SANAT 9 Ekim 2025
1,3b OKUNMA     58 PAYLAŞIM

Mona Lisa Tablosunun 1963 Yılındaki Sıra Dışı Amerika Seyahati

Amerikalılar, 1963 yılında Louvre Müzesi'ne gitmeden Mona Lisa tablosunu görme şansı yakaladı.

bugün mona lisa’yı görmek isteyen herkesin yolu paris’teki louvre müzesi’ne düşer. ancak 1963 yılında, kısa bir süreliğine amerikalılar bu meşhur tabloyu kendi ülkelerinde görme şansına sahipti. leonardo da vinci’nin bu eşsiz eseri, washington d.c.’deki ulusal sanat galerisi’ne ve ardından new york’taki metropolitan sanat müzesi’ne götürüldü. bu, tablonun amerika kıtasına yaptığı ilk ve muhtemelen son ziyaretti.

bu sıra dışı ziyareti mümkün kılan kişi ise dönemin first lady’si jacqueline kennedy oldu. fransızca’yı akıcı şekilde konuşan kennedy, beyaz saray’daki bir akşam yemeğinde fransız kültür bakanı andre malraux’ya tabloyu amerika’da sergileme fikrini bizzat iletti. amacı, bu serginin hem amerika’nın kültürel imajını güçlendireceğini hem de fransa ile olan dostluğu pekiştireceğini göstermekti.

fransa’da birçok sanat uzmanı bu fikre karşı çıktı. 1503’te yapılmış olan bu kırılgan eserin yolculuk sırasında zarar görebileceğinden endişe ediliyordu. ancak tüm bu itirazlara rağmen seyahat planı onaylandı ve güvenlik önlemleri en üst seviyeye çıkarıldı. mona lisa, s.s. france adlı lüks bir gemide, normalde bir yolcuya 2.000 dolara mal olacak özel bir süitte taşındı.

dört güvenlik görevlisi ve üç müze yetkilisi tabloyu sürekli gözetim altında tuttu.
new york limanına ulaştığında klima sistemli bir araca yerleştirildi ve washington’a doğru yola çıkarıldı.


yolculuk sırasında araç bir benzin istasyonunda kısa bir mola bile verdi. muhtemelen mona lisa’nın bir sosisliye en çok yaklaştığı an da buydu :)

1963 yılının ocak ayı boyunca tablo washington’da sergilendi ve üç haftada yarım milyondan fazla kişi onu görmek için saatlerce kuyrukta bekledi. daha sonra new york’a götürüldü ve orada da büyük ilgi gördü.

yaklaşık bir ay süren bu serüvenin ardından mona lisa, hiçbir zarar görmeden fransa’ya geri götürüldü.

bugün hâlâ bu ziyaret, sanat tarihinde benzersiz bir olay olarak hatırlanıyor. hem diplomatik bir başarı, hem de kültürel bir anı olarak…