Mustafa Kemal Atatürk'ün En Net ve En Yakın Çekim Görüntüleri
idealize edilmiş, tanrılaştırılıp fikirleri unutulmuş adam fikrinden çok uzak bir izlenim edindim.
daha çok hayat dolu, her görüntüde bulunduğu ortamda hemen farkedilen birisi var videoda.
etrafındakilerin gözü onda, hayran hayran bakıyorlar. o devirde bu kadar farklı olmak kolay şey bence. ama bu kadar farklı olup da etrafındakilerine bunun güzel bir şey olduğunu hissettirebilmesi o kadar da kolay değil, büyük iş.
selanik'te dog, suriye, filistin, canakkale, balkan vs. bir suru yerde farkli cografyalarda, farkli kulturler altindaki askerlere komutanlik yap, harika bir atilimla cumhuriyet kur. asker, siyasetci ,ogretmen, devlet adami vs... hepsi hayranlik uyandiriyor.
benim en dikkatimi ceken, butun bu yukarda saydiklarimi yapan adamin 3:44'ten 3:50'ye kadar gorebileceginiz gibi, okuzu de nasil tutacagini bilmesi. adaaaaaaaam beeeee.
ağlattınız beni be kardeşim,hem gecenin bir yarısı, hem sabahın bir başı...
mustafa kemal bütün liderliği,kuruculuğu,devlet adamlığı,komutanlığı dışında neydi biliyor musunuz?
yetimin ve garibin umuduydu,liyakati ile çalışanın hakkını bulmasıydı,kendisi gibi yetimlerin kollayıcısıydı kurduğu sosyal devlet ile...
not: o ulu önder gazi mustafa kemal atatürk'tü her şeyden önce...
bu görüntülerden sonra sigara paketten kafayı çıkarıp "yanayım mı abi" dedi.
ne şanslıyız ki, kurucusu olduğun ülkede yaşıyoruz.
bedeni ruhuyla uyum içinde... daha ne ister, ne bekler ki kişi gözünün önündeki örnekten.
güne güzel başlamamı sağlayan izleti oldu.
hele ilk saniyeler, o gözler ışık saçıyor ya böyle; işte o gözlerin uğruna oğluma ışık adını koydum.
o saniyeleri her izlediğimde, aynı kalbe bıçak saplanma hissini yaşıyorum, hiç değişmedi.
bazen uzun uzun düşünüp hayret ediyorum, bir kişi nasıl bu kadar tastamam olabilir diye.
olabiliyormuş...hem de bize ait, bize özel,
adı; tanrı'nın varlığını istetiyor, güzel kişilerin sonsuzlukta yaşadığını bilmek...ne bileyim,
bir umut işte.
"ne hale geldiğimizi görse üzülür müydü?" şeklinde düşünceler oluşturan insan. yüzünden yorgunluk aksa bile tek bir gram pişmanlık izi yok.
bu ülkede her değerin içi boşaltılabilir ve geri dönüşü bir şekilde mümkündür. ancak atatürk'ün fikirleri ve değerlerinin içi boşaltıldığında bu ülke artık kimliğini kaybetmiş demektir. putlaştırıyorsunuz deyip mahalledeki bakkal kadar saygı göstermeyen hergelelerin ders alması gerekir.
aslan parçasına bak be! heyt bee! sabah sabah gözlerim doldu. bi huzur geldi içime. 3:04'te elini öpmek isteyen baş örtülü teyzeme ne kadar nüktedan öğretiyor öpmemesi gerektiğini. sonda yine başı örtülü teyzeme nasıl sevgi dolu bakıyor. göstermediler senin bu hallerini senden nefret edenlere be paşam. biz de gösteremedik. anlatamadık. anlamak istemdiler. ama bak bak nasıl geziyor korumasız ülkesinin topraklarını. köylü dedelerimizle gazi paşam nasıl tarla sürüyor, yemek masasındaki duruşa bak, asalete bak. koca yürekli adam. denizdeki göbüşe bak. çocuk sevgisine bak. ulan gözlerine bak gözlerine, ufacık nefret yok nefret paşamda. koca ülke kurmuş kibirden eser yok. jantiliğine, gülümsemene, o sigarayı tüttürüşüne, kahveyi içişine, yaptığın esprilere, kalıbına, tırnağına kurban olsunlar senin be paşa! ama işte o son rakıyı içmeyecektin, az içecektin.
toprağın bol olsun, allah senin ve silah arkadaşlarının, o günleri yaşayan tüm vatan sevdalılarının günahlarını affetsin. hepinize cennetine girmeyi nasip etsin. muhabbetiyle ödüllendirsin inşallah sizleri. öptürmezsin ama ellerinden öperim. yolundayız, buradayız!