SPOR 18 Kasım 2025
6,6b OKUNMA     44 PAYLAŞIM

UFC'deki Kafkas Dominasyonunun Akla Hemen Gelmeyen Örtülü Sebepleri

UFC'deki Dağıstan, Kafkas, Rus ve Gürcü ağırlığının sebebi ne olabilir?

ufc'deki kafkas dominasyonu... ufc ve mma dünyasının son on yılına adeta bir karabasan gibi çöken, hafif sıkletten başlayıp ağır sıklete kadar oktagonu parselleyen kafkasya kökenli dövüşçülerin kurduğu bu mutlak tahakkümü salt sert iklim koşulları veya dağ havası gibi sığ argümanlarla açıklamak buzdağının sadece görünen kısmına odaklanmak olur zira ortadaki tablo coğrafi bir tesadüften ziyade sovyetler birliği döneminden miras kalan o devasa spor pedagojisine ve askeri disipline varan bir çalışma kültürüne dayanıyor. meselenin mutfağına inildiğinde sovyet ekolünün sadece dağıstan değil gürcistan, çeçenistan, kazakistan ve hatta ukrayna'yı da kapsayan geniş bir coğrafyada sporcu fabrikası gibi çalıştığını görüyoruz çünkü bu sistemde spor batıdaki gibi boş zaman aktivitesi değil devletin kılcal damarlarına işlemiş bir sınıf atlama aracıdır. bizde lise çağındaki gençler beden eğitimi dersinde bahçede başıboş top koştururken o coğrafyanın çocukları ilkokuldan itibaren gerçek conditioning antrenmanları ve agility drilleri ile fiziksel kapasitelerinin sınırlarını zorluyor, buna bir de yüksek rakımlı dağlarda yaşamanın getirdiği doğal doping etkisi yani yüksek vo2 max seviyeleri eklenince kardiyo tabanı doğuştan hileli ve ciğerleri sönmeyen bir atlet profili ortaya çıkıyor. tarihleri boyunca maruz kaldıkları işgaller ve dağ savaşlarının genetik hafızalarına kazıdığı o mental toughness yani zihinsel dayanıklılık da cabası.

teknik açıdan mma metasını kökten bir paradigma değişikliğine uğrattıkları aşikar

zira amerikan güreş ekolü genelde patlayıcı güce dayalı ani dalışlara odaklanırken kafkas ekolünün alametifarikası chain wrestling denilen zincirleme güreş prensibidir. khabib'in meşhur bear huglarıyla submission savunmasını sıfırlaması veya umar nurmagomedov'un takedown çeşitliliği tesadüf değildir, bu adamlar bir tekniği denediğinde durmazlar, dalış savunulursa klince döner, oradan çelmeye geçer, o da olmazsa vücut kilidine girer ve rakiplerini sürekli bir eylem döngüsü içinde boğarlar. özellikle dagestani handcuffs olarak bilinen yerdeyken rakibin bileklerini kontrol edip bacaklarla da hareket alanını kısıtlayan o boğucu stil bjj ustalarını bile perişan etmektedir çünkü guard geçişleri o kadar hızlıdır ki klasik jiu jitsucuların armbar denemeleri boşa gider. islam makhachev örneğinde gördüğümüz üzere striking yeteneğini grappling ile birleştirip hibrit bir canavara dönüşmeleri ise işin zirve noktasıdır.

tabii olayı sadece inanç eksenine hapsedip müslüman dağıstanlılar parantezine almak da büyük hata olur zira kafkasya'nın diğer yakasında, aynı sert iklimin ve sovyet disiplininin tornasından geçmiş hristiyan gürcüler ve ermeniler de bu dominasyonun asli unsurlarıdır. merab dvalishvili'nin insanlık dışı kardiyosu ve bitmek bilmeyen takedown presi, ilia topuria'nın elit boks yeteneğini güreş temeliyle birleştirip şampiyonluğa yürümesi veya arman tsarukyan'ın komple paket bir mma dövüşçüsü olarak zirveyi zorlaması gösteriyor ki mesele sadece din değil, o coğrafyanın genetiğine işlemiş savaşçı kodlardır

bu hegemonyanın sosyokültürel ayağında ise modern dünyanın hazlarından izole edilmiş asketik yani çileci bir yaşam tarzı yatar

batılı dövüşçülerin çoğu maç haftası dışında parti, alkol ve sosyal medya şovlarıyla enerjisini tüketirken bu adamların hayatı antrenman salonu, ev ve ibadethane üçgeninde geçer, recovery yani toparlanma süreçlerine bile bilimsel yaklaşırlar ve haftada 5-6 gün çift idman atarlar. salonlarında ego savaşları yerine brotherhood kültürü hakimdir, demir demiri biler düsturuyla takım arkadaşları birbirlerini kıskanmak yerine ölümüne kamçılar. ne yazık ki bizim ülkemizdeki sporcular devletten ödül parası kovalamak veya şaibeli turnuvalarda madalya avcılığı yapmak gibi dertlerle uğraşırken bu adamların tek derdi tarihe geçmektir, aradaki disiplin ve vizyon farkı madalya tablolarındaki uçurumu da açıklamaktadır.

brezilya ekolüyle yapılan kıyaslamalarda fark mentalitede yatar

çünkü brezilyalılar gracie mirasıyla kaostan beslenen, favela sokaklarında hayatta kalma içgüdüsüyle pişen, capoeira etkisiyle estetik tekmeler atan ve sanatsal dövüşen tutkulu risk alıcılarken kafkasyalılar riskten kaçınan, duygusuz, hesaplı ve baskıcı birer mühendis gibidir. çeçen kültüründeki ayı metaforunun hakkını verircesine patlayıcı güç ve dayanıklılık üzerine kurulu bu sistemde disiplin ve matematiksel baskı günümüz mma arenasında ne yazık ki sanatsal kaosu domine etmektedir. çokça eleştirilen şişirilmiş rekorlar mevzusu ise aslında bir kariyer mühendisliğidir, rusya yerel liglerinde vasat rakiplerle dövüşüp kazanma alışkanlığı edinirler ve ufc'ye geldiklerinde panik yapmazlar, yani temelleri sağlamdır.

peki bu duvar yıkılabilir mi sorusunun cevabı zor olsa da imkansız değildir

lakin bu klasik yöntemlerle olmaz. özbeklerin boksta veya kübalıların amatörde yaptığı gibi devlet destekli altyapı sistemleri kurulmalı ve yüksek irtifa kampları yaygınlaştırılmalıdır. teknik olarak ise sadece bjj bilmek yetmez, yere düştüğü an zıplayıp kalkabilen, sırtı dönük dövüşme yeteneği gelişmiş ve striking ağırlıklı dövüşçülerin takedown savunmasını yani sprawl and brawl yeteneğini maksimuma çıkarması gerekir. movsar evloev gibi grekoromen kökenli isimlere veya sambo ustalarına karşı mental olarak kırılmayan ve o yoğun baskı altında ciğerleri sönmeden karşılık verebilen bir profil çıkana dek kemerlerin o coğrafyanın tekelinde kalacağı ve podyumlarda o meşhur papakhaların görülmeye devam edeceği kesin gibi duruyor.

özetle sistem, coğrafya, inanç ve sovyet disiplini birleşince ortaya çıkan bu kafkasyalı cyborg modelini yenmek için mma dünyasının antrenman metodlarını tamamen güncellemesi gerekiyor...