EKONOMİ 3 Nisan 2020
49,1b OKUNMA     482 PAYLAŞIM

TC Merkez Bankası, Devletin Bağış Kampanyasına Nasıl 100 Milyon TL Bağışlayabiliyor?

COVID-19 salgınına yardım amaçlı başlatılan "Biz Bize Yeteriz Türkiyem" kampanyasına Merkez Bankası da 100 milyon TL'lik yardım yaptığını açıkladı. Peki bu nasıl olabiliyor? Bir kamu kurumu, öteki kamu kurumuna nasıl bağış yapabiliyor?

merkez bankası'nın biz bize yeteriz türkiyem kampanyasına yapmış olduğu bağış vesilesiyle birtakım doğru bilinen yanlışları veya eksik bilinen doğruları, bilgim el verdiğince düzeltmek isterim. böylece bağışın mahiyetini ve reel etkisini de daha doğru bir şekilde ölçümleyebiliriz.

ilk olarak, devletin üç temel ekonomi kurumuna bakalım.

1- maliye
2- hazine
3- merkez bankası

maliye

bu kurumun asli görevi vergil toplamaktır. vergi ise hepimizin bildiği üzere devletin tanımlamış olduğu gelir ve harcamalar üzerinden biz vatandaşlarından (gerçek kişiler veya tüzel kişiler (daha çok şirketler)) almış olduğu kesintiler veya ödemelerdir. ücret gelirimiz olur, şirketimiz bu vergiyi kesmek suretiyle maliye'ye öder. marketten ürün alırız, ürüne uygulanan kdv ölçüsünde (%1, %8, %18, vs.) harcamamız üzerinde vergi öderiz. toparlamak gerekirse, maliye kabaca devletin gelir kurumudur, gelirlerini toplar.

hazine

hazine ise devletin harcamalarını ve ödemelerini yapar. özetle devletin ödeme yapan kurumudur. ihale yapılır, hazine öder. memur maaşlarını hazine öder. parası yetmediği yerde veya nakit akışında bir dengesizlik olduğu dönemlerde borçlanma dahi yapar. örnek hazine borçlanması.

özetle maliye toplar, hazine harcar. aradaki fark da bütçe dengesidir. harcamanız gelirinizden fazla ise (bkz: bütçe açığı) söz konusu olur, geliriniz harcamanızdan fazla ise (bkz: bütçe fazlası) olur.

merkez bankası

bu kurum ise, diğer iki kurumdan farklı olarak devletin tüzel kişiliği altında yer almaz (bkz: tüzel kişilik). kendine ait ayrı bir tüzel kişiliği vardır. hatta bu tüzel kişiliği özel tüzel kişiliğidir. zira merkez bankası anonim şirket olarak kurulmuştur.

peki tıpkı bir özel şirket gibi kurulmuş olan merkez bankası neden kamu kurumu gibi görülür?
çünkü özel bir kanun ile, özel bir amaca hizmet etme misyonu ile kurulmuştur. kanun.

nedir bu misyon?
ülkedeki fiyat istikrarını ve finansal istikrarı sağlamak.

nedir fiyat istikrarı?
enflasyonu istenilen noktada tutmak.

peki nasıl yapar bunu merkez bankası?
para basarak ve belirli piyasa işlemleri yaparak (açık piyasa işlemleri, repo işlemleri gibi). hatta o kadar ki, kendi giderlerini de (çalışanların maaşı, operasyonel giderler, vs.) para basmak suretiyle karşılar. bu anlamda hazine'den almaz giderlerini. esasında dolaylı yoldan alır, fakat bu detaya burada girmeyeceğim.

fakat merkez bankası, her ne kadar özel şirket hüviyetinde olsa da, kâr amacı gütmez. fakat bu kâr etmeyeceği anlamına da gelmez. nitekim yaptığı piyasa işlemleri neticesinde kâr edebilir. nitekim etmektedir de. son yıllarda en fazla vergi veren şirkettir. kamu kurumu vergi mi verir? verir. çünkü anonim şirkettir. fakat burada bir fark var. merkez bankası kârından vergi verir, elinde kalan parayı da hazineye bırakır. neden mi? merkez bankası'nın en büyük hakim ortağı hazine'dir de ondan.

şimdi bu bağlamda yapılan bu bağışı ele alalım

bu bağışı yapmasaydı, bu bağışın bir kısmı yine maliye'ye, bir kısmı da hazine'ye gidecekti. maliye'ye giden kısım da zaten günün sonunda hazine'ye gidecekti. özetle devletin kasasına gidecekti. devletin harcamalarını kim yapıyordu? hazine. o halde günün sonunda hazine'ye gidecek bir para, yine hazine'ye gitmiş oldu. bağışın reel etkisi sıfır (0).

tek farkla şu olabilir. devlet harcamasında gelirler belirli bir amaca atanmaz (bkz: adem-i tahsis). yani şirketlerden aldığım gelirleri sadece yol işlerine harcayacağım demez devlet. para havuzda toplanır, yine havuzda harcanır. merkezidir. belki bu bağış ile, bu tutar sadece gündemdeki meseleye harcanmak üzere tayin edilmiş olabilir.

diyeceklerim bu kadar.

Merkez Bankası'nın Dolara Müdahaleleri Uzun Vadede Neden Etkili Olamaz?