SİYASET 10 Aralık 2020
45,8b OKUNMA     628 PAYLAŞIM

Sıklıkla Birbirine Karıştırılan Bağnaz, Yobaz ve Gerici Gibi Kavramların Açıklaması

Yobaz nedir? Kime bağnaz denir? Muhafazakarlık anlamı nedir? Bu soruların cevaplarını veren bir yazı.


bağnazlık

bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmemek, mutaassıplık, fanatiklik anlamındadır. bağnazlık, bir görüş, kanı ya da tutumun tartışma ve eleştirilere kapalı tutulması ya da en aşırı biçimiyle benimsenmesi durumu, hoşgörüsüzlük durumudur. yani pasif bir duruştur bu. bireyin kendi inancına veya düşüncesine ( etraftakilerin neye inanıp neyi düşündüğünü ve nasıl yaşadığını da umursamadan) ayı gibi bağlanmasına denir. din ile alakalı bir kavram olduğu kadar fikirlerle de alakalı olabilir. siz, tartışmaya ve ikna olmaya tamamen kapalı bir sosyalistseniz bile, bağnazsınızdır.

yobazlık

dinde bağnazlığı aşırılığa vardırmak, başkalarına baskı yapmaya yönelmek demek. yani yobaz kişisi aynı zamanda bağnazdır da. bağnazdan ayrıldığı nokta, inancını ve yaşam biçimini tebliğ etmesidir yani yaymaya, dayatmaya çalışmasıdır. müdahalecidir, hadsizdir. ramazan ayı'nda su satmayan büfe ya da oruç tutmayana saldırmak vb davranışlar buna örnektir. daha çok din yani inanç ile alakalı bir kavramdır.

gericilik

gericilik ise toplumda çağdaş değerlere ve yeniliklere önem vermeyen, her yönüyle eskiyi özleyen veya eski düzeni yaşamaya çalışan görüştür. muhafazarlık ile en çok karıştırılan kavramlardan biridir. iki kavram da "yeniliğe ve ilerlemeye kapalılık" özellikleri nedeniyle karıştırılır. en temel farkları şu; gericilikte, geçmişteki sabit bir tarih aralığına bağlıdır insan. bu asla değişmez. o bağlı olunan tarihsel aralığı yaşatma ve diriltme çabasıdır gericilik. mesela selefilerin asr-ı saadet dediği islamın ilk dönemine dönüş arzusu veya anadolu'daki abdülhamit dönemine duyulan hasret buna güzel örneklerdir. bin yıl da geçse, selefiler asr-ı saadet dönemini baz almaktan vazgeçmeyecektir misal.

muhafazakarlık

insanın akıl, bilgi ve birikim bakımından sınırlılığına inanan bir tutumdur. bir toplumun tarihsel olarak sahip olduğu aile, gelenek, ideoloji, kültür, din ve devlet gibi değer ve kurumlarını temel alan, radikal değişimleri reddederek ılımlı ve tedrici değişimi savunan bir duruştur. değişimin devrimsel olanına değil, evrimsel olanına inanır. yani yavaş, yüzeysel ve biçimsel olan değişime itirazı yokken; hızlı, derinden ve özsel değişimi şiddetle reddeder. önemli nokta şu; "muhafaza etme" kısmı ise, gericilikteki gibi değildir. gericilikte, geçmişteki sabit bir tarih aralığına bağlılık esasken, muhafazakarlıkta bu bağlı kalınan "an" sürekli değişebilir. devrimci ve ilerici olan hareketlerin de muhafazakarlaşması mümkündür mesela. bu yüzden troçkistler devrim sonrası sovyetleri "muhafazakarlaşma" ile suçlayabilmişlerdir ki haklılar da. zira sovyetlerin devrimi koruma güdüsü ile yediği naneler, ortaya buz gibi bir muhafazakarlık çıkarmıştı. veya kemalist devrimin muhafazakarlaşması buna örnektir. zaten "tarih", "ilerici devrimleri koruma" adı altında, muhafazakarlığın kitabını yazma sanatı örnekleri ile doludur. işte tam da bu yüzden ; değişim sürekli ise eğer, devrim de ancak sürekliyken yaşayabilir. kesintiye uğrayan devrimin ismidir muhafazakarlık.

dincilik

toplum yaşamının din kurallarına göre biçimlenmesini ister görünen ve dini günlük siyasanın bir aracı olarak kullanan siyasal dinsel akım. siyasal islam buna güzel bir örnektir. laisizmle kavgalıdır. örgütlüdür.

dindarlık

bu ise dini bütün yaşam biçimidir. siyasal veya toplumsal (cemaat) alanla arasında bir sınır vardır. dinin gereklerine ve emirlerine uygun yaşamı esas alır. laiklikle ve laiklerle bir sorunu yoktur. takva filmindeki muharrem karakterinin öncesi dindar iken, sonrası dincidir misal. bu filmi de önermiş olalım.

tutuculuk

bu ise değişime tamamen kapalı olmaktır. yani ne gericilikteki gibi geriye gidişi arzular, ne de muhafazakarlıktaki gibi evrimsel değişimi arzular. değişimin her türünden ödü bokuna karışır.

kısacası bu kavramların anlamları ve aralarındaki farklar bunlardır. bu kavramların her biri, benzer veya farklı , çok daha geniş davranış örüntülerine sahiptir tabi ki. bu kadar geniş anlamlara gelebilecek kavramları dar bir çerçeveye koymak değil derdim. ben sadece kavramların sınırları hakkında yazdım.amacım, insanı bağnaz, muhafazakar, dindar, dinci vs yapan şeylerin sınırı nerde başlar, onu anlatmaktır. insanlar gerici olup bağnaz olamayabiliyor veya bağnaz olup yobaz olamayabiliyor. amacım aradaki bu farkları belirginleştirmekti. hata, eksik, yanlış, eklem varsa düzeltmeler yapılır.