EDEBİYAT 27 Nisan 2017
51,5b OKUNMA     1130 PAYLAŞIM

Hınzır Mürekkep Tom Robbins'ten Etrafa Işık Saçan Bilge Alıntılar

Amerikalı yazar Tom Robbins, kendine has zıpır dili ve bilge hayat görüşü ile edebiyat tarihine adını kazımış yazarlardan. 80 yaşını aşmış bu dehanın yapıtları ise her daim okunmaya değer.
Pinterest


"en kötü gün mü? henüz yirmi dokuz yaşındasın. başka günler, başka facialar olacak daha. belki de çok yakın bir gelecekte hem de. aslında, belki tam da şu dakikada bir şeyler oluyordur."

"...gerçek oyunbozanlık, evrenin bir anlamı olduğunu ancak biz "zavallı ölümlüler"in bu anlamı bilmekten aciz olduğumuzu söylemekmiş gibi geliyor bana. gizem, doğanın üslubunun bir parçası, hepsi bu. sonsuz yanılgı. hiçbir anlamı olmayan anlam. bu paradoks, anlamın anlamının anahtarı. birtakım şeylerde anlam - ya da anlam yokluğu - aramak, sınırlı bilince sahip insanlar tarafından oynanan bir oyun. hayat içerisindeki her şeyin ardında, anlamın ötesinde olan bir süreç var. dikkatini çekerim, anlamanın ötesinde değil, anlamın ötesinde."

uwpressblog.com

"eğer dürüstsen sahip olduğun değerlerle er ya da geç yüzleşmen gerekir. o zaman da doğru olanı salt yasal olandan ayırmak zorunda kalırsın. bu insanı metafizik bir kaçışa sürükler. amerika metafizik kanun kaçaklarıyla dolu. ben sadece bir adım öteye geçtim."

"özgürlük. bence siz, diğer şeylerin yanı sıra, yitik bir varoluş modelini, nesneyle özne arasında, doğal olanla doğaüstü olan arasında, uyanmakla rüyalara dalmak arasında hiçbir sınırın olmadığı bütünlüklü bir yaşam tarzını yeniden yakalamaya takmışsınız kafayı. bir şekilde yaşam ve sanatın, yaşam ve doğanın, yaşam ve dinin yeniden soydaş olmalarıyla ilgili - bir zamanlar tüm toplumların ortaklaşa yaşadıkları, ritüel, efsanevi düzeyde bir yaşam bu. ritüellerinizin amacı, bence, insanoğlunu birtakım klişe imgelere ve tahmin edilebilir tepkilere köle etmiş, yaşantı yelpazesini acınası bir biçimde - en azından sizin görüşlerinize göre - daraltmış uzlaşımlardan kurtulmak."


"yaşadığın çağın seni kurban etmesine izin verme. bizi çökertecek olan, yaşadığımız dönem olmadığı gibi, toplum da değil. suçu topluma atarsan o zaman çözümü de toplumda ararsın."

"aslında bu dünyada iki tür insan var: bu dünyada iki tür insan olduğuna inananlar ile buna inanmayacak kadar akıllı olanlar."

"eşitlik farklı şeylere benzer gözle bakmak değil. eşitlik farklı şeylere farklı gözle bakmak."


'' insan, varoluşu bir ödüller ve cezalar sistemi gibi görecek kadar yüzeysel olsa bile, zaferlerimizin karşılığını da yenilgilerimizin karşılığı gibi pahalıya ödediğimizi er geç anlar.''


"yarım kaldığımızda bizi tamamlayacak birini ararız daima. birkaç yıllık ya da birkaç aylık bir ilişkiden sonra ihtiyacımızın hala giderilmediğini görünce beraber olduğumuz kişileri suçlar, daha ümit vaat eden biriyle arkadaşlık kurarız. bu hep böyle sürebilir (dizisel poligami), ta ki -bu arada bir partner yaşamımıza hoş boyutlar katabilse de- her birimizin kendi tamamlanmamızdan sorumlu olduğumuzu kabullenene dek. bunu bize başka kimse sunamaz ve aksine inanmak, kendimizi tehlikeli bir şekilde aldatmak, girdiğimiz her ilişkiyi nihai başarısızlığa programlamaktır."


"düşünce ne kadar iyi olursa buharlaşabilme özelliği o kadar çok olur. nedeni, yalnızca iyi düşüncelerin dogmalaşmasıdır. işte bu süreç sayesinde yeni, teşvik edici, insanlık adına yararlı bir düşünce, ölümcül olan robot dogmaya dönüşür. (...) düşünceler ustalar, dogma ise müritler tarafından oluşturulur ve buda da daima arada güme gider. (...) iyi bir düşünce, sıradan dar görüşün filtre ve kompresörlerinden geçirilince öte taraftan ölçü ve değer açısından azalmış olarak çıkmakla kalmaz, yeni dogmatik biçimlenimiyle başlangıçta niyetlenilenin tersi etkiler üretir."

"neden ruhunu bir şeyde sıradan kalarak daraltasın? aleladelik: işte senin için çirkinlik burada. aleladelik, yaratıcılığın iran halısının ortasına öksürerek çıkarılmış bir kıl yumağıdır."

"kendi gemine kaptanlık edemiyorsan, hangi yanlış limana vardığına şaşırmamalısın."

"cinsel kucaklaşma gururla korur kendini. diğer bütün biyolojik dürtüleri gayet kolayca bastırır, zekayı dağıtır ve bilinci tıkar. kendisi devam ettiği sürece açlığın, yorgunluğun, acının, zamanın, mantığın, sorumluluğun ve suçun tüm etkilerini yok edebildiğine göre, banal bir bowling gürültüsünü de boğabilir elbette."

"gece; yalnız, apayrı, hiçbir şeyle uğraşmayan aşırı bir uçtur. gündüzün, akşam boyunca hala belli belirsiz görünebilen güvenli sınırları, gecenin yoğun zamkıyla silinmiştir...gece bir maske midir; yoksa gündüz, gecenin ustaca gizlenmiş halinden başka bir şey değil midir aslında? çoğumuz gece doğarız ve çoğumuz gece öleceğiz..."

" golfün ne olduğunu biliyorsunuz değil mi? sıçrayamayanlar için basketbol, düşünemeyenler içinse satranç demektir golf"


"alışveriş merkezine her gidişinde, ruhundan bir parça yitirirsin içinde."

"hep böyle cesur olacağına dair bana söz vermeni istiyorum. devlet memuru kılığındaki sömürgenler seni abartılmış, içi boş tehlikelerden koruyacağız dediklerinde arkanı dönüp kaçacaksın. seyahat etmekten, senden farklı insanlardan, örümceklerden, yarasalardan, serserilerden, dişçilerden, avukatlardan, akranlarının baskısından, zevksizlikten, toplum tarafından dışlanmaktan korkmayacaksın. sakın seni korkutmasın emniyetsizlik hissi ya da şeker cinleri... unvan sahibi adamların karşısında el pençe divan durmayacaksın ve en önemlisi sevmekten korkmayacaksın, sevginin karşılıksız kalabileceğini düşünsen bile. "

"her türlü depresyonun kaynağında kendine acıma vardır, insanlardaki her türlü kendine acıma da kendilerini fazlasıyla ciddiye almaktan kaynaklanır."

"... ama hiçbirimiz evrenin kıçındaki sivilce olmaktan daha önemli değiliz, o halde kendimize gelelim."

"bir sivilce olduğunu kabul et ve bu konuda canlı bir mizah duygusunu korumaya çalış."