Türkiye'nin Beşinci Nesil Savaş Uçağı Projesi: Kaan
türkiye’nin beşinci nesil savaş uçağı projesi kaan (önceki adıyla tf-x veya milli muharip uçak), 2010’larda başlayan uzun soluklu bir geliştirme sürecinin ürünüdür. savunma sanayii icra komitesi 15 aralık 2010’da, 2020’ler sonrasında hava kuvvetleri’nin ihtiyaç duyacağı savaş uçağının milli imkanlarla geliştirilmesi amacıyla tusaş ile kavramsal tasarım aşamasına başlanmasını kararlaştırdı. bu kavramsal tasarım çalışmaları 2011’de başlayıp eylül 2013’te tamamlandı. ardından proje tanımlama ve ön tasarım evreleri sürdü; 5 ağustos 2016’da savunma sanayii başkanlığı (ssb) ile ana geliştirme sözleşmesi imzalandı. 4 kasım 2021’de ilk parça üretimine geçilmesiyle prototip imalatı hız kazandı.
kaan prototipinin nihai montaj hattına kasım 2022’de girmesiyle yer testleri ve taksi denemeleri başlamıştır. ilk uçuş başlangıçta 2023 sonunda planlanmışken ertelenmiş, ve kaan 21 şubat 2024 tarihinde ankara mürted hava üssü’nde ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirmiştir. bu yaklaşık 13 dakikalık ilk uçuşta uçak 8 bin feet irtifaya çıkarak 230 knot (yaklaşık 426 km/s) hıza ulaştı. ikinci test uçuşu 6 mayıs 2024’te yapılıp 14 dakika havada kalınarak 10 bin feet irtifaya erişildi. bu uçuşlar, uçağın temel aerodinamik ve sistem fonksiyonlarının havada doğrulanması açısından kritik bir eşiği temsil etmektedir.
mevcut durumda, kaan halen test ve prototip geliştirme aşamasındadır. halihazırda üretilmiş iki prototip bulunmakta ve toplamda altı prototipin üretileceği belirtilmektedir. ilk etapta, blok-0 olarak adlandırılan temel konfigürasyondaki uçakların üretimi planlanmıştır. 2025 yılı içinde ilk prototipin üretiminin tamamlanması ve kritik tasarım gözden geçirme (cdr) sürecinin gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. resmi açıklamalara göre kaan’ın seri üretim öncesi asıl test uçuşlarının 2026 nisan ayında başlaması ve yaklaşık 5 yıl sürmesi beklenmektedir. uçuş test kampanyası boyunca mevcut f-16’larda kullanılan general electric f110 turbofan motorları prototiplerde kullanılacak; bu süreçte 6 adet prototip uçağın testlere yetecek motorları halihazırda temin edilmiştir. 2026’dan itibaren başlayacak yoğun test süreci sürerken, bir yandan sınırlı seri üretime de geçilebileceği ifade edilmektedir.
motor ve gelecek planı
ilk prototipler yabancı menşeili f110 motorlarıyla uçacak olsa da türkiye kendi yerli turbofan motorunu (tf-35000) geliştirmektedir. tusaş motor sanayii (teı) ve trmotor ortaklığında yürütülen proje kapsamında tf-35000 motorunun ilk ateşleme testlerinin 2026’da yapılması ve entegrasyonunun 2032’de başlaması planlanmıştır. yani 2030’ların başında kaan uçaklarına yerli motor takılması öngörülmektedir. bu geçişe kadar, seri üretimin ilk safhasında abd’den tedarik edilecek f110 motorlarının kullanılması planlanmaktadır. ancak f110 motorları için abd onayı konusunda belirsizlikler yaşanmakta ve ihracat lisansı süreci dikkatle takip edilmektedir. ssb başkanı haluk görgün, kaan’ın tek bir ülkenin motoruna bağımlı olmadığını ve yerli motor çalışmalarının planlandığı gibi ilerlediğini vurgulamıştır.
kaan’ın envantere girişi
resmi takvime göre kaan’ın hizmete giriş tarihi 2028 sonu olarak planlanmıştır. ilk aşamada, 2028’e kadar 20 adet uçağın türk hava kuvvetleri envanterine girmesi ve 2030’dan itibaren eski f-4 ve f-16’ların yerini almaya başlaması hedeflenmektedir. bu oldukça iddialı bir takvim olup, tüm geliştirme ve test faaliyetlerinin aksamadan ilerlemesine dayanmaktadır. öte yandan bazı uzmanlar, özellikle motor tedariki ve entegrasyonu gibi kritik konular nedeniyle daha gerçekçi bir zaman çizelgesine işaret etmektedir ki dışişleri bakanımızın yapmış olduğu açıklama da bunu ispatlar niteliktedir. örneğin projeyi değerlendiren emekli tuğgeneral dr. hüseyin fazla, “her şey düzgün gitse bile kaan'ın envantere gireceği tarih 2032’den önce olmaz” diyerek ilk operasyonel uçakların 2030’ların başından önce envantere giremeyebileceğini belirtmiştir. bu öngörü, yaklaşık 5 yıllık test süreci ve olası teknik/lojistik gecikmeler göz önüne alındığında dikkate değerdir. sonuç olarak, kaan’ın 2028-2030 aralığında sınırlı da olsa hizmete girmesi amaçlanmakla birlikte, tam operasyonel kapasiteye erişimin 2030’ların başını bulacağı anlaşılmaktadır.
modern bir savaş uçağı geliştirmenin aşamaları ve süresi
günümüz teknolojisiyle yeni bir savaş uçağı geliştirmek, çok aşamalı ve yıllara yayılan bir süreçtir. genel olarak bu süreç; tasarım, geliştirme/prototip üretimi, uçuş testleri ve seri üretim/hizmete alma şeklinde dört ana safhaya ayrılır. her bir aşama kendi içinde zorlu mühendislik çalışmalarını ve değerlendirmeleri barındırır:
- kavramsal ve ön tasarım: bu ilk aşamada yapılacak uçağın konsepti ve kabiliyetleri tanımlanır. kullanıcının (örneğin hava kuvvetleri’nin) operasyonel gereksinimleri analiz edilerek tasarım hedefleri belirlenir. mühendisler, kağıt üzerindeki fikirleri bilgisayar ortamına taşıyarak uçağın aerodinamik yapısını, boyutlarını ve sistem yerleşimini modellenir. bu süreçte farklı konsept tasarımlar değerlendirilir, malzeme seçimi ve alt sistem ihtiyaçları belirlenir. kavramsal tasarım ve ön tasarım genellikle birkaç yıl sürer; örneğin kaan’da bu aşama 2011-2013 arasında tamamlanmıştır. büyük savunma şirketlerinin tecrübelerine göre (lockheed martin, boeing vb.), modern bir uçakta tasarım aşamasında sayısız dijital simülasyon ve rüzgar tüneli testi yapılarak hatalar daha prototip üretilmeden yakalanmaya çalışılır.
- geliştirme ve prototip üretimi: tasarım olgunlaştıktan sonra, mühendislik, imalat ve geliştirme (emd) aşamasına geçilir. bu safhada ilk prototip veya teknoloji gösterim uçakları üretilir. üretim, gelişmiş malzemeler (örneğin kompozitler) ve yeni imalat teknikleri (3d baskı vb.) kullanılarak gerçekleştirilir. prototipler yerde yapısal mukavemet testlerine ve sistem entegrasyon testlerine tabi tutulur. uçağın gövdesi, motoru, aviyonikleri, silah sistemleri ayrı ayrı ve birlikte test edilerek tasarımın kağıt üzerindeki vaatlerini karşılayıp karşılamadığı değerlendirilir. bu aşama da birkaç yıldan birçok yıla dek uzayabilir. örneğin eurofighter typhoon projesinde 1989’da prototip üretimine başlanmış, ilk test uçağı 1994’te uçmuştur -yani prototip geliştirme yaklaşık 5 yıl sürmüştür. benzer şekilde, abd’nin f-35 projesinde konsept gösterim uçakları (x-35 prototipi) 2000 yılında uçurulmuş, ancak ilk tam f-35 prototipi 2006’da havalanabilmiştir.
- uçuş testleri ve iyileştirmeler: prototip uçaklar uçmaya başladıktan sonra oldukça uzun ve detaylı bir uçuş test programı yürütülür. test pilotları ve mühendisler, uçağın tüm performans zarfını (hız, irtifa, manevra kabiliyeti) deneye tabi tutar; stabilite, avionik sistemlerin işleyişi, silah atışları gibi konular tek tek sınanır. ilk test uçuşlarında temel uçuş özellikleri (kalkış/iniş, alçak hız dengesi vb.) kontrol edilirken, ilerleyen aşamalarda yüksek hızda manevra, süpersonik uçuş, silah sistemleri kullanımı, görev sistemlerinin performansı gibi ileri testler gerçekleştirilir. modern bir savaş uçağının test süreci genellikle yıllar alır. örneğin abd’nin f-22 raptor savaş uçağı, eylül 1997’de ilk uçuşunu yapmasına rağmen aralık 2005’te ancak operasyonel hizmete girebildi -arada 8 yıllık yoğun bir test ve iyileştirme süreci vardır. benzer şekilde f-35 lightning ıı, aralık 2006’daki ilk uçuşundan yaklaşık 9 yıl sonra, 2015’te ilk operatif versiyonunu (f-35b) hizmete sokabildi. türkiye’nin kaan projesinde de 2024’te başlayan uçuş testlerinin en az 5-6 yıl sürmesi planlanmaktadır. uçuş testleri sırasında ortaya çıkan sorunlar tasarımda revizyonlara yol açabilir; prototiplere ek düzenlemeler, yazılım güncellemeleri ve hatta yapısal takviyeler gerekebilir. bu nedenle test süreci, projenin genel takvimini uzatma potansiyeline sahiptir. büyük savunma firmalarının deneyimleri, özellikle 5. nesil gibi karmaşık uçaklarda testlerin esnasında keşfedilen aksaklıkların giderilmesinin zaman ve ciddi bütçe gerektirdiğini göstermiştir.
- seri üretim ve hizmete alma: testler belli bir olgunluğa erişip uçak tasarımı gerekli kriterleri sağladığında, düşük miktarlı ilk üretim ve ardından tam kapasite seri üretim safhalarına geçilir. seri üretim için fabrikalarda üretim hatları, tedarik zincirleri ve eğitimli iş gücü hazır bulundurulmalıdır. örneğin lockheed martin, f-35 için teksas fort worth’ta 1.6 km uzunluğunda dev bir üretim hattı kurmuştur ve günümüzde bu tesisten yılda 150’den fazla uçak çıkmaktadır. bir savaş uçağının parçaları binlerce farklı alt yüklenici tarafından üretilebilir; bu parçaların zamanında fabrikaya ulaştırılması ve montajı büyük bir lojistik planlama gerektirir. üretim devam ederken dahi test uçuşlarından elde edilen bulgulara göre ufak tasarım değişiklikleri veya yazılım güncellemeleri üretim hattına yansıtılır. bu “concurrency” (eşzamanlı üretim-geliştirme) yöntemi, uçağı daha hızlı envantere sokmak için uygulanır ancak bazen f-35 programında görüldüğü gibi pahalı yeniden tasarım gereksinimlerine yol açabilir.
seri üretime geçildikten sonra uçaklar kademeli olarak kullanıcılara (hava kuvvetlerine) teslim edilir. bu aşamada pilot ve bakım personelinin eğitimi de kritik yer tutar. teslim edilen uçaklar başlangıçta başlangıç operasyonel kabiliyeti (ıoc) adı verilen sınırlı bir kapasite ile görev yapar; tüm testler bitip eksikler giderildikçe tam operasyonel kabiliyete ulaşılır. modern uçaklarda bu süreç, ilk teslimattan sonra bile birkaç yıl sürebilir. nitekim abd hava kuvvetleri f-35a filosu 2016’da ıoc ilan etmiş, ancak tam muharebe yeteneklerini kazanması takip eden yıllarda yazılım blok güncellemeleriyle mümkün olmuştur. hatta f-35 programının tam kapasitede seri üretim (full-rate production) onayı, program başlangıcından 23 yıl sonra, mart 2024’te verilebilmiştir. bu durum, modern bir savaş uçağının geliştirme sürecinin ne denli uzun olabileceğine çarpıcı bir örnektir.
özetle, günümüz teknolojisiyle sıfırdan yeni bir savaş uçağı geliştirmek 10-20 yıl gibi bir süreyi rahatlıkla bulabilmektedir. daha gelişmiş beşinci nesil ve ötesi platformlarda bu süre üst sınıra (hatta bazen üzerine) yakın olmaktadır. bu zaman çizelgesinde kavramsal tasarımdan ilk uçuşa 5-10 yıl, uçuş testlerinden tam hizmete girene dek bir 5-10 yıl daha geçmesi tipiktir. arada kalan sürelerde üretim altyapısının kurulumu, tedarikçi ağının oluşturulması ve gerekli altyapı yatırımları da yer alır. lockheed martin, boeing, northrop grumman, general dynamics, airbus gibi büyük üreticilerin geçmiş projeleri incelendiğinde, hemen hepsinin ilk fikir aşamasından operasyonel ürüne kadar bir dekadı aşan çalışma gerektirdiği görülür. örneğin boeing tarafından üretilen f-15 eagle jetinin geliştirilmesi 1960’ların sonunda başlayıp 1970’lerin ortasında sonuçlanmış (yaklaşık 7-8 yıl), general dynamics tasarımı f-16 fighting falcon ilk uçuşundan sadece 5 yıl sonra 1979’da hizmete girerek daha kısa bir döngü yaşamıştır. ancak burada f-16 gibi 4. nesil uçakların teknoloji bakımından daha basit ve soğuk savaş dönemi aciliyetiyle üretildiğini vurgulamak gerekir. günümüzün stealth (radarda düşük görünürlük), gelişmiş aviyonik ve yazılım ağırlıklı jetleri ise çok daha kapsamlı test ve entegrasyon gerektirdiğinden geliştirme süreleri eski nesillere kıyasla uzamıştır.
beşinci nesil savaş uçağı deneyimleri: abd ve avrupa
5. nesil savaş uçakları, stealth kabiliyeti, sensör füzyonu, gelişmiş aviyonikler ve süpersonik seyir gibi özellikleriyle öne çıkan en modern jetlerdir. bu sınıfta amerika birleşik devletleri’nin iki operasyonel uçağı öne çıkmaktadır: f-22 raptor ve f-35 lightning ıı. avrupa ülkeleri ise henüz kendi 5. nesil muharip uçağını envantere almamış, dördüncü nesil sonrası (4.5 nesil) platformlar geliştirmiştir (eurofighter typhoon, dassault rafale gibi). aşağıda abd ve avrupa tecrübelerinden bazı örnekler verilmektedir:
- lockheed martin f-22 raptor (abd): dünyanın ilk 5. nesil hava üstünlüğü avcı uçağı olan f-22’nin geliştirme süreci, 1980’lerin advanced tactical fighter (atf) programıyla başladı. lockheed, boeing ve general dynamics’in oluşturduğu takım, yf-22 prototipiyle yarışmayı kazanarak uçağın üretimine hak kazandı. yf-22 prototipi 1990’da uçtu, ancak geliştirilen ilk f-22 raptor eylül 1997’de ilk uçuşunu gerçekleştirdi. uçak, teknolojik zorluklar ve bütçe kısıtları nedeniyle oldukça uzun bir test ve iyileştirme dönemi geçirdi; nihayet aralık 2005’te usaf envanterine f-22a olarak girebildi. toplamda yaklaşık 15 yıla yayılan (proje başlangıcından hizmete girişe dek) bu süre zarfında f-22 programı bazı aksaklıklar yaşadı ve planlanan 750 uçak yerine 187 adet operasyonel uçak üretilebildi. lockheed martin ile boeing’in ortak üretiminde ortaya çıkan f-22, 5. neslin uçuşa geçen ilk temsilcisi olarak önemli bir deneyim sağladı. stealth teknolojileri, süperseyir (art yakıcı kullanmadan süpersonik uçuş) ve gelişmiş aviyonik entegrasyonu konularında f-22 programında edinilen tecrübeler, sonraki f-35 projesinin de temelini oluşturmuştur.
- lockheed martin f-35 lightning ıı (abd): müşterek taarruz uçağı (jsf) programı kapsamında geliştirilen f-35, farklı kuvvetlerin ihtiyaçlarını tek bir platformda birleştirmeyi amaçlayan dünyanın en büyük savunma projelerinden biridir. f-35’in kavramsal çalışmaları 1990’ların ortasında başladı ve lockheed martin, x-35 prototipiyle rakip boeing x-32’yi geride bırakarak 2001’de ana yüklenici seçildi. ilk f-35a prototipi 15 aralık 2006’da uçtu. üç farklı varyantta (kısa kalkış-dikey iniş f-35b, uçak gemisi için f-35c ve konvansiyonel f-35a) geliştirilen uçağın test ve geliştirme süreci beklenenden daha uzun sürdü. ilk operasyonel f-35b modeli, temmuz 2015’te abd deniz piyadeleri’nde hizmete girdi; takiben ağustos 2016’da hava kuvvetleri f-35a modeli ıoc ilan etti, şubat 2019’da ise donanma f-35c modeli envantere girdi. bu takvim, ilk uçuştan yaklaşık 9 yıl sonra ilk operasyonel kullanıma işaret etmektedir. f-35 programı, proje büyüklüğü ve teknik zorluklar nedeniyle birçok gecikme ve maliyet artışıyla karşılaştı. uçak daha testleri bitmeden yüzlerce adet üretilip kullanıcılara teslim edildiği için, sonraki yazılım ve donanım güncellemeleriyle bu uçakların modernizasyonu gerekti (concurrency sorunları). gelinen noktada 2024 itibarıyla 1000’den fazla f-35 üretilmiş ve program tam kapasite üretime geçiş aşamasına ulaşmıştır. f-35 projesi, 5. nesil uçak geliştirmenin hem teknolojik açıdan ne denli kapsamlı bir uğraş olduğunu hem de uluslararası işbirliğinin (proje ortakları) nasıl yönetilmesi gerektiğini gösteren önemli bir örnektir. ayrıca f-35, abd’nin yanı sıra müttefik ülkelere de ihraç edilen bir uçak olarak, modern savaş uçağı geliştirme bilgisinin paylaşımı ve standardizasyon konularında da deneyim kazandırmıştır.
- eurofighter typhoon (avrupa): abd’nin aksine, avrupa ülkeleri 1990’larda stealth özellikli bir 5. nesil uçak geliştirmek yerine, mevcut teknolojilerle gelişmiş bir 4. nesil (bazıları tarafından 4.5 nesil denilen) çok rollü savaş uçağı projesine odaklandılar. birleşik krallık, almanya, italya ve ispanya’nın ortaklığında airbus/bae/leonardo konsorsiyumu tarafından geliştirilen eurofighter typhoon, avrupa savunma sanayi işbirliğinin bir simgesi olmuştur. proje ilk olarak 1983’te başlatılmış, konsept ve tasarım aşaması sonrası ilk prototip 27 mart 1994’te test uçuşunu yapmıştır. yaklaşık dokuz yıl süren yoğun test ve iyileştirme döneminin ardından typhoon, 2003-2005 yılları arasında dört ortak ülkenin hava kuvvetlerinde hizmete girmeye başlamıştır. örneğin ingiltere kraliyet hava kuvvetleri ilk typhoon uçağını 2003’te teslim almış, diğer ülkeler de 2003-2005 aralığında filolarına katmıştır. eurofighter typhoon, her ne kadar tam bir 5. nesil olmasa da, gelişmiş radarı, sensör füzyonu, süpersonik performansı ve modern avionikleriyle avrupa’nın en ileri avcı uçağıdır.
- diğer örnekler (grumman, general dynamics): beşinci nesil öncesi dönemden bir örnek olarak, grumman firmasının geliştirdiği f-14 tomcat (1986 yapımı top gun’dan aşina olduğumuz) 4. nesil bir avcı olarak 1960’ların sonunda başlamış ve ocak 1970’de ilk uçuşunu yapıp 1974’te hizmete girmiştir – yaklaşık 5 yılda operasyonel olmuştur. bu görece kısa süre, o dönemde teknolojinin daha basit oluşu ve savaş uçağı geliştirme konusundaki tecrübenin artması sayesindeydi. general dynamics tarafından geliştirilen f-16 ise 1974’teki ilk uçuşundan sonra 1979’da abd hava kuvvetleri’nde hizmete girerek yine yaklaşık 5 yıllık bir sürede envantere alınmıştır. ancak bu uçaklar 4. nesil olarak stealth veya ileri sensör füzyonu barındırmadığı için, geliştirme döngüleri günümüzün 5. nesil projelerine kıyasla daha hızlı tamamlanabilmiştir. northrop grumman firmasının 5. nesil alanındaki en büyük tecrübesi, lockheed ile yarıştığı yf-23 prototipidir. 1990’da uçan yf-23 -rakibi yf-22’den daha gelişkindir- atf yarışmasında başarılı bulunmadıysa da northrop grumman bu sayede stealth dizayn, kompozit gövde ve gelişmiş uçuş kontrol teknolojilerinde önemli bilgi birikimi elde etti. firma daha sonra lockheed liderliğindeki f-35 programında da alt yüklenici olarak görev almıştır. ayrıca northrop grumman günümüzde abd’nin yeni nesil bombardıman uçağı b-21 raider’ı -dünyanın ilk 6. nesil uçağı olarak lanse edilmektedir- geliştirmekte olup, bu proje de 2015’te sözleşme imzalanmasından sonra 2022’de prototipin roll-out (hangardan çıkış) aşamasına gelerek yaklaşık 7 yılda uçuş öncesi teste ulaşmıştır (ilk uçuşu yakın gelecekte bekleniyor).
bu örnekler, büyük savunma sanayii firmalarının onlarca yıllık uçak geliştirme tecrübelerini göstermektedir. lockheed martin, hem f-22 hem f-35 ile 5. nesil avcı uçağı üretiminde lider konumdadır ve bu projelerde edindiği deneyimlerle radar görünmezliği, gelişmiş sensörler, ağ merkezli harp gibi konularda standartları belirlemiştir. boeing, geçmişte mcdonnell douglas’ın f-15 ve f/a-18 programlarını devralarak 4. nesil uçaklarda söz sahibi olmuş, f-22 ve f-35’te lockheed’in ortağı olarak 5. nesil üretime katkı vermiştir. general dynamics ve grumman gibi firmalar ise 20. yüzyılın son çeyreğindeki avcı uçağı projeleriyle (f-16, f-14 vb.) isim yapmış, daha sonra sektör konsolidasyonuyla bu şirketlerin askeri uçak bölümleri sırasıyla lockheed martin ve northrop grumman bünyesine katılmıştır. airbus ise avrupa ortaklı projelerde (typhoon, a400m nakliye uçağı, vb.) deneyim kazanmış olup, yeni nesil savaş uçağı konsorsiyumlarında önemli bir aktördür.
sonuç
kaan projesi, türkiye’yi dünyada 5. nesil muharip uçak geliştirebilen birkaç ülkeden biri yapma hedefiyle yürütülen stratejik bir projedir. yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi, bu tür ileri teknoloji savaş uçaklarının geliştirilmesi uzun yıllar almakta ve ciddi mühendislik-üretim deneyimi gerektirmektedir. mevcut plana göre kaan, 2020’lerin sonunda ilk filoyu hizmete sokacak şekilde ilerlemektedir. 2024’te başlayan test uçuşları, 2025-2026’da hızlanarak uçağın temel performansının doğrulanmasını sağlayacak; 2028’den itibaren sınırlı sayıda uçakla hava kuvvetleri envanterine giriş hedeflenmektedir. ancak motor gibi kritik bileşenlerin tamamen millileşmesinin 2030’ları bulacağı düşünüldüğünde, tam kapasite operasyonel bir kaan filosunun oluşması muhtemelen 2030’ların ilk yarısını bulacaktır.
dünya devlerinin tecrübeleri, modern bir savaş uçağı programının dinamizmini bize gösteriyor: öngörülen takvimler siyasi, teknik veya lojistik nedenlerle esneyebilir; bütçe ve kaynak planlaması başlangıçta belirlenenden çok farklı bir noktaya varabilir. örneğin abd’nin f-35 programı başlangıçta planlanandan yıllar sonra tam üretim kapasitesine ulaşabilmiştir. benzer şekilde avrupa’nın ortak projelerinde de (örneğin eurofighter) planlar revize edilmiş, teslimatlar kademeli gerçekleşmiştir. bu nedenle türkiye de kaan projesinde olası risklere karşı esnek bir strateji izlemeli, ara dönemde hava kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını karşılamak üzere mevcut platformların modernizasyonu veya hazır alım çözümlerini (örneğin f-16v modernizasyonu, ara uçak tedariki gibi) devrede tutmalıdır.
sonuç itibariyle, günümüz teknolojisiyle bir savaş uçağının geliştirilmesi yaklaşık 15-20 yıllık bir zaman dilimini ve çok aşamalı bir süreç yönetimini gerektirir. bu süreç; kavramsal tasarımdan prototip üretimine, yoğun testlerden seri üretime uzanan, her adımı titizlikle planlanması gereken bir yol haritasıdır. lockheed martin, boeing, airbus gibi kuruluşların onlarca yıllık proje deneyimleri, her yeni nesil uçakta sınırların zorlandığını, fakat neticesinde askeri havacılıkta çığır açan platformlar ortaya çıktığını gösteriyor. türkiye de kaan projesiyle benzer zorlu bir yoldan geçmektedir. eğer hedeflenen takvim büyük ölçüde tutturulabilir ve gerekli teknolojik kazanımlar elde edilebilirse, kaan 2030’lu yıllarda türk hava kuvvetleri’nin belkemiğini oluşturarak f-16’ların yerini alacaktır. bu uçak, ülkemize özgün bir tasarım ve üretim altyapısı kazandırmakla kalmayıp, ileride geliştirilecek platformlar için de önemli bir deneyim birikimi sağlayacaktır. böylece kaan, sadece bir uçak projesi değil, türkiye’nin savunma sanayiinde üst lige çıkma hamlesinin sembolü olarak değerlendirilmektedir.
kaynaklar:
1. tusaş kaan – vikipedi
https://tr.wikipedia.org/wiki/tusaş_kaan
2. “abd'nin denge stratejisi mi? kaan 'nisan'da teste çıkacak” - haber global (30.09.2025)
https://haberglobal.com.tr/…da-teste-cikacak-481398
3. “yerli motor için tarih verildi: kaan’da yeni dönem” - savunmasanayist (29.07.2025)
https://www.savunmasanayist.com/…kaanda-yeni-donem/
4. “the fighter aircraft development process explained” - fly a jet fighter (12.06.2024)
https://www.flyajetfighter.com/…-process-explained/
5. f-35 lightning ıı - itü savtek tanıtım yazısı
https://www.itusavtek.com/post/f-35-lightning-ii
6. lockheed martin f-22 raptor - vikipedi
https://tr.wikipedia.org/…ckheed_martin_f-22_raptor
7. eurofighter typhoon savaş uçağı - tabya dijital (27.06.2025)
https://tabyadijital.com/…agi-ozellikleri-nelerdir/
8. f-16 fighting falcon savaş uçağı - tabya dijital
https://tabyadijital.com/…-savas-ucagi-ozellikleri/
9. f-35 lightning ıı joint strike fighter programı - abd kongre raporu (crs)
https://www.congress.gov/crs-product/r48304
10. northrop grumman - b-21 raider
https://www.northropgrumman.com/…rcraft/b-21-raider
11. f-14 design evolution - mike ciminera (northrop grumman vp)
https://www.youtube.com/watch?v=ssucixaez0a