İstihbarat Servisleri Adına Çalışan Ünlü İsimler
christopher lee
kraliyet hava kuvvetleri'nde istihbarat subayıydı. 6 dil bilmesinin yanı sıra ian fleming'in de anne tarafından üvey kuzenidir. (''kuzen'' dediğime de bakmayın; lee'nin annesi, 2. evliliğini fleming'in dayısı ile yapmış. behzat ç.'deki cinayetler gibi şema çizerek anlatılacak bir akrabalık aslında.* lee bu akrabalığa güvenip ilk bond filminde dr. no rolünü kapmak istemiş ancak bir bond filminde oynamak scaramanga rolü ile nasip olmuş. ayrıca bu istihbaratçılık ve savaş anıları konusunda da abartıyor, sallıyor vs. de diyorlar rahmetli için ama sağlığında okültizm ile de haşır neşir olmuş bir insanı mezarında rahatsız etmek istemem. the devil rides out'a bir devam filmi çektirmeyelim.)
haim topol
mossad adına bir arap ülkesi elçiliğini dinlemek için yapılan operasyona katıldığı, elçiliğin yanına dişçi muayenesi görünümünde bir ofis açarak dinleme yaptıkları öldükten sonra basına yansımıştı.
julia child
ünlü şef, 2. dünya savaşı sırasında orduya gönüllü olarak katılmak istemiş ancak boyu 1,88 olduğu için aranan şartları aştığından cia'in öncülü olan oss'e yönlendirilmiş ve oss'in meşhur şefi william j. donovan(nam-ı diğer ''wild bill'') 'in ofisinde sekreter olarak görev yaptıktan sonra sri lanka ve çin'de görevlendirilmiş ve görev sırasında tanıştığı kendisi gibi bir ajan olan paul child ile evlenmişti. kocasının dış görevlerinde yalnızlıktan sıkıldığı için yemek yapmaya sarmış ve bu hobisi de casusluk sonrası yeni bir hayatın kapısını aralamasına vesile olmuştu.
moe berg
beyzbol oyuncusu iken cia tarafından angaje edilerek naziler'in atom bombası üretmesinin önüne geçmek için werner heisenberg'le görüşmesi ve gerekirse kendisini öldürmesi emredilmiş ancak heisenberg'in niyetine inanan berg olumlu rapor verince suikast iptal edilmiş ve bu hizmetinin anısına moe berg'e ait imzalı bir beyzbol koleksiyon kartı langley'de sergilenmeye başlanmıştı. (''the catcher was a spy'' diye filmi de vardır hatta, berg'i paul rudd canlandırmıştı.)
roald dahl
kraliyet hava kuvvetleri'nde pilotken yaralandıktan sonra ingiliz istihbarat koordinasyon birimi'nde mi6 adına kanadalı ve amerikalı meslektaşlarıyla irtibat görevlisi olarak görev yapmıştı. (oompa loompaları suikastçi falan yapabilirmiş aslında.)
frank sinatra
baba bush'un kardeşi jonathan bush ile olan dostluğu sayesinde cia'e gönüllü olarak başvurmuş, sıkça seyahat edip iran şahı, prens philip gibi dönemin dünyaca ünlü insanlarıyla kolayca görüşebildiği için duruma sıcak bakılmış ama sinatra'nın esas niyetinin, las vegas'taki bir kumarhane lisansındaki usülsüzlük iddiaları ile ilgili fbi'ın yürüttüğü bir soruşturmadan kaçmak olduğu ortaya çıkınca cia tarafından herhangi bir yardım talebinde bulunulmamış. ancak sinatra'nın kızı babasının bir dönem, cia tarafından kurye olarak kullanıldığını iddia ediyor.
ernest hemingway
hemingway de küba'dayken gönüllü olarak naziler hakkında bilgi toplayıp abd büyükelçisi aracılığıyla istihbarat servisine iletmek için balıkçılar, barmenler, hayat kadınları vs. tanıdığı insanlardan bir muhbir ağı kurup kendi teknesiyle denize açılarak nazi faaliyetlerini araştırmış ancak işler bir noktadan sonra graham greene'nin ''our man in havana'' romanına dönmüş. ilginç olansa greene'nin de mi6'e katılmak istemesi, hatta eğitim döneminde amirlerinden meşhur hain kim philby olması (philby'nin ''my silent war'' adlı meşhur otobiyografisinin önsözünü greene yazmıştır yıllar sonra.) ve 2. dünya savaşının sonlarına doğru kendisinde ışık görülmediği için ''sen gelme ulan ayı!'' denilerek mi6 ile ilişkisinin noktalanması ve yıllar sonra yazdığı meşhur casusluk romanı ''our man in havana'' filme uyarlandığı zaman geçmişin iki amatör casusu olan greene ve hemingway küba'da bir araya gelmiş olması. hemingway rezaletinden sonra teşkilat bir daha asla amatörlerle çalışmama kararı almış. ernest volkman'ın ''secret intelligence'' ** adlı kitabının ''papa's crook factory'' bölümünde detaylıca anlatılıyordu.
...
john le carre ve ian fleming'i yazmaya gerek duymadım ama fleming'e casus romanları yazma konusunda ilham kaynağı olan ünlü yazar somerset maugham'ın da birinci dünya savaşı sırasında istihbaratçı olduğunu belirtmeden geçmeyeyim.
ülkemizde mit'ten ödenek almış çok meşhur gazeteciler de var geçmişte. hatta deli yürek dizisindeki savaş doğan karakteriyle ortaya karışık olarak ekrana da geldi çevirdikleri işler.
istihbarat servisleri; gazeteciler ve netameli bölgelerde görev yapan muhabirlerle illa ki temas ediyor zaten. geçtiğimiz aylarda basınımızda, ingiliz the times'ın yayınladığı bir cia belgesine dayandırılan eski bir haber kaynak gösterilerek(2009'un haberini 2025'de fark etmiş bizim acar gazeteciler!*) v. murad'ın torununun kızı, gazeteci kenize murad'ın cia için çalıştığı iddia edilmişti, epey bir yerde haber oldu hatta ama sonra kenize murad; ortadoğu'da muhabirlik yaptığı dönemde iran'la ilgili faaliyet yürütmesi için cia'den teklif aldığını ancak çalışmayı kabul etmediğini açıkladı mesela.şöyle bir cia raporunun 7. sayfasında murad'ın fransız ''le nouvel observateur'' dergisi için yaptığı bir haber kullanılmış.