michelle von emster, san francisco, kaliforniya'da yaşayan 25 yaşındaki bir okyanus aşığıydı. her gününü sörf yaparak, yüzerek ve sahilde meditasyon yaparak geçiriyordu.

14 nisan 1994 gecesi oda arkadaşıyla pink floyd konserine katılmak için dışarı çıktı, ancak ikisi de yanlış bilet aldıklarını fark etti. michele eve dönerken biraz kafasını dağıtmak için arkadaşından kendisini o sırada kaldığı evden pek uzak olmayan ocean beach'teki bir iskeleye bırakmasını istedi ve arkadaşı da akşam 8 civarında kendisini iskeleye bıraktı. ertesi gün, 2 sörfçü sunset kayalıklarındaki yerin aşağısında çıplak bir kadın gördüler ve hemen yetkilere haber verdiler.

cansız bedenin önce michele von emster ait olduğu tespit edildi ve ardından hemen soruşturma başlatıldı. cansız beden üzerinde yapılan incelemede bazı takılar dışında hiçbir şey olmadığı, sağ bacağının uyluk kemiğinden itibaren tamamen koptuğu, vücutta büyük bir doku kaybı ve yırtılma tipi yaralar olduğu, bedenin bazı yaraları hayattayken aldığı tespit edildi. ayrıca, leğen kemiği kötü parçalanmış, boynu ve kaburgaları kırılmış, yüzünde ve gövdesinde çeşitli sıyrıklar ve çürükler oluşmuştu. ağzında, akciğerlerinde, boğazında ve midesinde büyük miktarda da kum bulundu. otopsi ayrıca çok kısa bir süre suda kaldığı sonucuna ulaştı.

ilk düşünülen şey, bunun bir köpekbalığı saldırısı olduğuydu; muhtemelen michele o akşam 12 civarında spontane bir şekilde yüzmeye karar verdi ve büyük beyaz köpekbalığı tarafından saldırıya uğradı. yaşadığı ağır kan kaybından ötürü daha sonra beden karaya vurdu, ancak daha sonra otopsiyi yapan doktorun daha önce böyle bir vakayla karşılaşmadığı belirtildi, ayrıca maktulün kıyafetleri sahilde yoktu ya birileri çalmıştı ya da saldırıya uğramıştı çünkü o akşam giydiği yeşil pardösü ve çantası bedenin tespit edildiği yerden yaklaşık iki mil uzakta bulundu. polis olayın büyük beyaz köpekbalığı saldırısı sonucu meydana geldiğinde ısrar etse de bazı uzmanlar aynı fikirde de değildi. bir köpekbalığı uzmanı olan ralph collier, kalıntıları incelediğinde ‘’bir beyaz köpekbalığı uzvun bir kısmını ısırdığında kırılma temizdir, bu neredeyse bir masa testeresinde işlem yapmak gibidir. michelle'in uyluk kemiğinden geriye kalanlar hiç de öyle değildi. bir bambu parçasını alıp bıçakla yonttuğunuzda olanlara benziyordu. bu tür yaralanmalar kemiğin büyük bir güç altında bükülmesiyle oluşur. yıllar içinde incelediğim 100’den fazla vakaya tekrar baktım ve hiçbir kemiğin böyle olduğunu görmedim. üstelik, ne büyük beyazın dişlerinin bıraktığı belirgin bir iz ne de köpekbalığından geriye kalan bir diş yoktu, bu bölgede köpekbalığı saldırıları çok nadir görülür. michelle'in bacağı koptuktan sonra kumun varlığı da tuhaf. hasar femoral sinirini koparsaydı hızla kan kaybından ölmüş olurdu ama midesinde kum olması için kumla temas ettiğinde büyük bir nefes alması gerek. bu vakada beyaz köpekbalığı davranışına uymayan çok fazla şey var.’’ dedi. olay o kadar karışıktı ki bir grup adli tıp uzmanı; ölümünden sonra denize atılıp köpekbalığı tarafından parçalandığını, diğer grup ise bacağın olmayışının sadece bir büyük beyaz tarafından meydana gelebileceğini söyledi.

olası şüphelilerden biri, michele'in ölümünden kısa bir süre önce kendisini takip ettiğinden şikâyet ettiği biriydi. bu kişinin kimliği hiçbir zaman tespit edilemedi. bir diğeriyse michelle ile randevulaşan, tuhaf bir şekilde michele'in ölümünden sonra köpekbalığıyla alakalı bir şiiri olan edwin decker’di. decker sorgulandığında, michele’in çıplak yüzmeyi sevdiğini, sadece arkadaş olduklarını söyledi, bir süre sonra ise michele'in ölümüne neyin sebep olduğunu bulmak için yardımcı olmak istedi. michele'in kayalıklardan düştüğü, sahilde rastgele saldırıya uğradığı, bir arabanın çarpıp attığı, çıplak yüzerken bir teknenin çarptığı ya da intihar ettiği gibi çok fazla teori ortaya atıldı, michelle kısa bir süre önce kanseri yenmişti ve ailesi madde kullanmadığını söyleyip davanın sürmesini istese de olay köpekbalığı saldırısı olarak kapatıldı….

kaynak