaşa katılım yaptı.
- 1993'te somali'de bm'ye ait askeri birliklerine yapılan saldırının arkasında da el-kaide çıktı.
- 1994'te sudan'da askeri kamplar kurup, el-kaide'ye eleman katkısı ve silahlı eğitim vermeye devam etti.
- bin ladin afrika ülkelerinde artık ciddi dikkat çekince suudi arabistan, bin ladin'i vatandaşlıktan çıkardı ve tüm malvarlığına el koydu.
- 1995'te suudi kralına bir tehdit mektubu çekti. abd askerlerini suudi'den çıkart yoksa bombalı saldırı yaparım dedi ve yaptı da 1995'te riyad'ta abd askerlerine bombalı saldırı yaptı. 5'i amerikan askeri olmak üzere 7 kişi hayatını kaybetti. 60 kişi yaralandı.
- bin ladin bu saldırıyı da üstlenmedi. ancak yakalanan bazı kişiler emrin bin ladin'den geldiğini söylüyordu. ladin'in saldırıları bir türlü üstlenmemesi abd'nin de kafasını karıştırıyordu. ta ki bir suikast girişimine kadar.
- 1995'te dönemin mısır başbakanı hüsnü mübarek bir etiyopya gezisi sırasında suikaste maruz kaldı ama ölmedi.
- abd bu suikasti detaylı araştırınca arkasında bin ladin'in lideri olduğu el-kaide'nin izine rastladı. arka planda da bin ladin'in sudan hükümeti tarafından büyük destek aldığın fark etti.
- abd 1996'da sudan'a bin ladin konusunda baskı yaptı. baskılar artınca bin ladin askeri olarak piştiği afganistan'a tekrar geri döndü.
- 1996'da afganistan'a dönen bin ladin, gazetecilerle bir röportaj gerçekleştirdi. açıkça abd'ye karşı bir cihat savaşı başlattığını beyan etti.
- 1996'da taliban örgütü afganistan'ın başketi kabil'de islami darbe gerçekleştirip yönetimi eline geçirdi.
- taliban lideri, o yıllarda bin ladin'in sudan'da etkili olduğunu bildiğinden, bin ladin'i taliban'a yardım etmesini istedi. bin ladin teklifi kabul etti.
- taliban'dan güç alan bin ladin tehditlerinin de dozajını artırdı. sadece abd'ye karşı değil hristiyan ve yahudilere karşı da cihat savaşı ilan etti.
- bin ladin'in bu çağrısı müslüman akademisyenler dahil birçok büyük islami örgütten de destek görmüştü. el-kaide'nin başını çektiği 5 büyük islami silahlı örgüt dünya islam cephesi'ni ilan etti.
- tarihler 1998 olduğunda bin ladin'in el-kaide'si afrika ülkelerinin büyük kısmında taraftar ve militan elde etmişti.
- el-kaide tarihindeki en büyük ilk saldırısını 1998'de kenya'da abd büyük elçiliğine karşı yaptı. bomba yüklü kamyonla yaptığı saldırıda 224 kişi öldü, 4.000'den fazla kişi de yaralandı.
- bu saldırıdan 2 hafta sonra abd güçleri afganistan'da el-kaide'ye ait bazı eğitim kamplarına füzeler attı. abd aynı gün sudan'da bir fabrikayı da bombaladı. bin ladin'in burada kimyasal bombalar ürettiklerini sanıyorlardı. sonra yapılan incelemelerde kimyasal bomba izine rastlanmadı, hatta fabrikanın bir ilaç üretim fabrikası olduğu ve el-kaide ile alakasının olmadığını açıkladılar.
- abd, el-kaide'nin kenya saldırısından sonra yönünü el-kaide'nin büyüdüğü sudan'a verdi. burada sudan hükümetinin el-kaideye finans sağlayan bazı şirketlerini tespit etti.
- bin ladin yaptığı saldırıları üstlenmediği için abd hep tereddütte kalıyordu. kenya saldırısından 4 ay sonra abd, bu saldırıların bin ladin'in lideri olduğu el-kaide olduğunu net bir şekilde belirtti.
- haziran 1999'da fbi, bin ladin'i en çok aranan 10 kişi arasına ekledi.
- 1 ocak 2000'de el-kaide eş zamanlı bir çok saldırı planı yapsa da başarılı olamadı. bunların dördü ürdün'de hristiyanlara karşı olacaktı. los angeles'taki saldırı planları da olmadı.
- ekim 2000'de yemen'de abd donanmasına bombalı saldırı yaptı. 17 abd askeri öldü. 39 asker yaralandı.
- 11 eylül saldırılarından 2 gün önce tunus'ta tunus'un önde gelen isimlerinden birini öldürdüler.
11 eylül 2001 saldırıları
bu öyle bir saldırıydı ki, el-kaide'nin en büyük saldırısı demek çok hafif kalır. her açıdan ilkleri barındırıyordu. hatta japonların pearl harbor baskını kadar büyük tesirliydi. japonlar o saldırıda abd'nin içine girememişti ama bin ladin, abd'nin kalbine saldırmıştı. abd, tarihinde kendi sınırları içinde hiç bu kadar büyük bir saldırıya maruz kalmamıştı. tarihte de en büyük terör saldırılarından biridir.
- ekim 2000 yemen saldırısından yaklaşık 1 yıl sonra gerçekleşmiştir.
- 11 eylül sabahı el-kaide mensupları abd'de 4 uçağa sızdı.
- 2 tanesi dünya ticaret merkezi kulelerini hedef aldı.
- 1 tanesi pentagon'a vurdu. abd'nin silahlı kalbidir burası.
- 1 tanesi kongre binasına doğru gidiyordu ama yolcular uçakta ayaklandı. el-kaide'li terörist uçağın hakimiyetini kaybedip uçak boş bir tarlaya düştü. bazı dedikodulara göre abd savunma güçleri tarafından düşürüldü.
- saldırıları 19 el-kaide mensubu gerçekleştirmişti.
- yapılan sorgulamalarda organizasyonun planlayıcısı remzi yusuf'un dayısı halid şeyh muhammed olduğu ortaya çıktı.
- saldırılarda 3.000'e yakın kişi öldü, 25.000'e yakın kişi de yaralandı.
- saldırıda kurtarma görevinde olan 340 itfaiyeci de öldü.
- dünya ticaret merkezinin 2 kulesi de saldırılarda yıkıldı. çevresindeki yapılar da büyük zarar gördü.
- abd'nin bu saldırıdaki mali zararı 10 milyar dolardır.
- bin ladin her zamanki gibi saldırıları üstlenmedi.
- abd dedi ki, intikamımız çok ağır olacak. saldırıdan 25 gün sonra ingiltere'nin desteği ile afganistan'a savaş ilan etti. taliban ve el-kaide'ye bağlı eğitim ve silahları kamplarını bombaladı. abd'nin savaş maliyeti 6.5 trilyon dolardı.
- 11 eylül'den sonra abd didik didik bin ladin'i arasa da bulamadı. bin ladin saldırıdan sonra inzivaya çekildi. topluluk içine görülmedi.
- abd 1 ay içinde afganistan'ın başkenti kabil'in yönetimini ele geçirdi.
- savaşta el-kaide mensupları kayıplar verse de hala aktiftiler. hatta gerçek güçleri 2001'den sonra ortaya çıkacaktır.
- 11 eylül'den 4 ay sonra aralık 2001'de fransa'dan abd'ye giden bir uçakta bir el-kaide mensubu üzerindeki bomba ile yakalandı. bomba patlatılmadan müdahale edildi.
aralık 2001 tora bora savaşı
- aralık 2001'de abd, bin ladin'i afganistan ve pakistan sınırının tora bora bölgesinde olduğuna dair kuvvetli istihbarat aldı. abd, almanya, ingilitere'nin katıldığı büyük bir operasyon başladı. daha sonra operasyonun adı tora bora savaşı adını aldı.
ittifak güçleri tora bora'yı yoğun bombardımana tuttu. taş üstünde taş bırakmadı. günlerce bombardıman yaptıktan sonra birlikleri indirip el-kaide ile cephe savaşına girdi.
bölgede 300-1.000 arasında el-kaide mensubu vardı. resmi kayıtlara göre 220 el-kaide mensubu öldü, 60 kişi yakalandı.
bu savaş abd'yi yanılttı. dedi ki "bin ladin yüksek ihtimal bu savaşta öldü, cesedi de enkazların altında kaldı. sağ çıkması imkansız, çıktıysa da kesin yaralı çıkmıştır. sonra bir yerde ölmüştür.
bu savaştan sonra abd 10 yıl boyunca bin ladin'e dair tek bir iz bile bulamadılar.
bin ladin de bu savaştan önemli bir ders çıkardı. topluluk içinde olduğu sürece topluluktan sızıntı oluyordu, açığa çıkıyordu. kalabalık yerlerden, röportajlardan, kameralardan uzak durdu. kurye sistemine geçti.
2002 saldırıları (236 ölü, 289 yaralı)
- nisan 2002'de tunus'ta bir sinagog'a bombalı saldırı gerçekleştirdiler. 21 kişi öldü.
- ekim 2002'de endonezya'da 3 farklı noktada saldırı gerçekleştirdiler. 2 tanesi gece klübü 1 tanesi abd'li diplomatların kaldığı yerdi. bombalı saldırıda 202 kişi öldü, 209 kişi yaralandı.
- yine ekim 2002'de kenya'da israil'e ait bir otele ve yerde bekleyen bir uçağa saldırı yapıldı. saldırıda 13 kişi öldü, 80 kişi yaralandı.
2003 saldırıları (265 ölü, 1.937 yaralı)
- mayıs 2003'te suudi arabistan riyad'ta bir bombalı saldırı yaptılar. 39 kişi öldü, 160 kişi yaralandı.
- mayıs 2003'te fas'ın kazablanka şehrine saldırdılar. 12 el-kaide mensubunun gerçekleştirdiği eş zamanlı bir saldırıydı. saldırıdan 12'si el-kaide mensubu olmak üzere 45 kişi öldü. 100'den fazla yaralı vardı.
- ağustos 2003'te endonezya'da genellikle batılılarında kaldığı 5 yıldızlı otele bombalı saldırı yaptılar. 12 kişi öldü, 150 kişi yaralandı.
- ağustos 2003 ırak saldırısı el-kaide için bir ilkti. ilk defa olaya mezhepsel yaklaştılar. nedeni ise ırak'taki şii'lerin abd'ye destek vermesiydi. cuma namazı esnasında bombalarla yüklü 2 kamyon cami önünde patlatıldı. 95 kişi öldü, 500'den fazla kişi yaralandı. ölenler arasında ırak'ın önde gelen ismi ayetullah muhammed bakir el hakimde vardı.
- kasım 2003 arabasitan riyad'ta tekrar saldırdılar. bir yerleşkeye saldırdılar, 17 kişi öldü, 122 kişi yaralandı.
2003 istanbul saldırıları
- kasım 2003'te istanbul'da şişli ve beyoğlu'nda da katliam yaptılar. 2 günde 4 farklı saldırı yaptılar.
ilk saldırılar eş zamanlıydı. ilk saldırı 15 kasım sabah 9.30'da şişli'de bir sinagog'a yapıldı. 4 dakika sonra ise beyoğlu'nda yine bir sinagog'a ikinci bombalı saldırı gerçekleşti. her iki saldırıda da bomba yüklü kamyonetler kullanıldı. ilk saldırılarda 26 kişi öldü. 300'den fazla kişi yaralandı.
bu saldırılardan 5 gün sonra 20 kasım 2003'te 2 saldırı daha gerçekleşti. ilk saldırı sabah 10.55'te beyoğlu'ndaki birleşik krallık konsolosluğu, ikincisi sabah 11.00'da beşiktaş'ta hsbc bankasının genel merkezine oldu. bu iki saldırıda da 31 kişi ölürken 450'den fazla kişi yaralandı.
toplam 4 saldırıda 57 kişi öldü, 750'den fazla kişi de yaralandı.
bu saldırılar ülkemizde olduğu için biraz detay verelim;
istanbul saldırılarının planlayıcıları arasında türk kökenli el-kaide mensupları da vardı. saldırının tepe organizatörü habib aktaş, alt kademede de gürcan baç ve harun ilhan adlı kişiler vardı. bunlardan habib aktaş 11 eylül saldırıları öncesi afganistan'da el-kaide'ye katılıp eğitim almıştır. 2001-2003 arasında saldırı yapmak istese de mali kaynakların bir türlü ödenmemesinden dolayı saldırılar gerçekleşmiyordu.
bu saldırıların el-kaide sorumlusu ise halid şeyh muhammed adlı kişidir. 80'lerde afganistan'da bin ladin'le tanışmış ve sonrasında sağ kolu olmuştur. abd'de de eğitim görmüş makine mühendisi bir kişiliktir. 11 eylül saldırısı da dahil olmak üzere birçok bombalı saldırının planlyacısıdır. bu adam 1993'te ikiz kulelere saldıran remzi yusuf'un dayısıdır. remzi yusuf'un fikir babası olduğu project bojinka'yı geliştirip sonuca götüren kişidir. istanbul saldırılarından önce mart 2003'te tutuklanıp guantanamo hapishanesine koyulmuştur. günümüzde hala o hapishanededir.
habib aktaş yıllar önce emri halid şeyh muhammed'ten almıştı ama saldırılar hep erteleniyordu. halid şeyh yakalandıktan sonra da saldırılar durmadı devam etti.
istanbul saldırıları sonrasında türkiye'de el-kaide yapılanmasına karşı birçok operasyon yapıldı. daha sonra fevzi yitiz adından önemli biri de ortaya çıktı. bu adam 1994'te afganistan'a gidip el-kaide'ye katıldı. fevzi yitiz ve habib aktaş afganistan'da kamplarda tanışıp saldırılar için türkiye'ye döndü.
2004 saldırıları (495 ölü, 2.467 yaralı)
- şubat 2004 ırak'ın erbil şehrine de saldırdılar. saldırının hedefinde abd'nin kuzey ırak kürtleri vardı. saldırı kurban bayramı günü gerçekleşti. bombalı saldırı çift aşamalıydı. devlet dairelerine yapılmıştı. saldırıda 113 kişi öldü, 117 kişi yaralandı. ölenler arasında eski bir bakan, vali yardımcısı ve birçok önemli parti yöneticisi vardı.
- mart 2004 bağdat ve kerbala bombalı saldırıları yapıldı. çok kanlı saldırılardır. hedefte yine ırak şii'leri vardı. saldırılar aşure günü yapıldı. saldırılar hakkında net veri elde edilememiştir. yazılanlara göre 115 kişi öldü, 200'e yakın kişi de yaralıydı.
- mart 2004 ispanya madrid'in tren hatlarına bombalı saldırı yapıldı. 2004'ün en kanlı saldırısıydı. 193 kişi öldü, 2050 kişi yaralandı.
- nisan 2004 ırak basra'ya saldırdılar. eş zamanlı saldırılardı. hedefler arasında ırak polis binaları ve ingiliz askeri birlikleri vardı. 74 kişi öldü, 100'den fazla yaralı vardı. saldırılar esnasında öğrenci servisleri de saldırıdan zarar gördü. ölenler arasında birçok çocuk da vardı.
-2004'te bin ladin sonunda açıklamalar yapmaya başladı. çünkü bin ladin'in önemli özelliklerinden biri hiç açıklama yapmaması ve çok iyi gizlenmesiydi. 2004'te sonunda suskunluğunu bozdu. el-kaide'nin lideri olduğunu ve 11 eylül dahil olmak üzere tüm saldırıları üstlendi. hatta 11 eylül saldırılarını gerçekleştiren 19 kişiyi bizzat ideolojik ve silahlı olarak eğittiğini söyledi. bu açıklamadan sonra tekrar sırra kadem bastı.
2005 saldırıları (452 ölü, 1.843 yaralı)
- mart 2005'te katar'ın doha şehrinde bir tiyatro salonuna saldırdılar ancak neyse ki saldırı şiddetli değildi. 1 ingiliz öldü, 15 kişi yaralandı.
- temmuz 2005 londra metro ağına saldırdılar. 4 eylemcinin katıldığı şiddetli bir saldırıydı. 56 kişi öldü, 784 kişi yaralandı.
- yine temmuz 2005'te ırak'ta musayip şehrinde şiileri hedef aldılar. 100 kişi öldü, 115 kişi yaralandı.
- eylül 2005'te ırak'ta yine şiileri hedef aldılar. saldırı direkt sivil halkaydı. işçilerin iş bulmak için toplandığı bir meydana bomba yüklü kamyoneti patlattılar. 182 kişi öldü, 679 kişi yaralandı. 2005'in en kanlı saldırısı oldu.
- ekim 2005'te endonezya'da bombalı saldırı yaptılar. 23 kişi öldü, 100'den fazla yaralı vardı.
- kasım 2005'te ırak'ın hanekin bölgesinde 2 şii camisine bombalı saldırı yaptılar. ıraklı kürlerin bulunduğu bir bölgedir. saldırı cuma namazı esnasında yapıldı. 90'dan fazla kişi öldü, 150'ye yakın da yaralı vardı.
2006 saldırıları (300 ölü, 380 yaralı)
- nisan 2006'da ırak bağdat'ta yine bir şii camisini hedef aldılar. 85 kişi öldü, 160 kişi yaralandı.
- kasım 2006'da yine ırak bağdat'ta sivilleri hedef aldılar. şiddetli bir saldırıydı. 215 kişi öldü, 140 kişi yaralandı.
2007 saldırıları (1.540 ölü, 3.421 yaralı)
- şubat 2007'de bağdat'ta şii sivilleri hedef aldılar. pazar yerine 1 ton bomba taşıyan bir kamyoneti patlattılar. 135 kişiden fazla kişi öldü. 339 kişi yaralandı.
- mart 2007'de ilk defa ırak türkmenlerini de hedef aldılar. tonlarca bomba taşıyan 2 kamyoneti sivillerin yoğun olduğu yerde patlattılar. 157 kişi öldü, 347 kişi yaralandı.
- nisan 2007'de cezayir'de polis noktasına da saldırdılar. 33 kişi öldü, 162 kişi yaralandı.
- nisan 2007'de yine bağdat'ta şiilere karşı katliam gerçekleştirdiler. yine bir pazar yerini hedef almışlardı. bu yere daha önce de saldırmışlardı. saldırı öncesi zarar gören yerlerin inşası devam ediyordu. 198 kişi öldü, 251 kişi yaralandı.
- temmuz 2007 ırak'ta yezidi katliamı gerçekleşti. 11 eylül saldırılarından sonraki en büyük katliamdı. benzinle desteklenmiş, bombalarla yüklü 3 kamyoneti sivil halkın yoğun olduğu yerde patlattılar. 796 kişi öldü, 1562 kişi yaralandı.
- ekim 2007'de pakistan'da benazir butto'yu öldürdüler. eski pakistan başbakanı benazir butto'nun miting yaptığı alana saldırdılar. benazi butto dahil 180 kişi öldü, 500'den fazla kişi yaralandı.
-aralık 2007'de cezayir'e tekrar saldırdılar. 41 kişi öldü 170 kişi yaralandı.
2008 saldırıları (201 ölü, 321 yaralı)
- haziran 2008'de pakistan'da danimarka büyükelçiliğine saldırdılar. 6 kişi öldü, 24 kişi yaralandı.
- temmuz 2008 afganistan waygal'de 200 kişilik taliban ve el-kaide mensubu abd kışlasına saldırdılar. çatışmalar o kadar şiddetliydi abd hava tugayı sevketmek zorunda kaldı. el kaide ve taliban, abd'ye ait ağır silahları imha ettiler. mevzileri aşıp birliğin içine girip abd askerleriyle çatıştılar. 57 abd askeri öldü 27 asker de yaralandı. birlikte afganistan askerleri de vardı. 24 afgan asker öldü, 4'ü yaralandı. el-kaide bu saldırıda 21-60 arasında kayıp verdi.
- eylül 2008'de pakistan islamabad'ta bir otele bombalı saldırı yaptılar. 54 kişi öldü, 266 kişi yaralandı.
2009 saldırıları (266 ölü, 1.315 yaralı)
- ağustos 2009 ırak'ın bağdat şehrine yine saldırdılar. 101 kişi öldü, 565 kişi yaralandı.
hedef hükümet binasıydı.
- ağustos saldırısından kısa süre sonra ekim'de tekrar bağda'da saldırdılar. hedef adalet bakanlığıydı. 155 kişi öldü 750 kişi yaralandı. saldırı esnasında bir öğrenci servisi de zarar gördü. 155 ölüden 24'ü çocuktu.
- aralık 2009'da nijer kökenli bir el-kaide mensubu, hollanda'da abd'ye gidecek olan bir uçağa bombalı saldırı yapacakken tutuklandı. saldırıları başarısız oldu.
- aralık 2009'da afganistan'da bir cia üssüne saldırdılar. saldırıda 6'sı cia ajanı olmak üzere 10 kişi öldü.
2010 saldırıları (330 ölü, 889 yaralı)
- şubat 2010'da ilk defa hindistan'a da saldırdılar. almanların işlettiği bir fırın çevresini hedef aldılar. 18 kişi öldü, 54 kişi yaralandı.
- nisan 2010'da tekrar tekrar bağdat'ta şiileri hedef aldılar. 85 kişi öldü, 185 kişi yaralandı.
- 1 ay sonra mayıs 2010'da tekrar bağdat şiilerine saldırdılar. 114 kişi öldü, 350 kişi yaralandı.
- ekim 2010'da dubai'de amerika'ya gidecek olan 2 kargo uçağının her birinde 400 kg bomba bulundu. istihbaratı abd'ye sağlayan suudi arabistan'dı. uçaklar havalanmadan bombalar çıkartıldı. ölen yaralanan olmadı.
- kasım 2010'da bağdatta bu sefer bir kilise'yi farklı noktaları hedef aldılar. 113'ten fazla kişi öldü. 300'e yakın kişi öldü.
2011 saldırıları (137 ölü, 230 yaralı)
- ocak 2011'de 3 gün aralıklarla yine bağdat'a saldırılar yaptılar. üç saldırıda 137 kişiden fazla kişi öldü, 230 kişiden fazla da yaralı vardı.
- bu son saldırı usame bin ladin sağken yapılan son saldırıydı. mayıs 2011'de saklandığı evde bir operasyonla öldürüldü.
- bin ladin'in ölümünden sonra kurduğu el-kaide dağılmasa da birçok örgüte bölündü. bunların en meşhuru ırak merkezli ışid oldu. ışid de el-kaide'ye benzer dünyanın birçok yerinde saldırılar gerçekleştirdi. el-kaide sonrası oluşan örgütlerin saldırı kronolojisini başka başlıklarda veririm. burada konu usame bin ladin ve el-kaide.
5 bine yakın insanı öldüren 30 bine yakın insanı da yaralayan bin ladin, 90'ların ortalarından itibaren bir türlü yakalanmıyordu
yakalanmamasına neden birçok etken vardı;
- bu adam magazinel bir tip değildi. saldırılarını üstlenip videolarla reklam da yapmazdı.
- röportajları çok azdı, sağda solda resimleri çok nadir görülüyordu.
- coğrafya büyük problemdi. pakistan ve afganistan gibi geniş bir coğrafyada her hangi bir yerde olabilirdi.
- sadece pakistan ve afganistan'da değil, dünyanın birçok yerinde örgüt mensupları ve sempatizanları vardı. afganistan ve pakistan'da herkes birer potansiyel el-kaide sempatizanıydı.
- abd ve nato'nun milyonlarca kişiyi takip edebilecek bir insan gücü yoktu.
- abd'nin elinde bin ladin'in gizlenebileceği binin üzerinde potansiyel ev vardı ama hangi birine operasyon yapılacaktı. tek tek bombalı saldırı yapsa sivil kaybı da çok fazla olacaktı. bir ekiple operasyon da yapılamazdı, bu da büyük bir askeri külfet, organizasyon ve mali kaynak gerektirirdi. zaten afganistan savaşı trilyonlarca dolara mal olup abd kongresinin eleştirilerini alıyordu.
- operasyonlar konusunda bir problem daha vardı. pakistan hükümeti abd'ye şunu diyordu; "tamam sizle müttefiğiz ama öyle afganistan'da yaptığınız gibi pakistan'da rahat operasyon yapamazsın. bizi afganistan'la bir tutma. biz afganlar gibi taliban'a yenik değiliz. bir devletimiz bir hükümetimiz var. her operasyonda bizi de haberdar etmeli, operasyona pakistan askerleri de katılmalı." pakistan'ın bu tutumları abd için gerçekten de büyük bir problemdi.
- abd'nin yapabileceği sabırla istihbarat toplayıp çemberi daraltmaktı.
- tutukladığı el-kaide mensuplarını guantanamo kampına götürüp işkencelerden geçiriyordu.
- bu sorgulamalar esnasında önemli bir bilgi elde ettiler ama bu bilgi de abd'yi kötü bir çıkmaza soktu. bilgi şuydu: bin ladin emirlerini kuryelere veriyordu. bu da şu anlama geliyor. bin ladin, el-kaide'nin önemli yöneticileriyle buluşup toplantı yapmıyor. bir yerde emirlerini kuryeler aracılığıyla yöneticilerine götürüyordu. bu da başka bir istihbarat ağını doğuruyordu.
- yıllar geçiyordu, el-kaide binlerce insanı öldüren bombalı saldırlar yapıyordu ama bin ladin bir türlü bulunamıyordu. en son 11 eylül saldırılarından 4 ay sonra aralık 2001'de bin ladin'i afganistan'ın tora bora bölgesinde kıstırmışlardı. abd, ingiltere ve almanya'nın katıldığı büyük operasyon yaptılar ama bin ladin buradan canlı kurtuldu. o tarihten 10 yıl sonrasına kadar da bir iz bulamadılar.
- 2002 yılında o kadar gözden kayboldu ki, afgan ve pakistan yetkilileri bin ladin'in öldüğünü söylediler. fbi'nın terörizmle mücadele başkanı bile bin ladin'in ölebileceğini söyledi. çünkü tek bir iz bile bulamıyorlardı.
- 2003'te el-cezire kanalına bin ladin'in bir video kaydı düştü. abd yetkilieri bu kaydın eski olduğunu söylediler.
- 2004'te abd'de artık komplo teorilere ortaya atılmaya başlandı. 11 eylül mağdurlarından birisi şunu dedi: "pentagon kesinlikle bin ladin'in yerini biliyor ama yakalamıyor"
- 2005'te pakistan başbakanı bin ladin'in yaşadığını ancak pakistan'da değil afganistan'da kaldığını açıkladı.(doğru, yaşıyordu ama pakistandaydı) aynı tarihte bir abd senatörü bin ladin'in bir depremde öldüğünü söyledi.
- 2006 yılında hükümet yetkilileri sustu. gazeteciler birkaç teori ortaya attı. biri dedi ki bin ladin iran'da saklanıyor. diğeri de dedi ki bin ladin tifo'dan ölmüş.
- 2007'de bir abd yetkilisi bin ladin'in filipinlerde olabileceği ve sakalını kesmiş olabileceğini söyledi.
- 2008'de pakistan hükümeti abd'ye kızdı. yeter artk, pakistan göklerinde uçak uçurmayın. bin ladin afganistan'da, gidin orada arayın dedi. aynı yıl cia yetkilisi bin ladin'in pakistan'ın dağlık kısımlarında olduğunu söyledi. (doğru pakistan'daydı ancak dağlık yerde değildi)
- 2009'da abd'li yetkiler bin ladin'in pakistan'da olabileceğini söylediler. aynı yıl bir pakistan yetkilisi; "abd yalan söylüyor. ellerinde bin ladin'e dair tek bir bok bile yok" dedi. aynı yıl yakalanan bir taliban üyesi dedi ki, bir arkadaşım afganistan'da bin ladin'le yüz yüze görüşmüş.
her masada olduğumuz gibi bu masada da varız.
- 2010'da bir avcının arkadaşı şunu dedi, ladin 4 korumayla dolaşıyor. hatta iran'da şahin avına çıkmış. 2010'da israil biz türkleri de işe karıştırdı. "bin ladin iran'dadır. türk istihbaratı bunu biliyor ama tüm dünyadan saklıyor." dedi. aynı yıl bir cia yetkilisi bin ladin'i en son 2001 tora bora'da gördüklerini, ondan sonra tek bir iz bulamadıklarını mertçe söyledi.
- 2011'de bulundu.
peki bin ladin neredeydi?
2001 tora bora operasyonunda abd birçok el-kaide mensubunu yakalamıştı. bunlardan birinin adı muhammed el-kahtaniydi. işkenceler sonunda 2002 yılında bu adamın ağzından kurye ebu ahmed el-kuveyti adında bir isim aldılar ama kişiyi bulamadılar. zaten ortalıkta birçok kurye ismi vardı. hangi birini takibe alacaklardı. aynı kuryeler farklı isimler de kullanıyordu.
2003'te bin ladin'in en önemli adamlarından ve 11 eylül saldırılarının organizatörü olan halid şeyh muhammed yakalanıp guantanamo'ya koyuldu. halid şeyh muhammed'e bu kuryenin ismini sordular verdiği cevap şuydu: "bu adama kuryeydi ama pek önemli biri değil. orta seviye yöneticiydi. zaten sonradan el-kaide'den ayrılıp afganistan'da aile kurdu. ondan sonra haber alamadık kendisinden"
2004'te başka bir el-kaide mensubu ebu ahmed el-kuveyti'nin adını verince abd bu ismi tekrar takibe aldı. ellerinde sadece bir isim vardı. başka bir şey yoktu. abd daha bu kuryeyi bulacaktı. bu kurye üzerinden de bin ladin'i bulacaktı.
gerçekten de bu adam hakkında bilgi az. bu adama ait internette resim yok.
2007'ye kadar abd bu ismi araştırdı. sonunda gerçek adının ibrahim said ahmed olduğunu tespit etti. bu adam kuveytliydi. arada bir kuveyt'teki ailesiyle telefon ve e-posta üzerinden görüşüyordu. bu adamın pakistan'ın kuzeyinde olduğunu anladılar ama yine de bulamadılar.
3 yıl kadar bu kuryeye dair iz bulamadılar. sonunda 2010'un sonlarında bu kurye 1 yıldır kullanmadığı sim kartından bir arama yaptı. abd sinyalin takibini yaptı. tam net koordinatlar elde edemese de yakın bir sinyal tespit ettiler. hemen 2 ajanlarını sahaya bölge analizi için gönderdiler.
sinyal aldıkları yer ne afganistan ne de pakistan'ın dağlık bir alanıydı. sinyal, pakistan'ın başkenti islamabad'ın 50 km kuzeyinde abbottabad adlı bir ildeydi. ajanlar sinyalin merkezine yaklaştılar. az ev bulunan yolları toprak olan bir yere vardılar. bölgeyi analiz ettiklerinde sonunda şüpheli bir ev buldular. evin yüksek bahçe duvarları ve tel örgüleri vardı.
ancak ilginç bir durum daha ortaya çıktı. bu evin 1.3 km yakınında pakistan harp akademisi vardı. tamam, ev şüpheliydi ama bin ladin gibi bir adamın başkente 50 km yakın olan hemen yanı dibinde harp akademisi de olan bir yerde kalabileceğine ihtimal veremediler. evin bin ladin'e ait değil de, el-kaide'nin önemli bir yöneticisine ait olabileceğini düşündüler. buna rağmen büyük bir titizlikle evi takibe aldılar.
sonunda 8 yıldır aradıkları kurye ebu ahmed el-kuveyti'yi evden çıkarken gördüler. bu olay üzerine cia bölgede bir ev kiralayıp evi daha detaylı incelemek istediler.
ev yüksek duvarları olan, balkon duvarları da yüksek olan 3 katlı büyük bir kompleksti. bölgede evin içini rahat görebilecek yerler çok azdı. cia 1 yıl bu evi incelemeye aldı.
evin tarihçesine baktılar. evin bulunduğu arazi 2004 yılında satın alınmıştı. 2005'te de üzerindeki evin inşaatı bitmişti. evi satan alan kişiyi kurcaladılar, öyle bir kişi yoktu. sahte kimlikle ev alınmıştı. sonradan bu kişinin kurye ebu ahmed el-kuveyti olduğu tespit edildi.
şimdi şöyle bir soru gelebilir. "abd neden bu ev konusunda çok hassas davranıyor. bombalayıp geçsin." daha önce yukarıda zikrettiğim gibi pakistan hükümeti içinde ciddi bir anti-amerikalılar da vardı. kendilerince amerikaya zemini sağlam eleştiriler veriyordu. diyorlardı ki "tamam pakistan'da taliban ve el-kaide destekçileri var. bunların sayıları o kadar yüksek değil. tüm müslüman ülkelerde el-kaide destekçileri var. siz pakistan'a girdiğiniz için el-kaide ve taliban sık sık pakistan'a saldırıyor. siz pakistan'dan çıkarsanız bunlar bize saldırmaz. ayrıca afganistan'da yaptığınız gibi burada rahat operasyon yapamazsınız. varsa elinizde delil bize paylaşırsınız, pakistan askerleriyle beraber operasyonu yaparız." gerçekten de abd'ye baskı vardı. pakistan'da yaptıkları operasyonda siviller ölünce pakistan hükümetinden büyük tepkiler geliyordu.
bu yüzden abd bu ev konusunda uzun süre araştırmalar yaptı. operasyon yapmadan önce ikna edici sağlam deliller elde etmek istediler.
kurye ebu ahmed el-kuveyti dışında eve giren çıkan yoktu. uzun bekleyişin ardından ajanlar sonunda aradıkları en sağlam ipucunu evde buldular. yüzü uzaktan görülmeyen ama uzun boylu birini evin bir kısmında gördüler. abd sonunda bin ladin'i büyük orada tespit etmişti.
ne alaka şimdi değil mi=) usame bin ladin 1.93 boyunda dev gibi bir adamdı. örgüt içinde en uzun adamalardan biriydi. 10 yıla yakın süredir bulunamayan bin ladin, boyu yüzünden açığa çıkmıştı.
abd yine de hemen sonuca gitmek istemedi. emin olmak için bölgede yalandan bir aşılama kampanyası başlattı. bu aşı ekibi evin bahçesine girebildi. evin içindeki çocukları ve kadınları aşı ettiler. şırıngalardan dna örneği elde etmişlerdi. ancak ellerinde bin ladin'in dna örnekleri yoktu. bu çocukların ona ait olduğunu öğrenmek için arabistan'daki bin ladin'in yakın akrabalarının dna'larıyla eşleştirdiler. bingo. dna sonuçları da bin ladin ailesiyle eşleşiyordu. 2011'de yıllardır aradıkları bin ladin'i sonunda buldular.
sıra geldi operasyona
operasyon nasıl yapılacaktı, bombalı saldırı mı yoksa bir ekiple mi saldırılacaktı? peki bu bir sağ yakalama operasyonu mu yoksa öldürme operasyonu mu olacaktı? evde kadın ve çocukların olduğu da net bilgiydi.
ev hakkında bilgi çok az. evin duvarlarının ne kadar kalınlıkta ve dayanılıkta olduğu bilinmiyor. evin altında gizli kaçış tünelleri olup olmadığı bilinmiyor.
bombalı saldırı yapılacaksa yüksek tahribatlı bomba mı yoksa düşük tahribatlı bombalar mı kullanılacak. ev dayanıklı ise düşük tahribatlı bombalar işe yaramaz. bir de evde tünel varsa kaçabilir. yüksek tahribatlı bombalar kullanılsa çevre evrelerdeki siviller de ölebilir. ağır bombalar kullanıp ladin'i yakalamasalar hem dünyaya madara olacaklar, üzerine de pakistan hükümetinin dırdırını çekeceklerdi.
neticede bir ekiple eve indirme yolunu tercih ettiler. sıra geldi diğer soruya; bu bir sağ yakalama operasyonu mu yoksa direkt öldürme mi olacak? bu soruya şu cevabı verdiler: "bin ladin bu. bunun gibi adamlar çatışmadan teslim olmazlar. bir de evde ne kadar ağır silahlar olduğunu bilmiyoruz. kaç kişi var, bilmiyoruz. evde intihar bombacısı da olabilir. sağ yakalamaya çalışsak tüm askerlerimizi kaybedip, bir de üzerine ladin kaçarsa tüm dünyaya madara oluruz." çocuk ve kadınlar hariç tüm erkekleri öldürün kararı çıktı.
sıra geldi en son probleme. pakistan hükümetine bilgi verilecek mi? bunlarla beraber mi operasyon yapılacaktı? dönemin başkanı obama, pakistan hükümetiyle beraber yapılsın dedi. ancak komutanlardan biri karşı çıktı: "pakistan hükümetine bilgiyi versek değil saniyeler, saliseler içinde operasyonu el-kaideye sızdırırlar."
karar çıktı: pakistan hükümetine hiçbir bilgi verilmeyecek.
tam sıkıntılar bitti derken başka bir problem çıktı. 24 nisan 2011'de wikileaks belgeleri sızdırıldı. sızdırılan belgeler arasında guantanamo'daki el-kaide tutsaklarının ifadeleri vardı. sızdırılan belgeler arasında çok önemli bir kişinin adı da geçiyordu. kurye ebu ahmed el-kuveyti adı vardı belgelerde. kurye ebu ahmed el-kuveyti, abd'nin radarında olduğunu bilmiyordu. bu bilgiyi alırsa sırra kadem basabilirdi. yıllardır toplanan bilgiler de çöpe giderdi.
neptün mızrağı harekatı
abd 2 hafta içinde hemen ekibi belirledi. operasyonu hava ve deniz komandoları navy seals gerçekleştirecekti. operasyon adı da neptün mızrağı harekâtı olacaktı. bu isim, navy seals rozetinde yer alan antik roma tanrısı neptün'ün üç uçlu mızrağından esinlenerek verilmişti.
2 mayıs 2011 gecesi harekete geçtiler. operasyon ay ışığının az olduğu bir tarihe göre ayarlanmıştı. önce tüm mahallenin elektriği kesildi. baskın sabah 4'te yapılacaktı.
ev içi ve dışı olmak üzere toplam 79 komando ve bir köpek görev aldı. ev ve çevresi içinse 23 kişilik bir ekip ayarlanmıştı. bu ekipler 2 sessiz helikopterle evin tepesine gelecekti. bir ekip iple evin bahçesine inecek. köpeğin bulunduğu başka ekip ise evin başka kısmına inecekti.
aksilikler bitti sandınız, değil mi?
her iki helikopter de evin üzerine geldi. evin bahçesine ipler sarkıtıldı. ekip inerken yerden yükselen sıcak hava bir helikopterin motorunu durdurdu. helikopter yalpalandı ve sonunda evin bahçesine düştü. neyse ki alev almadı. içindekiler zarar görmeden çıktı. içeriye girmesi gereken helikopter bu kazadan ötürü evin içine değil, dışına gitti.
evin içine giren ekip operasyonu sürdürdü. patlayıcılarla evin duvarından ve kapılarından içeri girdiler.
ana yapıyla bitişik konumdaki misafirhaneden eve giriş yapan harekâtçılar, buradan ana yapının zemin katına, oradan da üstteki iki kata geçiş yaptı. zemin katta iki yetişkin erkek ve aileleriyle, ikinci ve üçüncü katlarda ise bin ladin ve ailesiyle karşılaştılar. evin her katında çocuklar vardı.
beklenen çatışma sonunda yaşandı. ilk mermiyi karşı taraf sıktı. sıkan da meşhur kurye ebu ahmed el-kuveyti'ydi. bir abd komandosunu kolundan hafif yaraladı. komandolar hızlı tepki verdi. ebu ahmed el-kuveyti'yi öldürdüler. öldüğünden emin olmak için cansız bedenine birkaç mermi daha sıktılar.
zemin katta ebu ahmed el-kuveyti'nin kardeşi ebrar ve ebrar'ın eşi büşra da vardı. ebrar'a da sıktılar. ebrar'ın vücudundan çıkan mermi büşra'ya denk geldi. o da o mermiyle öldü. operasyonda ölen tek kadındı.
komandolar zemin kattan 2. kata çıkarken bin ladin'in büyük oğlu halid'in de merdivenlerde üst kata çıktığını gördüler. onu da merdivenlerde öldürdüler.
2. katta çatışma yaşanıp yaşanmadığı ile ilgili bilgi yok.
3. katta bin ladin'le karşılaştılar. ladin öldürüldü.
peki ladin nasıl öldürüldü? diğer 4 kişinin ölümü ile ilgili detay varken ladin'in öldürülmesi hakkında bilgi yoktu.
diğer cesetler pakistan hükümetine verilirken abd, ladin'in cesedini helikopterle afganistan'a götürdü. çatışmanın üzerinden 24 saat geçmeden cesedi umman denizine atıldı.
bundan sonra komplo teorileri başladı. çünkü abd hükümeti operasyonun detayını hiçbir zaman açıklamadı. medyaya yüzeysel bilgiler verdiler. ladin'in cesedinin operasyon ve gemideki resimlerini sadece bir grup senatöre gösterdiler. bahçenin içine düşen helikopteri bile olay yerine yakıp imha ettiler.
operasyondan sonra şu gelişmeler yaşandı
robert o'neill adlı kişi o gece operasyona katılan komandolardan biri olduğunu söyleyip bir kitap yazdı. kitabında ladin'in öldürülmesini şöyle anlattı; 3. katta bir odaya çıktım. ladin önüne bir kadını alarak kadını öne iteliyordu. aldım elime silahı ladin'in alnının çatısına 2 mermi sıkıp öldürdüm.
bissonnette adlı biri de o gece operasyona katılan ekipten olduğunu söyleyip o da bir kitap yazdı. ona göre o'neil tamamen yalan sıkıyordu. kendisi ve bir arkadaşıyla beraber ladin'i öldürdüklerini söyledi.
adı açıklanmayan amerikalı bir üst düzey hükûmet yetkilisi, silahlı beş kişiden yalnızca birinin öldürüldüğü yönünde açıklamada bulundu.
bin ladin'in eşi emel ise, bin ladin'in silahlara ulaşmadan öldürüldüğünü söyledi.
o gece evde olan 12 yaşındaki kızı ise babasının sağ yakalandığı ancak yakalandıktan sonra öldürüp helikopterle götürdüklerini söyledi.
eski bir navy seals komandosu olan chuck pfarrer da aldığı gizli bilgilerle bir kitap yazdı. ona göre de o gece ekipler zeminden girmeyip 3. kattan eve girmişler. 3. katın bir odasında ladin'i kıstırıp öldürmüşler. ona göre o gece bir helikopter düşmüş ama indirme sırasında değil, çatışmalar sonrasında düşmüş. abd savunma bakanı ve özel harekat komutanlığı chuck pfarrer'ı iddialarını yalanladı.
ölümü sonrası gerçekleşenler
- bir grup müslüman dedi ki "ladin'in teröristliğini bir kenara bırakalım. o adam bir müslümandı. denize atılmamalıydı, her müslüman gibi cenaze merasimi düzenlenip, toprağa gömülmeliydi.
- pakistan hükümeti, abd'nin neden operasyonu kendilerinden habersiz gerçekleştirdiklerine dair kızgınlıklarını belirtti.
- abd'de dişli birkaç medya kuruluşu abd savunma bakanlığını mahkemeye verdi. "insanların bilgi alma hakkı var. operasyona dair bilgi ve görüntü paylaşmak zorundasınız" dedi. savunma bakanlığı da dedi ki "hayır canım. öyle bir zorunluluğumuz yok. bilgi de paylaşamayacağız."
- bin ladin'in ölümünden kısa süre sonra insanlar bin ladin'in kaldığı evi çok ziyaret etmeye başlayınca, pakistan hükümeti bin ladin'in öldürüldüğü evi 2012'de yıktı.
- evin yıkılmasından kısa süre önce el cezire kanalı bir belgesel çekip evin yakına kadar gitmesine rağmen pakistan askerleri belgeseli çekenleri eve yaklaştırmadı. belgeseli çekenler yöredeki halka bu şüpheli ev hakkında sorular sordu. "bu kadar büyük ve korunaklı evden hiç şüphelenmediniz mi?" dedi. evet şüphelendik ama pek bulaşmak istemedik. çünkü bu tür evler genellikle kaçakçıların olur. (uyuşturucu kaçakçılarını kastediyorlar galiba)
- el kaide, bin ladin'in ölümünden sonra dağılmasa da el-kaide kökenli bir dizi radikal örgüt ortaya çıktı. 2013 ırak merkezli ışid ve suriye merkezli el nusra dikkat çeken örgütler oldu.
- 2011'de kurulan ve esad'a karşı ayaklanan özgür suriye ordusundan büyük bir kesim sonradan el nusra'ya katıldı.
- sadat'ın lideri ve eski bir tsk generali olan adnan tanrıverdi'nin suriye'de el nusra militanlarını silahlı eğitimden geçirdiği yönünde can sıkan haberler çıktı.
- abd 2001'de başlattığı afganistan savaşını 2021'de bitirdiğini ilan etti. kısa süre içinde taliban teröristleri başkent kabil dahil olmak üzere ülke yönetimini ele geçirdi.
- bin ladin'den sonra el kaide lideri, bin ladin'in 80'lerden arkadaşı olan doktor eymen ez-zevahiri oldu. abd'nin bunu da bulması bir 10 yıl sürdü. 2022'de afganistan'da yaptığı bir operasyonla öldürdü.
- operasyonda bin ladin'e ait 500 binden fazla belge ele geçirildi. bunlar arasında bin ladin'in günlüğü, laptopu, harddiskler, usb'ler, yazılı belgeler vardı. cia bu belgeleri farklı yıllarda peyderpey paylaşıyordu. en son 2017'de 500 gb'ı aşan veriler paylaştı. ayrıca bilgisayarında bolca holywood filmi, natgeo belgeselleri ve porno videoları çıkmıştı. belgeleri cia'nın resmi sitesinden indirebilirsiniz.
https://www.cia.gov/…abbottabad-compound/index.html
guantanamo hapishanesi ve el-kaide'nin önemli tutuklu isimleri
abd 2001'de afganistan'a savaş ilan edip işgal ettiğinde birçok el-kaide mensubu da yakaladı. afganistan ve pakistan'da nam yapan hapishaneleri olsa da sonradan nedense yakaladıkları mahkûmları avrupa ve amerika kıtasına taşıdı. polonya ve romanya'da el-kaide mensuplarının sorgulandıkları 2 tane meşhur gizli cia sorgulama üsleri vardı.
en meşhuru ise küba'nın guantanamo adasındaki bir körfez kampıydı. abd 1903'ten beri burayı kiralamıştı. daha sonra burada bir kamp inşa ettiler. küba ve haiti'den kaçan insanların tutulduğu bir göçmen kampıydı.
2002'den itibaren abd yakaladıkları el-kaide mensuplarının önemli isimlerini buraya gönderdi. ilk gönderdiklerini hapishane içinde kamp x-ray'e yerleştirdiler. burada işkencelerle el-kaide mensuplarından bilgiler almaya çalıştı. daha sonra kamp içinde delta isimleri verilen kamplar inşa ettiler. önem sırasına göre tutukluları buralara yerleştiriyorlardı.
yerleşke görseli
alaturka tuvaletler hücrede hemen yatağın dibindedir.
kıble yönünü gösteren psikololik şiddet oklarından biri
cüneyt özdemir'in cüneyt özdemir olduğu yıllarda cüneyt özdemir buraya girip güzel bir belgesel çekmiştir.
2006 yılında guantanamo'dan çıkan 3 pakistanlının başından geçenleri anlatan bir film/belgesel yayınlanmıştır. (bkz: the road to guantanamo)
bu belgesel de güzeldir. savaşın patlak verdiği 2001 yılının sonunda ingiltere'de yaşayan 4 tane pakistanlı, afganistan'a kendi deyimleriyle turistik geziye gidiyorlar. e tabi ki yakalanıyorlar. olaylar şöyle gerçekleşiyor.
abd komutanı: ingiltere'den savaşın merkezi afganistan'a neden geldiniz?
tutsaklar: bir arkadaşa kız istemek için pakistan'a geldik. sonra dedik ki, hazır gelmişken afganistan'a turistik bir gezi yapalım.
a: afganistan ve turistik gezi ha!?
t: aynen öyle. buranın meşhur büyük pide ekmekleri de varmış.
a: ya siz turistik gezi için çok yanlış yere gelmişsiniz. gelin sizi guantanamo adasında bir geziye götürelim.
t: ada? hadi ya. sahil de olacak mı?
a: olmaz mı? gideceğiniz yer denize sıfır bir yer zaten. bayılacaksınız bu yere. yani gerçekten bayılacaksınız.
bu 3 ahmağı guantanamo'da 3 yıl güzelce bir ağırlamışlar. yüksek ihtimal bu 3'ü el-kaideye katılmaya gidiyorlardı. katılmadan yakalandılar. aslında 4 kişiydiler. bir tanesini kendi deyimiyle afganistan'da kaybetmişler. abd bunları sorguladıktan sonra bir saldırıda parmakları olmadığını anlayıp serbest bırakmış.
guantanamo'da el-kaide'nin en üst düzey yöneticileri kalmıştır. bunlardan 2 tanesi maruz kaldıkları işkencelerle nam yapmıştır
remzi yusuf'un dayısıdır. 11 eylül'ün organizatörlerinden biridir. 2003 istanbul saldırılarının arkasında da bu çıkmıştır. 2003'te yakalanmıştır. önce avrupa üslerinde sorgulanıp sonra guantanamoya gönderilmiştir.
cia'ye göre işkencelere karşı en direngen el-kaide mensubu budur. yıllar için bunu sorgulayan cia ajanlarından açıklamalar geliyordu. "bu çok direngen bir adam. verdiği bilgilerin %90'ı yalandı. tam konuştu sanıyordunuz ama meğerse kasten yanlış bilgi veriyormuş."
daha sonra bir cia ajanı şunu söyledi. tamam bu adam önemliydi, 11 eylül'ün arkasındaki adamdı ama kendini çok çok önemli biriymiş gibi göstermek için el-kaide'nin en büyük saldırılarını da üstleniyordu. verdiği isimler ve bilgiler teyit edilemiyordu. bana ait dediği saldırılar başka el-kaide mensuplarına ait çıkıyordu.
2- ebu zübeyde
bu el-kaide mensubu örgüt içinde en çok çile çeken adamdır. 1992'de el kaide saflarındayken bir çatışmada ağır yaralanır. kafasına şarapnel paçası çarpar. sağ kurtulur ama hafızası arada bir gider. buna önlem için sık sık günlük tutar.
iyileşince tekrar el-kaide'ye katılır. 2003'e kadar el-kaide'nin önemli isimlerinden biri olur. 2003'te cia bir eve operasyon yapar. ebu zübeyde burada da ağır yaralanır. yaralı ve ölüleri bir kamyonun arkasına atarlar. ebu zübeyde ölümü beklerken bir cia ajanı gelip önemli biri var mı yok mu diye yüzlere bakar. bunu şak diye tanır. "amanın. bu adam el kaidenin önemli isimlerinden bunu yaşatıp öttürmek gerek. hemen hastaneye götürürler. yaraları ağır olduğu doktor bunun kurtulamayacağını söyler. cia bu konuda ısrarlıdır. abd'den ebu zübey'de için özel doktor getirtirler. ebu zübeyde kurtulur. güzelce iyileştirdikten sonra işkence için bu sefer polonya'daki cia sorgulama üssüne götürülür. burada işkenceden geçer ama kolay kolay ötmez. burada işkence esnasında operasyondan kalma yaraları tekrar açılır. ağrı kesici verilir. cia sonra şunu der. yahu biz buna işkence yapıyoruz ki, ötsün. ağrı kesici vereceksek ne anlamı kalır işkencenin. en iyisi guantanamoya götürün bunu. oradakiler ilgilensin bunla.
guantanamoya getirilir. burada da kolay kolay ötmez. işkencelerde bir gözünü kaybder.
3- ebu ferec el-libi
2005'te yakalanıp avrupa üslerinde ve guantanamo'da cia ajanlarının elinden geçen önemli üst düzey örgüt yöneticisidir.
4- muhammed kahtani
2022'de abd yavaştan guantanamo'daki el-kaide tutsaklarını bırakmaya başladı. kurye ebu ahmed kuveyti'nin adını ilk defa zikreden muhammed kahtani guantanamo hücrelerinde şizofreni olmuştu. kendi kendine konuşup uzun saatler boyunca hücrenin bir köşesinde üzerine çarşaf çekip oturuyordu. abd bunu guantanamodan çıkartıp suudi arabistan'a teslim etti.
yazıyı bitirirken bin ladin'in öldürülmesi ve denize atılması ile ilgili kendi düşüncülerimi aktarayım
- abd yetkilileri, bin ladin'i gömemeyeceklerini çünkü mezarı bir türbeye dönebileceğini, ayrıca cesedini de hiçbir ülkenin almak istemediğini açıkladı. birinci kısma katılıyorum, mezarı gerçekten de bir türbeye dönerdi. günümüzde bile bin ladin'in yıkıldığı ev sık sık ziyaret alıyormuş. ikinci kısma katılmıyorum. onun cesedini almak isteyen en az 10 müslüman ülke çıkardı.
- abd yetkilileri operasyona dair çok az bilgi paylaştı. tahminim şudur ki, galiba o gece ladin tarafından hiçbir silahlı karşılık gelmediği halde yargısız infazların gerçekleşmiş olduğudur. hatta o kadar kötü sahneler yaşanmış olabilir ki yetkililer, abd'deki sağcı cumhuriyetçilerin bile eleştirisini alabilecek tepkilerden çekinmiş olabilir. zaten o dönem bazı batı kesimleri tarafından operasyonun neden sağ yakalama değil de direkt bir öldürme operasyonu olduğu yönünde eleştiriler gelmişti.
son olarak şöyle bitireyim. afganistan'ın %90'ı bin ladin taraftarı. pakistan'da da ciddi taraftarları var. pakistan'da bazı cami imamları açıkça bin ladin'i desteklediklerini söylüyorlar. maalesef ülkemizde de sempatizanları var. youtube'da bin ladin ile ilgili videoların yorumlarına bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.