BİLİM 30 Ekim 2020
20b OKUNMA     573 PAYLAŞIM

Neden Belli Bir Yaştan Sonra Fiziksel Büyümemiz Duruyor?

Neden sonsuza kadar büyüyemiyoruz? Bunun cevabını bulmak için, nasıl büyüdüğümüzü anlamak gerekiyor.

neden daha uzamaya devam etmiyoruz da büyümeyi bırakıyoruz? bunu anlamak için önce nasıl büyüdüğümüzün biyolojisini anlamalıyız.

biz insanlar küçük bir hücre olarak başlıyoruz

sperm yumurta ile buluşur ve biz bir zigot oluruz. zigot daha sonra ateşli bir hızla yeni hücreler oluştuyor. bir hücre iki, iki dört, sonra sekiz, on altı, otuz iki olur ve biz bir embriyodan fetüse geçerken milyarlarca ve hatta trilyonlarca hücre oluyor. yol boyunca karmaşık, özel dokular, organlar ve organ sistemleri geliştiriyoruz. bunların arasında kemiklerimiz ve daha büyük iskelet sistemimiz var.


embriyo, sonraki aşamalarında organ sistemlerini oluştururken, bir iskeletin şablonu ortaya çıkar. yine de başlangıçta sağlam kemikler oluşturmaz. bunun yerine, kıkırdaktan yapılmış iskelet için bir şablon oluşturur. osteoblast olarak bilinen hücreler daha sonra bu bölgelere göç eder ve kemikleşme veya kıkırdak yerine kireçlenmiş kemiğin serilmesi olarak bilinen bir işlemi gerçekleştirir. dokuz ay sonra fetüs hazırdır ve doğum gerçekleşir.

kafatasındaki kemikler gibi vücuttaki yassı veya zar içi kemiklerin büyümesi, kendi özel yollarıyla olur. uzamaya katkıları asgari önemdedir. ve biz yaşlandıkça daha büyük insanlar haline geldikçe, uzun kemiklerimiz ek ağırlığı desteklemek için kalınlaşacaktır. bu olurken, kemiklerin içi osteoklast olarak bilinen hücreler tarafından emilim olarak bilinen bir süreçte parçalanacaktır. aynı zamanda kemiğin dışına yeni kemik dokusu eklenir. dışarısı yenilenirken içeriden kaldırılan tuğlalar olarak düşünün. yani tam anlamıyla kemiğin yeniden şekillenir. bu olmazsa, kemiklerimiz korkunç derecede kalın ve ağır olacak, bu da hareketi çok daha zor hale getirecektir.

Osteoklast

şimdi misal voleybolda smaç atmamızı sağlamak için uzun kemiklere sahip olmak gerekir. bunlar, koldaki humerus, ön koldaki radius ve ulna, üst bacaktaki femur ve alt bacaktaki tibia ve fibulayı içerir. bu büyümeyi sağlayıp süreci başlatmak için eski dostumuzun kıkırdağına ihtiyacımız var. uzun kemiklerin uçlarında epifiz diski olarak bilinen bir kıkırdak diski veya daha basit bir ifadeyle bir büyüme plakası bulunur. bu plaka, kemiğin şaftına doğru göç eden bir tür kıkırdaktan yapılmıştır. bu kıkırdak daha sonra eski dostlarımız osteoblastlar tarafından kemikleştirilir ve karşılığında kemik uzunlamasına büyür. bu nedenle, büyüme plakası esasen kemikleri daha uzun yapmak için bir fabrikadır. tabi bunları gerçekleştirmek için bir organizatöre, bir yöneticiye ihtiyaç vardır. yani hipofiz bezi.

hipofiz bezi ana salgı bezidir

çünkü vücuda ne yapması ve ne yapmaması gerektiğini söyleyen hormonlar üretir. bu durumda, kemik büyümesinde rol oynayan ana hipofiz hormonunda, büyüme hormonu bulunur. bu hormon üretildiği sürece, büyüme plakaları yeni kemik üretmeye devam edecek ve kişinin boyu uzayacaktır. ergenlik döneminde, hipofizin yüksek hızda büyüme hormonu pompalamasına kadar. ancak ergenlik ilerledikçe bir devrilme noktası olur. yıllarca süren bu süreçte ilerlerken, tabii gitgide dev çocuklara benzemiyoruz. fiziksel, kimyasal olarak da olgunlaşıyoruz. diğer hipofiz hormonları, tiroid hormonları, pankreas hormonları ve diğerleri, bizi sadece daha uzun değil aynı zamanda fiziksel olarak olgunlaştırmak için birlikte hareket ederler.


işte bu dönemde hormonlar arası bir görev değiş tokuşu gerçekleşmeye başlar. cinsel hormon seviyeleri de ergenlik devam ettikçe artar. bunlardan ikisi, östrojen ve testosteron, kemiklerimizdeki büyüme plakalarının kemikleşmesine ve kaynaşmasına neden olur. çünkü sıra kendilerindedir. büyüme plakaları bir röntgende açıkça görülebilecek şekilde kaynaştığında yükselmeyi bırakırız artık. tabi birey kişiye bağlı olarak 20'li yaşların ortalarına kadar uzayabilir. olgunlaşan ve mutlu dokularımızı uyandıran seks hormonları artık boyumuza bir dur der kısaca. burada bir parantez açmak gerekirse bu cinsel hormonlardan östrojen, büyüme üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir ve kadınların genellikle erkeklerden daha kısa olmasına neden olur. 

bununla birlikte, büyüme plakaları ile ilgili sorunlar yol boyunca ortaya çıkabilir

büyüme hormonu miktarı uzun kemiklerin büyümesinde çok önemli bir rol oynar. normal şartlar altında, üretilen hormon miktarı gençliğimiz boyunca normal aralıklarda kalır ve yetişkinliğe ulaştığımızda azalır. ancak büyüme plakaları kaynaşmadan önce hiper salgılama olarak bilinen çok fazlasını üretebiliriz. vücut tam anlamıyla çok hızlı büyüyebilir ve olgunlaşma geride kalır. buna devlik denir. çok az hormon üretilirse birey kısa kalır ve bu da cücelik olarak bilinen duruma yol açabilir.


büyüme plakaları kaynaştıktan sonra çok fazla büyüme hormonu üretilebilir. bu durumda, vücuttaki diğer kıkırdak aşırı hormona tepki verecek ve anormal şekilde büyüyecektir. bu daha uzun el ve ayaklarda çarpık yüz hatlarına yol açar ve akromegali olarak bilinir. kas kazanmak ve performansı artırmak için anabolik steroid kullanan genç sporcular, büyüme plakalarının erken füzyonuna ve kalıcı olarak büyümeye neden olabilir. uzun bir kemiğin ucunu kıran gençler, büyüme plakasına zarar verebilir. bu durumlarda, ileride kemik büyümesi ile ilgili sorunları önlemek için kemiğe ekstra özen gösterilmelidir. hasar genişse ve kemik tam oturmazsa, o kol veya bacak diğerinden daha kısa olabilir.

bazı ebeveynler de, çocuklarının büyüme eksikliğinden endişe duyarlar ve genellikle bir doktordan tavsiye isterler. doktor gözetiminde hormon çocuk için etkili olabilir. ancak boyda bir miktar ek artış meydana gelse de, nadiren her derde devadır ve yan etkiler büyüme faydalarını hafifletebilir. tam büyüme etkisine dahil olan diğer hormonlar orantılı olarak daha yüksek miktarlarda mevcut olmadıkça veya gerçekte orantılı olarak daha yüksek miktarlarda bulunsalar bile, diğer doku ve organların olgunlaşması olumsuz etkilenebilir. bu komplikasyonlar çocuk için bir dizi başka sağlık ve psikolojik problemleri başlatabilir.

çocukluğumuz boyunca iyi beslenmenin ve sağlam genel sağlığın, ne kadar uzun olduğumuz konusunda çevresel bir rol oynayabileceği unutulmamalıdır. ancak nihayetinde insan bu konularda yaşantılarının dışında kalıtımın insafına kalmış durumda.

kaynak, kaynak 2