TARİH 19 Ağustos 2025
11,2b OKUNMA     176 PAYLAŞIM

Kıbrıs'ın Tamamı 1974'te Neden Alınmadı?

1974'teki Kıbrıs Barış Harekatı'nda neden Ada'nın tamamı alınmadı?

bir olaydan 50 yıl sonra ahkâm kesmek kolay, ama 1974'te dünya haritası masada duruyordu ve o masada sadece bizim hayallerimiz değil, süper güçlerin parmakları, ingiliz üslerinin gölgesi ve soğuk savaş denklemi vardı.

1. türkiye 1974'te kıbrıs'a “garantör ülke” sıfatıyla müdahale etti

bu müdahale, zürih ve londra anlaşmalarının verdiği sınırlı bir hakka dayanıyordu. adanın tamamını almak demek, o sınırı aşıp “işgalci” damgasını yemeye razı olmak demekti. bm'den abd'ye, sovyetler birliği'nden ingiltere'ye kadar herkesin tetiğe bastığı bir dönemde bu hamleyi yapmak, “gelin savaşalım” demekten farksız olurdu.


2. “ecevit engel oldu, erbakan haklıydı” masalı biraz fazla basit kaçıyor

o dönem hükümet, askeri kapasite, lojistik sınırlar ve uluslararası baskı arasında cambazlık yapıyordu. türkiye'nin askeri gücü sınırlıydı, karargâhlar arasında ciddi görüş ayrılıkları vardı, amerikan ambargosu riski masadaydı. ingiliz üslerinin olduğu bir adayı tamamen işgal etmeye kalkmak, bırak “huzur”u, doğrudan nato ile papaz olmaktı.

kaldı ki, “tam fetih” dediğin işte adanın güneyinde yaşayan yüz binlerce rum nüfusu ne yapacaktın? türkiye'nin o dönemde, hemen her alanda kırılgan bir ekonomisi ve uluslararası yalnızlığı varken, işgal sonrası yönetimi, direnişi, isyanı, ablukayı göze almak kaç kişinin aklına yatardı?

3. soğuk savaş'ta herkesin bir gözü akdeniz'deydi

sscb, yunanistan'a ya da kıbrıs'a gireceğim derse, abd'nin de doğrudan devreye girmesi an meselesiydi. türkiye bir adım fazla atsaydı, bırak “huzuru”, ambargo ve tam izolasyon, hatta askeri bir müdahale ile karşı karşıya kalacaktı.

abd'nin 1974'teki ambargosu bile ülkeyi yıllarca sarsmışken, adanın tamamı alınsa ne olacağı az çok belli: yalnızlık, sefalet ve yıllarca sürecek yeni krizler.


4. erbakan'ın o ünlü “girdik mi yarım bırakmak olmaz” lafı, iç politikada popüler, dış politikada ise karşılığı olmayan bir slogandı

devlet dediğin şey, sokak ağzıyla yönetilmez; hele ki soğuk savaş ortasında, her hamleni on kez ölçüp biçmen gerekir.

5. “bugün huzur olurdu” diyenler, tarihte bir adanın tamamının işgal edilip de orada huzurun hüküm sürdüğü kaç örnek gösterebilir? 

etnik temizlik mi yapacaktın, her rum'u sürecek miydin?

herkesin kolayca slogan attığı yerde, tarih hep o slogancıları hüsrana uğratır.
bugün türkiye kuzey kıbrıs'ta statükoyu koruyarak, en azından kendi lehine bir denge oluşturdu. adanın tamamı alınsaydı, muhtemelen türkiye suriye benzeri bir bataklığa saplanacak, hem içeride hem dışarıda nefes alamaz hale gelecekti.


özetle

mesele, “erbakan hoca haklıydı” kolaycılığıyla, ülke yönetmeyi karıştıranların hayalleriyle açıklanamaz. tarih, ahkâm kesenlerin değil, masanın ağırlığını bilenlerin yazdığı bir hikâyedir.

bazen, yarım bırakmak “huzursuzluk” değil, hayatta kalmanın ve uzun vadede kazanmanın tek yoludur.