TELEVİZYON 21 Şubat 2023
12,1b OKUNMA     352 PAYLAŞIM

Oyuna ve Diziye Hakim Bir Sözlük Yazarından The Last of Us 6. Bölüm İncelemesi

The Last of Us'ın 6. bölümü yine olaylarla doluydu diyebiliriz.

the last of us 6. bölüm "family matters"

bir önceki bölümden 3 ay sonrasını izliyoruz bu bölümde. oyunun bölümleri mevsimler ile dört farklı büyük bölüm olarak sunulmuştu. dizinin bu bölümünde, oyunda mevsimler ile adlandırılmış olan 2 bölümü birden izliyoruz denilebilir. bu bölüm, oyundan oldukça kopuk olduğu için. oyun ve dizide aynı olan sahneleri oyuna göre yorumlayacağım sadece.

giriş

bölümün en başında, ormanın içindeki kulübelerinde yaşayan yaşlı bir çiftin evine zorla girmişken görüyoruz joel ve ellie'yi. taşvan avına çıkmış olan amca eve döndüğünde joel ile yüzleşir, herkesin soğukkanlılığını koruyabilmiş olmasını sağlayan teyze, avdan dönen amca ve joel arasındaki diyaloglar oldukça keyifliydi.

joel, kulübenin yerini oldukça beğenmiş olacak ki " ne güzel yer bulmuşsunuz sığınacak" diye çiftin kulübelerini överken hazırcevap amcamız hemen cevabı yapıştırır "biz zaten hep burada oturuyorduk." diye. teyze de "ben hiç istemiyordum burada yaşamak" diyerek yine ortamı yumuşatmaya çalışır. sonra ellie de üçlünün yanlarına katılır ve amca anlandıramadığım bir şekilde bill'in oyundaki repliklerine çok yakın bir şekilde tanışır ellie ile. ve ellie de aynı şekilde bill ile konuşurmuş gibi konuşuyor amcayla.

tabii senaryo yazım tekniklerine neil druckmann kadar hakim olmadığım için, yaşlı amca ve ellie arasındaki diyalog ve iletişimin bill ve ellie arasındaki diyalog ve iletişimden bu denli "esinlenilmiş" olmasını yadırgadım. bu diyaloglardan sonra teyzenin "ben burada yaşamak istemiyordum" dediğini hatırladım ve aklıma frank'in oyunda bill'e yazdığı mektup geldi. neyse efenim, joel ve ellie tam olarak nerede olduklarını yanlarındaki haritadan amcaya göstertince, amcanın "doğuya gidin, nehri geçerseniz ölürsünüz" uyarılarına rağmen çiftin evinden batıya gitmek üzere ayrılırlar. ayrılırken tıpkı oyunda bill'in güvenli bölgesinden ayrıldıkları zaman çaldığı dergiler gibi bu sefer de tavşan çalar ellie. evden uzaklaşmadan önce, joel kriz geçirir. oyunda joel'un böyle bir rahatsızlığı yoktu. ellie joel kriz geçirken "ölürsen, boku yerim" diyerek durumu kendince idare etmeye çalışır.

batıya doğru

ikilimiz, amcanın gitmeyin diye uyardığı, ellie'nin "ölüm nehri" dediği yeri geçmeden önce geceyi geçirmek için nehrin etrafındaki mağaralardan birinde kamp yapar. çok hoşuma giden bir detay var burada, koli bandı. oyunda da koli bandı kullanırdı joel eşya ürettiğinde. joel ve ellie arasındaki iletişimin git gide kuvvetlendiğini, birbirlerine bağlanmaya başladıklarını görüyoruz kamp yaptıkları sırada arlarında geçen diyaloglardan. ellie, "eğer kanımdan bir tedavi üretmeyi başarırlarsa. sonra ne yapacağız?" diye sorduğunda joel "şimdi biz mi olduk?" diye çıkışınca, ellie hiç bozulmadan konuşmaya devam eder. tedavinin işe yaramaması konusundaki endişelerini dile getirir, sam'i iyileştirmeyi denediğini ve başarısız olduğunu söyler. joel ise "marlene aptal değil, aşı yapılır diyorsa aşı yapılır. " diyerek ellie'yi sakinleştirir.

sabah olduğunda joel'un nöbet sırasında uyuyakaldığını ve ellie'nin onu uyandırmadan nöbeti devraldığını görürüz. joel bu duruma tepki gösterse de ellie kararının arkasındadır. "ölüm nehri" üzerindeki köprüden geçmeden önce joel havaya ateş açarak etrafta tehlike olup olmadığını kontrol ederler. yollarına devam eden ikili hidroelektrik santraline ulaştıklarında ellie "daam(n)" şeklinde iğrenç bir espri yapar. aynı zamanda ellie'nin tıpkı oyundaki gibi ıslık çalmaya çalışmasını görürüz.

oyun

oyunda sam ve henry'nin ölümünden sonra dizide gördükleri barajın hemen yanında devam etmeye başlar hikaye. barajın etrafında erzak, ekipman topladıktan sonra barajın kapısına yaklaşınca duvarın üstünden onlara doğrultulan silahları görünce, joel "dolu olduğunu bilmiyorduk, sadece geçip gideceğiz, sorun çıkarmak gibi bir niyetimiz yok" der demez içeriden bir ses "sorun yok, indirin silahları." der ve silah doğrultan kişi "tanıyor musun bu insanları?" dediğinde "adamı tanıyorum, kardeşim." diyerek kapıyı açar ve tommy ile tekrar buluşmuş olur joel. içeri girdiklerinde maria ellie'yi yemek yemeye götürür.

tommy yaşadıkları yerleşkeden bahseder, barajın tamiri için orada olduklarını söyler. iki kardeş beraber barajın tamirini izler ve sonunda baş başa konuşma fırsatı yakalarlar. joel oyunda kardeşine karşı daha ısrarcı ve baskın davrandığı için ellie konusundaki anlaşmazlıkları tam kavgaya dönüşmek üzereyken haydutlar baraja saldırır ve tommy ve joel silah başına geçerler. barajı haydutlardan temizledikten sonra tommy duygusallaşır ve kardeşinin teklifini kabul eder. bu sırada olanları duyan ellie barajdaki atlardan birine atlar ve kaçar. tommy ve joel da atlarına atlayıp ellie'yi takip ederler ve ellie'nin atını bir evin önünde görürler.


içeri girdiklerinde joel ve ellie'nin arasındaki etkileyici diyaloğu izleriz


bence bu sahne, oyunda dizidekinden çok daha iyiydi. olayların farklı işlenişi yüzünden diyaloğun bazı cümleleri kesilmiş dizide.

şimdi oyunda buraya kadar olan şeyler dizide nasıl gerçekleşmiş, onu görelim

dizide aslında bir önceki geçtikleri nehrin değil, içine hiç girmeden direkt önünden geçip gittikleri barajdan sonraki nehrin "ölüm nehri" olduğunu fark ederler. fark ettikleri anda ise etrafları atlı insanlar tarafından sarılır ve virüsü koklayarak tespit eden bir köpeğe sahip olan atlı insanlar, köpek ile hem joel'u hem de ellie'yi virüs taramasına sokarlar. köpeğin de onayını aldıktan sonra joel "sadece kardeşimi arıyorum, sorun çıkarmayacağız." der ve atlı ekipten birisi joel'a adını sorar. ardından hep beraber ilk oyunda görmediğimiz yerleşkeye giderler. joel, ellie, maria ve tommy yemek yerken maria durduk yere joel'a laf sokunca joel "misafirperverliğiniz için teşekkür ederim, ama aile olarak oturup konuşsak daha iyi olur" diyince tommy joel'a maria ile evlendiğini söyler. ardından yerleşkede minik bir tura çıkarlar, maria yerleşkenin düzenini anlatırken joel "komünizm yani..." diyince tommy bir anda "yok ya ne komünzmi" dese de maria "evet, bildiğin komünizm." der ve joel kardeşine "komünist mi oldun lan başımıza?" bakışı atar. ardından maria, ellie'yi kardeşlerin yalnız kalması için onlar için seçtiklere eve götürür.

joel, tıpkı oyunda bill'in "tess nasıl?" diye sorduğu zaman "tess iyi." demesi gibi kardeşine de aynı cevabı verir. joel, kardeşinden yardım istediği zaman aynen oyundaki gibi ortam bir anda gerilir ve ikili tartışmaya başlar. tommy joel'a biraz fazla sert cümleler kurunca joel "sabah olur olmaz gideriz" diyerek tavrını ortaya koyar ve ortamdan uzaklaşır. dışarı çıktığında tekrar kriz geçirir, tam önünde saçları aynı sarah gibi olan birini görür.

ellie ise onlar için seçilmiş evde yıkandıktan sonra oyunda giydiği monta kavuşur. maria'nın yanına gittiğinde joel'un sarah diye bir kızı olduğunu ve öldüğünü öğrenir. maria her ne kadar ellie'nin kafasını joel konusunda karıştırmaya çalışsa da ellie aynı şekilde karşılık verir ve maria'yı susturur. maria ellie'yi saçlarını kestikten sonra yerleşkedeki sinemaya götürür.

ellie diğer yerleşke sakinleri ile film izlerken, tommy ve joel'u bir kez daha yan yana görürüz. bu sefer ikisi de daha sakin ve daha içten konuşur birbirlerine karşı. joel, artık yaşlandığını. böylesine zor bir görevi yapacak kadar güçlü olmadığını söyler ve kardeşini ellie'yi ateşböceklerine götürmesi konusunda ikna eder. bu konuşmalara kulak misafiri olan ellie ise eve gider. joel da eve gittiğinde meşhur tartışma sahnesi yaşanır.

ertesi sabah tommy ellie'yi ateşböceklerine götürmek üzere yola çıkmaya hazırlanırken joel'un da hazırlandığını görürler. joel, ellie'ye bir seçme hakkı verir ve ellie düşünmeden joel'u seçer.

"siz bu oyunun müziklerinden ne istiyorsunuz kardeşim!" sahnesi

joel ve ellie at üstünde yolculuklarına devam ederken arkada çalan şarkı direkt olarak oyunun son sahnesinde çalan gustavo santaolalla - the path (a new beginning) çalması bence bir rezalettir. yine aynı şekilde son sahnenin birkaç dakika öncesinde çalan gustavo santaolalla - home da zırt pırt her bölümde çalmaktadır. the path çalana kadar müzik tercihlerindeki rezaleti dile getirmeyecektim. ama evet, bu yaşandı. durduk yere the path gibi önemli bir şarkı çaldı dizide rastgele bir at sürme sahnesinde.

gustavo santaolalla - the path (a new beginning)


gustavo santaolalla - home


müzik konusundaki serzenişimi geçersek, ellie ve joel'un yaşadıkları kavgadan sonra birbirlerine daha da bağlandıklarını görebiliyoruz her sahnede. atış talimi yaparken, joel ellie'ye günlük hayattan ve sporlardan bahsederken, küçükken şarkıcı olmak istediğini söylerken git gide birbirlerine daha da bağlandıklarını gözlemliyoruz.

"ateş böcekleri nerede?" sahnesi

ikilimiz, ateş böceklerinin yeri olduğu söylenen üniversite binasına yaklaşırken, tıpkı oyundaki gibi maymunlar ile karşılaşırlar. ardından, binada ateş böceği kalmadığını fark ederler. içeriden gelen bir sesi kontrol etmek için üst kata çıktıklarında tekrardan maymunlar ile karşılaşırlar ve içeri giren haydutları görürler. oradan hemen uzaklaşmak için binadan çıktıklarında az önce gördükleri haydutlardan biri ile boğuşan joel, haydutun boynunu kırar. fakat bıçaklanmıştır. zor da olsa ata binebilir, ellie ise onları kovalayan haydutlara tabancası ile ateş açar. ardından, joel aldığı bıçak darbesinden sonra güçsüz düşer ve at üstündeyken bilincini kaybedip yere düşer. bölüm, ellie'nin yere çöküp joel'un başındaki gergin bekleyişi ile biter.

oyun

üniversite bölümü oyunda çok daha uzundu, enfekteler ile savaşıp bilim binasına girildiğinde, katlarca dosya, ses kaydı gibi şeyler bulurlar. genel olarak olay örgüsü dizideki gibi olsa da, joel'un yaralanması oyunda çok daha farklıdır. aynı zamanda ellie atın arkasından birkaç kez ateş etmek yerine, resmen joel için varını yoğunu ortaya koymuştur oyunda.

joel'in yaralanması


bir sonraki bölüm, oyuna ek paket olarak çıkartılmış olan left behind olacaktır...