HAVACILIK 16 Ağustos 2021
105b OKUNMA     768 PAYLAŞIM

New York'taki THY Uçağı Neden Taksi Yolundan Kalkmaya Çalışmış Olabilir?

7 Ağustos 2021'de, ABD'nin New York şehrindeki Newark havaalanında THY'ye ait Airbus A330-300 tipi uçakta meydana gelen hadiseyi bir profesyonelin yorumuyla analiz ediyoruz.
Görsel temsilidir.

taksi yolu nedir?

uçakların pistle, kapı (ya da park alanı) arasında gidip gelmesini sağlayan yollardır. birçok havaalanında bu taksi yolları, pistle paralel ayrı bir yol olarak uygulanır. pistten farkı üzerindeki işaretler ve aydınlatmaları ile genellikle daha dar olmalarıdır. ticari taksilerle alakası yoktur. örnek olarak, linkteki resimde görünen ortadaki yol uçakların inip kalktığı runway-pisttir. sağındaki ve solundaki ise piste ulaşmak için kullandıkları taxiway-taksi yoludur.


olay nedir peki?

7 ağustos 2021 tarihinde abd'nin new york şehrindeki newark havaalanında türk hava yolları'na ait airbus a330-300 tipi uçağı taksi yolundan kalkmaya çalışmıştır.

gece 12 buçuk civarında kuleden aldıkları 22 sağ pistinden kalkış iznine müteakip, üzerinde bulundukları ve apronları pistlere bağlayan ve taksi yolu adı verilen, üzerinde mütemadiyen birden fazla yavaş hızda seyreden uçağın bulunduğu bu yoldan havalanmak için gazı köklemişler. kule durumu fark edip elemanları uyarmış.

öncelikle söyleyeyim: normal bir durum değil, bir hatadır

kazaya yol açabilecek bir hatadır ve bu da olayın vahametini ortaya koyuyor zaten.

ama tahminim, taksi yolunda olduklarını fark etmemelerinin sebebi, taksi yolunun boş olmasıdır muhtemelen. o yüzden oradan kalkışa devam etselerdi dahi başka bir uçakla çarpışmayacaklarını varsayabiliriz. ne kadar uykulu olursa olsunlar, gece vakti uçakların taksi, navigasyon ya da strobe ışıklarını görmemeleri imkansız.

klm'den emekli olup thy'ye gelen bi kaptanla uçmuştum ve klm'in bir 737'sinin taksi yolundan kalkış yaptığını anlatmıştı. böyle şeyler güvenli dediğimiz havayolu şirketlerinde de olmuyor değil yani.

sorunun kaynağına inmek için, pilotların dinlenme düzenine iyi bakmak lazım. çünkü bu olay liyakatten ziyade bitkinlik kokuyor. faa (amerikan havacılık otoritesi) transatlantik uçuş yapıp abd'ye gelen uçuş ekiplerine, uçuştan sonra 48 saat dinlenmeyi zorunlu kılıyor. thy ise bu dinlenme süresini uzun bulduğu için (otel konaklamaları, ekiplerin 2 gün orada kalması vs) cezası neyse öderiz diyip 24 saate indirmişti yatı dinlenme süresini. şimdi kaç saat bilmiyorum ama 24 saatin üzerinde olmadığına kalıbımı basarım. tabi bu 24 saat, uçak körüğe yanaşıp kapı açtıktan 30 dakika sonra başlıyor. kapı açtıktan sonra en erken 20-25 dakika sonra uçağı terk edebiliyorsunuz zaten. sonra pasaport kontrolü, terminal binasından servis aracına gidiş ve oradan da otele gidiş var. new york gibi bir yerde trafik, yol uzunluğu vs bunu da koyunca, kapı açtıktan ortalama 2 saat sonra otelde olabiliyorsunuz. bu da dinlenmeden bir buçuk saatin gitmesi demek. aynısı dönüşte de yaşanıyor. yani 24 saatlik yatı 20 saat oluyor (dönüş için mesai başlangıcı, tarifeli kalkış saatinin bir saat öncesi ama ekip 1,5 saat önce alanda oluyor genelde, pasaport kontrolü vs için, yol da bir saat sürse, bir saat önceden de uyanıp traş olma, duş alma, hazırlanma vs. yine dinlenmeden giden 2,5 saat) otele gittiniz ve uyudunuz 8 saat. bir buçuk saat de yolda kaybetmiştiniz. oldu 9,5 saat. kaldı geriye 14,5 saat (toplam yatı dinlenme süresinden). son 2,5 saati hazırlanma, yol ve pasaport kontrolünde geçireceğimiz için, uyandıktan sonra esasında elimizde kalan süre 12 saat. sonraki uçuş için de, hadi kısalım biraz, 6 saat uyumak yeterli olsa diyelim, ekip olarak size düşen, uyandıktan 6 saat sonra tekrar uyumaya çalışmak. tabii ki uyuyamıyorsunuz, çünkü uykunuzu almışsınız. bu saçma dinlenme süresi yüzünden ben abd yatılarına giderken şöyle bir çözüm bulmuştum kendimce; otele vardığımda uyumuyordum, dışarı çıkıp bir şeyler yiyip hayalet gibi gezerek kendimi meşgul ediyor, 10 saatlik bir uyku süresi bırakıyordum kendime, ki sonraki uçuş için hazır olayım. tabi bu da çözüm değil. bunu bir ay içinde 3-4 kere bile yapmanız zamanla bitkinliğe sebep oluyor. yani aslında dışarıdan çok cazibeli görünen bir pilotun hayatı genelde böyle geçiyor yatılarda. bitkinlikle mücadele ederek. red bull'lar, kahveler falan...

bu ekibin de yukarıda anlattığımdan farklı bir şey yaşadığını sanmıyorum. bir de üstüne, thy'nin şu anda dünyadaki en düşük maaşa uçan şirket olduğunu da hesaba katarsak, ekibin moral ve motivasyonunun dipte olduğunu düşünmek hata olmaz.

ekşi sözlük'teki eski yazılarımda bahsetmiştim, swiss cheese modeli bu olaya cuk oturuyor. organizasyonel kararlar (yatı dinlenme süresi ve maaş düşüklüğü), bitkinlik, crm eksikliği ve dikkatsizlik. dört tane delik bir araya gelmiş bile. başka faktörler de işin içine girseydi, allah korusun, kaza olması muhtemeldi ama kontrolörün uyanıklığı sayesinde kalkış yapmadan durdular çok şükür. geçmiş olsun herkese.

olayın şematik videosu