SEYAHAT 27 Kasım 2018
59b OKUNMA     844 PAYLAŞIM

Interrail Yapacaklara Altın Değerinde Tavsiyeler

Interrail nedir? Interrail yaparken nelere dikkat etmek gerekir? Interrail rotası nasıl oluşturulur? Yanıma neler almalıyım? Bu ve daha fazla sorunun cevabı içeriğimizde.

1. genel bilgiler

1.1. interrail nedir?

interrail denilen şey internetten kısa bir araştırmayla da bulabileceğiniz gibi, size belirli ülkelerde trenlere ücretsiz veya az bir ek ücretle binme hakkı tanıyan bir bilettir. size bunun dışında ekstra hiç bir şey sağlamaz. sizin hangi trene ne zaman bineceğinize, nerede kalacağınıza, ne yiyeceğinize karışmazlar. adamlar "al kardeşim şu bileti şu kadar gün istediğin trene bin, gez eğlen" diyorlar sadece. bir nevi toplu taşımadaki aylık kartlar gibi. hangi ülkelerde geçerli olduğunu öğrenmek istiyorsanız, buyurun; http://www.interrailnet.com/countries

1.2. bilet çeşitleri & fiyatlar

öncelikle interrail biletini herkes alabilir. dikkat ettikleri tek bir şey var. 26 yaşın altında olup olmadığınıza bakıyorlar. altındaysanız biletler ucuza geliyor, üstündeyseniz daha pahalıya satıyorlar. (üstündeyseniz bile avrupa'da ki tren fiyatlarını göz önüne alırsak oldukça ucuza geliyor) ben 26 yaşın altına göre bilet fiyatlarını yazacağım.

2 ana kategoride inceliyoruz biletleri. global pass dedikleri tüm üye ülkelerde geçerli olan bilet ve de one country pass dedikleri tek ülkede geçerli olan bilet.

önce one country pass'ı açıklayalım. çeviriyi yanlış anlayıp tek ülke geç falan diye çevirmeyin. burada ki pass, paso anlamında. yani ispanya için alıyorsanız sadece ispanya'da kullanabiliyorsunuz bunu. 1 ayda size 3,4,6 ya da 8 günlük yolculuk hakkı tanınıyor. yani bir ayda belirtilen gün kadar kullanabiliyorsunuz. hangi günlerde kullanacağınız size bağlı. orada bir sınırlama yok. fiyatlar seçeceğiniz ülkeye göre ve de gün sayısına göre değişiyor. en ucuzu 51 euro, en pahalısı 211 euro. bu pek işimize yarayan bir bilet türü değil.

şimdi bizi asıl ilgilendiren global pass bilet türünü açıklayalım. bu tüm ülkelerde kullanabileceğimiz bir bilet. kendi içinde ikiye ayrılıyor. sürekli geçerli olan ve de flexi dedikleri bazı günlerde geçerli olan. sürekli geçerli olan bileti çok şehir görmek isteyenler için ve de kafası rahat etmek isteyenler için tavsiye ederim. bu sistemde 15,22 ve 30 günlük seçenekler var. 22 günlük bir bilet aldıysanız, 22 gün boyunca istediğiniz kadar trene binebilirsiniz. gün ve sayı sıralaması yok. fiyatları ise sırasıyla 298 euro, 329 euro ve 422 euro. flexi sistem ise az seyahat edip çok konaklayacaklar için ideal. yani gittiğiniz her şehirde en az 2 gün kalacaksanız bu sizin için doğru tercih. 10 günde 5 gün seyahat hakkı veren ve de 22 günde 10 gün seyahat hakkı veren olmak üzere iki seçenek var. fiyatları sırasıyla 175 euro ve 257 euro. flexi sistemde seçtiğiniz günlerde yolculuk yapabiliyorsunuz ve atıyorum 22 günde 10 günlük bileti aldıysanız, 22 gün içerisinde sadece 10 gün tren kullanabiliyorsunuz. bir kaç ayrıntısı da var. mesela akşam 7'den sonra trene binerseniz ertesi günü kullanmış oluyorsunuz falan filan.

1.1.3 bileti nereden alabilirsiniz?

istediğiniz bir tcdd garından ya da gideceğiniz ülkelerde ki tren garlarından alabilirsiniz. ben şahsen istanbul'da gençtur'dan aldım. tavsiye ederim. burada dikkat etmeniz gereken şey, bir çok garda interrail biletinin ne olduğunu bilmeyen memurlara rastlayabilirsiniz o yüzden en temizi büyük bir yerden almak.

son olarak bu bölümü anlatmayı pek sevmediğim için bu kadarlık bir bilgi vermiş olayım. fazlası için gençtur'un internet sitesini ziyaret edebilirsiniz: http://ulasim.genctur.com.tr/node/73


2. yolculuk öncesi

2.1. karar verilmesi ve yol arkadaşı mevzuları

interrail hevesi genellikle üniversitenin ilk yıllarında ortaya çıkan bir şeydi ama bilinirliliğinin artmasıyla beraber yavaş yavaş lise seviyesine inmeye başladı. kimisi yeni yerler görme isteğiyle, kimisi yurt dışına çıkma isteğiyle kimisi de macera için bu yola çıkıyor ama genellikle ortak olan bir kaç sorun var. yaz tatillerinin sınav, staj ya da iş dolayısıyla dolu olması, paranın denkleştirilememesi ve de en genel sorun olan kış aylarında bu yaz interrail yapalım diyen arkadaşın yaz gelince sizi satması. birinci problem için yapabileceğimiz bir şey yok. akıllı olun çok çalışın, yaza ders bırakmayın. ikinci problem sizin iradenizle ilgili. interrail için çok fazla bir paraya ihtiyaç yok. sene boyunca her ay bir kenara koyacağınız 150-200 lira ya da yazın herhangi bir yerde asgari ücretle çalışacağınız 1-2 aylık bir iş size gerekli miktarı sağlayacaktır. maliyetlere daha sonra değineceğim. üçüncü problem olan arkadaşın sizi satması olayına gelirsek, arkadaşınızı bekleyecek olursanız avrupa'yı nah görürsünüz. bunları arkadaşlarını 5 yıl bekleyen birisi olarak söylüyorum. yapacağınız şey basit, keyfin bilir diyerek yolculuğa tek başınıza çıkmanız. çıkılır mı ki demeyin gayet de güzel olur ve harika bir deneyim olur sizin için. zorluklara karşı tek başınıza mücadele edecek olmanız, kendi kararlarınızı verecek olmanız, kimseye bağlı olmadan özgürlüğün tadını çıkaracak olmanız ve de en önemlisi hiç tanımadığınız topraklarda bir çok arkadaş edinecek olmanız döndüğünüzde ise sahip olacağınız özgüven hiç bir şeye değişilmez.

tek başına ve de grupla interrail yapmanın fayda ve zararlarına da değineyim hemen. tek başına çıkmanın faydaları; avrupa'da tek başına seyahat eden bir çok gezgin var ve tek başınıza olmanız hem sizin onlarla hem de onların sizinle iletişim kurmasını kolaylaştıracaktır. karar vermede özgür olacaksınız, istediğiniz zaman yatıp istediğiniz zaman istediğiniz şehre gidebileceksiniz. sorun çıkaran ya da bahane uyduran bir arkadaşınız olmayacak. grupla gezdiğiniz zaman birbirinizle muhabbet etmekten yeni insanlar tanımaya zaman bulamayacaksınız. tek olduğunuz zaman yalnızlığın da verdiği gazla sürekli insanlarla tanışma gayretinde olacaksınız. faydalarına bir önceki paragrafta yazdığım maddeleri de ekleyebiliriz. son olarak hosteller de ve de trenlerde tek başınıza yer bulmanız çok daha kolay olacaktır. (couchsurfing'de dahil) 

dezavantajları da var tabi ki, güvenlik açısından birden fazla kişiyle gezmek kadar güvenli olmayacaktır yalnız seyahat etmek. (ben 1 ay boyunca herhangi bir sorunla karşılaşmadım) dışarıda uyumanız gerekirse rahat bir uyku çekemeyebilirsiniz. ıssız rotalarda arkadaşsız kalabilirsiniz, tanımadığınız kişilere fotoğrafınızı çektirirken ciddi pozlar vermek zorunda kalabilirsiniz. grupla interrail yapmaya bakacak olursak, bence en ideal grup 2, maksimum 3 kişiden oluşmalı. kadın erkek karışık bir grupsa 4'e kadar çıkabilir bu sayı. sakın ama sakın 4 erkek interrail'e çıkayım demeyin. hatta 3 kişi çıkıyorsanız bile eğer 1'den fazla lider ruhlu ya da dik başlı adam varsa yine çıkmayın. yolculuğunuz kavga gürültü içinde geçer. her kafadan ayrı bir sesin çıkması kadar kötü bir şey olamaz yolculukta. arkadaşın yolculukta tanınacağı üzerine bir söz vardır ki bu çok doğrudur. o yüzden birbiriyle iyi anlaşan 2 kişi ya da aralarından 1 kişiyi grup başkanı tayin eden 3 kişi bu yolculuk için idealdir.

avantajlarına gelirsek, pansiyonlarda oda kapatıp ucuza kalabilirsiniz, sıkıldığınızda çeşitli oyunlar oynayıp zaman geçirebilir, yediğiniz yemekleri ucuza getirebilir, sayınızla dosta güven düşmana korku salabilirsiniz, birbirinizin saçma sapan yüzlerce fotoğrafını çekebilir ve de en güzeli yıllar geçse bile eşinize dostunuza anlatabileceğiniz ortak bir anınız olmuş olur. dezavantajları ise, yolda ya da trende kendi anadilinizi konuştuğunuz için pek kimse sizinle muhabbet açmaz, herkesin farklı bir şey yemek istemesi, farklı bir yere gitmek istemesi gibi durumlar sık sık ortaya çıkar ve kavga edersiniz, tren ve hostellerde o kadar boş yatak bulmakta zorlanabilirsiniz vs.

bu konuda karar sizin. tek başına interrail yapmış birisi olarak size önerim tek başınıza ya da 2 kişi ile bu yolculuğu yapmanız. bu konuda ayrıntılı bilgi için:


2.2.rota

rota çizimini çok abartmamak gerekiyor. öncelikle karar vermeniz gereken şey şu. ne amaçla bu seyahate çıkıyorsunuz? yolculuk temanız ne olacak? tarihi, turistik yerler mi? doğal güzellikler mi? alışveriş mi? vs vs çok klasik bir rota var ve her 3 türk gencinden 2'si aşağı yukarı bu rotayı takip ediyor. uçakla italya'ya gidip, sonra sırasıyla fransa, ispanya, tekrar fransa, belçika, hollanda, almanya, isviçre üzerinden yeniden italya'ya dönüyor. üç aşağı beş yukarı rota bu şekilde oluyor. sebebi gayet basit. popüler olan şehirleri yani roma, venedik, madrid, barcelona, paris, brüksel, brugge, amsterdam, berlin, basel vs bu rota ile aradan çıkarılmış oluyor. insanlar bu şekilde rota üzerinde pek uğraşmadan aradan çıkarmış oluyorlar. bu bir seçenektir ama halihazırda herkesin yürüdüğü bir yoldan yürümek size ne katacaktır bilemiyorum. rota konusunda farklılık yaratıp kendi rotanızı çizmenizi öneririm.

peki rotayı çizerken nelere dikkat etmeliyiz? öncelikle az önce yazdığım gibi yolculuğunuzun temasını belirleyin. daha sonra önünüze avrupa haritasını açın. merakınız şehirleri görmek üzerineyse işiniz kolay, görmek istediğiniz şehirleri haritada işaretleyin ve bekleyin. yok eğer merakınız doğal güzellikler üzerineyse özellikle kuzey ve orta avrupa eksenli bir rota çizmeniz gerekecektir ki bu ayrıntılı bir araştırma gerektiriyor. bu tarz bir gezi için anahtar kelimeleriniz alp dağları, ulusal parklar, göller ve de avrupa'da ki yürüyüş rotaları olsun. (alp dağlarının geçtiği hemen her ülke bu konuda çok zengin içeriğe sahip. aklınızda bulunsun) bu tamamen sizin yeteneğinize kalmış çünkü avrupa'da belki de hiçbirimizin bilmediği güzellikte yerler var ki bunları araştırmadan öğrenemeyiz. (bu rotaya irlanda'yı da ekleyebiliriz) tercihiniz tarihi yerler üzerine olacaksa; italya bu rotanın olmazsa olmazı. sonrası için çek cumhuriyeti, avusturya, macaristan, polonya, ingiltere gibi ülkeler ilk akla gelenler. bu liste uzar gider. kısacası temamızı belirliyoruz sonrasında gideceğimiz yerleri işaretliyoruz. daha sonra bu ülkeler arasında ki mesafeleri göz önünde bulundurarak bunları sıraya diziyoruz. sıraya dizerken yolculuk sürelerini ve de ülkeler arasında doğrudan tren seferi olup olmadığına dikkat etmeniz gerekecek ama bu o kadar mühim bir mevzu değil. interrail planlaması yaparken zaten en kafa karıştıran konulardan biri de bu. herkes bir link veriyor ve işte tren saatlerine buradan bakın, yok tren rezervasyon ücretlerine şuradan bakın vs diyerek kafa karışıklığına yol açıyorlar. bunlar mesele değil, kafanıza hiç takmayın.

gezeceğiniz ülkeleri işaretlediniz, göz kararı hangi ülkeden başlayıp hangi sırayla gezeceğinizi de kararlaştırdınız. rotamız neredeyse hazır. burada size tavsiyem hangi şehirde kaç gün kalacağınızı belirleyerek kendinizi kısıtlamamanız. bırakın spontane gelişsin. her bir şehir için +/-1 günlük esneme payınız olsun. bu konuya ilerleyen satırlarda değineceğim. son olarak geziye nasıl başlayıp, bitireceğinize karar verin. istanbul'dan ( ya da başka bir şehirden) uçakla mı başlayacaksınız, trenle mi yoksa otobüs ile mi? (yunanistan'a artık tren seferi yok aklınızda bulunsun) dönüşte aynı yolu mu takip edeceksiniz? benim size önerim eğer rotanızda italya varsa otobüs ile ya da deniz yolu ile atina'ya geçmeniz ve interrail'e oradan başlamanız. sonrasında feribot ile italya'ya geçebilirsiniz. bunu önermemin en büyük nedeni uçakla roma'ya inmeniz durumunda tüm acemiliğinizin roma'ya denk gelecek olması. atina'dan başlamanız sizi yolculuğa alıştıracaktır ve roma'ya ulaşmak için harcayacağınız 2 gün içerisinde atina, patras ve bari gibi 3 şehri gezmiş olacaksınız ve olayın işleyişini öğrenmiş bir şekilde roma'ya ulaşacaksınız. tabi bu tamamen size kalmış. rota belirlenmesi aşağı yukarı böyle idi. şimdi diğer maddelere geçelim.


2.3. maliyet ve bütçe hesaplamaları

bu size kalmış bir olay. kaynakları bol olan kişilere tavsiye vermeyeceğim. onlar zaten yolunu bulur. ben kıt kaynakla seyahat edeceklere ve de kaynaklarının kıt olduğunu düşündüğü için yolculuğa cesaret edemeyenlere yönelik bir yazı yazacağım.

ilk olarak bilmeniz gereken interrail'e çıkacak olursanız 2 çeşit maliyetiniz olacak. sabit maliyetler ve de değişken maliyetler. adından da anlayacağınız üzere sabit maliyetlere yapacak bir şey yok. her şekilde cebinizden çıkacak bu. nedir peki bu sabit maliyetler? interrail bileti için ödeyeceğiniz meblağ, yeşil pasaportunuz yoksa vize için ve de hatta pasaport için ödeyeceğiniz miktar, türkiye'den trenle ayrılamadığınız için ödemeniz gereken otobüs/uçak/gemi bileti ücretleri, yurtdışı çıkış harcı, sırt çantası ve de yol boyunca gerekecek diğer ekipmanlar. sabit maliyetleri çıkışta uçak yerine otobüs kullanarak, biraz daha az kaliteli bir çanta alarak falan düşürebilirsiniz ama çok da ucuza kaçmayın, rezil olma ihtimaliniz var. değişken maliyetlere gelecek olursak, asıl farkı burada yaratıyoruz. değişken maliyetlerin içerisine girenler tamamen sizin lükse kaçıp kaçmayacağınıza bağlı. nedir bu değişken maliyetler? trenlere ödeyeceğiniz rezervasyon ücretleri, yataklı trenle yolculuk yapmak isterseniz yatak ücreti, kalacağınız pansiyona ödeyeceğiniz ücretler, gıda harcamaları, müzelere ve de diğer paralı mekanlara girişte ödeyeceğiniz paralar, kullanıyorsanız eğer içki sigara masrafları vs vs

sabit maliyetlere yapacak pek bir şey yok dedik, o halde değişken maliyetleri nasıl azaltacağımız konusunda konuşalım. olay tamamen sizin ne kadar parasız olduğunuza bağlı. o yüzden hangi kalemlerde ki harcamalarınızı kısacağınıza siz karar vereceksiniz. en parasız adam için konuşacak olursak, a şehrinden b şehrine gittiğinizi düşünün. interrail biletimiz var dolayısıyla şu an için bir harcamamız yok. öncelikle yapmamız gereken a şehrinden b şehrine giderken kullanacağımız trende rezervasyon yaptırmanın zorunlu olup olmadığını ve de ekstra ücretin olup olmadığını öğrenmek. zorunlu olanlarda 2 euro ile 80 euro arasında ekstra ödemeniz gerekiyor. miktar gözünüzü korkutmasın. tren ekstralarına ileride değineceğim o yüzden detaya girmiyorum ama trenler için ortalama 5 euro ekstra ödemeyi gözden çıkarın. bu konuda pek fazla esnek olmayız çünkü kalkıp da 5 euro vermemek için banliyo trenlerini kullanırsanız 4-5 saatinizi fazladan trende harcamış olursunuz ki zaman en büyük hazinemiz bu yolda. miktar eğer çok yüksekse ve de kendinize güveniyorsanız otostop yapabilirsiniz. b şehrine ulaştık, kalacak yer seçimi yapacaksınız. sokakta yatmak bedava ama sırt çantanızı taşımak zorunda kalacaksınız (emanete veririz demeyin, emanetçi parası neredeyse pansiyon parası kadar), dandik bir pansiyonda kalmanın maliyeti birkaç euro, couchsurfing aracılığıyla bulduysanız birilerini hem bedava hem de çantanızı sırtınızda taşımamış olursunuz.

kalacak yeri hallettik, yemek yememiz gerekiyor. ucuza karnınızı iyice doyurmak istiyorsanız süpermarketlerden alacağınız konservelerden ve de ekmeklerden faydalanabilirsiniz. kimi gezginler mc'den hamburger yiyorlar 1 euro'ya ama ne olduğu belli olmayan eti yemeyeceğim için ben konservelere yöneldim. ton balığı konserveleri yaklaşık 2,5 euro. 1 euro'ya da ekmek alırsanız tıka basa karnınızı doyurmuş olabilirsiniz. tabi gittiğiniz şehirlerin meşhur yemeklerini yemek isterseniz maliyetleriniz artacaktır. kahvaltıyı ucuza getirmek için ise yine marketlerden nutella alabilirsiniz. 1 kutu nutella yaklaşık 3 euro ve sizi 1 hafta idare eder. sadece ekmek alarak sabah kahvaltınızı hazır edebilirsiniz. hatta işi iyice çığrından çıkarıp sabah akşam nutella ekmek yerseniz günlük gıda maliyetiniz 2 euro'ya kadar düşer. size kalmış. avrupa'da meyve sebze buralara göre pahalı. değişiklik yapmak isterseniz marketlerden ve de pastanelerden hamur işi alabilirsiniz. neyse konuyu toparlayalım. b şehrine geldik, kalacak yeri hallettik, karnımızı doyurduk. bu aşamadan sonra elinizi cebinize atmak istemiyorsanız giriş ücreti olan mekanlardan uzak durmanız gerekecek. dışarıdan fotoğrafını çekmekle yetineceksiniz. sigara içiyorsanız azaltabilir, alkolü ise yolculuk boyunca tamamen unutabilirsiniz. bunlar maliyetinizi düşürecektir. son olarak şehirlerde toplu taşıma kullanmak yerine yürürseniz günde ortalama 4-5 euro kar edersiniz. unutmayın avrupa şehirleri o kadar da büyük değil. 25'e yakın şehir gezdim ve toplu taşıma olmadan gezmenin imkansız olduğu tek şehir paris bence. roma'da dahil yürünerek gezilebilecek yerler.

özet geçelim. en sık tercih edilen paket olan 22-24 günlük bir interrail size yaklaşık 1250-1350 euro'ya mal olacaktır. bu her sabah nutella, her akşam ton balığı yenerek, geceyi ucuz pansiyonlarda ve de yataklı trenlerde geçirerek, şehirlerdeki bir kaç mekan dışında kalanlarına para verilmeyerek ve de içki sigara kullanmayarak sahip olunacak bir maliyet. kalacak yeri bedavaya getirirseniz, bilet almanız gereken hiçbir mekana girmezseniz, sabah akşam nutella yerseniz bu maliyet bir 100 euro kadar daha düşebilir ama o kadar da sıkmayın kendinizi. benim yaklaşık 1 ay civarında süren yolculuğumun günlük maliyeti ortalama 26 euro civarındaydı (sabit maliyetler hariç). paris'te 75 euro harcayarak zirve yaptım, italyan şehirlerinde ortalama 50 euro harcadım ama öte yandan macaristan ve polonya'da 15 euro civarı harcadım. batıya gittikçe pahalılık artıyor. hele ki isviçre ve lüksemburg'a giderseniz sırf pansiyon için 30 euro'yu özden çıkarmanız gerekebilir ki bu da insanın belini bükmeye yeter. son olarak 30 günlük interrail için 5000 euro ayırın diyen dallamalar olabiliyor, itibar etmeyin. adamların ekonomisini canlandırmaya gitmiyorsunuz, sırt çantanızla avrupa'yı gezeceksiniz altı üstü. günlük bütçeniz 25 euro olursa ölmezsiniz, 30 euro'ya bazı günlerde kendinizi şımartabilirsiniz, 45-50 ideal, 60 euro'ya her boku yaparsınız, 70 fazla. sonuç itibariyle 70'e yapanda avrupa'yı gördüm diyor, 25'e yapan da. (bu miktarlara sabit maliyetler dahil değil. o zaten yola çıkmadan cebinizden çıkıyor.)


2.4. yolculuk hazırlıkları

2.4.1 çanta

ben çekçekli valizle gideceğim abi diyen paragrafın gerisini okumasın zaten. hatta interrail'e de çıkmasın. gitsin turlara katılsın. burada sırt çantasıyla ilgili açıklamalarda bulunacağım. öncelikle sırt çantası sağlığınız ve de yolculuğunuzun rahat geçmesi açısından önemli. trenle pansiyon arasında taşımak dışında zaten pek sırtınızda olmuyor. günübirlik bulunduğunuz şehirlerde ise emanete bırakmadıysanız mecbur sırtınızda olacaktır.

sırt çantası kaç litre olmalı sorusuyla başlayalım. 20 günün üzerinde gidecek olanların çantası en az 70 litre olmalı. (içinde uyku tulumunun olduğunu varsayıyorum.) ben 1 ay 75 litrelik çantayla dolaştım ama bir daha ki sefere 85 litre ile çıkmayı düşünüyorum. hatun kişilerin dayanıksız olduklarını düşünmekten hareketle onlara "ya sen 60 litre alsan yeter" tarzında öneriler verenler var, sallamayın onları. avrupa'daki hatunlar kendi boylarında çantayla dolaşıyorlar. erkek kaç litreyle çıkıyorsa kadında aynı litre çantayla çıksın. hem kambura yatsanız da o çanta sizi güzel gösteriyor merak etmeyin. al bak bu da insan.


çantada marka önemli mi? kaç para verilmeli? nereden alınmalı? marka önemli evet. kimse çantasının dikişlerinin yolculuğun ortasında atmasını istemez. bilindik markalarda böyle bir durumla karşılaşmazsınız ama doğruya doğru bu markaların da fiyatları oldukça yüksek. istanbul'da mercan yokuşunda markasız çantalar bulabilirsiniz. orada çanta fiyatları 100 lira civarında ama bu konuda bir garanti veremem. biz gidip baktık, dikişleri ve de kumaşı uyduruk gözüktü ama oradan taş gibi çantalar da alanlar olmuş. markalı bir çanta alacak olursanız eğer, bakmanız gereken markalar; deuter, the north face, millet, lowe alpine, karrimor ve de mammut olabilir. bu markaların fiyatları ise 250 liradan başlar, 1000 liraya kadar gider. ikinci el almak ya da eşten dosttan ödünç almak gibi bir seçeneği de göz önünde bulundurun ve marka bir çanta alacaksanız onu ne kadar kullanacağınızı kendinize sorun. döner dönmez bir kenara atacaksanız paranıza yazık etmeyin.

2.4.2 çantaya konulacaklar

bunun için boş bir kağıdı odanızın duvarına asmanız ve de aklınıza geldikçe doldurmanız yararınıza olacaktır. yok ben tembelim diyorsanız size örnek bir götürülecekler listesi yazayım.

bilet, pasaport, interrail haritası, otobüs/uçak biletiniz, kredik kartı, bankamatik kartı, bel cüzdanı, telefon, şarj cihazı, fotoğraf makinası & şarjı, yeriniz varsa ufak bir tripod (gece çekimi için olmazsa olmaz), mp3, orta boy asma kilit, ufağından şampuan ve duş jeli, tırnak makası, tıraş bıçağı, deodorant, parfüm, battaniye ( uçakta verilen tarzda, yer kaplamayan), banyo havlusu(plaj havlusu götürün az yer kaplasın), yağmurluk/mont (mevsimine göre), sandalet/terlik (pansiyonlarda duşa girerken lazım), günlük tutmak için not defteri/kalem, ıslak mendil, güneş gözlüğü, kullanıyorsanız lens, kıyafet ( 3 günde bir değişecek şekilde ve de 10 günde bir toptan yıkayacağınızı düşünerek alın. yani 22 günlük bir yolculuk için 4 tişört, 3 pantolon/şort ve de 1 adet kalın kıyafet), şapka, sözlük, lif/kese, buzdolabı poşeti, isic (öğrenci kartı), ilaç (aspirin, ercefurly, supradyn, talcid, gamaflex, hametan), diş fırçası/macunu, uyku tulumu, mat, küçük bir sırt çantası.(şehir içi geziler için) (outdoor mağazalarından termal battaniye de alabilirsiniz.)

mat ve uyku tulumu faydalı olacak şeyler. matınızı zaten çantanızın dışına tutturuyorsunuz. uyku tulumunuz benimki gibi top şeklindeyse çantanızın içinde taşımanız gerekecek, eğer silindir şeklinde ise onu da çantanın dışına tutturabilirsiniz. uyku tulumu sadece dışarıda yatmanız gerekirken gerekli olan bir şey değil. aynı zamanda yatakları pis olan pansiyonlarda kalıyorken nevresim görevi görecektir. ayrıca feribotta da soğuktan donmamanızı sağlar. almanızı tavsiye ederim. zaten yazın interrail yapacaksanız çok ahım şahım bir uyku tulumu götürmeniz gerekmez.

listemiz üç aşağı beş yukarı böyle. bir kaç ekleme çıkarma yapılabilir. hepsini toplasanız 15 kilo eder etmez. ben 18 kilo ile yola çıktım aynı ağırlıkla geri döndüm. buraya bir not düşelim; çıkmadan evde börekler çörekler yaptırıp çantaya atmanız faydalı olacaktır. kim taşıyacak diye ya da bayatlar diye düşünmeyin. her zaman yemek bulamayabiliyorsunuz.


2.4.3. türkiye'den çıkış

bu konuda da sizi bilgilendireyim. ben yeterli bilgi bulamamıştım. interrail biletiniz türkiye'de geçerli değil. (vatandaşı olduğunuz ülkede kullanamıyorsunuz) yani biletinizin geçerliliği türkiye sınırları dışında başlıyor.

türkiye'den çıkarken birkaç yol var. uçakla x ülkesine giderek başlayabilirsiniz. (bunu açıklama gereği duymuyorum) yunanistan üzerinden gidecekler için; istanbul'dan hareket ediyorsanız, erken tarihte alabileceğiniz uçak biletiyle atina'ya ucuza uçabilirsiniz. ikinci yol otobüs ile selanik'e ya da atina'ya gidebilirsiniz. otobüs atina'ya yaklaşık 16 saatte varıyor ama kesinlikle sıkılmıyorsunuz. gece yarısı sınır kapısında 2 saate yakın oyalanıyorsunuz sonrasında ise interrail maceranız başlamış oluyor. peki atina'ya hangi otobüsler gidiyor diye soracak olursanız, metro turizm'den başka bir seçeneğiniz yoktu en son. metro'nun geçen yaz liste fiyatı 150 liraydı ama öğrencilere 15-20 lira indirim yapıyorlar. (erken alınan uçak bileti otobüsten ucuza gelebilir.)

selanik'e gidecek olursanız alpar turizm'i kullanabilirsiniz. en son fiyatları 35 euro idi. ben selanik'e uğrayamadım, sebebi ise oradan atina'ya giden trenlerin saatinin kötü olması ve de interrail biletimin 1 gününü yakmak istemememdi. (dipnot: bu yolu kullanacaksanız, interrail biletiniz atıyorum ayın 10'unda başlıyorsa ve de atina'da bir gece geçirecekseniz, istanbul'dan ayın 8'i akşamı çıkmanız size optimum faydayı sağlayacaktır. böylelikle interrail günlerinizi harcamamış olursunuz. ) metro'nun seferleri akşam 6'daydı geçen yaz. ertesi sabah saat 10'da atina'da oluyorsunuz. üçüncü yol, izmir ve civarından gemi ile iki aktarma yaparak atina'ya ulaşmak. bu şekilde gelenleri gördüm. maliyet olarak 100 lira civarında diyorlardı ama bilemeyeceğim. dördüncü yol ise, edirne'ye kadar trenle ya da otobüsle gelip, sınır kapısı civarında otostop çekerek yunanistan'a giriş yapmanız ve yunan sınırı içinde interrail biletiniz geçerli olduğu için trenle devam etmeniz. bu yol maliyetlerinizi düşürecektir ama gereksiz bir gün kaybına da yol açacaktır. (otostop için kamyoncular birebir.)

3. yolculuk süreci

3.1. tren & feribot

yolculuğun temel taşı tren olduğu için yolculuk sürecini anlatmaya tren ile başlıyorum. yolculuk boyunca birkaç çeşit tren ile karşılaşacaksınız. bunlar; hızlı trenler, gece trenleri, gündüz trenleri, banliyo trenleri. bunları biraz açalım.

gece trenleri: bu tip trenler genellikle bir şehirden gece hareket ederek gidilmesi planlanan bir kaç ana şehre ertesi sabah ulaşmayı amaçlayan trenlerdir. rotaları ve de saatleri buna göre çizilmiştir. örneğin; münih'den 23.45'de kalkan tren ljubljana'ya 06.20'de, zagreb'e ise 08.36'da varmakta. böylelikle bir kaç açıdan kara geçersiniz. birincisi uyurken yol katettiğiniz için zaman kazanırsınız. ikincisi bulunduğunuz şehri gece terk ettiğiniz ve de gideceğiniz şehre çok erken ulaşacağınız için zamanınızı optimum seviyede kullanmış olursunuz, üçüncüsü ise konaklama parasından kar etmiş olursunuz. gece trenleriyle seyahat ederken birkaç seçeneğiniz oluyor. oturarak yolculuk edebileceğiniz kompartımanlar var ve ülkeden ülkeye değişmekle beraber birkaç euro rezervasyon parası ödeyerek seyahat edebiliyorsunuz. kompartımanlar 6 kişilik oluyor ve her zaman da dolu olmuyor. ikinci seçeneğiniz yatarak seyahat etmek. bunun için de birkaç farklı seçeneğiniz var. sleeping car dedikleri 1-3 kişilik odalar var ve bu odaların içerisinde banyo ve tuvalet oluyor. bir de biz fakirlerin kullandığı 4-6 kişilik kuşetler var. (couchette/kuşet diye geçiyor orada) odada 4 ya da 6 adet yatak oluyor. 4 yataklı olan 6 yataklı olana göre yaklaşık %50 oranında daha pahalıya geliyor. odaya girdiğinizde sizin için yatağınızın üzerine konulmuş olan temiz nevresim takımları oluyor. onları yatağınıza seriyorsunuz ve yatmaya başlıyorsunuz. odada priz ve çöp kutusunun yanında ufak bir masa da bulunuyor. çantalar için pek yer yok. tavsiyem en üstteki yatağı ya da en alttaki yatağı almanız. üst katta yatarsanız yukarıdaki çanta koyma yerine çantanızı yerleştirerek rahat bir uyku çekersiniz. en altta kalırsanız kalkıp oturmanız nispeten daha kolay olur ve çantanızı yanı başınızda tutabilirsiniz ama orta katta kalırsanız ne inip çıkabilirsiniz ne de çantanızı bir yerlere bırakabilirsiniz.

bu gece trenlerindeki yatak ücretleri de ülkeden ülkeye, rotadan rotaya değişiyor. genelde fiyatlar 6 kişilik kuşette kişi başı 20 euro civarında. benim 9 euro'ya da seyahat ettiğim oldu, 27 euro'ya da. hatta paris-madrid arasına 77 euro istediler. orta ve doğu avrupa'da ki trenler ucuz. merak etmeyin. tavsiyem yataklı vagonda kalmanız. 10-20 euro arası makul bir fiyat ve kesinlikle vermeye değer. gece boyunca kapınızı kitli tutup rahat bir uyku çekiyorsunuz. sabaha da dinç bir şekilde kalkıyorsunuz. genellikle görevliler tren hareket etmeden interrail biletinizi ve bazen de pasaportunuzu topluyorlar ve sabaha kadar sizi rahatsız etmiyorlar. sabah inmeden size veriyorlar biletinizi falan. gece trenlerinin bir diğer yönü ise kuşetteki arkadaşlarınız. çok büyük oranda şans işi bu. şansınıza sizin gibi gezginler olabilir, ihtiyarlar olabilir, çoluklu çocuklu bir aile olabilir, arkadaş grubu olabilir ya da tahmin edemeyeceğiniz tipte insanlar da olabilir. bu biraz da kullandığınız rotayla alakalı. yan kuşette millet ortamı kurmuşken siz 60-70 yaşındaki ihtiyarların dırdırını çekmek zorunda kalabilirsiniz. o da şans işi.

hızlı trenlere gelecek olursak, avrupa'da baya yaygınlaşmış durumdalar. mutlaka kullanın bu trenleri. kimi ülkelerde ekstra bir ödeme yapmanız gerekiyorken kimi ülkelerde bedavaya bile kullanabiliyorsunuz. örneğin italya'da rezervasyon zorunlu ve 10 euro ödemeniz gerekiyor. almanya'da ise bu zorunlu değil ama koltuğum belli olsun diyorsanız 4-5 euro civarı bir ödeme yapıyorsunuz. en pahalı hızlı trenler ise fransa'da. fransa'da iki çeşit hızlı tren var. birisi thalys diğeri ise tgv. thalys'lerin avrupanın en lüks trenleri olduğu söyleniyor, ben bindim öyle ahım şahım bir farkını göremedim. şimdi bu tren isimlerine de takılmayın. tcdd nasıl hızlı trene yüksek hızlı tren(yht) adını verdiyse, her ülke de kendi hızlı trenine bir isim vermiş. almanlar ice, ispanyollar ave, fransızlar tgv diyorlar. bu trenler genelde 300-350 km arası bir hızla gidiyorlar.


gündüz trenlerine gelirsek, bunları üke içindeki seyahatlerinizde veya uluslararası seyahatlerinizde kullanıyorsunuz. adı üstünde seferleri gündüz oluyor. genelde rezervasyon ücreti ya da ekstra bir ödeme yapmanız gerekmiyor. hızları da fena değil.

banliyo trenleri ise çevre il ve ilçelere giden ve köy istasyonları dahil hemen her yerde duran trenler. interrail biletiniz varsa doğruca atlıyorsunuz. bilete falan ihtiyacınız olmuyor. örneğin floransa-pisa arasında bu tür bir tren kullanıyorsunuz.

tren rezervasyon ücretleri ve trenlerle alakalı son bir şey yazayım. benim gibi interrail biletinin pahalı olduğunu ya da rezervasyon ücretlerinin & ekstraların pahalı olduğunu düşünüyorsanız bunu unutun. avrupa'da ki tren bileti fiyatları neredeyse uçak bileti fiyatında. ben münih-dortmund arasını hızlı trenle bedavaya giderken, yanımda oturan alman adam dortmund'a 130 euro'ya gidiyordu. yani verdiğimiz para hiçbir şey aslında. 4-5 hızlı tren ya da gece treni yolculuğunda verdiğiniz tüm parayı çıkarmış oluyorsunuz.

feribot olayına gelirsek, normalde yazmayacaktım ama italya-yunanistan arasında eskiden türklerin sık kullandığı bir yol olduğu için yazayım dedim. (millet kolayına kaçıp italya'ya uçakla gidiyor ama ben feribotu tercih ederim.) bu arada belirteyim, yararlanabileceğiniz tek feribot bu hat üzerinde değil ama diğer hatları kullanmadığım için bilgi veremeyeceğim. feribota yunanistan üzerinde binecekseniz iki şehirden binebiliyorsunuz, patras ve igoumenitsa. italya'da binebileceğiniz şehirler ise bari ve ancona. (indirimli rotaları kastediyorum.) patras'dan binecekseniz şöyle bir rota izleyeceksiniz. atina'dan patras'a tren bileti alıyorsunuz. yolda 2 aktarma yapmanız gerekecek. önce 2. bir trene daha sonra da otobüse aktarma yapıyorsunuz. (2012'de böyleydi, sonra değişebilir bilemem) sonuç itibariyle atina'dan patras'a olan tüm aktarmalar interrail bileti dahilinde. patras'a ulaşınca feribot limanına gidin. orada bir çok firmanın bilet ofisi var. interrail biletinin yaptığı indirimden faydalanabileceğiniz şirketleri ve de rotalarınız ise şu adresten görebilirsiniz. http://www.interrailnet.com/…ece/benefits-in-greece

tabi feribotu kullanırken ekstra ödeme yapmanız gerekiyor. liman vergisi, ekstra falan derken yoğun sezonda 35 euro'ya kadar ekstra ücret alıyorlar. güvertede yatabiliyorsunuz. feribottaki tuvalet ve duşları kullanabiliyorsunuz. bir de size tavsiye, patras'dan binecekseniz eğer, patras feribot limanına 5 dakika mesafede, yol kenarında bir benzin istasyonu var ve onun yanında (dışarıdan hiç belli olmasa da) kocaman bir süpermarket var. oradan alışveriş yapabilirsiniz. malum yol 16 saat civarında sürüyor. feribot önce igoumenitsa'ya uğruyor sonrasında bari'ye gidiyor. ancona'ya gitmenizi tavsiye etmem. bari'den roma'ya ulaşım daha kolay.

son olarak, feribot kullanacaksanız mutlaka 1-2 gün öncesinden rezervasyon yapın. sürekli dolu oluyor ve gittiğinizde boş yer yoksa sizi feribotun kalkmasına 15 dakika kalana kadar bekletiyorlar. gelmeyen yolcu olursa öyle binebiliyorsunuz.


3.2. bilet alma ve tren seçme mevzuları

yolculuk öncesi insanları çok telaşlandıran bir mevzudur. interrail biletimle istediğim trene binebilir miyim? rezervasyon gerekip gerekmediğini nereden bileceğim? ekstra ücret ödemem gerekip gerekmediğini nasıl bilebilirim? her tren için bilet bastırmam gerekir mi gerekmez mi? hangi trene bineceğimi nereden öğrenirim? vs.

adım adım anlatayım. x şehrinden y şehrine gideceksiniz. x şehrinin tren garına gidiyorsunuz. bilet gişesinin önünde sıraya girin. "y şehrine gitmek istiyorum, interrail biletim var, yapmam gereken bir şey var mı? ekstra bir ödemem yapmam gerekiyor mu?" diye sorun. ekranlarından kontrol edecekler ve size "şu kadar ekstra ödeme yapmanız gerekiyor ya da gerekmiyor" diye cevap verecekler ve size bilet kesip verecekler. olay bu kadar. peki hangi saatte tren olup olmadığını nereden öğrenebiliyorsunuz? bunun için garlarda bulunan panolardaki tarifelere bakabilirsiniz (üzerinde hangi saatte nereye tren olduğu, kaç saatte gittiği, günde kaç sefer olduğu vs yazar), ikinci seçenek bilet gişesinde ki görevliye hangi saatlerde tren olduğunu sorabilirsiniz, üçüncü seçenek online bilet gişelerinden kontrol edebilirsiniz ve de dördüncü seçenek (ki ben bunu tavsiye ediyorum) internet üzerinden alman demir yollarının sitesinden her türlü sorgulamayı yapabilirsiniz. (aynı zamanda telefonlar için application da var.) http://reiseauskunft.bahn.de/bin/query.exe/en bu siteyi kullanırken dikkat etmeniz gereken şey, şehir isimlerini orjinalindeki gibi yazın. münih'e gidip münih ya da munich diye yazmayın, münchen diye yazın.

kısacası olay tamamen gidip gişedeki görevliye sormakta, onlar size her konuda yardımcı oluyorlar. interrail biletiniz olduğunu mutlaka söyleyin, yüksek bir miktar isterlerse interrail biletinizin olduğunu bir kez daha tekrar edin ki yanlış anlaşılma olmasın. bileti aldığınızda tarihini mutlaka kontrol edin.

son olarak bileti aldığınızda biletin üzerinde vagon numarası ve koltuk numarası yazacaktır. aynı zamanda treninizin kodu da yazacaktır. örneğin ice3454 yazıyorsa, ice'nin 3454 nolu seferiyle yolculuk yapacaksınız demektir. peronlarda ice3454 yazılı treni bulun (ekranlarda yazar hangi perondan kalktığı) sonra vagonunuzu en sonda da koltuğunuzu bulun. bu kadar basit.


3.3. pansiyonlar ve diğer konaklama imkanları

yolculuğunuz boyunca konaklamak için pansiyonlarda (hostel) kalabilir, couchsurfing aracılığıyla başkalarının evinde misafir olabilir, eş dostun yanında kalabilir, gece trenlerinde yatabilir ya da sokakta yatabilirsiniz. size hosteller ve de dışarıda yatma konusunda bilgi vereceğim.

hostel dediğimiz şeyin mantığı basit. otel odası yapılacak olsa 3 kuruş kazanacağı odaya bir kaç tane ranza koymak suretiyle 5 kuruş kazanma yolu. öncelikle hostelleri nereden bulursunuz bunu söyleyeyim. www.hostelworld.com adresinde gideceğiniz şehirlerde ki hostelleri görebilir, rezervasyon yaptırabilirsiniz. ben şahsen rezervasyon yaptırmadım hiçbirisine. yoğun bir mevsimde gidiyorsanız rezervasyon yaptırmayı düşünebilirsiniz. hostellerde bir kaç çeşit oda oluyor. en basit hostellerde (ve de en yaygın olanı bu) karma yatakhaneler var ve ortalama 8-10 yatak oluyor. bazı hostellerde kadınlar için ayrı yatakhane seçeneği de oluyor ama karma yatakhaneye göre daha pahalı oluyor. ayrıca kimi hostellerde 2-3 kişilik odalarda oluyor. odada ki yatak sayısı azaldıkça ücrette buna oranla yükseliyor. bir çok hostelin ortak mutfağı oluyor ve orada yemek yapabiliyorsunuz. ucuz hostellerde banyo ve tuvaletler ortak iken ödediğiniz fiyat arttıkça odalarınızda banyo tuvalet olma ihtimali de artıyor. hostel seçerken dikkat etmeniz gereken şeylere gelirsek; öncelikle verdiğim siteden hostelleri sıralayın.

ilk dikkat etmeniz gereken şey rating. sizden önce kalanların değerlendirmeleri %70'in üstünde olsun. daha sonra lokasyona bakın. tren garına ve de şehir merkezine yakın bir hostel seçin ki sonra gününüz yürümekle geçmesin. daha sonra fiyatına bakın. odalarda kilitli dolapların olmasına, bedava wi-fi olmasına, lock-out dedikleri günün belirli saatlerinde kapatma olayının olmamasına falan dikkat edin. bazı hosteller nevresim vermez. tüm bunları sitedeki açıklamalarını okuyarak kontrol edebilirsiniz. polonya'da 8 euro karşılığında 5 yıldızı hizmet alabilirken aynı hizmeti italya'da almak için 40 euro'yu gözden çıkarmanız gerekebilir. bunlar tamamen size kalmış. pansiyonlar konusunda size tavsiyem, bir şehre gitmeden bir gün önce verdiğim adreste gözünüze 2-3 hostel kestirin, adreslerini ve de fiyatlarını not alıp oraya ulaştığınızda kapılarına dayanın.

oldu ki internet bağlantınız yoktu ve de hostel bulamadınız. ne yapacaksınız? benim başıma 2 sefer geldiği için bu konuda da tecrübeliyim. ilkinde elimde telefon, sırtımda çanta şehirde bedava wi-fi aradım ve bulduktan sonra hostel adresi aldım. ikincisinde ise trende etrafıma bakındım ve sırt çantalı yolcuların yanına gidip aynı yolun yolcusuyuz diyerek kalacakları pansiyonun adresini aldım. bu konularda çekingen olmayın. herkes sizinle aynı yollardan geçiyor. son bir ekleme yapayım. kız arkadaşımla gidebilir miyim, ortam nasıl sorularına cevaben; size bağlı bir şey. kalkıp da kimsenin birbirine sulandığını görmedim ama yatakhanede don gömlek dolaşan bir sürü erkek ve de yarı çıplak dolaşan hatun kişiler olacaktır. rahatsız olacaksanız bunu dikkate alın. bir çok hostelde tuvalet ve de banyolarda karma ayrıca. kardeş kardeş geçinip gidin.

dışarıda yatma olayına gelirsek, en popüler mekanlar havalimanları ve tren garları olarak dikkat çekiyor ama günümüzde hemen hemen hiç bir havalimanı ve tren garında gece yatmanıza izin vermiyorlar. kimi garlar gece yarısından sonra kapatılırken kimisi açık olmasına rağmen yatmanıza izin vermiyorlar. bu yüzden tren garlarının etrafında yatmak en mantıklı seçenek olarak gözüküyor. birden fazla kişiyle yolculuk ediyorsanız park ve bahçelerde de yatabilirsiniz. bu konuda çekinceleriniz olmasın. siz turistsiniz ve o gece uyumanız gerekiyorsa her yer sizindir. mümkünse eşyalarınızı emanete bırakın, uyku tulumunuzu serin bir yere ve de uyuyun. olay bu kadar basit. (bahçelerde yatarken otomatik fıskiyelere dikkat. gece yarısı ıslanabilirsiniz.) 


3.4. beslenme ve gıda

bu da sizin bünyenizle ve de bütçenizle alakalı bir konu. zenginseniz sorun yok, istediğiniz yere girip karnınızı doyurabilirsiniz ama kaynaklarınız kısıtlıysa şimdiye kadar bir kaç kez söylediğimiz gibi en mantıklısı kahvaltıları nutella ekmek ile diğer öğünleri ise konserve ile geçiştirmek. bu konuda çok bir açıklama yapmaya gerek yok aslında. herkes bütçesi oranında karnını doyurur. ben sadece birkaç ekstra tavsiye vereyim.

- avrupa'nın pek çok ülkesinde normal su diye gazlı su içiyorlar. şişeyi çalkalayarak bunu öğrenebilirsiniz. emin olamıyorsanız görevlilere sorun.

- hamur işi konusunda aşmışlar, sabah kahvaltılarınız için ciddi bir alternatif. fiyatları da makul.

- alışverişlerinizi marketlerden yapmaya özen gösterin. tourist information'dan bilgi aldığınızda haritadan süpermarketlerin yerlerini işaretlemelerini rica edin.

- batı avrupa'da özellikle almanya'da su pahalı. genel olarak 500 ml su fiyatı 30-50 cent arasında değişiyor ama marketlerden 1 litre suyu 20 cente bile alabilirsiniz.

- domuz eti ile ilgili kaygılarınız varsa sebze ve balık ağırlıklı beslenin. avrupa'da domuz etinin karışmadığı bir et yok.

- meyve sebze yiyin diyorlar ama ben hiç yemedim, sağlam bir şekilde döndüm. bu size kalmış bir şey. 


3.5. gezilecek & görülecek yerler

ister yolculuğa çıkmadan uzun uzun araştırma yapın isterseniz de sıfır bilgiyle yola çıkın fark etmez. bir şehre ulaştığınızda yapmanız gereken ilk iş tourist information bürolarına uğramak. hemen hemen tüm garlarda ve turistik mekanlarda oluyorlar. selam veriyorsunuz, harita istiyorsunuz, şu kadar gün kalacağım görmem gereken yerler nereler diye soruyorsunuz (özel bir ilgi alanınız varsa belirtin. sanat, teknoloji vs) nasıl bir rota izlemeliyim diye sorabilirsiniz, süpermarketleri işaretlettiriyorsunuz, döviz bürolarını işaretlettiriyorsunuz, şehrin dışında görmeniz gereken mekanlar var mı yok mu soruyorsunuz, teşekkür edip ayrılıyorsunuz. buraya bir ekleme yapalım. şehir haritaları şehirlerin %90'ında bedava. amsterdam, venedik gibi bazı şehirlerde parayla satıyorlar.

tourist information'dan ayrıldıktan sonra pansiyonunuza yerleşin ya da sakin bir yer bulup kendinize bir plan program yapın. size kalkıp da roma'da aşk çeşmesine gidin, paris'de aman ha eyfel'i görün demeyeceğim. size yolu yordamı anlattım, gerisi sizde.

3.6. dikkat edilmesi gerekenler

bizden öncekiler ziyadesiyle yazmışlar. ekleyecek bir şeyimiz yok.
(bkz: interrail yaparken dikkat edilecek hususlar)

3.7. para taşıma, döviz, kredi kartı vs

size önerim paranızı bankanızda tutmanız ve belirli periyotlarla herhangi bir atm'den para çekmeniz yönünde. örneğin ben üzerimde 1 haftalık para bulundurdum ve her 6 günde 1 bankamatikten 1 haftalık para daha çektim. böylelikle riski azaltmış oldum. bankalar genelde %2 ila %5 arasında komisyon kesiyorlar ki kabul edilebilir bir miktar bu. çalınma derdi falan olmuyor.

kredi kartı kullanmak isteyen varsa kullanabilir. o da bir seçenek ama türkiye'de ki gibi her yer kredi kartı kabul etmeyebilir. nakit alışverişi tercih ediyorlar. kullanmayacak bile olsanız her ihtimale karşı yanınızda bir kredi kartı bulunsun.

döviz konusuna gelecek olursak, euro bölgesinden çıkacak olursanız; isviçre, çek cumhuriyet, ingiltere, polonya, macaristan vs gibi ülkelerin kendi para birimleri var. bu ülkelere uğrayacaksanız yapacağınız iki şey var. ya üzerinizde euro bulunsun ve orada döviz alın ya da o ülkeye ulaştığınızda bankamatikten para çekin. (atm bulunduğunuz ülkenin para birimi neyse ondan para verecektir) bir ülkeye gitmeden önce mutlaka güncel döviz kurunu bilin, havalimanı, tren garı, turistik yerler gibi mekanlarda sakın döviz almayın. ayrıca yanınıza yaklaşıp size döviz satmak isteyenlerden de uzak durun, dolandırıcı onlar. unutmayın, her şehirde mutlaka güncel kurla alım/satım yapan komisyonsuz ve de belirli miktar alım/satım şartı koşmayan döviz büroları var, sadece aramanız gerekiyor.


3.8. telefon ve internet

yanınızda akıllı bir telefon olsun. en büyük yardımcınız olacaktır. internete pansiyonunuzda bağlanabilirsiniz ama dışarıda internet lazım olduysa, öncelikle belediyelerin ve de büyük servis sağlayıcıların internetini kontrol edin. bazı şehirlerde 1 saatlik ücretsiz hakkınız oluyor. yoksa eğer, kafe ve lokantaların kapılarına yaklaşıp kontrol edin ve işinizi görün. çok çok darda kalırsanız herhangi bir dükkana girip internetlerini kullanmak isteyin. size yardımcı olurlar. ayrıca tren garları ve trenlerde internet hizmeti var ama ücretli. günlük ve haftalık üyelikler pahalıya geliyorken aylık alırsanız uyguna gelir ve bir çok ülkede ki trenlerde ve garlarda kullanabilirsiniz.

konuşma meselesine gelirsek, hattınızı yurt dışında kullanıma açtırın ama maksimum 20 dakikalık bir konuşma paketi alın. oraya dırdır etmeye gitmiyorsunuz. bu 20 dakikayı acil durumlar için saklayın. yakınlarınıza nerede olduğunuzu haber vermek için whatsapp ya da viber kullanın. hangi şehirde olduğunuzu bildirmek yeterli olacaktır. aksi taktirde yüklü bir fatura götünüze girebilir.


3.9. tavsiyeler

- utangaç biriyseniz utangaçlığınızı türkiye'de bırakın. sonra pişman olursunuz.

- gerektiğinde hayır demesini bilin.

- çeşitli sebeplerle telefonunuzu kullanmak isteyecek olan ihtiyarlar, çocuklar ya da güzel kızlara sakın telefonunuzu vermeyin.

- 5 saatten fazla uyumayın. oraya yatmaya gitmiyorsunuz. hayatınızın kalanını yurda döndüğünüzde yatarak geçirebilirsiniz.

- toplu taşımaya para vermek yerine bacak kaslarınızı geliştirin. şehri gezmenin en güzel yanı yürümek, unutmayın.

- güvenlik yok, turnike yok diyerek toplu taşıma araçlarına bedavaya binmeye kalkmayın. medeni olun.

- almanya'da s-bahn'lar interrail bileti olanlara ücretsiz. interrail biletinin tüm ülkelerde sağladığı en büyük kıyak bu, unutmayın.

- rutine bağlamayın, kimsenin gitmediği yerlere gidin. lihtenştayn'a, lüksemburg'a, san marino'ya gidin.

- şehir merkezleriyle kendinizi sınırlamayın. civardaki doğal güzellikleri keşfedin. 

- orta ve doğu avrupa, batı avrupa'dan çok daha güzel. bunu unutmayın. sonra pişman olursunuz.

- ıssız rotalarda canınız sıkılabilir. kitap ve mp3 faydalı olacaktır.

- mutlaka günlük tutun. döndükten sonra okuması müthiş oluyor. günlüğünüze yaptığınız harcamaları da yazın.

- kebapçı türk diye güvenmeyin. döneri domuz etinden yapan adam gördüm. istanbul döneri diye milleti uyutuyor.

- gazlı suya dikkat.

- umumi tuvaletler her yerde temiz oluyor, para vermek istemiyorsanız ya pansiyonda ya da trende işinizi göreceksiniz. en yakın gara gidin, peronda bekleyen trene atlayıp işinizi görün. aman dikkat siz sıçarken tren kalkmasın. 

- avrupa'da giyim pahalı, teknoloji ucuz.

- elinizde şehir haritası olmadan şehri gezmeyin.

- gittiğiniz yerlerden ufak hediyelik eşyalar alın, hatıra olsun.

- fotoğraf konusunda çekingen olmayın.

- kaybolursanız hemen çevrenizdekilere sorun, herkes yardımcı olacaktır.

- kaldığınız yeri şehir haritasında işaretleyin ki kaybolma durumunda bulması kolay olsun.

- çantanızı ortalıkta çok bırakmayın.

- duş almak için vs terlik bulundurun.

- yedek bir ayakkabınız olsun.

- hangi şehirde olduğunuzu whatsapp aracılığıyla güncelleyin. başınıza bir şey gelirse sizi hangi şehirde arayacaklarını bilsinler.

- girişken olun, merak ettiğiniz her şeyi girip sorun. turistsiniz siz unutmayın. tabi işin bokunu da çıkarmayın.

- italya'da ingilizce konuşmak işinize yaramayabilir. hep dalgasını geçtiğiniz italyan aksanını konuşmayı deneyin. 

- sivil ya da resmi polisler pasaport kontrolü yapabilir, haberiniz olsun. amsterdam treninde ve de bari garında başıma geldi.

- patras'dan feribota binecekseniz rezervasyon yaptırmakta fayda var, dolu olabiliyor.

- trenler doluysa alternatif olarak otobüsleri deneyin ya da otostop çekin.

- yanınızda ufak bir sırt çantası olsun. şehri gezerken onu kullanın, yolculuk esnasında asıl sırt çantanızın içine sıkıştırın.

- pansiyonlarda ve de tren yolculuklarında sizin gibi olan gezginlerle tanışın, hikayelerini dinleyin. 

- interrail yaz/kış her zaman yapılır.

- tanıştığınız insanlarla arkadaş olun ama kültür farkı olduğunu da kabul edin. yemeğini paylaşmak, borçlu kalmamak gibi şeyleri karşı taraftan genellikle görmeyeceksiniz.

- yanınızda orta boy asma kilit bulunsun. hostellerde genelde asma kilit olmuyor.

- yedek hafıza kartı ve usb bellek alın yanınıza.

- o kadar yazdım, olur da copy-paste yapıp bir yerlerde yayınlayacak olursanız, en azından ekşi sözlük'ten kopyaladığınızı belirtin.

3.10. faydalı web siteleri

genel bilgi ve detaylar için: http://www.interrailnet.com/
türkçe forum: http://www.trenlegeziyorum.com/forum/index.php
hostel rezervasyonu için: http://www.hostelworld.com/
tren seferleri için: http://reiseauskunft.bahn.de/bin/query.exe/en

başka bir web sitesine ihtiyaç duyamayacaksınız. boşuna kafa karıştırmaya gerek yok.özellikle hostel ve tren saatleri için verdiğim sitelerin app'lerini telefonlarınıza indirin, yol boyunca çok lazım olacak.

şimdilik yazacaklarım bunlardan ibaret. vize konusunu devre dışı bırakarak olabildiğince ayrıntılı bir rehber hazırlamaya çalıştım. umarım faydalı olur.

Avrupa Seyahati İçin Interrail İle Road Trip Arasında Kalmış Kişilere İlaç Niteliğinde Tavsiyeler