SEYAHAT 11 Eylül 2017
99,6b OKUNMA     1163 PAYLAŞIM

İlk Defa Görenlerin Türkiye'de Olduğuna İnanamadığı Bir Doğa Harikası: Salda Gölü

Salda, Burdur'un Yeşilova ilçesinde yer alan tektonik bir göl. Yaklaşık 184 metrelik derinliğiyle ülkenin en derin göllerinden biri olan Salda Gölü, mavisi ve beyazının tonuyla tam anlamıyla bir doğa harikası.
iStock


Öncelikle gölün rengi neden böyle?

salda gölu tatlı-soda su özelliğinden göl suyu bol miktarda magnezyum içerir. bu magnezyum göldeki bakteriler tarafından tüketilir ve beyaz renkli hidromanyezit minareline dönüşerek onların yapı taşlarını oluşturur. hidromanyezit minerallerinden yapılı bakteri kolonileri bir araya gelerek stromotolitleri meydana getirir. bu stromolitler göl içinde kıyı adalarının teşekkülüne yol açar. 


bu adaların su yüzeyinden yüksekliği 5-8 metre,su içindeki yüksekliği de 8-10 metreye kadar ulaşabilmektedir. kıyıda hidromanyezit mineralinden yapılı bu stromolitler dalgaların etkisiyle ayrıştırılırlar ve sahil kumları olarak çökelirler. böylece gölün etrafı bembeyaz bir kuşakla çevrilidir. işte bu beyaz sahil şeridi göle özel bir görünüm kazandırır. 


bu tür görünümleri mars’tan gelen fotoğraflarda da yer alması oldukça dikkat çekicidir. mars’tan gelen fotoğraflarda gözlenen beyazlıklarında hidromanyezit fizikçiler tarafından ileri sürülmektedir. hidromanyezitler ise yalnız ve yalnızca sıvı suyun bulunduğu ortamlarda bakteriler tarafından üretilmektedir (stromolitler şeklinde). şu halde salda gölü mars gezegeninde hayat ve suyun olup olmadığına dair çalışmaları ışık tutabilecek dünyamızdaki tabii laboratuarlardan biridir. zaten bu yüzden de bilim adamlarının gündemindedir.

Salda Gölü'ne daha önce gidenlerin gözünden

görünüşü itibariyle bazen esen rüzgarlar ile üzerinin polen kaplanması kaynaklı su berraklığı kaybolduğundan dolayı hayal kırıklığı yaratabilen göl.

belediye tesislerinde, görevli ahmet abi sayesinde gayet rahat kamp yaptık, mükemmel bi 3 gün geçirdik. biz insandan kaçıyoruz dediğimiz için kalabalığın içine değil, bungalov evlerin kenarına kamp atmamıza izin verdi. arkadaş güneşten yandığı için fazlaca üşüdüğünden ve uyku tulumu yetmediğinden kendisine battaniye de verdi. her sorumuzu halletti, her sorunumuzu giderdi sağolsun.

belediyenin kamp alanında ağaçlarda priz var. elektrik sorunu yaşamıyorsunuz. sinuzitimiz olduğu için seyahat boy saç kurutma makinası çalıştırdık siz düşünün.


lavabolar, kumlu topraklı arazide gezilip içine girilmesine rağmen gayet temiz.

duş kısımlarında haliyle sıcak su yok. ateşli beyler ve hatunları bekliyor buzz gibi sular. bazı kabinlerde su akmıyordu. ahmet abi sağolsun ertesi gün hemen onu da halletmiş.

marketinde herşey var çok şükür. restoranında yemek yemedik. köftesi falan çok kötü kokuyordu. ama marketinden alışveriş yaptık. herşey piyasa fiyatı... 8.5 tl'ye bira aldık. ekmek 1 lira (ama sabah market geç açıldığı için geceden almanız gerekiyor) çekirdek normal fiyatı vb...


amma lakin ki göle yüzmeye girecekseniz beyaz adalar diye geçen kısmına gitmeniz gerekir gölün. kampın oradan da girersiniz ama beyaz adalardan bir başka girersiniz... lakin bir kaşık suda boğulacak kadar yüzme bilmiyorsanız bu işe bulaşmamakta fayda var. zira göle girişte kil tabakasına neredeyse kaval kemiğinizin yarısına kadar batarak ilerliyorsunuz. yaklaşık 4-5 metre bu şekilde ilerledikten sonra derinleşmese bile rahat yüzebilir hale geliyorsunuz.

gölde 1 metreye yakın şu yılanları da var. korkutmak gibi olmasın...

Salda Gölü'ndeki yılanların tehlikesiz olduğunu anlatan bir abi.

yalnız eğer beyaz adalara gidecekseniz bir şemsiye, bir tente, birşey mutlaka alın. çünkü beyaz adalar denilen yerde ilaç niyetine 1 ağaç dahi yok... cayır cayır yanıyorsunuz (yanıklarından uyuyamayan yazar bildirdi) daha yeni açılmış bir barakada gözleme vb. yapan bir aile de var. yani yemek konusunda sıkıntınız olmaz.

yalnız belediye tesisinde yerli halkın sürekli kurulu olan çadırları sizi aldatmasın. biz "ooo bissürü çadır var, çok eğleneceğiiiz" diye sevindik ama meğer içleri boşmuş.

yani demem o ki kamp seviyorsanız bir gidin görün derim... ama 2 günden fazla sıkıcı olur. dediğim gibi; accccayip eğlenceli bi alan değil.

türkiye sınırları içinde bu kadar berrak, bu kadar temiz göl görmedim. adeta devasa bir ayna...göle bakıyorsun, bulutları seyrediyorsun. beş on metre derinliğe sahip kısımlarda gölün dibini görüyorsun. bir iki nokta haricinde göl çevresinde insan yok. neyse ki burdur hayata epey geç kalmış bir ilimiz de, burayı tarumar etmemişler.

bu yılki salda bisiklet festivalinin rotalarından biri de göl çevresiydi. mtb kullananlar için bol taşlı, az rampalı, tertemiz turkuaz renkli göl manzaralı bir rotayı keşfettik. gölün etrafında yapılaşma olmadığından, inanılmaz keyif verdi.


kamp atacaklar için, göl kenarında bir kamping alanı da mevcut. buraya burdurlular çoluk çocuğuyla gelip mangal yakıyor, restoranda düğün tertipliyor, gölde çimiyor. gecenin ilerleyen saatlerinde de tofaş mahsulleri ve tombul efes sahne alıyor. pek sakin değil anlayacağınız. bir iki gün kalmak için tercih edebilirsiniz.

gelirseniz, yiyeceğiniz iki şey var: burdur şiş ve kıymalı tost. salda gölüne yakın köylerde "tostçu" tabelasına rastlamanız olağan. köylerde bir kahvehane, bir market, bir de tostçu var. sanırım evlerinde tost makinası yok veya tost makinası kullanmak köy meclisi tarafından yasaklanmış. tostun lezzetine gelince, bildiğimiz baba tostu diyebilirim. salça, soğan, maydanoz, kıyma...

Bonus: Muhteşem görüntülerle 1 dakika 23 saniyelik Salda Gölü videosu