Teksas-Tommiks ile Bildiğimiz İtalyan Çizgi Roman Ekolü: Fumetti
Nedir?
fumetti, italyanların çizgi roman'a verdikleri isimdir. esse-gesse ve bonelli ekolleri ülkemizde epey bi' tanınır. tommiks, teksas, kinowa, mister no, zagor, teks, kenparker (alaska), martin mystere (atlantis)...
Kısa tarihi
italyan çizgi roman ekolü, ii. dünya savaşı'nın ertesinde bildiğimiz şeklini almışsa da, kökenleri 19. yüzyıl'a dayanacak kadar eski. ilk resimli hiciv yayını 1848'de, l'arlecchino gazetesinde basıldı. abd'de the yellow kid bant serisi yayınlandıktan birkaç yıl sonra, italya'da 1908 yılında il corriere dei piccoli çocuk dergisi yayınlandı. iki ekol de benzer dönemde başladı diyebiliriz. hatta ikisi de çizgi romanı bugünkü gibi özgün bir sanat dalı değil, bir çocuk işi olarak görüyordu. ve replikler ile açıklamalar, konuşma balonları yerine kareler içine yazılıyordu. aralıklı olarak çizgi roman girişimleri italya'da devam ettti. mussolini döneminde devletin propaganda aracı olarak da kullanıldı.
ikinci dünya savaşı'nın ertesinde çizgi roman yayını hız kazandı ve bu süre içinde italyan ekolü kendi rengini buldu. 1940'ta teksas, tommiks, büyülü rüzgar, zagor ve martin mysteré gibi bildiğimiz pek çok italyan kahramanını yayınlayacak olan bonelli comics kuruldu. kağıt kıtlığı yaşanan bir dönemde, daha az sayfalı şeyler basmak zorunda kalan yayıncı, tex'in maceralarını her sayfaya altı kare sığacak şekilde basmaya başladı. bu zamanla standart hale geldi ve bildiğimiz 96 sayfalı, renksiz fumetti formatının temelini oluşturdu. 80'lerde tv'nin yükselişiyle düşüşe geçen dönemde sergio bonelli, martin mysteré, mister no, dylan dog gibi karakterlerle bu tehlikeyi atlattı, zagor ve tex'e de yeniden hayat verdi. sergio bonelli'yi maalesef 2011'de kaybettik ancak fumetti ekolü günümüzde hala tam gaz devam ediyor ve diğer akımlardan bunalan okurlara rahat bir nefes aldırmaya devam ediyor diyebiliriz. benim de en sevdiğim çizgi roman serisi olan büyülü rüzgar (magico vento) bu ekolün bir ürünüdür, tüm sayılarını topladım ancak hemen bitmesin diye azar azar okumaya devam ediyorum.
Ülkemizdeki algısı
lal kitap'ın bir dönem çok güzel toparlayıp seriler halinde bastığı ve uygun fiyatlara sattığı çizgi roman türü. türkiye'de fumetti'nin ne olduğunu çoğu kişi bilmese de aslında birçok kişinin gençliğinde bu türden çizgi romanları okumuş oldukları görülmektedir. yani sokaktan geçen herhangi bir orta yaşlı adama sorsan teksas, tommiks, zagor başta olmak üzere gençliğinde bu çizgi romanları okuduğunu söyleyecektir muhtemelen. ancak neredeyse herkes bu çizgi romanları amerikan zannetmektedir. ancak tüm bu çizgi romanlar italyan çizerlerin ürünleridir. şöyle bir bakıldığında italyanlar ve belçikalılar çizgi roman konusunda sanırım avrupa'nın en başarılıları olmuş.
Sektörün duayeni Bonelli Comics hakkında
ikinci dünya savaşını izleyen yıllarda gian luigi bonelli tarafından kurulan, 2011'e kadar oğul sergio bonelli'nin sahibi olduğu; teks'ten zagor'a, julia'dan martin mystere'e, dylan dog'dan dampyr'e türkiye'de de sayıları belki az ama hastalık dereceleri yüksek takipçilerinin bulunduğu italyan çizgi roman yayınevidir bonelli. bir ekol, bir gelenek, bir kültür...
Bir fumetti severin gözünden
çizgi roman benim için sadece ve sadece "fumetti"dir, onda da martin amcam her daim başta gelir (ki onunla tanıştıktan sonra diğer fumettileri de gözüm görmemişti zaten). onun haricinde dc comics ya da marvel işlerini (yani süper kahraman mevzularını) hiçbir zaman merak etmedim, gözüme iliştiklerinde de hiç cazip bulamadım. zira "dünyayı kurtarma" timlerinin abartılı, kasıntı karakterlerle dolu ve epey de şiddet içeren curcunasını oldum olası sevemedim, anlamakta zorlandım hep. sanırım martin amcamın eğlendirirken öğreten, okuyanı daha fazlası için meraka düşürüp bilgilendiren üslubunu aradım hepsinde ve bulamayınca da onlara vakit harcamaya gerek duymadım. ha, fumettilerde de bilinçaltına ustalıkla çalışan taraflı anlatımlar (kızılderili-ingiliz/amerikan savaşları vs.) yok mu, ne yazık ki bolca var; hattâ martin mystere'de bile amerikan rus çekişmesi ve soğuk savaş işleri taraflı ve paranoyak anlatım yüzünden yer yer bayabiliyor maalesef. lakin belki aşırı şiddet içeren karelerle gözümüze sokulmadıkları ve daha ağırbaşlı çizildikleri için o nahoş detayların etkisi de çok olmuyor.
belki de bu yüzden, martin amcamın yanı sıra bazı eski zagor sayılarını da saklamaya devam edebiliyorum. gerçi bu da bahane; o eski dostların yüzlercesini elden çıkartmak zorunda kaldık diye son kalanlara kıyamıyorum işte...